Search
English Turkish Sentence Translations Page 179783
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Of course you can rock, sweetheart. | Elbette yapabilirsin, canım. tabii ki yapabilirsin,bitanem 1704 01:43:43,850 > 01:43:45,909 bunu yapabileceğimi zannetmiyorum Elbette yapabilirsin, canım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Well, I don't know that I can rock. | Yapabileceğimi sanmıyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And besides that... | Ayrıca... ama bunun haricinde Ayrıca... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...I gave that life up for a reason. | ...ben bu işin içinde ömrümü tükettim. ben buna bütün hayatımı verdim ...ben bu işin içinde ömrümü tükettim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm afraid of the temptations, Darlene. | Beni yoldan çıkarırlar diye korkuyorum, Darlene. yoldan çıkarıcılardan korkuyorum, Darlene. Beni yoldan çıkarırlar diye korkuyorum, Darlene. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You can do it, Dewey. I know you can. | Yapabilirsin, Dewey. Biliyorum, başaracaksın. yapabilirsin, Dewey. yapabilceğini biliyorum. Yapabilirsin, Dewey. Biliyorum, başaracaksın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Just go out there and sing your song. | Oraya git ve şarkını söyle. sadece oraya git ve şarkını söyle Oraya git ve şarkını söyle. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm gonna need my band. | Orkestrama ihtiyacım var. o zaman grubuma ihtiyacım olacak. Orkestrama ihtiyacım var. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
My hip. | Ah belim. My hip. Ah belim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...please welcome Jewel, Lyle Lovett and Jackson Browne. | ...huzurlarınızda Jewel, Lyle Lovett ve Jackson Browne. alkışlarınızla Jewel, Lyle Lovett ve Jackson Browne. ...huzurlarınızda Jewel, Lyle Lovett ve Jackson Browne. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Down life's | Bozuk hayatın... Down life's Bozuk hayatın... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Rocky road Rocky road | ...kayalık yolları. Kayalık yolları. Rocky road Rocky road ...kayalık yolları. Kayalık yolları. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
My code My code | Benim kanunum. Benim kanunum. My code My code Benim kanunum. Benim kanunum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Seen my share of the worst This world can give | Dünyanın kötülüklerinden payıma düşeni aldım. Seen my share of the worst This world can give Dünyanın kötülüklerinden payıma düşeni aldım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Hi. Hey there. | Selam. Hey selam. selam Hey sen Selam. Hey selam. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Oh, he is so cute. | Çok sevimli. Oh,o,çok şeker. Çok sevimli. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
What are you doing later, Dewey? | Akşam ne yapacaksın, Dewey? daha sonra ne yapıcaksın, Dewey? Akşam ne yapacaksın, Dewey? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I am returning to the hotel with my family. | Ailemle birlikte otele geri döneceğim. Ailemle birlikte otele dönücem. Ailemle birlikte otele geri döneceğim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Good night to you. | Size iyi geceler. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
He fucked my grandma. | Büyükannemi becermiş. O büyükannemi becermiş. Büyükannemi becermiş. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
That's awesome. | Olağanüstü. bu inanılmaz. Olağanüstü. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Ghostface Killah. | Hayalet yüzlü Killah. Ghostface Killah. Hayalet yüzlü Killah. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Walking hard I'm a real hard walker | Zorlu yürüyüş, ben gerçek bir savaşçıyım. Walking hard I'm a real hard walker Zorlu yürüyüş, ben gerçek bir savaşçıyım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Fast on the trigger And a smooth talker | Tetikte hızlıyımdır, ama yumuşak konuşurum. Fast on the trigger And a smooth talker Tetikte hızlıyımdır, ama yumuşak konuşurum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
My guns pop out like a jack in the box I'll cut you in half like Dewey Cox | Çok hızlı silah kullanırım, Dewey Cox gibi ortadan ikiye bölerim. My guns pop out like a jack in the box I'll cut you in half like Dewey Cox Çok hızlı silah kullanırım, Dewey Cox gibi ortadan ikiye bölerim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Walk hard My skin stays scarred | Zorlu yürüyüş. Tüylerim ürperdi... Walk hard My skin stays scarred Zorlu yürüyüş. Tüylerim ürperdi... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You can ask God | ...Tanrı'ya sorabilirsin. You can ask God ...Tanrı'ya sorabilirsin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Lots of ladies unsnapped they bras | Cilvesiz kadınlar çalışıyorlar. Lots of ladies unsnapped they bras Cilvesiz kadınlar çalışıyorlar. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Ask Lyle Lovett I had sex on Mars | Lyle Lovett ile Mars'ta seviştim. Ask Lyle Lovett I had sex on Mars Lyle Lovett ile Mars'ta seviştim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
That's how we do it When we walk hard | Biz öyle yaparız işte, zorlu yürüyüşte. That's how we do it When we walk hard Biz öyle yaparız işte, zorlu yürüyüşte. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Walk hard How do I walk? Hard as a stone | Zorlu yürüyüş. Nasıl yürüyorum? Kaya gibi sert. Walk hard How do I walk? Hard as a stone Zorlu yürüyüş. Nasıl yürüyorum? Kaya gibi sert. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
How do I walk? Hard like a bone | Nasıl yürüyorum? Kemik gibi sert. How do I walk? Hard like a bone Nasıl yürüyorum? Kemik gibi sert. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Walk hard How do I walk? Like a jackhammer tool | Zorlu yürüyüş. Nasıl yürüyorum? Kaya matkabı gibi. Walk hard How do I walk? Like a jackhammer tool Zorlu yürüyüş. Nasıl yürüyorum? Kaya matkabı gibi. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
How do I walk? Harder than Jewel | Nasıl yürüyorum? Elmas gibi sert. How do I walk? Harder than Jewel Nasıl yürüyorum? Elmas gibi sert. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Tell me how we walk Hard, hard, hard, hard | Bana söyle, nasıl yürüyoruz? Zor, zor,zor. Tell me how we walk Hard, hard, hard, hard Bana söyle, nasıl yürüyoruz? Zor, zor,zor. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Oh, no. You're adorable. | Oh, hayır. Muhteşemsin. Oh, hayır.sen çok güzelsin. Oh, hayır. Muhteşemsin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Sam. What are y'all doing in here? | Sam. Burada ne yapıyorsun? Sam.hepiniz burda napıyorsunuz? Sam. Burada ne yapıyorsun? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Dewey, get out of here. You don't want no part of this shit. | Dewey, dışarı çık. Bu pisliğin bir parçası olmak istemezsin. Dewey,git burdan. sen bu bokun bir parçası olmak istemezsin. Dewey, dışarı çık. Bu pisliğin bir parçası olmak istemezsin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
What is it? | O da ne? nedir o? O da ne? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's a medication for erectile dysfunction. | Bu ereksiyon arttırıcı bir ilaç. bu aleti sımsıkı yapmak için bir ilaç. Bu ereksiyon arttırıcı bir ilaç. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It gives you a boner. | Aleti taş gibi yapıyor. sana sağlam bir alet veriyor. Aleti taş gibi yapıyor. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Not to be used if you have a heart condition. | Kalp hastalığın varsa kullanmamalısın. eğer kalp hastasıysan bunu kullanmamalısın Kalp hastalığın varsa kullanmamalısın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
If boners last for more than four hours, call more ladies. | Eğer alet 4 saat sonra bile hala inmezse, daha çok kadın çağırmalısın. ve aletin 4 saatten sonra inmezse daha çok hatun çağırmalısın. Eğer alet 4 saat sonra bile hala inmezse, daha çok kadın çağırmalısın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Well, that does sound tempting. | Çok cezp edici bir şeymiş. peki,kulağa cezbedici geliyor. Çok cezp edici bir şeymiş. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
But do you know what, Sam? I really don't want no part of that shit. | Fakat biliyor musun, Sam? Artık bu pisliğin bir parçası olmak istemiyorum. ama ne biliyor musun sam? ben cidden bu bokun bir parçası olmak istemiyorum. Fakat biliyor musun, Sam? Artık bu pisliğin bir parçası olmak istemiyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Did you hear what I said? It gives you a boner. | Ne dediğimi duydun mu? Aleti taş gibi sertleştiriyor. ne dediğimi duydun mu sen sana dimdik bir alet veriyor. Ne dediğimi duydun mu? Aleti taş gibi sertleştiriyor. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Hate to let you down, old friend... | Seni bu şekilde bırakmak istemem... seni yüz üstü bırakmaktan nefret ediyorum eski dostum Seni bu şekilde bırakmak istemem... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...but I don't wanna succumb to the temptations. | ...ama artık böyle şeylere bulaşmak istemiyorum. ama ben yine bu kışkırtıcı şeylere kapılmak istemiyorum. ...ama artık böyle şeylere bulaşmak istemiyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
My girl My girl | Kadınım. Kadınım. My girl My girl Kadınım. Kadınım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Talkin' 'bout my girl, yeah | Evet, kadın hakkında konuşuyoruz. Talkin' 'bout my girl, yeah Evet, kadın hakkında konuşuyoruz. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
My girl | Kadınım. My girl Kadınım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
The Temptations! | Ayartmayın beni! kışkırtmalar! Ayartmayın beni! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
When it's cold outside | Dışarısı soğuk olduğu zaman. When it's cold outside Dışarısı soğuk olduğu zaman. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I got the month of May | Mayıs ayı gelmiş olur. I got the month of May Mayıs ayı gelmiş olur. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Do I still have what it takes? | Hâlâ yeterince iyi miyim? hala Yeteri kadar iyi miyim? Hâlâ yeterince iyi miyim? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Am I still the man I used to be? | Hâlâ eskisi gibi biri miyim? Hala bir zamanlar olduğum adam mıyım? Hâlâ eskisi gibi biri miyim? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And do I even want to be? | Yoksa öyle olmak mı istiyorum? ve hatta olmak istiyor muyum? Yoksa öyle olmak mı istiyorum? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You're still Dewey Cox. | Sen hâlâ Dewey Cox'sun. sen hala Dewey Cox'sun. Sen hâlâ Dewey Cox'sun. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And you're the only man who ever will be. | Olduğun ve olabileceğin tek insansın. ve o olabilicek tek adam sensin. Olduğun ve olabileceğin tek insansın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
But is that enough? | Peki, bu yeterli mi? Ama bu yeterli? Peki, bu yeterli mi? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's more than enough. | Fazlası ile yeterli. bundan daha fazlası!. Fazlası ile yeterli. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Nate. Have I fulfilled my promise to be double great for the both of us? | Nate. Sana iki kat başarılı olacağım demiştim. Sözümü tuttum mu? Nate.sana verdiğim ikimiz için,iki kat daha iyi olma sözümü tuttum mu? Nate. Sana iki kat başarılı olacağım demiştim. Sözümü tuttum mu? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Are you kidding? You've made 44 gold records. | Şaka mı yapıyorsun? 44 tane altın plağın var. Şaka mı yapıyorsun? 44 altın plak yaptın. Şaka mı yapıyorsun? 44 tane altın plağın var. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You've been addicted to, and then kicked... | Tüm bilinen uyuşturuculara bağımlı oldun... insan oğlunun bildiği bütün u yuşturuculara bağımlı oldun Tüm bilinen uyuşturuculara bağımlı oldun... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...almost every drug known to man. | ...ve hepsini bıraktın. ve sonra hepsinin kıçına tekmeyi bastın. ...ve hepsini bıraktın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You slept with 41 1 women and three men. | 411 kadın ve 3 adam ile yattın. 411 kadın ve 3 erkekle yattın. 411 kadın ve 3 adam ile yattın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Dewey, you have had an awesome life. | Dewey, muhteşem bir hayat yaşadın. Dewey,sen harika bir haytı yaşadın Dewey, muhteşem bir hayat yaşadın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I have, haven't l? | Yaşadım, değil mi? Yaşadım,yaşadım değil mi? Yaşadım, değil mi? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You sure have. | Kesinlikle yaşadın. kesinlikle yaşadın Kesinlikle yaşadın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Pa. Son, you learned the hard way. | Baba. Oğlum, bunu zor yoldan öğrendin. baba Evlat,bunu zor yoldan öğrendin Baba. Oğlum, bunu zor yoldan öğrendin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You can't spend all your time thinking about Dewey Cox. | Tüm zamanını Dewey Cox'u düşünerek geçiremezsin. Tüm zamanını Dewey cox'ı düşünerek geçiremezsin. Tüm zamanını Dewey Cox'u düşünerek geçiremezsin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You gotta think about the world and your family. | Dünyayı ve aileni de düşünmen lazım. Aileni ve dünyayı da düşünmelisin. Dünyayı ve aileni de düşünmen lazım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
But then, at the same time.... | Sonra, bu arada... ama aynı zamanda. Sonra, bu arada... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Are you my inner child? | Sen benim çocukluğum musun? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, Dewey, I'm you. He's us. | Evet, Dewey, ben senim. O biz. evet , Dewey,ben senim. o biz. Evet, Dewey, ben senim. O biz. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You realized you gotta take care of Dewey Cox. | Dewey Cox ile ilgilenmen gerektiğini de fark ettin. Dewey Cox'ı önemsemyide öğrendin. Dewey Cox ile ilgilenmen gerektiğini de fark ettin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
That's a little different than what I was saying. | Benim söylediğimden pek farklı değil. benim söyledğimden pek farklı değil. Benim söylediğimden pek farklı değil. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You're all right. | Hepiniz haklısınız. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Pa, inner child, Nate, my own reflection. | Baba, çocukluğum, Nate, aynadaki yansımam. baba,çocukluğum, Nate, aynadaki yansımam. Baba, çocukluğum, Nate, aynadaki yansımam. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I've learned that I can't spend all my time thinking about Dewey Cox. | Tüm hayatımı Dewey Cox'u düşünerek geçirdiğimi anladım. bütün hayatımı Dewey Cox hakkında düşünerek geçiremeyeceğimi öğrendim. Tüm hayatımı Dewey Cox'u düşünerek geçirdiğimi anladım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And I've also learned I need to love Dewey Cox. | Ve şimdi öğrendim ki, Dewey Cox'u sevmem gerekiyormuş. ve aynı zamanda Dewey Cox' sevmem gerektiğini öğrendim. Ve şimdi öğrendim ki, Dewey Cox'u sevmem gerekiyormuş. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I can't spend all my time thinking about other people. | Tüm zamanımı diğer insanları düşünerek geçiremem. bütün hayatımı diğer insanları düşünerek geçiremeyeceğimi de öğrendim. Tüm zamanımı diğer insanları düşünerek geçiremem. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I have to focus on myself. | Kendime odaklanmalıyım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
But also not focus on myself and instead focus on other people. | Fakat sadece kendime değil, diğer insanlara da odaklanmam lazım. ama aynı zamanda sadece kendime değil diğer insanlara da odaklanmalıyım. Fakat sadece kendime değil, diğer insanlara da odaklanmam lazım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's all so clear now. | Şimdi bu, çok açık. şimdi çok açıkça görüyorum bunu. Şimdi bu, çok açık. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's not about yourself and other people. | Bu sadece seninle ve diğer insanlarla ilgili değil. Bu seninle yada diğerleriyle ilgili değildi Bu sadece seninle ve diğer insanlarla ilgili değil. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Mama. It's about the music. | Anne. Bu müzik ile ilgili. Anne. bu müzikle ilgiliydi. Anne. Bu müzik ile ilgili. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's about the music. lt always has been. | Bu müzikle ilgili. Her zaman öyleydi. bu müzikle ilgiliydi. herzaman öyleydi. Bu müzikle ilgili. Her zaman öyleydi. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It always has been. | Her zaman öyleydi. herzaman öyleydi. Her zaman öyleydi. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Who are you? I'm your feminine side. | Sen de kimsin? Senin kadınsı tarafınım. sen de kimsin? ben senin kadınsı tarafınım Sen de kimsin? Senin kadınsı tarafınım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I've been waiting for you to get in touch with me. | Hep benimle temasa geçmeni bekledim. benimle iletişime geçmeni bekliyordum. Hep benimle temasa geçmeni bekledim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
We heard him sing about walking hard... | Onu ilk 'Zorlu Yürüyüş' şarkısıyla tanıdık. onu zor yürüyüş hakkında bir şarkıyla tanıdık... Onu ilk 'Zorlu Yürüyüş' şarkısıyla tanıdık. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...and we learned a little something about how we wanted to walk. | Hepimize nasıl yürüyeceğimizi o öğretti. ve nasıl yürümemiz gerektiği hakkında. Hepimize nasıl yürüyeceğimizi o öğretti. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
What do we think about when we think about Cox? | Cox denince aklımıza ne geliyor? Cox denilince aklımaza neler geliyor? Cox denince aklımıza ne geliyor? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
He's been called the Drifter. | Ona berduş diyorlardı. o bir üstad. Ona berduş diyorlardı. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Also the Shape Shifter, the Master Chef, the Chameleon. | O bir imaj ikonu, büyük şef, bukalemun. bir imaj insanı, büyük şef,bukelemun. O bir imaj ikonu, büyük şef, bukalemun. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
The Problem Child. The Hard One. | Sorunlu çocuk, zor insan. problem çocuk. Zor bir adam. Sorunlu çocuk, zor insan. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
The White lndian. The Giant Midget. | Beyaz Kızılderili, dev cüce. Beyaz hindistanlı, o bir dev Beyaz Kızılderili, dev cüce. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
If Elvis and Buddy Holly are the Cain and Abel of rock 'n' roll... | Eğer Elvis ve Buddy Holly Rock'n Roll'un, Âdem ile Havva'sı ise... eğer Elvis ve Buddy Holly rock 'n' roll'un baştan çıkaracılarıysa. Eğer Elvis ve Buddy Holly Rock'n Roll'un, Âdem ile Havva'sı ise... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...and Bruce Springsteen is Zechariah... | ...ve Bruce Springsteen, Zekeriya'sı ise... ve Bruce Springsteen zekeriya ise ...ve Bruce Springsteen, Zekeriya'sı ise... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |