Search
English Turkish Sentence Translations Page 179752
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Would that ease your pain, hm? That's not funny. | Acın hafifler, değil mi? Bu hiç komik değil. Bu da acını dindirir değil mi? Bu hiç komik değil. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
If she's been dead for less than a year, I can bring her back. | Tamam. Tamam. Öleli bir yıldan az olduysa, onu geri getirebilirim. Öleli bir yıldan kısa bir süre olduysa, onu hayata döndürebilirim. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
It's only for three days. For most people it's enough. | Sadece üç gün. Birçok kişi için yeterli oluyor. Sadece üç gün. Bir çok insan için bu yeterli oluyor. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
That is ridiculous. It is nonsense. | Çok saçma. Tam bir safsata. Bu çok saçma ve anlamsız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
But do one thing for me, Patrick. | Fakat benim için bir şey yap, Patrick. Benim için bir şey yap, Patrick. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Before you deride my offer... | Teklifimle alay etmeden önce... Benimle alay etmeden önce... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
...ask your wife. | ...karına sor. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
She knows. | O biliyor. O, biliyor. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I told you already. You didn't tell me anything. | Sana söylemiştim. Bana bir şey söylemedin. Sana çoktan söyledim. Bana hiçbir şey söylemedin. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Please, just stop this. Stop this? Stop what? | Lütfen, hemen kes şunu. Kes şunu mu? Neyi keseyim? Lütfen, kes artık şunu. Keseyim mi? Neyi keseyim? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
What is it you think I'm doing? Come on, babe. | Şey gibi... Sanki bir şey gördüm... Ne yaptığımı sanıyorsun? Hadi ama bebeğim. Sence ben ne yapıyorum? Hadi ama, bebeğim. Şeye benziyordu... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Please, come on, be straight with me. What did you see? | Lütfen, hadi ama bana karşı dürüst ol. Ne gördün? Lütfen, karşıma geç ve söyle. Ne gördün? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I saw something like... | Şeye benziyordu... Sanki bir şey gördüm... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
A birth... maybe. | Doğum... Olabilir. Bir doğum...belki. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
And? | Ve? Sonra? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Patrick, I believe what Arthur said. | Patrick, Arthur'un söylediklerine inanıyorum. Arthur'un dediklerine inanıyorum, Patrick. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
If we do this, will you stay? | Yaparsak, kalacak mısın? Bunu yaparsak kalacak mısın? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I just want her back. | Onu geri istiyorum. Sadece onu geri istiyorum. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
But it's not so simple, is it? | Ama bu, kolay olmayacak, değil mi? Ama bu kolay olmayacak, değil mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
If we have to lie, isn't it won'th it? | Yalan söylemek zorunda kalsak bile buna değmez mi? Yalan söylemek zorunda kalsak da, sence buna değmez mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Did she prefer mornings or evenings? [Both] Mornings. | Kedi,inek yada atları severmiydi? Kedileri mi, öküzleri mi yoksa atları mı severdi? Kedileri mi, büyük hayvanları mı, yoksa atları mı severdi? Sabahları mı, akşamları mı severdi? Sabahları. Kedileri mi, büyük hayvanları mı, yoksa atları mı severdi? Kedileri mi, büyük hayvanları mı, yoksa atları mı severdi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Was her skin moist or dry? Moist. | Cildi yağlı mı, kuru muydu? Yağlıydı. Cildi kuru muydu, nemli miydi? Nemliydi. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Would she have liked cats, cows or horses? | Kedileri mi, büyük hayvanları mı, yoksa atları mı severdi? Kedileri mi, öküzleri mi yoksa atları mı severdi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Horses, ponies, definitely. | Atlar, kesinlikle midilliler. Atları, kesinlikle midillileri. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Was her hair thick or lank? It was fine. Wasrt it? | Saçları gür mü, seyrek miydi? Gürdü, değil mi? Saçları kalın mı, kısa mıydı? İnceydi, değil mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Quite fine. | Oldukça gürdü. Oldukça inceydi. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
What time of the year was she born? October. 22nd. | Hangi ayda doğmuştu? 22 Ekim'de. Yılın hangi zamanında doğdu? 22 Ekim'de. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
How long has your daughter been in the ground? | Kızınız ne zamandan beri toprak altında? Kızınız ne zamandır toprak altında. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Patrick, how long has your daughter been dead and buried? | Patrick, kızınız öleli ve gömüleli ne kadar oldu? Patrick, kızınız öleli ve gömüleli ne kadar zaman oldu? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
It's been eleven months, two weeks, two days. | 11 ay, 2 hafta ve 2 gün oldu. 11 ay, iki hafta ve iki gün oldu. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
This is what we can do. | İşte şunu yapacağız. Bunu yapabiliriz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Your daughter will be brought back. Make the most of the time. | Kızınız geri getirilecek, anın tadını çıkaracaksınız. Kızınız geri dönüp en iyi zamanını geçirecek. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
And after she'll go back to the woods. | Sonra ormana geri dönecek. Sonra, ormanına geri dönecek. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
She's just on loan. Will she be normal? | Yalnızca 3 gün sürecek, Sadece üç gün sürecek. O ödünç alınacak. Normal biri olacak mı? Sadece ödünç alacağız. Normal mi olacak? Bu hepi topu üç gün sürecek. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Yes, quite. Her heart will beat, her breath will breathe | Evet, tamamen. Kalbi atacak, nefes alıp verecek... Evet oldukça. Kalbi atacak. Nefes alıp verecek... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
and she'll remember the time she had with you, some of it. | ...ve geçirdiğiniz zamanın bir bölümünü hatırlayacak. ...ve seninle geçirdiği zamanın bir kısmını hatırlayacak. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
It lasts for three days only, | Bu hepi topu üç gün sürecek. Sadece üç gün sürecek. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
during which you must keep Alice within the townland of Wakewood. | Ki bu süre zarfında Alice'nin... Bu sürede, Wakewood kasabasının dışına çıkmasına, engel olacaksınız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
The wind turbines lie beyond our boundary. Let them be your guide. | Rüzgar tribünleri sınırlarımızı belirliyor. Sınırlarımız boyunca rüzgar türbinleri var. Onlar size rehberlik edecektir. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
This is a physical necessity. | Bu fiziksel bir zorunluluk. Bu fiziksel bir zorunluluktur. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Why only three days? | Belki de var oluş aşamaları, doğum, yaşam, ölüm... Neden sadece üç gün? Neden sadece üç gün? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We tap the life force of a fresh cadaver. | gerçekten..bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Yaşam gücü musluğunu yeni bir cesetle tıkıyoruz. Taze bir cesedin yaşam gücüyle iletişim kuracağız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Three days' won'th is all we get. | Bu bize üç gün veriyor. Üç günün değeri, bize çok şey anlatır. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Perhaps it mirrors the stages of existence, birth, life, death. | Belki de var oluş aşamaları, doğum, yaşam, ölüm... Belki de doğum, yaşam ve ölüm gibi, hayatın üç aşamasını belirtiyordur. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I don't truly know. | Gerçekten bilmiyorum. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Now, for this to work, we need a body, | Şimdi, bu iş için, bir bedene ihtiyacımız var. Şimdi bunun için bir bedene ihtiyacımız var. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
and, as you are more than well aware, | Ayrıca bildiğiniz üzere... Sizin de farkında olduğunuz üzere... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
we have recently had a tragedy in the community. | ...son zamanlarda cemaatimiz büyük bir trajedi yaşadı. ...son zamanlarda toplulukta çok büyük trajediler yaşadık. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Perhaps we should prevail on the family. | Belki aileyi ikna edebiliriz. Belki de aile kavramını esas almalıyız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
The ritual of the return binds you to Wakewood. | Geri getirme ayini, sizi Wakewood'a bağlayacak. Bu geri getirme ayini, sizi Wakewood'a bağlayacaktır. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You will settle here permanently and you will tend animals without fail | Buraya temelli yerleşeceksiniz... Buraya kalıcı olarak yerleşeceksiniz ve ne zaman kasabanın size ihtiyacı olsa... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
whenever this town needs you. | ...hatasız bir şekilde hayvanlarla ilgileneceksiniz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We just wanna see her again. | Sadece onu tekrar görmek istiyoruz. Tek isteğimiz, onu tekrar görmek. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Then you shall. | O zaman göreceksiniz. Göreceksiniz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You were there. The vet's wife. | Sen oradaydın. Veterinerin karısısın. Siz, veterinerin karısısınız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Sit down. Thank you. | Otur. Teşekkürler. Oturun. Teşekkürler. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Mrs O'Shea, I'm very sorry for your loss. | Bayan O'Shea, başınız sağ olsun. Bayan O'Shea, kaybınız için çok üzgünüm. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
In my mind, he's the young boy I met. | Hafızamda hala ilk günkü tanıştığım delikanlı gibi. Hafızamda hala ilk tanıştığım o delikanlı gibi. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Our daughter was killed last year. | Kızımız geçen yıl öldürüldü. Kızımız geçen sene öldü. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
She was our only child. | O tek çocuğumuzdu. Tek çocuğumuzdu. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
When she was born, it didn't go well. | Doğumu sırasında, işler yolunda gitmemişti. Doğumu sırasında işler pek de iyi gitmedi. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I can't have any more. | Bu yüzden artık çocuk sahibi olamayacağım. Bir daha çocuğum olmayacak. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I know this is a terrible time for you, but... | Bunun sizin için çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum... Sizin için berbat bir zaman, biliyorum ama... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
...I need to ask you if we can use your husband's remains | ...ama onu geri getirmek için eşinizin cesedini kullanmama... ...kızımı geri getirmek için eşinizin cesedini... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
to help bring her back. | ...izin vermenizi istiyorum. ...kullanma izni istiyorum. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You don't know what you're asking. No, you're right. I don't. | Ne istediğinizin farkında bile değilsiniz. Ne istediğini biliyor musun? Hayır, haklısınız. Bilmiyorum. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
But I need to see her again. | Ama onu tekrar görmeye ihtiyacım var. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You live in Wakewood now, don't you? But it's not part of you. | Şu an Wakewood'ta yaşıyorsunuz, değil mi? Şimdi Wakewood'da yaşıyorsunuz değil mi? Ama sizin bir parçanız değil. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You're just visiting maybe. I can't imagine what that's like. | Belki de sadece ziyaretçisiniz. Ne olduğunu düşünemiyorum. Belki sadece ziyaretçisiniz. Nasıl bir şey olduğunu, hayal edemiyorum. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We're all born here. | Hepimiz burada doğduk. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Mrs O'Shea, we're very happy in Wakewood. | Bayan O'Shea, Wakewood'ta olduğumuz için çok mutluyuz. Bayan O'Shea, biz Wakewood'da olmaktan gerçekten çok mutluyuz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Stand up for me. | Ayağa kalkın. Benim için kalkar mısınız? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
No, it's not right. What? | Hayır, bu doğru değil. Ne? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I don't know what it is, but it's not right. I won't do it. | Ne olduğunu bilmiyorum ama bu doğru değil, yapamayacağım. Ne olduğunu bilmiyorum ama bu doğru değil, yapmayacağım. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Peggy, they have to ask. | Peggy, sormak zorundalar. Peggy, istemek zorundalar. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
There is something I don't like. | Hoşuma gitmeyen bir şey var. Bir şeyleri sevmedim. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
They have to ask you, but you have to be amenable, Peggy. | Onlar sormak, sen de biraz makul olmak zorundasın, Peggy. Sana sormak zorundalar, sen de biraz makul olmak zorundasın, Peggy. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
That's the only way this can continue. | Devam edebilmenin tek yolu bu. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Do you not want to see Mick yourself, hm? | Mick'i tekrar görmek istiyorsun, değil mi? Mick'i tekrar görmek istersin, değil mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You wouldn't deny me Mick's return. | Beni Mick'in dönüşünden mahrum edemezsin. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You'll need to provide a relic of Alice for the ritual. | Ayin için Alice'ye ait bir kalıntı getirmeniz gerekiyor. Ayin için Alice'den bir kalıntı getirmeniz gerekir. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
In this case, we're close to the time limit. | Bu durumda, zaman sınırına çok yakınız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Her favourite teddy? | En sevdiği oyuncak ayısı? En sevdiği oyuncak ayısı, olur mu? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
The relic needs to be more closely connected. A lock of hair. | Ona daha yakın bir kalıntı olmalı, saç buklesi gibi. Ona daha yakın bir kalıntı olmalı mesela saç buklesi gibi. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Louise] We don't have anything like that. | Elimizde böyle bir şey yok. Buna benzer hiçbir şeyimiz yok. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Whatever you provide, it needs to be personal to Alice. | Getirmeniz gereken şey, Alice'nin bir parçası olmalı. Öyle bir şey getirmelisiniz ki Alice'e bedensel ve fiziksel yönden... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
In a corporal, physical way. | Fiziksel ya da bedensel bir parçası. ...yakınlığı olması gerekir. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Very much so. | Çok yakın bir şey. Hem de çok fazla. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Patrick] You think Peggy knows? | Sence Peggy haberdar mı? Sence Peggy anlar mı? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You're ready? | Hazır mısın? Hazır mısınız? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You're very welcome. | Hoş geldiniz. Sefa getirdiniz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We have to crush his thorax first. | İlk önce göğüs kafesini kırmalıyız. İlk olarak göğüs kafesini ezmek zorundayız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
In times past, they did this with a lump hammer. | Geçmişte bunu büyük balyozlarla yaparlarmış. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Right, that'll do! | Tamam, bu kadar kâfi! Tamam. Şimdi bende. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Patrick, lend a hand. | Patrick, şuna bir el at. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Now we cut the spinal cord. | Şimdi, omuriliği keseceğiz. Şimdi omuriliğini keseceğiz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You do it for me, would you, Patrick? | Hatıraya ihtiyacımız var. Kalıntıya ihtiyacımız var. Bunu benim için yaparsın değil mi, Patrick? Bunu benim için yaparsın değil mi, Patrick? Bir kalıntıya ihtiyacımız var. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We need the relic. | Bir kalıntıya ihtiyacımız var. Kalıntıya ihtiyacımız var. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
On the wild wind thee fly, 'tween this world and the next, | Yaşama denemelerini ve ölülerin uyanışını... Bu dünya ve öteki dünya arasında, yabani rüzgarda bu perdenin açılışını... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
from that twilight realm you see o'er your perch | ...alacakaranlık âleminde oturduğun yerde gören... ...yaşama denemelerini ve ölülerin uyanışını... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |