Search
English Turkish Sentence Translations Page 182943
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
lf l have erred, then... | Hata yaptım... | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
No! There is no need for you to say sorry. | Hayır!Burada özür dilemene gerek yok. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
l am very upset with myself. | Kendim adıma çok üzgünüm. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Who am l deceiving? | Ben, kimi aldatıyorum? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Myself? | Kendimi? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
What will l gain?... These lies? This pretense? | Ben, neyi kazanacağım?... Bu yalanlar? Bu numara? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Why did l do all this? | Neden bunları yaptım? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Despite being a woman, l staged a charade of being married! | Bir kadın olmama rağmen evlilik hakkında oynadım! | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
lt's so cheap! | Bu çok ucuz! | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
l have stooped so low! | Ben, öyle aşağıya eğildim! | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
This was not my dream, Rahul. | Bu benim hayalim değildi , Rahul. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Seema, why are you asking yourself so many questions? Why? | Seema kendine niye okadar soru soruyorsun?Neden? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Don't worry. Everything will be okay. | Endişelenme. Herşey iyi olucak. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Shall l tell you something? | Birşeyler söylemeliyim? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
l have not been able to understand many questions in my own life. | Kendi yaşamımda bir çok soruyu anlamadım. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
But l have realised one thing. That you are a very nice girl. | Ama ben, bir şeyi fark ettim. Senin, çok güzel bir kız olduğun. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
And good people always get the best. | Ve iyi insanlar her zaman, en iyisini alır. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Spray this on the moon, and even its spots will disappear! | Aya Sprey bu, ve hatta onun lekeleri kaybolur! | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Hey, where are you going? Are you very busy? | Hey , ne yapıyorsun? Sen çok mu meşkulsun? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
No. l was going to keep this there. | Hayır.Bu arada onları tut. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
Angry with your wife? | Eşine kızgın mısın? | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
l had forgotten. | Unuttum. | Yes Boss-1 | 1997 | ![]() |
No means no. | Hayır diyorsam hayır. Hayır, "hayır" demektir. "Hayır", hayır demektir. Hayır diyorsam hayır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Bonjour. | Bonjour. Günaydın. Bonjour. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, I know it's you. | Carl, sen olduğunu biliyorum. Carl, sensin biliyorum. Carl, sen olduğunu biliyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh. Hey, man. | Selam dostum. Selam ahbap. Merhaba adamım. Selam dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I was just about to call you. That's so weird. | Tam da seni arayacaktım. Çok tuhaf. Tam da seni arıyordum. Çok garip. Ben de tam seni arıyordum. Ne garip, değil mi? Tam da seni arayacaktım. Çok tuhaf. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Had your number dialed, was about to press "send." | Numaranı tuşladım, "Ara'ya" basmak üzereydim. Numaranı yazdım, "ara" ya basmak üzereydim. Numaranı tuşlamıştım ama arama tuşuna basmamıştım. Numaranı tuşladım, "Ara'ya" basmak üzereydim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Did you block your number? | Numaranı mı gizledin? Numaranı m gizledin? Numaranı mı gizledin? Numaranı mı gizledin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, I did. You never answer when I don't. | Evet, öyle yaptım. Numara görününce açmıyorsun. Evet. Yoksa cevap vermiyorsun. Evet, gizlemediğim zaman cevap vermiyorsun. Evet, öyle yaptım. Numara görününce açmıyorsun. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So, what are you doing? | Eee, neler yapıyorsun? Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun peki? Eee, neler yapıyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, just hanging out in my apartment. | Evde takılıyorum. Dairemde takılıyorum. Evde takılıyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You did get my text, right? What? Text? What? | Mesajımı aldın, değil mi? Ne? Mesaj mı? Ne? Mesajımı aldın değil mi? Ne mesajı? Mesajımı aldın, değil mi? Ne? Mesaj mı? Ne mesajı? Mesajımı aldın, değil mi? Ne? Mesaj mı? Ne? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We're all going out tonight. | Bu akşam dışarı çıkıyoruz. Bu akşam hep birlikte çıkıyoruz. Bu gece dışarı çıkacağız. Bu akşam dışarı çıkıyoruz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Man, that sounds great. I wish I could join you. | Kulağa hoş geliyor. Keşke size katılabilseydim. Harika. Keşke ben de gelebilseydim. Adamım, kulağa çok hoş geliyor. Keşke size katılabilseydim. Kulağa hoş geliyor. Keşke size katılabilseydim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm just so jammed up. | O kadar meşgulüm ki. Kafam karmakarışık. Şu an çok yoğunum. O kadar meşgulüm ki. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm totally off the grid, you know? | Dünyadan koptum, anlıyor musun? Bunalıma girdim desem anlar mısın? Kafamı kaşıyacak vaktim yok, anladın sanırım. Dünyadan koptum, anlıyor musun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, I don't at all. | Hayır, anlamıyorum. Hem de hiç. Hayır, anlamam. Aslında hayır. Hayır, anlamıyorum. Hem de hiç. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I got a bunch of stuff going on. There's this thing I gotta do. | Başımda çok fazla iş var. Bitirmem gereken bir şey var. Yapacak bir sürü işim var. Hem şu şeyi de bitirmem lazım. Yapmam gereken bir sürü iş var. Şu şeyi halletmem lazım. Başımda çok fazla iş var. Bitirmem gereken bir şey var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Any other night would've been great. Darn it to heck. | Başka bir gece nefis olurdu. Kahretsin. Keşke başka bir gece olsaydı. Hay şansıma...! Başka bir gece olsaydı kaçırmazdım. Lanet olası şey! Başka bir gece nefis olurdu. Kahretsin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thing? What thing? | Bitirmen gereken şey mi? Neymiş o? Şey mi? Ne şeyi? O şey de ne? Bitirmen gereken şey mi? Neymiş o? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thing, you know, just a thing. | Bir şey işte, öyle bir şey. Şey işte. Şey işte, bilirsin. Sadece "şey". Bir şey işte, öyle bir şey. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
If I had my thing in front of me, I could tell you what it is... | Eğer önümde olsaydı, sana ne olduğunu anlatabilirdim.. Tam önümde duruyor olsaydı ne olduğunu söylerdim. Şeyim önümde olsaydı sana ondan bahsederdim ama... Eğer önümde olsaydı, sana ne olduğunu anlatabilirdim.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...but I know there's a thing. A thing. | ..ama bir şey olduğunu biliyorum. Bir şey diyorsun. ...ama şey olduğunu biliyorum. Şey. ...biliyorum ki bir şey var. Bir şey mi? Hadi ama! ..ama bir şey olduğunu biliyorum. Bir şey diyorsun. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't think there's anything written down in your fake calendar. | Sahte takviminde hiçbir şey yazmadığına bahse girerim. Sahte ajandanda hiçbir şey yazdığını sanmıyorum. Sahte ajandanda her hangi bir şeyin yazdığını sanmıyorum. Sahte takviminde hiçbir şey yazmadığına bahse girerim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, it says specific things. | Hayır, belirli şeyler var. Hiç de değil. Detaylıca yazıyor. Hayır, çok özel şeyler yazıyor. Hayır, belirli şeyler var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Specific things. Like "get in line at the video store"? | Belirli şeylermiş. Mesela: "Videocuda sıraya gir" gibi mi? "Video dükkanında sıraya gir" gibi mi? Özel şeyler mi? Video dükkanında sıraya girmek gibi mi? Belirli şeylermiş. Mesela: "Videocuda sıraya gir" gibi mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What? What are you talking about? | Ne? Ne diyorsun sen? Sen neden bahsediyorsun? Ne? Sen neden bahsediyorsun? Ne? Ne diyorsun sen? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm not at the video store. I'm in my apartment. | Videocuda değilim. Evdeyim. Video dükkanında değilim. Evimdeyim. Video dükkanında değilim, dairemdeyim. Videocuda değilim. Evdeyim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I can see you, Carl. I'm outside the video store. | Seni görüyorum, Carl. Tam dışarıdayım. Seni görüyorum, Carl. Tam kapının önündeyim. Seni görebiliyorum Carl. Video dükkanının önündeyim. Seni görüyorum, Carl. Tam dışarıdayım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's not me. It's not? | O ben değilim. Değil misin? O ben değilim. Değil misin? O, ben değilim. Öyle mi? O ben değilim. Değil misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, I know what's happening. There is this guy who looks just like me... | Şimdi anladım ne olduğunu. Benim gittiğim videoculara giden.. Ne olduğunu anladım. Şu bana benzeyen adam var ya... Şimdi anladım ne olduğunu. Çoğu vaktini video dükkanında geçiren ve... Şimdi anladım ne olduğunu. Benim gittiğim videoculara giden.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...who goes to a lot of the same stores I do. | ..ve bana çok benzeyen bir herif var. ...hani benim gittiğim dükkanlara giden. ... bana tıpatıp benzeyen bir adam var. ..ve bana çok benzeyen bir herif var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's probably who you're seeing. | Muhtemelen onu görüyorsundur. Muhtemelen gördüğün odur. Sanırım onu görüyorsun. Muhtemelen onu görüyorsundur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wow, that's amazing... | Vay canına, bu inanılmaz.. Vay! Çok ilginç! Hadi ya! Çok ilginç! Vay canına, bu inanılmaz.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...because his mouth is moving in sync with what you're saying. | ..çünkü ağız hareketleriyle söylediklerin eşzamanlı. ...çünkü ağzı, senin konuşmanla eş zamanlı hareket ediyor. ..çünkü ağız hareketleriyle söylediklerin eşzamanlı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, I know you're not saying anything. | Carl, hiçbir şey söylemediğini biliyorum. Carl, şu anda konuşmadığını biliyorum. Carl, şu an konuşmadığını biliyorum. Carl, hiçbir şey söylemediğini biliyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, get outside. I know you're not talking. | Carl, çık dışarı. Konuşmadığını biliyorum. Carl, çık dışarı. Konuşmadığını biliyorum dedim. Carl, çık dışarı. Konuşmadığını biliyorum. Ne? Carl, çık dışarı. Konuşmadığını biliyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What? All right. Carl. | Ne? Tamam. Carl. Carl! Tamam be! Ne? Tamam. Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Look who's here. Hey. You. | Bakın kimi getirdim. Ne haber? Bak kim var? Hey. Sen. Bakın, kimi getirdim? Vay! Bakın kimi getirdim. Ne haber? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't believe it. Rooney. | İnanamıyorum. Rooney. İnanmıyorum. Rooney. Gözlerime inanamıyorum. Rooney! İnanamıyorum. Rooney. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl Allen. Never thought I'd see the day, my man. | Carl Allen. Bu günleri göreceğim aklımın ucundan geçmezdi dostum. Carl Allen. Bu günleri de mi görecektik? Carl Allen, bu günü göreceğim aklımın ucundan geçmezdi dostum! Carl Allen. Bu günleri göreceğim aklımın ucundan geçmezdi dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey. Thought you hung up the spurs, cowboy. | Selam. Dünyadan koptuğunu sanıyordum. Hey. Kendini eve kapattığını sanıyordum. Selam. Dünyadan koptuğunu sanıyordum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, I just got a lot of stuff going on... | Hayır, başımda çok fazla iş var. Hayır, sadece çok meşgulüm... Hayır, başımda çok fazla iş var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...some things I gotta do, issues pending, keep me pretty busy. | Yapmam gereken işler, bekleyen işler beni oldukça meşgul ediyorlar. ...çözmem gereken bazı ufak tefek sorunlar var. ... bekleyen iş vardı ve beni meşgul edip durdular. Yapmam gereken işler, bekleyen işler beni oldukça meşgul ediyorlar. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? Oh, I hear you, player. | Öyle mi? Seni anlıyorum dostum. Eminim öyledir dostum. Öyle mi? Anlıyorum dostum. Öyle mi? Seni anlıyorum dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So we are really excited for you to be here, Carl... | Burada olmandan dolayı çok mutluyuz Carl.. Burada olmandan dolayı çok mutluyuz Carl... Burada olduğun için çok sevinçliyiz Carl. Burada olmandan dolayı çok mutluyuz Carl.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...because we have an announcement to make. | ..çünkü bir duyurumuz var. ...çünkü bir haberimiz var. Çünkü sana bir haberimiz var. ..çünkü bir duyurumuz var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Honey, show him. | Tatlım, göster. Tatlım, göster ona. Tatlım, göster ona. Tatlım, göster. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There it is. Deal with it. | İşte. Bak ve ağla. İşte bu kadar. İşte bu! Al sana! İşte. Bak ve ağla. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. Come on. Right? | Aman Tanrım. Gerçekten mi? Değil mi? Yapma be! Gerçekten mi? Aman Allah’ım. Hadi ama! Sahi mi? Aman Tanrım. Gerçekten mi? Değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Big step, huh? Yeah, it's a big step. It's a huge one. | Büyük adım, değil mi? Evet, büyük bir adım. Dev bir adım. Büyük bir adım ha? Kocaman bir adım. Büyük adım yani? Tabii ki büyük, hem de kocaman. Büyük adım, değil mi? Evet, büyük bir adım. Dev bir adım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Man. Moving fast. That's okay. | Dostum. Hızlı gidiyorsun. Sorun yok. Ne kadar da hızlısınız. Adamım, çok hızlısın. Aferin. Dostum. Hızlı gidiyorsun. Sorun yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What has it been, six months? | Ne kadar oldu, altı ay mı? Altı ay oldu mu? Ne kadar oldu? Altı ay mı? Ne kadar oldu, altı ay mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No. Two years. | Hayır. İki sene. Hayır. İki yıl. Hayır. İki yıl. Hayır. İki sene. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yeah. That's about right, then. | Doğru. O zaman olur bak. Tamam, oldu o zaman. Öyle mi? O zaman tamam. Doğru. O zaman olur bak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So anyway, we're gonna have an engagement party on the 21 st. Open bar. | Her neyse, 21'inde nişan partisi veriyoruz. Limitsiz içki. Ayın yirmi birinde parti veriyoruz. Açık büfe. Neyse, nişan partimiz ayın 21'inde. Sınırsız içki. Her neyse, 21'inde nişan partisi veriyoruz. Limitsiz içki. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, you bastard. Always knows how to get me. | Seni hergele. Beni nasıl kafalayacağını biliyorsun. Piç kurusu. Benim dilimden iyi anlıyor. Seni piç kurusu! Beni nasıl ayartacağını biliyorsun. Seni hergele. Beni nasıl kafalayacağını biliyorsun. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Nice. Carl, does that work for you? | Güzel. Carl, sana da uyar mı? Güzel. Carl, senin için de uygun mu? Güzel. Carl, sana da uyar mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, we'll figure it out. What's there to figure out? | Tamam, bir şeyler ayarlarız. Ayarlayacak ne var? Bir şeyler düşünürüz. Neyini düşüneceksin? Bir şeyler düşünürüz. Düşünecek ne var? Tamam, bir şeyler ayarlarız. Ayarlayacak ne var? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, God, look who's here. | Tanrım, bakın kim gelmiş. Şuraya bakın! Aman tanrım, bakın kim burada. Tanrım, bakın kim gelmiş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm not falling for that, Carl. What's to figure out? | Bunu yemem Carl. Ayarlayacak ne var? Beni kandıramazsın, Carl. Neyini düşüneceksin? Konuyu saptırma Carl. Düşünecek ne var? Bunu yemem Carl. Ayarlayacak ne var? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Open bar. What's the problem? I'm serious. Stephanie's at the bar. | Evet, çok eğleniyorlar. Aferin ona. Limitsiz içki. Sorun ne? Ciddiyim. Stephanie barda. Sınır içki varmış. Sorun ne? Ciddiyim, Stephanie burada. Limitsiz içki. Sorun ne? Ciddiyim. Stephanie barda. Açık büfe dedi. Senin derdin ne? Ciddiyim. Stephanie burda. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
The Stephanie? Yes, my ex wife. She's at the bar. | Bildiğimiz Stephanie mi? Evet, eski karım. Barda. Şu Stephanie mi? Evet, eski eşim. Barda. O Stephanie mi? Evet, eski karım. Şu an barda. Bildiğimiz Stephanie mi? Evet, eski karım. Barda. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, God, that is Stephanie. | Tanrım, gerçekten Stephanie. Hay Allah! Bu Stephanie. Aman Allah’ım, Stephanie. Tanrım, gerçekten Stephanie. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Looks like she's with someone there too. They seem to be thriving. Good for her. | Sanırım yanında birisi var. Samimi gözüküyorlar. Onun adına sevindim. Biriyle beraber gibi. Ne kadar mutlu görünüyorlar. Biri ile beraber gelmiş gibi görünüyor. Gayet iyi anlaşıyorlar. Onun için sevindim. Sanırım yanında birisi var. Samimi gözüküyorlar. Onun adına sevindim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
They're touching each other's genitals. Isn't that amazing? | Birbirlerinin cinsel organlarına dokunuyorlar. İnanılmaz, değil mi? Birbirlerinin cinsel organlarına dokunuyorlar. Ne harika değil mi? Birbirlerinin cinsel organlarına dokunuyorlar. İnanılmaz, değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm so glad I came out. Love it. Okay, you know what? I gotta go. | Ne mutlu ki dışarı çıkmışım. Bayıldım bu işe. Gitsem iyi olur. İyi ki buraya gelmişim. Ne kadar eğlendim! Artık gitmem lazım. Dışarı çıktığıma çok memnun oldum. Neyse, benim gitmem gerek. Ne mutlu ki dışarı çıkmışım. Bayıldım bu işe. Gitsem iyi olur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No. No. Carl, you're gonna stay. What? | Hayır. Hayır. Carl, kalacaksın. Ne? Olmaz Carl, kalıyorsun. Ne? Hayır Carl, kalacaksın. Ne? Hayır. Hayır. Carl, kalacaksın. Ne? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's been years. You leave every time she comes. | Üç yıl oldu. Her geldiğinde kalkamazsın. Üç yıldır ne zaman o gelse sen gidiyorsun. Yıllar oldu ama sen hâlâ o geldi mi burayı terk ediyorsun. Üç yıl oldu. Her geldiğinde kalkamazsın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Totally unrelated. It has nothing to do with Stephanie. | Alâkası yok. Stephanie ile hiç alâkası yok. Tamamen tesadüf. Bunun Stephanie'yle hiç ilgisi yok. Alâkası yok. Stephanie ile bir ilgisi yok bunun. Alâkası yok. Stephanie ile hiç alâkası yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl. Peter. | Carl. Peter. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Rooney. Stephanie, guys. | Rooney. Stephanie, millet. Rooney. Stephanie, beyler. Stephanie, dostlarım. Rooney. Stephanie, millet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey. | Selam. Hey. Selam. Selam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
My boyfriend, Ted. Hey. | Sevgilim, Ted. Merhaba. Erkek arkadaşım, Ted. Hey. Sevgilim Ted. Selam. Sevgilim, Ted. Merhaba. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't believe we... No, I don't believe we have. | Tanıştırıldığımızı Hayır, tanıştırıldığımızı sanmıyorum. Sanırım biz... Hayır, tanışmadık. Sanırım tanış... Hayır, hiç tanışmadık. Tanıştırıldığımızı Hayır, tanıştırıldığımızı sanmıyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're leaving? Yeah, unfortunately. | Gidiyor musun? Maalesef. Gidiyor musun? Evet, ne yazık ki. Çıkıyor musun? Maalesef evet. Gidiyor musun? Maalesef. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Terrible timing too, because you just got here. | Kötü zamanlama. Sen de şimdi gelmiştin ama. Zamanlamam berbat, tam sen gelmişken. Kötü zamanlama, tam da sen gelmiştin Kötü zamanlama. Sen de şimdi gelmiştin ama. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You just got here, too, Carl. | Sen de şimdi geldin, Carl. Sen de yeni geldin, Carl. Sen de yeni geldin Carl. Sen de şimdi geldin, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, but he's got a thing. | Evet, ama onun bir işi varmış. Evet, onun da şeyi vardı... Evet ama onun bir şeyi vardı. Evet, ama onun bir işi varmış. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |