• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 179751

English Turkish Film Name Film Year Details
Headache, was it, Miss Brogan? Baş ağrısı dediniz, değil mi, Bayan Brogan? Baş ağrısıydı değil mi, Bayan Brogan? Wake Wood-3 2009 info-icon
Mary. Are you all right? Yes, yeah. Mary de. İyi misin? Evet, evet. Sen iyi misin, Mary? Evet, evet. Wake Wood-3 2009 info-icon
I... I didn't see anyone else come in. Başka birinin içeri girdiğini görmemiştim. Kimsenin içeri girdiğini görmedim. Wake Wood-3 2009 info-icon
Are you two togeth...? My niece. Deirdre. Birlikte misiniz? Yeğenim, Deirdre. İkiniz beraber misiniz? Yeğenim, Deirdre. Wake Wood-3 2009 info-icon
Hi. She's visiting. Selam. Ziyarete geldi. Selam. Ziyarete gelmiş. Wake Wood-3 2009 info-icon
Looks like you need a refill. Right. Yedek kutuya ihtiyacın var gibi. Doğru. İlacın yenisine ihtiyacın var gibi. Haklısın. Wake Wood-3 2009 info-icon
Yeah, thank you. Evet, teşekkürler. Evet, teşekkür ederim. Wake Wood-3 2009 info-icon
When did you do the place up? It looks really different. Ne zaman taşındınız? Cidden çok farklı görünüyor. Burayı ne zaman restore ettiniz? Gerçekten çok farklı görünüyor. Wake Wood-3 2009 info-icon
Just recently. Must be nine months. Yakın dönemde. Dokuz ay olmalı. Az oldu. Dokuz ay olmuştur. Wake Wood-3 2009 info-icon
More, even, since they moved here. Buraya taşınalı biraz daha fazla olmuş olabilir. Buraya taşınalı daha fazla oldu. Wake Wood-3 2009 info-icon
Ventolin. I need to see a prescription. Ventolin. Reçetesini görmeliyim. Ventolin mi? Reçeteyi görmem lazım. Wake Wood-3 2009 info-icon
I might have it here. I do hold on to everything. Çantamda olmalı. Her şeyi yanımda taşırım. Buralarda bir yerde olmalı. Her şeyi yanımda taşırım. Wake Wood-3 2009 info-icon
How long are you visiting for? What a relief. Ne kadar kalacaksın? Dünya varmış! Burada ne kadar kalacaksın? Sonunda buldum. Wake Wood-3 2009 info-icon
This expired last year. Bunun geçen yıl süresi dolmuş. Son kullanma tarihi geçen yılmış. Wake Wood-3 2009 info-icon
It's like a black hole in here. Sanki burada bir kara delik var. Sanki burada kara bir delik varmış gibi. Wake Wood-3 2009 info-icon
We're not just throwing Alice's stuff away. Alice'nin eşyalarını şimdi atmayacağız. Alice'in eşyalarını atmıyoruz. Wake Wood-3 2009 info-icon
No, we can't keep them. D'you not understand? Hayır, burada tutamayız. Anlamıyor musun? Hayır, onları saklayamayız. Anlamıyorsun? Wake Wood-3 2009 info-icon
I'm not... I'm not ready. Hazır değilim. Ben...Ben hazır değilim. Wake Wood-3 2009 info-icon
You'd forget her if you could. Sen istiyorsan, unutabilirsin. Eğer onu unutabilirsen, unut. Wake Wood-3 2009 info-icon
What can I do? Ne yapayım? Ne yapabilirim. Wake Wood-3 2009 info-icon
You can let me go. Bırak gideyim. Gitmeme izin ver. Wake Wood-3 2009 info-icon
It's not you, Patrick. It's not because of you. Seninle alakalı değil, Patrick. Sorun sen değilsin. Sen değildin, Patrick. Senin yüzünden olmadı. Wake Wood-3 2009 info-icon
You know what? All I want is for you to be OK. Bak ne diyeceğim? Tek isteğim, iyi olman. Biliyor musun, tek isteğim senin iyi olman. Wake Wood-3 2009 info-icon
Drive me to the station. Beni terminale götür. Beni istasyona götür. Wake Wood-3 2009 info-icon
We'll get some help at Arthur's place. He'll know a mechanic. Arthur'un evine gidip yardım isteyelim. Arthur'un evine gidip yardım isteyelim. Tanıdığı araba tamircisi vardır. Wake Wood-3 2009 info-icon
Listen. It's there when the wind dies. Dinle, burada rüzgâr esmiyor. Dinle. Rüzgar durunca oluyor. Wake Wood-3 2009 info-icon
What is this place? I don't know. Burası da ne? Bilmiyorum. Bu yer de ne böyle? Bilmiyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
Brilliant. Bir bu eksikti. Ne iyi oldu. Wake Wood-3 2009 info-icon
[Woman] These look like gravestones. Mezar taşlarına benziyor. Sanki mezar taşlarına benziyorlar. Wake Wood-3 2009 info-icon
Car's there. Araba burada. Arabası burada. Wake Wood-3 2009 info-icon
I'll try and call him. I'll check round the back. Telefonla ulaşmaya çalışacağım. Ben de arka tarafa bakayım. Arayıp ulaşmaya çalışacağım. Ben de arka tarafa bir bakayım. Wake Wood-3 2009 info-icon
[Woman] Let's go home. Haydi, eve gidelim. Hadi eve gidelim. Wake Wood-3 2009 info-icon
[Patrick] What happened? Ne oldu? Wake Wood-3 2009 info-icon
[Patrick] Talk to me, will you? Look, I just wanna go to bed. Benimle konuşmayacak mısın? Bak, hemen uyumak istiyorum. Benimle konuşmayacak mısın? Bak, sadece yatmak istiyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
Arthur, what are you doing here? Arthur, burada ne işin var? Burada ne yapıyorsun, Arthur? Wake Wood-3 2009 info-icon
I just wanted to make sure that everything's all right with you both. İyi olduğunuzdan emin olmak istedim. Sadece her ikinizin de iyi olduğundan, emin olmak istedim. Wake Wood-3 2009 info-icon
What do you mean? Well, is it? Ne demek istiyorsun? Her şey yolunda, değil mi? Ne demek istiyorsun? İyisiniz değil mi? Wake Wood-3 2009 info-icon
[Patrick] Our car broke down in the middle of nowhere. Köy adetleri , sanırım. Sanırım kasaba âdetleri. Arabamız ıssız bir yerde bozuldu. Arabamız ıssız bir yerde bozuldu. Sanırım, kasaba alışkanlıkları yüzden. Wake Wood-3 2009 info-icon
We walked to your place, couldn't raise you. Evine gitti, ama seni bulamadık. Evine geldik ama seni bulamadık. Wake Wood-3 2009 info-icon
What is this, Arthur? You just let yourself into our home? Bu da ne, Arthur? Evimize kendi kafana göre mi girdin? Bu da nesi Arthur? İzin almadan evimize nasıl girersin? Wake Wood-3 2009 info-icon
[Arthur chuckles] Country habits, I suppose. Sanırım, kasaba alışkanlıkları yüzden. Sanırım kasaba âdetleri. Wake Wood-3 2009 info-icon
You say you came to my place. Evime gelebilirsin, demiştin. Evime gelebilirsin demiştin. Wake Wood-3 2009 info-icon
Well, that would make sense. Bu yüzden gayet mantıklı. Bence yaptığım mantıklı. Wake Wood-3 2009 info-icon
What the hell is this? All right, I'm going. Bu da ne böyle? Tamam, gidiyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
You're doing a great job here, Patrick. Burada çok iyi iş çıkarıyorsun, Patrick. Wake Wood-3 2009 info-icon
We're so glad you chose Wakewood and hope you've found solace here. Wakewood'u seçtiğiniz için çok mutluyuz... Seni Wakewood'a seçtiğimiz için çok memnunuz. Umarım burada huzuru bulursun. Wake Wood-3 2009 info-icon
[Patrick] Yeah, we're fine. Evet, çok iyiyiz. Evet, iyiyiz. Wake Wood-3 2009 info-icon
And how about you, Louise? Peki ya sen, Louise? Sen nasılsın, Louise? Wake Wood-3 2009 info-icon
Is everything all right with you? Sence de her şey yolunda mı? Her şey yolunda mı? Wake Wood-3 2009 info-icon
Are you... There you are, my pet. Sen... İşte buradasın. Sen... İşte buradasın, tatlım. Wake Wood-3 2009 info-icon
I'm going home today. Is she OK? Bugün eve gidiyorum. O iyi mi? Bugün eve dönüyorum. O, iyi mi? Wake Wood-3 2009 info-icon
Fine, thanks. Gayet iyi, teşekkürler. İyi, teşekkürler. Wake Wood-3 2009 info-icon
Now... [Deirdre] I can't wait to go back. Şimdi... Geri dönmeyi beklemiyordum. Şimdi... Geri dönmeyi hiç beklemiyordum. Wake Wood-3 2009 info-icon
I know, lovely. It's gone so fast. Biliyorum, aşkım. Zaman su gibi geçti. Biliyorum, tatlım. Çok çabuk geçti. Wake Wood-3 2009 info-icon
There. For the sunglasses. Bu, güneş gözlüğünün parası. Bu, güneş gözlükleri için. Wake Wood-3 2009 info-icon
Come on, darlir. Haydi, hayatım. Hadi, hayatım. Wake Wood-3 2009 info-icon
Alice has a lovely voice. Alice'nin çok hoş bir sesi var. Alice'in çok tatlı bir sesi var. Wake Wood-3 2009 info-icon
Tell me my daughter's name. I don't know. Kızımın adını söyle. Bilmiyorum. Bana kızımın ismini söyle. Bilmiyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
Tell me. Tell me my daughter's name. I don't know, truly. Kızımın adını söyle. Cidden, bilmiyorum. Söyle bana. Bana kızımın ismini söyle. Gerçekten bilmiyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
Her name was Alice. Adı Alice'ydi. Adı Alice'di Wake Wood-3 2009 info-icon
Now, how did you niece know that? Yeğenin bunu nereden biliyordu? Peki, yeğenin bunu nereden biliyordu? Wake Wood-3 2009 info-icon
What goes on in Wakewood is not for everyone. Wakewood'ta olup bitenleri herkes anlayamaz. Wakewood'da olup bitenleri herkes anlayamaz. Wake Wood-3 2009 info-icon
And what goes on? Peki, neler oluyor? Neler oluyor burada? Wake Wood-3 2009 info-icon
Please, make another baby to love. Lütfen, başka bir bebek doğur. Lütfen, sevebileceğin başka bir bebek doğur. Wake Wood-3 2009 info-icon
I can't. Doğuramam. Yapamam. Wake Wood-3 2009 info-icon
I know how you feel. Ne hissettiğini biliyorum. Nasıl hissettiğini biliyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
No, I don't think you do. Hayır, hiç sanmıyorum. Hayır, bildiğini sanmıyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
Deirdre's not your niece. So, then, tell me. Deirdre, yeğenin değil. Bu yüzden, anlat bakalım. Deirdre, senin yeğenin değil. Öyleyse söyle bana. Wake Wood-3 2009 info-icon
You want to get your daughter back, don't you? Kızını geri almak istiyorsun, değil mi? Wake Wood-3 2009 info-icon
I can't say, and that's the truth. Söyleyemem ama gerçek bu. Söyleyemem. Gerçek olan da bu. Wake Wood-3 2009 info-icon
Hello. [Patrick] Hey. Alo? Merhaba. Alo Selam. Wake Wood-3 2009 info-icon
I've gotta go over to O'Shea's. Can you help? O'Shealere gitmeliyim. Bana yardım eder misin? O'Shea'e tedaviye gitmem gerekiyor. Yardım edebilir misin? Wake Wood-3 2009 info-icon
I can't. Pick you up at ten? Edemem. Seni 10'da alayım mı? Edemem. Seni saat 10'da alırım. Wake Wood-3 2009 info-icon
[Mooing] [O'Shea] Go on, go on. Get in there. Yürü, yürü. Gir şuraya. Devam et, devam et. Gir içine. Wake Wood-3 2009 info-icon
Go on, get in there. Yürü, gir şuraya. Devam et, gir içine. Wake Wood-3 2009 info-icon
Go on, get up there. Yürü, gir şuraya. Devam et, çık şuraya. Wake Wood-3 2009 info-icon
That's a bitch of a fever he's got. Yeah, he has all right. Hala ateşi çok yüksek. Evet, iyi olacak. Lanet ateş hala düşmedi. Evet, var. Biliyorum. Wake Wood-3 2009 info-icon
I'll give him a shot. Can you prep 35 mil? İğne yapacağım. 35 ml'lik enjektör hazırlar mısın? Ona iğne yapacağım. 35 mililitreliği hazırlar mısın? Wake Wood-3 2009 info-icon
And maybe get an anti inflammatory as well. Belki içinde iltihap sökücü de olsa iyi olur. İçine ağrı kesici de koy. Wake Wood-3 2009 info-icon
[O'Shea] Go on, get up. Get up here! Go on. Get up there! Yürü, haydi. Çık şuraya! Haydi. Çık şuraya! Devam et, kalk.. Buraya gel! Devam et. Geç şuraya! Wake Wood-3 2009 info-icon
[Patrick] Move up. Move him up. [O'Shea] Go up there. Çıkar şunu. Çık şuraya. Çık. Çıkartın şunu.. Çık şuraya. Wake Wood-3 2009 info-icon
Go on, get up. Get up, get up! [O'Shea's son] He won't move, Da. Haydi, çık. Haydi, haydi! Hareket etmiyor, baba. Hadi, kalk. Kalk, kalk! Hareket etmiyor, baba. Wake Wood-3 2009 info-icon
What are you doing? Let me see. Ne yapıyorsun? Bir bakayım. Ne yapıyorsun? Dur bir bakayım. Wake Wood-3 2009 info-icon
Shush, woman! I'll try and get him where he is. Sus be kadın! Sus, kadın. Olduğu yerde yapmaya çalışacağım. Wake Wood-3 2009 info-icon
Keep still. Kımıldama. Sakin ol. Wake Wood-3 2009 info-icon
We're gonna have to get him up to the restraint. Go on! Go on! Bir yere bağlamalıyız. Haydi! Yürü! Bir yere bağlamamız gerekiyor. Devam et! Devam et! Wake Wood-3 2009 info-icon
Bad idea, Mick. Don't be upsetting yourself. Kötü bir fikir, Mick. Kendini tedirgin etme. Kötü fikir, Mick. Kendine ezdirmemeye dikkat et. Wake Wood-3 2009 info-icon
[Patrick] Get out of there, Mick! Come on! Come on! Çık oradan, Mick! Hadi! Hadi! Wake Wood-3 2009 info-icon
Come on! [Son] Da, please! Da, please. Hadi! Baba, lütfen! Lütfen. Hadi! Baba, lütfen! Baba, lütfen. Wake Wood-3 2009 info-icon
[Patrick] Get out of there! Pull him up! Pull him up! Pull him up! Çık oradan! Onu çekin! Çekin onu! Çekin onu! Çık oradan! Çekin onu! Çekin onu! Çekin onu! Wake Wood-3 2009 info-icon
[Louise] I can't! It's stuck! Push it! Yapamıyorum! Sıkışmış! İtin şunu! Wake Wood-3 2009 info-icon
You did everything possible. Mümkün olan her şeyi yaptın. Elinden geleni yaptın. Wake Wood-3 2009 info-icon
I think you'd better find someone else to run the practice. Bence baytarlık yapacak başka birini bulsan daha iyi olur. Bence, bu iş için başka birini bulsanız iyi olacak. Wake Wood-3 2009 info-icon
We're leaving Wakewood. Wakewood'tan gidiyoruz. Wakewood'dan ayrılıyoruz. Wake Wood-3 2009 info-icon
It's been a shock to you. We'll talk tomorrow. Şoktasın, bunu yarın konuşuruz. Şu an şoktasın Bunu yarın konuşuruz. Wake Wood-3 2009 info-icon
We're not staying. Burada kalmıyoruz. Biz kalmıyoruz. Wake Wood-3 2009 info-icon
Tell me about your daughter. Bana kızından bahset. Bana kızından bahsetsene. Wake Wood-3 2009 info-icon
This isn't the time. I think it is the time. Uygun bir zaman değil. Bence tam zamanı. Şimdi zamanı değil. Bence tam zamanı. Wake Wood-3 2009 info-icon
I can bring your daughter back to life for a short time, Kızını kısa bir süreliğine hayata döndürebilirim. Wake Wood-3 2009 info-icon
so you can see her, hold her again and say goodbye properly. Böylece onu tekrar görür, doğru dürüst veda edebilirsin. Onu görür, kollarına sarar ve hak ettiği şekilde veda edersin. Wake Wood-3 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 179746
  • 179747
  • 179748
  • 179749
  • 179750
  • 179751
  • 179752
  • 179753
  • 179754
  • 179755
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact