Search
English Turkish Sentence Translations Page 182946
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
We're gonna make a covenant, Carl. Yes. | Bir mukavele yapacağız, Carl. Evet. Seninle bir anlaşma yapacağız, Carl. Evet. Şimdi bir anlaşma yapacağız, Carl. Bir mukavele yapacağız, Carl. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Do you want to make a covenant? Ugh... | Mukavele yapmak ister misin? Bir anlaşma yapmak istiyor musun? Ugh... Anlaşma yapmak ister misin Carl? Mukavele yapmak ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
The word is "yes," Carl. | "Evet" diyeceksin Carl. Kelime "evet" Carl. "Evet" demelisin Carl. "Evet" diyeceksin Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes! Yes. | Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes! Yes. | Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet! Evet! Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Once you leave this building... | Bu binadan çıktıktan sonra.. Burayı terkettiğin andan itibaren... Bu binayı terk ettikten sonra... Bu binadan çıktıktan sonra.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...every time an opportunity presents itself... | ..karşına ne zaman bir fırsat çıksa,.. ...karşına çıkacak her fırsatta... ... önüne her fırsat çıktığında... ..karşına ne zaman bir fırsat çıksa,.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...no matter what it is... | ..ne olursa olsun,.. ...bu, ne olursa olsun... ... ne olursa olsun... ..ne olursa olsun,.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...you will say yes. | ..evet diyeceksin. ...evet diyeceksin. ... "evet" diyeceksin. ..evet diyeceksin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. Yes! | Evet. Evet! Evet. Evet! Evet! Evet! Evet. Evet! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. Yes! | Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. Yes. | Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What if I... | Ya.. Ama ya... Peki, ya... Ya.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...say... | ..diğer kelimeyi.. ...diğer... ... diğer kelimeyi... ..diğer kelimeyi.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...the other word? | ..söylersem? ...kelimeyi söylersem? ... söylersem? ..söylersem? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You'll be making a promise to yourself. | Kendi kendine söz vereceksin. Kendine bir söz vereceksin. Kendine söz vereceksin. Kendi kendine söz vereceksin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And when you break a promise to yourself... | Eğer kendine verdiğin bir sözü tutmazsan.. Kendine verdiğin sözü tutmadığında... Kendine verdiğin sözden cayarsan... Eğer kendine verdiğin bir sözü tutmazsan.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...things can get a little dicey. | ..işler sarpa sarabilir. ...karşılaşacakların tehlikeli olabilir. ... sonuçları riskli olabilir. ..işler sarpa sarabilir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What do you say, Carl? | Ne diyorsun, Carl? Ne diyorsun Carl? Ne diyorsun, Carl? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Are you ready to make a covenant? | Mukavele yapmaya hazır mısın? Anlaşma yapmaya hazır mısın? Anlaşma için hazır mısın? Mukavele yapmaya hazır mısın? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come on, Carl. Yes. | Hadi, Carl. Evet. Hadi, Carl. Evet. Haydi Carl. Evet. Hadi, Carl. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. Yes. | Evet. Evet. Evet. Evet. Evet! Evet. Evet. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. Again. | Evet. Tekrar. Evet. Tekrarla. Evet! Yine. Evet. Tekrar. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. Yes. | Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet! Evet. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Say it again. Yes! | Bir daha söyle. Evet! Tekrar söyle. Evet! Tekrar söyle. Evet! Bir daha söyle. Evet! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Make me believe it. Yes, yes, yes. | Beni inandır. Evet, evet, evet. Beni inandır. Evet, evet, evet. Beni inandır. Evet, evet, evet. Beni inandır. Evet, evet, evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, there he is. | İşte karşınızda. Hey, işte o. Selam, sen osun. İşte karşınızda. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That was really wonderful. Thank you. | Muhteşemdi. Teşekkürler. Harikaydın. Teşekkür ederim. Gerçekten harikaydın. Sağ olun. Muhteşemdi. Teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Pretty powerful stuff, huh? | Oldukça sağlam felsefe, değil mi? Bayağı etkiliymiş, değil mi? Gayet etkileyici bir seminerdi, değil mi? Oldukça sağlam felsefe, değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey. Good to have you with us. Yes. | Aramızda olmana memnun olduk. Evet. Hey. Bize katılman güzel. Evet. Selam. Bizle olman çok güzel. Evet. Aramızda olmana memnun olduk. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So are you gonna do it? I don't know. Maybe. | Yapacak mısın? Bilmiyorum. Belki. Ee, yapacak mısın? Bilmem. Belki. Peki, yapacak mısın? Bilmem. Belki. Yapacak mısın? Bilmiyorum. Belki. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's weird. I didn't realize we just stepped out of a "maybe" seminar. | Tuhaf. "Belki" seminerinden çıktığımızı fark etmemiştim. Tuhaf. "Belki" seminerine geldiğimizi farketmemiştim. Çok garip. Daha yeni "Belki" seminerinden çıktığımızı unutmuşum. Tuhaf. "Belki" seminerinden çıktığımızı fark etmemiştim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, man. That's a nice car. | Dostum. Güzel araba. Hey, ahbap. Araban güzelmiş. Selam dostum. Ne hoş araba. Dostum. Güzel araba. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Could you drive me to Elysian Park? | Beni Elysian Park'a bırakır mısın? Beni Elysian Park'a bırakabilir misin? Beni Elysian parkına bırakabilir misin? Beni Elysian Park'a bırakır mısın? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh. Ugh... | Oh. Ugh... Şey... | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Sure he can. Right, Carl? | Elbette bırakır. Değil mi, Carl? Elbette bırakabilir. Değil mi Carl? Tabii ki bırakır. Değil mi Carl? Elbette bırakır. Değil mi, Carl? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, why not? | Neden olmasın. Tamam, neden olmasın? Tamam, neden olmasın? Neden olmasın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. You won't regret this, Carl. | Evet. Pişman olmayacaksın, Carl. Evet! Buna pişman olmayacaksın Carl. Evet. Pişman olmayacaksın Carl. Evet. Pişman olmayacaksın, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Can I use your phone? Go, man, go. | Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi, dostum, hadi. Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi, hadi. Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi adamım, hadi. Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi, dostum, hadi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Keep going or this'll do, because it doesn't really matter? | Gidelim mi, yoksa burası iyi mi? Yoksa hiç önemli değil mi? Devam edeyim mi yoksa yeter mi, çünkü farketmez biliyorsun. Gitmeye devam mı, yoksa yeter mi? Benim için sorun değil çünkü. Gidelim mi, yoksa burası iyi mi? Yoksa hiç önemli değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, hold on a sec, I can't hear myself think. | Dur bir saniye, düşündüklerimi duyamıyorum. Bekle biraz, ne dediğini anlamıyorum. Bekle bir saniye, kendi sesimi bile duyamıyorum. Dur bir saniye, düşündüklerimi duyamıyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's just a little further, man. Just right up the hill there. | Biraz daha ileride dostum. Şu tepenin üzerinde. Biraz daha ileride adamım. Şuradaki tepede. Biraz ileride adamım. Önümüzdeki tepenin ardında. Biraz daha ileride dostum. Şu tepenin üzerinde. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And what did you say? | Ne dedin sen? Sen ne dedin? Peki sen ne dedin? Ne dedin sen? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, I'm just right over here. Okay. Yeah. | Burada ineyim. Tamam. Evet. İşte geldik. Tamam. Ben burada ineyim. Tamam, pekâlâ. Burada ineyim. Tamam. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What? Hello? Hello? | Ne? Alo? Alo? Alo? Alo? Alo, alo! Ne? Alo? Alo? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, shit, man. Your battery's dead. | Kahretsin dostum. Şarjın bitmiş. Şarjın bitti ahbap. Ha s*ktir, pili bitti. Kahretsin dostum. Şarjın bitmiş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, great. | Nefis. Harika. Harika. Nefis. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thanks. Well, gracias, amigo. | Teşekkürler. Gracias, amigo. Sağ ol. Neyse, gracias, amigo. Teşekkürler. Teşekkürler. Gracias, amigo. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I mean, it's real nice of you to give me a ride. Most people just say no. | Beni bırakman çok hoş bir davranış. Birçok insan hayır derdi. Beni buraya kadar getirmen büyük kibarlıktı. İnsanların çoğu hayır der. Buraya kadar getirmen çok inceydi. Çoğu kişi sadece "hayır" derdi. Beni bırakman çok hoş bir davranış. Birçok insan hayır derdi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Course, I have been having a lot of luck lately outside of that hotel. | Bir süredir o otelin önünde şansım oldukça yaver gidiyor. Aslında o otelin etrafında, son zamanlarda şansım yaver gidiyor. Son zamanlarda otelin dışında şansım yaver gider oldu. Bir süredir o otelin önünde şansım oldukça yaver gidiyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No problem. Have a good night. | Sorun değil. İyi geceler. Sorun değil. Sana iyi geceler. Sorun değil. İyi geceler. Sorun değil. İyi geceler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Can I borrow a couple bucks? | Birkaç kâğıt borç alabilir miyim? Bir kaç dolar borç verebilir misin? Biraz para ödünç alabilir miyim? Birkaç kâğıt borç alabilir miyim? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I've come this far. | Buraya kadar geldim. Madem bu kadar ilerledim... Buraya kadar gelmişim zaten. Buraya kadar geldim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes, you can. | Evet, alabilirsin. Evet, verebilirim. Evet, alabilirsin. Evet, alabilirsin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You got a whole lot there. Can I have it all? | Orada daha bir sürü varmış. Hepsini alabilir miyim? Elinde daha fazlası var. Hepsini alabilir miyim? Bir sürü paran varmış. Hepsini alabilir miyim? Orada daha bir sürü varmış. Hepsini alabilir miyim? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Sure. It's all yours. | Elbette. Hepsi senin olsun. Tabi. Hepsi senindir. Tabii ki! Hepsi senindir. Elbette. Hepsi senin olsun. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
God bless you, man. | Allah razı olsun, dostum. Tanrı seni korusun ahbap. Allah razı olsun adamım. Allah razı olsun, dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, come on. | Yapma. Hadi ama. Hadi ama. Yapma. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Perfect. | Mükemmel. Mükemmel! Mükemmel. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Carl. Do you wanna give all your money away to a homeless guy? | Carl. Bütün paranı evsiz bir adama vermek istiyor musun? Hey, Carl. Cebindeki bütün parayı bir evsize vermek ister misin? Hey, Carl! Tüm paranı evsiz bir adama vermek ister misin? Carl. Bütün paranı evsiz bir adama vermek istiyor musun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes, yes, I do. | Evet, evet, istiyorum. Evet, isterim. Evet, isterim. Evet, evet, istiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Letting him burn out your phone... | Telefonunun şarjını bitirip,... Peki ya telefonun şarjını bitirse de... Peki ya telefonunun şarjını bitirmesine ne dersin? Telefonunun şarjını bitirip,... | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...so you can't call AAA when you run out of gas? | ..benzinin bittiğinde arama kurtarmayı aramanı engellediği halde mi? ...sen de benzinin bittiği için "Yol Yardım" ı arayamasan? Böylece, benzinin bittiğinde "Oto Yardım Hattı"nı arayamazsın. ..benzinin bittiğinde arama kurtarmayı aramanı engellediği halde mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That sounds like a fucking great idea! | Harika bir fikirmiş! Bu kadar harika bir fikir duymamıştım! Muhteşem boktan bir fikir! Harika bir fikirmiş! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you take a stroll through the hills... | Neden tepelerde biraz dolaşıp Manson ailesi tarafından öldürülmüyorsun? Ya da bu tepelerde bir gezintiye çıkıp... Neden tepelerde bir gezintiye çıkmıyorsun da... Neden tepelerde biraz dolaşıp Manson ailesi tarafından öldürülmüyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...and get killed by the Manson family? Don't mind if I do. | ... Manson ailesi tarafından öldürülmek ister miydin? Bence sakıncası yok. ... Manson ailesi tarafından katledilmiyorsun? Ben yaparsam gücenme. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come on, man. | Hadi ama. Hadi ama! Hadi ama. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. Since that's my only fucking option. | Evet. Tek seçeneğim bu. Evet. Zaten tek seçeneğim bu. [Kredi çekme onayı?] Evet. Şu anki tek seçeneğim bu. Evet. Tek seçeneğim bu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Would you like to carry a 20 pound container of gas up a giant hill to your car? | Dev bir tepenin üzerindeki arabana on litre benzin taşımak ister misin? 7,5 kiloluk bir bidonu devasa bir... Dev bir tepenin üzerindeki arabana on litre benzin taşımak ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, could I? Could I really? | Yapabilir miyim? Gerçekten yapabilir miyim? Taşıyabilir miyim? Gerçekten mi? Yapabilir miyim? Gerçekten mi? Yapabilir miyim? Gerçekten yapabilir miyim? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's a good look. | Güzel pozdu. Güzel bir bakış. İyi pozdu. Güzel pozdu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hi. Did you just take my picture? Maybe. | Merhaba. Az önce fotoğrafımı mı çektin? Belki de. Selam. Sen şimdi resmimi mi çektin? Olabilir. Selam. Öylece fotoğrafımı mı çektin? Olabilir. Merhaba. Az önce fotoğrafımı mı çektin? Belki de. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Did you just run out of gas? | Benzinin mi bitti? Öylece benzinin mi bitti? Benzinin mi bitti? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Maybe. | Belki de. Olabilir. Olabilir. Belki de. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That sucks. That happened to me last week. | Çok kötü. Geçen hafta bana da olmuştu. Berbat bir durum. Geçen hafta bana da oldu. Berbat bir şeydir. Geçen hafta benim de başıma geldi. Çok kötü. Geçen hafta bana da olmuştu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
When you were driving out of your way... | Yolundan sapıp, arama kurtarmayı arayamayasın diye şarjını bitiren.. Evsiz birini yolunun üzerinde olmayan bir yere bırakmak için giderken... Şarjını bitirdiği için OYH'yı arayamadığın evsizin tekini... Yolundan sapıp, arama kurtarmayı arayamayasın diye şarjını bitiren.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No. I take it that's what happened to you. | Hayır. Herhalde senin başına bu geldi. Hayır. Sanırım senin başına gelen bu. Hayır. Senin başına gelenler bunlarmış demek. Hayır. Herhalde senin başına bu geldi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No. Why would you assume that? | Hayır. Neden öyle düşündün ki? Hayır. Nereden çıkardın? Hayır, neden öyle düşündün ki? Hayır. Neden öyle düşündün ki? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
He used up your phone? | Şarjını mı bitirdi? Telefonunu mu kullandı? Telefonunu mu kullandı? Şarjını mı bitirdi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Apparently he was the most popular homeless man on the planet. | Evet. Belli ki, gezegendeki en gözde evsiz adammış. Evet.Görünüşe göre gezegendeki en popüler evsiz. Evet. Görünüşe göre evrendeki en popüler evsiz adama rast gelmişim. Evet. Belli ki, gezegendeki en gözde evsiz adammış. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
He was staying connected. It was good to see. | Bağlantıyı koparmamış. İzlemesi hoştu. Telefonu hiç kapatmadı. İzlemesi çok zevkliydi. Hâlâ insanlarla iletişim halinde olduğunu görmek güzel. Bağlantıyı koparmamış. İzlemesi hoştu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm just glad that I could be a part of it, really. | Bu deneyimin bir parçası olduğum için gerçekten memnunum. Bunun bir parçası olduğum için çok memnunum, gerçekten. Bu deneyimin bir parçası olduğum için gerçekten memnunum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That must feel good. Oh, truly, truly. | Çok iyi hissediyor olmalısın. Gerçekten, gerçekten. İyi hissettirmiştir. Sahiden öyle. İyi hissettiriyor olmalı. Hakikaten öyle. Çok iyi hissediyor olmalısın. Gerçekten, gerçekten. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. And I'm getting some exercise, which is cool. | Ayrıca egzersiz de yapmış oluyorum. Bu da güzel bir şey. Biraz da egzersiz yapmış oldum. Ve bu sayede harika bir egzersiz yapmış oldum. Ayrıca egzersiz de yapmış oluyorum. Bu da güzel bir şey. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, do you need a ride? | Seni bırakayım mı? Seni götürmemi ister misin? Seni bırakmamı ister misin? Seni bırakayım mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
On that thing? | O şeyle mi? Bununla mı? O şeyle mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Am I going too fast for you? | Çok mu hızlı gidiyorum? Sana göre fazla mı hızlıyım? Çok mu hızlı gidiyorum sana göre? Çok mu hızlı gidiyorum? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No. In fact, I think you should go faster. | Hayır. Bence daha hızlı gidebilirsin. Hayır. Aslında daha hızlı gitmelisin. Hayır, aslında bence daha hızlı gitmelisin. Hayır. Bence daha hızlı gidebilirsin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That way if we crash, at least I'll die. | Öyle olursa en azından kaza geçirirsek ölürüm. Kaza yaparsan en azından ölmüş olurum. Böylelikle, kaza yaparsak en azından ölürüm. Öyle olursa en azından kaza geçirirsek ölürüm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I just don't wanna be kept alive artificially. | Bitkisel hayatta kalmak istemiyorum. Makineye bağlı kalarak yaşatılmak istemem de. Bitkisel hayatta yaşamaya devam etmeyi istemem de. Bitkisel hayatta kalmak istemiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What are you doing? I'm taking a picture. Smile. | Ne yapıyorsun? Fotoğraf çekiyorum. Gülümse. Ne yapıyorsun? Resim çekiyorum. Gülümse. Ne yapıyorsun? Fotoğraf çekiyorum. Gülümse. Ne yapıyorsun? Fotoğraf çekiyorum. Gülümse. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I can't see. I'm blind. Me too. Isn't it great? Whoo! | Göremiyorum. Kör oldum. Ben de. Harika, değil mi? Göremiyorum. Kör oldum. Ben de? Harika, değil mi? Whoo! Göremiyorum, kör oldum. Ben de. Harika değil mi? Göremiyorum. Kör oldum. Ben de. Harika, değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, that's getting it good. Yep. | Evet, bu iş görür. Evet. İşte oldu. Tamamdır. Evet, işler yoluna giriyor. Evet, bu iş görür. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, thanks again for the ride. No problem. | Bıraktığın için teşekkürler. Sorun değil. Getirdiğin için sağ ol. Önemli değil. Bıraktığın için tekrar teşekkürler. Önemli değil. Bıraktığın için teşekkürler. Sorun değil. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hopefully the color will return to your face sometime soon. | Herhalde yüzünün rengi de kısa zamanda yerine gelir. Umarım kısa zamanda yüzünün rengi geri gelir. Umarım yüzünün rengi en kısa zamanda eski haline döner. Herhalde yüzünün rengi de kısa zamanda yerine gelir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm more of a four wheel kind of guy. Really? | Ben dört teker severim. Gerçekten mi? Dört tekerlek üzerinde daha rahat olurum. Sahi mi? Dört tekerlek üstünde daha rahat olanlardanım sanırım. Gerçekten mi? Ben dört teker severim. Gerçekten mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I never would've guessed that. You seemed so at ease on two. | Hiç anlaşılmıyor. İki teker üzerinde de gayet rahattın. Bunu asla tahmin edemezdim. İki tekerlek üzerinde çok rahattın. Söylemeseydin tahmin edemezdim. İkinin üzerinde de gayet rahat görünüyordun oysa. Hiç anlaşılmıyor. İki teker üzerinde de gayet rahattın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Can I have my helmet back now? I'm still wearing it, aren't I? | Kaskımı alabilir miyim? Hâlâ takıyorum, değil mi? Kaskımı geri alabilir miyim? Hala takıyor muyum? Kaskımı geri alabilir miyim? Hâlâ takıyorum, değil mi? Kaskımı alabilir miyim? Hâlâ takıyorum, değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So you okay? | İyi misin? Sen iyi misin? İyi misin? İyi misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, I'm good, unless you wanna stick around and make out. | Evet, iyiyim. Eğer takılıp öpüşmek istiyorsan, o başka tabii. Evet iyiyim, sen gitmek isteyene kadar öyleydim. Evet, iyiyim. Burada takılıp sevişirsek tabii. Evet, iyiyim. Eğer takılıp öpüşmek istiyorsan, o başka tabii. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |