English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 179749
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| [Alice] Why? | Neden? | Wake Wood-1 | 2009 |  |
| Louise. [Patrick] Go upstairs. | Louise. Yukarı çık. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| This is Alice's last day. | Bu Alice'in son günü. Bu, Alice'in son günü. Alice'nin son günü bu. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Today you must be strong for her. | Bugün onun için çok güçlü olmalısın. Bugün onun için güçlü olmak zorundasın. Bugün onun için çok güçlü olmalısın. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| But she'll want to go herself. You won't have to persuade her. | Kendi gitmek istemeli. Eğer ikna edemezseniz.. Kendisi gitmek isteyecektir. Onu ikna etmek zorunda değilsin. Kendi gitmek istemeli, onu kandırmamalısın. Kendi gitmek istemeli, onu kandırmamalısın. Kendi gitmek istemeli, onu kandırmamalısın. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Here's something for her to wear around her neck. | .. burada, boynuna takmanız gereken birşey var. Boynuna takması için ona bir şey getirdim. Boynuna takması için bir şey getirdim. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| We call it a clutch. You'll find it gives her comfort. | ona yakalayıcı diyoruz. Onu rahatlattığını göreceksin. Buna, mengene diyoruz. Onu çok rahat ettirecek. Buna yakalayıcı diyoruz. Onu rahatlattığını göreceksin. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Sure. | Eminim. Elbette. Elbette. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| If she becomes agitated, you can fasten it about her wrists. | Çok tedirgin olursa, bileklerini bununla bağla. Eğer tedirgin olursa, bileklerini bununla sıkarsın. Tedirgin olursa, bileklerini bu şekilde bağlayabilirsin. Tedirgin olursa, bileklerini bu şekilde bağlayabilirsin. Tedirgin olursa, bileklerini bu şekilde bağlayabilirsin. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Mary, I need to talk to my husband for a sec. | Mary, bir saniyeliğine kocamla konuşmalıyım. Mary, eşimle bir saniye konuşmam gerekiyor. Mary, kocamla biraz konuşmalıyım. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I can't do this. I'm not ready. I can't. | Bunu yapamam. Hazır değilim. değilim. Bunu yapamam. Hazır değilim, yapamam. Bunu yapamam. Hazır değilim. Yapamam. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| We could run. | Kaçabiliriz. Kaçabilirdik. Kaçabiliriz. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Patrick] This is all wrong. [Phone rings] | Bunlar çok yanlış.. Bu hepten yanlıştı. Çok yanlış şeyler. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Yeah, look, I'll come tomorrow. | evet, bak, yarın gelirim. Evet, yarın gelir bakarım. Evet, bak. Yarın gelirim. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| OK, 20 minutes. | Tamam, 20 dakika. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| No. I've got to. | Hayır. gitmeliyim. Hayır. Gitmek zorundayım. Hayır. Gitmeliyim. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| You want them all here again, banging their sticks? | Hepsinin tekrar buraya gelip, çubuklarını çalmalarını mı istiyorsun? 463 00:59:55,880 > 00:59:57,996 Sadece , onu Alice'den uzak tut. Buraya yine ellerinde sopalarla gelmelerini istemezsin, değil mi? Yine ellerinde sopalarla gelmelerini mi istersin? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| You just keep her away from Alice. | Onu Alice'den uzak tut yeter. Onu, Alice'den uzak tut. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Mary] I'll come back before midnight and we'll go to the woods. | Gece yarısından önce gelirim ve, ormana gideriz. Gece yarısından önce geri döneceğim. Beraber ormana gideceğiz. Gece yarısından önce gelirim ve ormana gideriz. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Whers the baby coming? | Bebek ne zaman geliyor? Bebek ne zaman geliyor? Ne? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Louise] Alice? | Alice? Alice? Neredesin? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Man] Anything you can do? We can put him out of his misery. | Yapabileceğin birşey var mı?? Acısını dindirmeliyiz. Yapabileceğin bir şey var mı? Onu bu ızdıraptan kurtarmalıyız. Yapabileceğin bir şey var mı? Onu bu acıdan kurtarabiliriz. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Man] Injection, is it? | İğne ile mi? İğne, değil mi? İğne, değil mi? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| No, he's too big. | Hayır, o çok büyük. Bunun için fazla büyük. Hayır, o çok büyük. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Alice. Alice! Baby... | Alice. Alice! Bebeğim... | Wake Wood-1 | 2009 | |
| It's time to go to the woods. | Ormana gitme zamanı. Şimdi, ormana gitme zamanı. Ormana gitme vakti geldi. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Interesting. | İlginç. Enteresan. Çok ilginç. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Arthur] Get out of this house. | Bu evden dışarı çık. Defol bu evden. Bu evden defol git. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Don't look at her. | Ona bakmayın. Bakma ona. Ona bakma. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Ben, don't look at her. | Ben, ona bakma. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Look away. | yüzünü çevir. Başka yere bak. Başka tarafa bak. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Don't look at her. Look away. Ben! | Ona bakma. yüzünü çevir. Ben! Ona bakma. Başka yere bak, Ben! Ona bakma. Başka tarafa bak. Ben! | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Go back to the trees and lie among the roots. | Ormana git ve köklerine yat. Ağaçlara geri dön ve Köklerin arasına uzan. Ormana geri dön ve ağaç köklerinin arasına yat. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Go back to the trees and lie among the roots. | Ormana git ve köklerine yat. Ağaçlara geri dön ve Köklerin arasına uzan. Ormana geri dön ve ağaç köklerinin arasına yat. Ormana geri dön ve ağaç köklerinin arasına yat. Ormana geri dön ve ağaç köklerinin arasına yat. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Back to the trees and lie among the roots! | Ormana git ve köklerine yat! Ağaçlara dön ve Köklerin arasına uzan. Ormana dön ve ağaç köklerinin arasına yat! Ormana dön ve ağaç köklerinin arasına yat! Ormana dön ve ağaç köklerinin arasına yat! | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Alice] I'll see you later. | Sonra görüşeceğiz. Seninle sonra görüşeceğiz. Sonra görüşürüz. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| That won't work on me. | Bu bende işe yaramaz. Bu bende işlemez. Bu üzerimde bir işe yaramaz. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Patrick, is Alice here? Is she with you? | Patrick, Alice burada mı? sizinle mi? Patrick, Alice burada mı? Seninle birlikte mi? Patrick, Alice burada mı? Seninle birlikte mi? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Listen, I think Alice has done something... | Dinle, sanırım... Alice birşeyler yaptı. Dinle, bence Alice bir şeyler yapmış... Dinle, sanırım Alice bir şeyler yaptı. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Listen to me. No, you listen to me, Louise. | Beni dinle. Hayır, sen beni dinle, Louise. Dinle beni. Hayır, sen beni dinle, Louise. Beni dinle. Hayır, sen dinle, Louise. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Patrick, I'm pregnant. | Patrick, Hamileyim. Patrick, ben hamileyim. Patrick, hamileyim. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| No, you can't be. That's impossible. I know, but I am. | Olamazsın. bu imkansız. Biliyorum, ama hamileyim. Hayır olamazsın, bu imkansız. Biliyorum ama hamileyim. Olamazsın. Bu imkânsız. Biliyorum, ama hamileyim. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Alice found out. I... I mean, she already knew. | Alice buldu. Ben... sanırım, Alice çoktan biliyordu. Alice ortaya çıkardı. Yani demek istediğim, zaten biliyormuş. Bunu Alice ortaya çıkardı. Yani, zaten biliyordu. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I've looked everywhere for her. I thought maybe she'd come here. | Heryerde onu aradım. Belki de buraya gelmiştir diye düşündüm. Onu her yerde aradım. Buraya gelmiştir diye düşündüm. Onu her yerde aradım. Belki buraya gelmiştir dedim. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Yeah, yeah, I think she did come here. Come and look. | Evet,evet..sanırım buraya gelmiş, bak... Evet, bence de buraya gelmiş olmalı. Gel, bakalım. Evet, sanırım buradaydı. Gel bak. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Oh, my... | Aaman tanrım... Aman... Tanrım. Tanrım. Tanrım. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Where would she have gone? | Nereye gitmiş olabilir? Nereye gitmiş olabilir? Er ya da geç eve gidecektir. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Home, sooner or later. | Eve, er yada geç. Er yada geç eve gidecek. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| What the hell have we done? | Biz ne yaptık? Ne halt ettik biz böyle? Biz ne yaptık? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| What's wrong with it? I don't know. | Sorun ne? Bilmiyorum. Ne oluyor? Bilmiyorum. Arabanın ne sorunu var? Bilmiyorum. Arabanın ne sorunu var? Bilmiyorum. Arabanın ne sorunu var? Bilmiyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| There's some stuff on the road. | Yolda birşeyler var. Yolda bazı döküntüler var. Yolda bir şeyler var. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Louise] Oh, my God. | Aman tanrım. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Patrick] Get in. | İçeri gir. Arabaya bin. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Alice] Mum! | Annecim! Anne! Anne! | Wake Wood-1 | 2009 | |
| You were going to leave me. We didn't know where you were. | Beni terkedecek miydiniz? Nerede olduğunu bilmiyorduk. Benden ayrılacaktın. Senin nerede olduğunu bilmiyorduk. Beni terk edecektiniz. Nerede olduğunu bilmiyorduk. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I'm right here. | Tam buradayım. Buradayım işte. İşte buradayım. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Dad, am I dead? | Baba, ben öldüm mü? Baba, ben ölümüyüm? Baba, ben öldüm mü? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I've got something for you, Alice. | Senin için birşeylerim var, Alice. Burada senin için bir şeyim var, Alice. Elimde senin için bir şey var, Alice. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Do you want me to fasten it on for you? | Sana onu takmamı istermisin ? Sana takmamı ister misin? Takmamı ister misin? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Love you. Love you, Dad. And you too, Mum. | Seni seviyorum. bende de seni baba. Ve seni de anne Seni seviyorum. Seni seviyorum, baba. Ve seni de, anne, Seni seviyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I love you too. | Biz de seni seviyoruz. Ben de seni seviyorum. Ben de seni seviyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I wanna stay with you. | I wanna stay with you. Sizinle kalmak istiyorum. Sizinle kalmak istiyorum. Sizinle kalmak istiyorum. Sizinle kalmak istiyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| What is it? What's happened? We found her in the woods. | O ne? Ne oldu? Onu ormanda bulduk. Bu da ne? Neler oldu? Onu ormanda bulduk. Bu da ne? Ne oldu? Onu ormanda bulduk. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| It's all gone wrong. What have you done? | Herşey kötü gitti. Ne yaptınız? Her şey yanlış gitti. Ne yaptınız? Her şey ters gitti. Ne yaptınız? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I think she's stopped breathing. She'll not stay that way. | Sanırım ,nefes almıyor. Bu şekilde olmaz. Sanırım artık nefes almıyor. Bu şekilde kalamaz. Sanırım, nefes almıyor. Bu şekilde kalamaz. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| You have the clutch I gave you? No, it's not here. | Size verdiğim yakalayıcı,hâlâ sizde değil mi? Hayır, burada değil. Verdiğim mengene yanınızda mı? Hayır, burada değil. Sana verdiğim yakalayıcı yanında mı? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| May we all survive. | Hepimiz hayatta kalabilecekmiyiz bakalım. Hepimiz hayatta kalabiliriz. Hayatta kalabiliriz. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Whispers] Please put me down. | Lütfen beni indir. Lütfen, beni yere indir. Lütfen, beni yere indir. Lütfen, beni yere indir. Lütfen, beni yere indir. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I don't wanna go back. | Geri gitmek istemiyorum. Geri dönmek istemiyorum. Geri dönmek istemiyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I don't want to be on my own again. | Kendi kendime kalmak istemiyorum. Yine tek başıma kalmak istemiyorum. Tekrar bir başıma kalmak istemiyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Why are you making me do this? | Neden bana bunu yapıyorsunuz? Bana bunu neden yapıyorsun? Bunu bana neden yapıyorsunuz? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| We're almost there. | Neredeyse geldik. 531 01:11:19,640 > 01:11:21,631 Patrick? Neredeyse geldik. Neredeyse geldik. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Mary] Come now, Alice. It's time. | Hadi, Alice. zamanı geldi. Gel şimdi, Alice. Zaman geldi. Haydi, Alice. Zamanı geldi. Haydi, Alice. Zamanı geldi. Haydi, Alice. Zamanı geldi. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| 11 months, two weeks and two days. | 11 ay, iki hafta ve iki gün. 11 ay, 2 hafta ve 2 gün. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Well, you fooled me, Patrick. We wanted to see her again. | evet, beni kandırdın, Patrick. Onu tekrar görmek istiyorduk. Beni iyi kandırdınız, Patrick. Onu görmeyi çok istiyorduk. Beni kandırdın, Patrick. Onu tekrar görmek istiyorduk. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| You wanted to keep us here. How long has she been dead? | Bizi burada tutmayı sen istedin. Ne kadar süre ölü kaldı? Sen de bizi burada tutmak istedin. Öleli ne kadar oldu? Sen de kalmamızı istiyordun. Öleli ne kadar oldu? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| A year... | Bir yıl... 1 yıl... | Wake Wood-1 | 2009 | |
| A month, a couple of days. Let me go. I can help. | Bir ay, birkaç gün. beni bırakın. yardım edebilirim. ...bir ay, ve iki gün. Bırak gideyim. Yardım edebilirim. ...1 ay ve birkaç gün. Bırak gideyim. Yardım edebilirim. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| The clutch will release you when she's back in the ground. | Yakalayıcı, seni serbest bırakacak, o toprağa girdiğinde.. Kız yer altına dönünce mengene seni serbest bırakacak. O yeraltına dönünce yakalayıcıdan kurtulacaksın. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Alice] Mum! Arthur, she'll kill my wife! | Anne!! Arthur, Karımı öldürecek! Anne! Arthur, karımı öldürecek! Anne! Arthur, o karımı öldürecek! | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Alice] Where are you? | Neredesin? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I hope not. | Umarım yapmaz. Umarım öldürmez. Umarım öldürmez. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| [Alice] Mum! | Anne! | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Alice, it's me! | Alice, benim! | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Hey, sweetie. | Merhaba,tatlım. Hey, tatlım. Merhaba, tatlım. Merhaba, tatlım. Merhaba, tatlım. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Why did you run away? | Neden kaçtın? Neden kaçıyorsun? Neden kaçtın? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I was scared. | Korkmuştum. Çok korktum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Are you still scared? | Hâlâ korkuyormusun? Hâlâ korkuyor musun? Hala korkuyor musun? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Not really. I bet you are. | Tam değil. Bahse girerim öyledir. Pek değil. Bahse girerim korkuyorsun. Pek sayılmaz. Bahse varım korkuyorsun. Pek sayılmaz. Bahse varım korkuyorsun. Pek sayılmaz. Bahse varım korkuyorsun. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Maybe just a little bit. You could come to me now, though. | Belki az birşey. Düşündüm de, bana doğru gelebilirsin Belki birazcık. Korkmasan bana gelirdin. Birazcık olabilir. Şimdi bana gelebilirsin. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I know, but... | Biliyorum, da... Biliyorum, ama... Biliyorum, ama... | Wake Wood-1 | 2009 | |
| ...l'm a little tired. | ...bi parça yoruldım. ...biraz yoruldum. ...birazcık yoruldum. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Yes, sweetie. | Evet , tatlım. Evet, tatlım. Evet, tatlım. Sana sarılabilir miyim? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Can I have a hug? | Sana sarılabilirmiyim? Sana sarılabilir miyim? | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Course you can. | Tabii ki tatlım. Elbette. Tabii ki, sarılabilirsin. Tabii ki, sarılabilirsin. Tabii ki, sarılabilirsin. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| It's OK. Off to bed. | Tamam. yatağa. Tamam. Yatağa gidiyoruz. Tamam, yatak az ileride. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Off to blanket street. | attaniyeni de örtelim. Battaniye sokağına gidiyoruz. Battaniye de az ileride. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| I'll just make up the bed. | Yatağını yapacağım. Yatağını hazırlayacağım. Yatağını yapacağım. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| There we go. | işte tamam. İşte geldik. İşte oldu. | Wake Wood-1 | 2009 | |
| Are you comfy? | Rahatmısın? Rahat mısın? Rahat mısın? Rahat mısın? Rahat mısın? | Wake Wood-1 | 2009 | |
