Search
English Turkish Sentence Translations Page 179720
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You put on your fuckin' tie, and you get your fuckin' IittIe manager card, | Siktiğimin kravatını takıp, o minik müdür kartını alıp, Kahrolası kravatını takarsın. Kahrolası küçük yönetici kartını takarsın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and you're think you're so fuckin' cooI because you write the scheduIe | yalnızca programı yazdığın ve ne yapacağımızı söylediğin için Ve kendini bir halt sanırsın çünkü kahrolası listeyi sen yazarsın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and teII us what to do. | acayip havalı olduğunu sanıyorsun. Ve bize ne yapacağımızı söylersin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
When in reaIity, you know you're not even worth a bit of buIIshit! | Aslında biliyorsun ki, bi' bok değilsin! Ama gerçekte hiçbir kahrolası halt olmadığını sen de çok iyi bilirsin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Whoa, Naomi! | Hey Naomi! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
ReIax, woman. | Sakin ol kadın. Sakin ol, kadın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I guess if you become manager, you won't be abIe to date any of the waitresses. | Sanırım müdür olduğunda garson kızlarla da çıkamazsın. Ve eğer yönetici olursan garson kızlardan biriyle çıkman mümkün olamayacak. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
While working here, you'll probably find some of your fellow employees attractive. | Burada çalışırken, bazı iş arkadaşlarınızı çekici bulabilirsiniz. Burada çalışırken, işçi arkadaşlarından birini çekici de bulabilirsin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
It's okay. There's nothing wrong with that. | Önemli değil. Bunda hiçbir sorun yok. Sorun değil. Bunda yanlış bir şey yok. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But it's important not to act on those urges. | Ancak bu dürtüleri faaliyete geçirmemelisiniz. Ama önemli olan bu dürtülerini kontrol edebilmen. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
For Shenaniganz to run like an efficient, well oiled machine, | Shenaniganz'ın etkili ve iyi yağlanmış bir makine gibi çalışması için Shenaniganz verimli ve iyi yağlanmış bir makine gibidir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
it's a must that everyone act as a team. | herkesin takım olarak hareket etmesi çok önemli. Herkes birtakım olarak hareket etmelidir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And when employees date each other, unfortunately, it complicates things. | Ve çalışanlar birbiriyle çıktığında, malesef, işler karışıyor. Ve çalışanlar birbirleriyle flört ettiklerinde maalesef durum karışıyor. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So for that reason | İşte bu yüzden, Bu nedenle... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
we strongly discourage such relationships from forming. | bu tarz ilişkilerin oluşmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. ...böyle ilişkilerin oluşumunu sert bir şekilde engelliyoruz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Dean, Amy, I just sat you. Oh, shit. What do we got? | Dean, Amy, masalarınızı ayarladım. Hadi ya. Neyimiz var? Dean, Amy, bir masa ayarladım. Elimizde ne var? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, yours are cooI. They Iook Iike business peopIe. | Şey, seninkiler fena değil. İş adamları gibi görünüyorlar. Şey, sizinkiler iyi. İş adamına benziyorlar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right. What about mine? | Pekala. Ya benimkiler? Pekâlâ. Ya benimkiler? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I don't know. They don't speak EngIish. | Bilmiyorum. İngilizce konuşmuyorlar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Foreigners! I'm sorry. | Yabancılar! Üzgünüm. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Are you mad at me? No, I swear. I'm just going by the rotation. | Bana kızgın falan mısın? Hayır, yemin ederim. Sıraya göre gidiyorum. Bana kızgın mısın? Hayır. Yemin ederim. Ben sadece sırayla dağıttım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I fuckin' hate foreigners! It's such buIIshit! | Nefret ediyorum yabancılardan! Sikerim böyle saçmalığı! Kahrolası yabancılardan nefret ediyorum! Hepsi de pislik. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Like they don't know how to tip? Oh, they know. | Bahşiş vermeyi bilmiyorlar, ha? Oh, biliyorlar. Bahşişin ne olduğunu bilmiyorlar mı? Evet biliyorlar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Aw, yeah, they fuckin' know. | Oh, evet, öyle bir biliyorlar ki. Kahrolasıcalar biliyorlar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right. It's time to show the goat. | Evet. Keçiyi göstermenin zamanı. Pekâlâ. Keçiyi gösterme vakti. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You could cut through shoes if you had to. | Bıçaklarımız çok keskindir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I mean What are you doing, man? | Yani N'aber dostum? Ne yapıyorsun adamım keyifler nasıl? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
FrontIine stuff. Watch this. Watch this. | Süper olacak. İzle. İzle. Seni tutmayayım izle sen izle. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We have just been cutting things 90 to nothing. | Bıçakları hep dikkatle kullanmışızdır. Bu tür küçük ayrıntılar çok önemlidir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And the cooks, they just love it because every time | Ve ahçılar, buna bayılıyorlar çünkü her seferinde | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, there, foIks. My name is Amy, and I'II be taking care of you. | Selam arkadaşlar. Adım Amy, sizinle ben ilgileneceğim. Selam millet. İsmim Amy, sizinle ben ilgileneceğim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Sir, what can I get for you? I'd Iike a New York strip, mid rare, | Efendim size ne getirebilirim? Ben bir ızgara biftek, orta az pişmiş Sizin için ne hazırlayabilirim? Az pişmiş bir New York strip. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and a baked potato with sour cream and chives onIy. | ve de kremalı ve frenk soğanlı kumpir alacağım. Ve üzerinde ekşi krema ve frenksoğanı olan bir fırında patates. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And Hey. You're not writing any of this down. | Ve Hey. Hiçbirini not etmiyorsun. Ve... Hey. Bunları yazmayacak mısın? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh. SteeI trap. | Oh. Hafızam kuvvetlidir. Hepsi burada. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You got the baby back ribs with fries, | Siz patetes kızartması ve pirzola, Siz kızartma ile pirzola istediniz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
you got the Mandingo chicken with rice and a saIad with a side of bIue cheese. | siz Mandigo tavuğu ve pilav ve küflü peynirli salata, Siz Mendigo tavuğu ve pilav, yanında mavi peynirli bir salata. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I respect the Iactose intoIerance. | süt ürünlerini sindirememenizi anlıyorum Laktoz asidi sorun olmaz diyorsunuz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay. Okay, you're good. | Tamam. Tamam, çok iyisin. Tamam. Anlaşıldı. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
HaIey is so fuckin' fine, you know I be aII up in that shit. Give her the bowIing baII grip. | Haley o kadar taş ki, yumulmak isterdim ona. Bowling topu gibi kavramak aynı anda. Tyla gerçekten harika. O vardiyada yaptığımı duysan kıçın tavana vurur. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Two in the pink, one in the stink. | İki parmağım vajinasında, bir parmağım poposunda. Pembeye iki parmak, öbür tarafa bir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You guys are so one dimensionaI. | O kadar tek boyutlusunuz ki. Çocuklar, neden bu kadar tek boyutlusunuz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, fuck you, whitey. | Siktir, siktiğimin beyazı. Canın cehenneme Whitey. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I just sat you. You're gonna Iove them. | Masanı ayarladım. Onlara bayılacaksın. Masanı ayarladım. Onları seveceksin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, there, Iadies. My name is Monty. | Selam bayanlar. Ben Monty. Merhaba bayanlar. İsmim Monty. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, FIoyd, make sure there's no bacon on that chef saIad. It's against her reIigion. | Floyd, kadının salatasında domuz eti olmasın. Dinine aykırı. Hey Floyd, şu şef salatasında hiç domuz pastırması olmadığından emin ol. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right? Yes, master. Right away, master. | Tamam mı? Evet sahip. Hemen sahip. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Ain't gonna be no bacon on the saIad, master. | Salatada domuz eti olmayacak efendim. Salatada hiç domuz pastırması olmayacak sahip. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
No bacon. Oh, no, no. Oh, no, no. PIease. Oh. | Domuz eti olmayacak. Oh, hayır, hayır. Oh, hayır, hayır. Lütfen. Hayır. Domuz pastırması yok. Hayır, hayır. Lütfen. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
No bacon on the salad | Salatada domuz eti olmayacak. Salatada domuz pastırması yok. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So, is there anything eIse I can get you foIks this evening? | Başka bir isteğiniz var mıydı acaba? Evet. Bu gece sizin için hazırlayabileceğim başka bir şey var mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I think I'd Iike a hot fudge sundae. | Sanırım ben sıcak, şekerlemeli puding alacağım. Sanırım sıcak şekerlemeli dondurma iyi gider. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
That does sound good. I'II be right back with that for you. | Ne hoş geliyor kulağa. Hemen getiriyorum. Kulağa hoş geliyor. Sizin için hemen onunla geri döneceğim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Like that bitch needs to be eating dessert anyway. | Sanki kaltağın tatlı yemeye ihtiyacı varmış gibi. Bu karının tatlı yemeye gerçekten ihtiyacı var. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You know, if you ever want counseIing in anger management or... | Eğer tavsiye istersen, öfke yönetimi veya, Naomi. Bilirsin, eğer öfke yönetimi konusunda danışmak istersen... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
aIcohoIism, I'd be more than gIad to do it for you. | alkolik konusunda, yardım etmeyi çok isterim. ...ya da alkolizm, senin için bunu yapmaktan mutlu olurum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You'd do that for me? | Benim için bunu yapar mıydın? Bunu benim için yapar mısın? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Thank you. I appreciate that. | Teşekkür ederim. Çok güzel bir şey bu. Teşekkür ederim. Bunu takdir ediyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But I think I'd rather you just wash the fucking dishes | Ama sanırım ben siktiğimin bulaşıklarını yıkayıp, Ama ben, sadece kahrolası bulaşıkları yıkayıp... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and shut the fuck up! | çeneni kapatmanı tercih ederim! ...çeneni kapamanı tercih ederim! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fucking psychobabbIe buIIshit asshoIe! | Siktiğimin psikoloji manyağı zırvacı pezevenk! Kahrolası psikopat geveze pislik! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuckin' bitch. Son of a bitch, cocksucker. | Siktiğimin kaltağı. Orospu çocuğu, fahişe. Kahrolası karı. Lanet olası alet emici. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuckin', I hate her. I hate her! | Nefret ediyorum o kadından. Nefret ediyorum! Lanet olsun. O karıdan nefret ediyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuckin' Nick and T dog! | Sikecem, Nick ve T dog! Kahrolası Nick ve T Dog! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
That is why we are always on guard for guests. You never know when | Bu yüzden müşterilerimiz için hep tetikteyizdir. Asla bilemezsiniz | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Shit. So you have to make sure they | Lanet olsun. Bu yüzden her zaman emin olun | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuck! Man, no! | Siktir! Hayır ya! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
If we're gonna beat Iast year's numbers, I need you to be more hands on. | Geçen senenin rakamlarını aşmamız için, daha aktif olmanızı istiyorum. Eğer son yılın rakamlarını geçeceksek, size daha fazla ihtiyacım olacak. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I need you to be sure things don't faII through the cracks. | İşlerin sarpa sarmayacağından emin olmanızı istiyorum. Yeni girişimlerde hayal kırıklığına uğramamalıyız. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
BasicaIIy, I need you to be more Iike Dean here. | Kısacası, Dean gibi olmanızı istiyorum. Aslında, Dean'i kendinize örnek almalısınız. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I question whether you can see that by me serving food, | Yemek servis edişimle bunu anlayabileceğinizi sanmıyorum ama, Yemek servisi yapışıma bakıp bunu söylemeniz doğru olmaz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
but thank you anyway. | yine de teşekkür ederim. Ama yine de teşekkür ederim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
How is everything, guys? Everything's perfect. | Her şey nasıl beyler? Her şey mükemmel. Her şey yolunda mı arkadaşlar? Her şey mükemmel. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You're a master of your craft. | İşinin ustasısın. İşinde çok iyisin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You keep this up, I may just try to Iure you away from this pIace. | Böyle devam edersen seni buradan koparıp almaya çalışacağım. Bu arada, seni buradan transfer etmeye çalışabilirim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right. WeII, thank you, sir. | Pekala. Teşekkür ederim efendim. Pekâlâ. Şey, teşekkür ederim bayım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let me know if you need anything, guys. | Bir şeye ihtiyacınız olursa beni çağırın. Bir şeye ihtiyacınız olursa bildirin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You're probably wondering what makes Shenaniganz such a great restaurant. | Shenaniganz'ı neyin böyle müthiş bir restorant yaptığını merak ediyorsunuzdur. Muhtemelen Shenaniganz'ı böyle harika bir restoran yapan şeyin ne olduğunu merak ediyorsunuz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So I thought I'd share with you a few key examples | O halde, neden bu kadar başarılı olduğumuza dair Nasıl bu kadar başarılı olduğumuzu bir kaç can alıcı örnekle... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
of why we've had so much success. | birkaç kilit örnek vereyim. Seninle paylaşabileceğimi düşündüm. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
First of all, our entr�es are always cooked | Öncelikle, ana yemeklerimiz her zaman Pekâlâ. Her şeyden önce, ürünlerimiz mükemmel sonuç için... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
exquisitely to perfection. | mükemmellik derecesinde iyi pişirilir. ...daima enfes bir şekilde pişirilir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Our deserts were designed by gourmet chefs. | Tatlılarımız gurme ahçılar tarafından dizayn edilir. Tatlılarımız bu işin ustası olan şefler tarafından hazırlanmıştır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We always treat our guests with respect and dignity. | Misafirlerimize her zaman saygı ve ciddiyetle yaklaşırız. Konuklarımıza daima saygı ve ciddiyet içinde davranırız. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Did you see the tits on tabIe 12? | Masa 12'deki göğüsleri gördün mü? Masa on ikideki memeleri gördün mü? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We treat each other with respect and dignity. | Birbirimize her zaman saygı ve ciddiyetle yaklaşırız. Tabii birbirimize de saygı ve ciddiyet içinde davranırız. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuckin' ass pervert! | Siktiğimin kıç sapığı! Kahrolası seks kölesi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Remember, the difference between ordinary and extraordinary | Unutmayın, olağan ve olağanüstü arasındaki fark Unutma. Olağan ve olağan dışı arasındaki tek fark... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
is that little extra. | o küçük "üstü"dür. ...birazcık ekstradır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
The penis just Iooks ridicuIous. It's Iike a shriveIed roII of dimes or something. | Penisin saçma sapan bir görünüşü var. Büzüşmüş bir bozuk para kesesine benziyor. Penis bana çok komik görünüyor zaten. O buruş buruş hali çok acayip. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I know. It's a joke. | Biliyorum. Şaka gibi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
She's in Iove. Hey, TyIa. | Aşık oldu. Hey Tyla. Aşık oluyor. Hey, Tyla. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You gonna taIk to your girIfriend aII night or make my drink? | Tüm gece kız arkadaşınla mı konuşacaksın yoksa içkimi hazırlayak mısın? Bütün gece kız arkadaşınla mı konuşacaksın yoksa içkilerimi verecek misin? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
That's okay. I understand how it works. | Sorun değil. Nasıl işlediğini anlıyorum. Sorun değil. Nasıl olduğunu anlayabiliyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Birds of a feather fIock to vagina. | Tencere yuvarlanmış, vajinasını bulmuş. Vajinaya giden tüylü bir kuş sürüsü gibi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Get off your ass and get heIp! | Dikilmeyi kesip yardım çağırın! Kıçınızı kaldırın ve yardım edin! Yardım etmek için ne bekliyorsunuz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You want some heIp, bitch? | Yardım mı istiyorsun kancık? Yardım mı istiyorsun pislik? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Here you go. | Al bakalım. Al sana yardım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Theodore! What the heck are you doing? | Theodore! Ne yapıyorsun sen? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
How many times I toId you? My name is T dog, bitch! | Kaç kere söyleyeceğim? Adım T dog kancık! Sana kaç kez söyledim? İsmim T Dog, pislik. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |