Search
English Turkish Sentence Translations Page 182944
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah, that's a thing. There's a thing, and there's no time. | Evet, bir iş var. Bir iş var ve zamanım yok. Evet, o şey. Hem hiç zamanım yok. Evet, o şey. Bir şeyim var ama hiç zamanım yok. Evet, bir iş var. Bir iş var ve zamanım yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There's a time crunch, and time is of the essence. | Bu bir dönüm noktası ve zaman çok önemli. Zamandan daha önemli ne olabilir? Zaman akıp gidiyor ve çabucak işime dönmeliyim. Bu bir dönüm noktası ve zaman çok önemli. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Anyway, I am gone orrhea. | Her neyse, ben kaçı rı yorum. Neyse, ben gider. Neyse, benim bel soğukluğum var. Her neyse, ben kaçı rı yorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wow. That didn't sound quite right. Oh, well. | Vay canına. Kulağa pek hoş gelmedi. Neyse. Kulağa pek hoş gelmedi. Pek inanmışa benzemiyorsunuz. Neyse. Vay canına. Kulağa pek hoş gelmedi. Neyse. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Whoa! | Aman! Amanın! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
See you, guys. | Görüşürüz, millet. Görüşürüz beyler. Görüşürüz millet. Görüşürüz, millet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh! Hi, Tillie. Morning, Carl. | Merhaba, Tillie. Günaydın, Carl. Selam Tillie. Günaydın Carl. Merhaba Tillie. Günaydın Carl. Merhaba, Tillie. Günaydın, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Would you like to come over for a little breakfast? | Kahvaltıya gelmek ister misin? Benimle kahvaltı etmek ister miydin? Küçük bir kahvaltıya ne dersin? Kahvaltıya gelmek ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Gee, that sounds great, but I can't. | Teklifin için sağ ol ama gelemem. Harika olurdu ama yapamam. Kulağa hoş geliyor ama, olmaz. Teklifin için sağ ol ama gelemem. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Some cereal, a little yogurt? Yeah, no. | Biraz mısır gevreği, biraz yoğurt? Evet, hayır. Biraz mısır gevreği, biraz yoğurt? Olmaz. Biraz mısır gevreği ve yoğurda ne dersin? Hayır. Biraz mısır gevreği, biraz yoğurt? Evet, hayır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How about some toast, huh? | Tosta ne dersin? Peki tost ister misin? Tosta ne dersin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know, I have to go to work, but thanks. | İşe gitmem lazım, teşekkürler. İşe gitmeliyim. Yine de sağ ol. Biliyorsun ki işe gitmem lazım, ama teşekkürler. İşe gitmem lazım, teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Good show tonight. Come check us out. | Bu gece güzel bir gösterimiz var. Bir göz atın. Gösteri bu akşam. Sizi de bekleriz. Bu gece güzel bir gösterimiz var. Bir göz atın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Your loss. Hey, man, wanna rock out tonight? | Sen kaybedersin. Dostum, bu gece çılgınlar gibi eğlenmek ister misin? Sen kaybedersin. Hey, ahbap, bu akşam sallanmak ister misin? Senin kaybın. Selam dostum, bu gece kudurmaya ne dersin? Sen kaybedersin. Dostum, bu gece çılgınlar gibi eğlenmek ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, it's you. Let me guess, no? Yep. | Demek sensin. Tahmin edeyim. Hayır diyeceksin. Evet. İşte sen. Dur tahmin edeyim. Hayır mı? Evet. Demek sensin. Tahmin edeyim. Hayır diyeceksin. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes? No, I meant yes to your no. | Evet mi? Hayır, "hayır"ına evet dedim. Evet mi? Hayır, senin hayırına evet. Evet mi? Hayır, yani senin "hayır"ına evet. Evet mi? Hayır, "hayır"ına evet dedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, bye. | Tamam, hoşça kal. Tamam, güle güle. Tamam, hoşça kal. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Persianwifefinder.com. No, thank you. | iranliesbul.com. Almayayım. Acemeşbulucu.com. Hayır, teşekkürler. İranlı Eş Bul.Com. Hayır, sağ ol. iranliesbul.com. Almayayım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Costume party. Yeah, no. | Kıyafet balosu demek. Evet, hayır. Kıyafet balosu. Hayır. Maskeli balo. Pekâlâ, hayır! Kıyafet balosu demek. Evet, hayır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, boy. | Olamaz. Hadi be! Amanın! Olamaz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Here we go. | İşte başlıyoruz. Hadi bakalım. İşte başlıyoruz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl Allen has reported for duty. I'm not a soldier, Norman. | Carl Allen tekmil vermiş. Ben asker değilim, Norman. Carl Allen göreve hazırdır. Ben bir asker değilim, Norman. Carl Allen görevinin başında! Ben asker değilim Norman. Carl Allen tekmil vermiş. Ben asker değilim, Norman. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're a soldier on the front line of finance. | Sen finans sektörünün ön cephesinde bir askersin. Bankacılığın ön cephesindeki bir askersin. Sen kredi cephemizin öncü askerlerindensin. Sen finans sektörünün ön cephesinde bir askersin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Norman. Line one. | Norman. Birinci hat. Norman, birinci hat. Norman. Birinci hat. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Did you wanna get that? In the privacy of your office? | Ofisinin gizliliğinde konuşmak ister misin? Bu konuşmayı ofisinde yapmak ister miydin? Oradakini kullanmak istemez misin? Odanın mahremiyetinde. Ofisinin gizliliğinde konuşmak ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'll just get it here. Yeah, or that. | Burada da konuşabilirim. Tamam, o da olur. Buradan hallederim. Buradan konuşurum. Tamam. Burada da konuşabilirim. Tamam, o da olur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're with Norman. | Norman'la görüşüyorsunuz. Norman konuşuyor. Norman'la konuşuyorsunuz. Norman'la görüşüyorsunuz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Uh huh. Are you sure? Because... Okay. Yep. Whatever you say. | Emin misin? Çünkü Tamam. Olur. Nasıl istersen. Emin misiniz? Çünkü... Tamam. Siz nasıl isterseniz. Evet. Emin misiniz, çünkü... Tamam, nasıl diyorsanız öyle olsun. Emin misin? Çünkü Tamam. Olur. Nasıl istersen. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Remember that promotion we were talking about? | Konuştuğumuz terfi işini hatırlıyor musun? Şu terfi meselesi vardı ya... Bahsettiğim terfi meselesini hatırlıyor musun? Konuştuğumuz terfi işini hatırlıyor musun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. It's not gonna happen. | Evet. Olmayacak. Evet. Öyle bir şey olmayacak. Evet. Sen seçilmemişsin. Evet. Olmayacak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Tried to fight for you on the phone there. | Senin adına telefonda savaş verdim. Telefonda senin için kavga ettim. Senin için biraz önce telefonda mücadele verdim ama... Senin adına telefonda savaş verdim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It was between you and Demko, and they went with Demko. | Ya sen ya da Demko olacaktı; Demko'yu seçmişler. Sen ya da Demko terfi edecekti. Demko'yu seçtiler. ...seninle Demko arasında kalmışlar, Demko'yu terfi ettirmişler. Ya sen ya da Demko olacaktı; Demko'yu seçmişler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't care. I didn't really want the job badly. | Umurumda değil. O kadar da çok istemiyordum zaten. Umurumda değil. Zaten o işi gerçekten istemiyordum. Sorun değil. İşi delice istemiyordum zaten. Umurumda değil. O kadar da çok istemiyordum zaten. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I just figured after five years, I'd be the logical choice, but whatever. | Beş sene sonra en mantıklı seçim bu olur diye düşünmüştüm ama önemli değil. Buradaki beş yılımdan sonra en mantıklı tercih ben olmalıydım ama neyse. Beş yıl sonrasında mantıklı bir seçenek gibi gelmişti ama neyse. Beş sene sonra en mantıklı seçim bu olur diye düşünmüştüm ama önemli değil. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Look at it this way: at least you didn't get shit canned. | Şu açıdan bak: En azından sepetlenmedin. Bir de iyi tarafından bak. En azından sepetlenmedin. Olaya bir de şöyle bak. En azından seni bok paketi yapmadılar. Şu açıdan bak: En azından sepetlenmedin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Do you know what that means? Fired? | Anlamını biliyor musun? Kovulmak mı? Anlamını biliyor musun? Kovulmak mı? Ne demek olduğunu biliyor musun? Kovulmak mı? Anlamını biliyor musun? Kovulmak mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How did you know what that meant? Have you heard me say that before? | Nereden biliyorsun? Daha önce benden mi duydun? Bunu nereden biliyorsun? Daha önce söylediğimi duydun mu? Nasıl bildin? Önceden duymuş muydun benden? Nereden biliyorsun? Daha önce benden mi duydun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, it's a pretty common expression. | Hayır, oldukça sık kullanılan bir deyiştir. Hayır, bu çok sık kullanılan bir ifadedir. Hayır, kendisi gayet bilinen bir tabir. Hayır, oldukça sık kullanılan bir deyiştir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
In my circles. I made it up. Well, it's catching on. | Benim muhitimde öyledir. Ben uydurdum. Demek moda olmuş. Benim çevremde. Ben uydurdum Popüler olmaya başlamış. Benim çevremde. Ben uydurdum. Bayağı moda oldu sanırım. Benim muhitimde öyledir. Ben uydurdum. Demek moda olmuş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
This'll cheer you up. I'm having a little get together at my place. | Bu seni neşelendirecek. Evimde küçük bir parti veriyorum. Bu seni neşelendirir. Evimde küçük bir parti veriyorum. Bu seni neşelendirir. Mekânımda küçük bir parti vereceğim. Bu seni neşelendirecek. Evimde küçük bir parti veriyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's a funny hat and or wig party. Oh, man. | Komik, şapka ya da peruk partisi. Yapma be dostum. Komik şapka ya da peruk partisi. Hadi canım! Komik şapka veya peruk partisi. Hadi ya! Komik, şapka ya da peruk partisi. Yapma be dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Sucks I'm gonna be out of town. | Çok kötü ama şehir dışında olacağım. Maalesef şehir dışında olacağım. Kahretsin, şehir dışında olacağım. Çok kötü ama şehir dışında olacağım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You don't know what day it is. When is it? | Hangi gün olduğunu bilmiyorsun ki. Hangi gün? Tarihini söylemedim ki! Ne zaman? Hangi gün olduğunu bilmiyorsun ki. Ne zaman? Hangi gün olduğunu bilmiyorsun ki. Hangi gün? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Friday. I'm out of town. | Cuma. Şehir dışındayım. Cuma. Şehir dışındayım. Cuma. Şehir dışındayım. Cuma. Şehir dışındayım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You spoke at the same time I did just then. | Benimle aynı anda konuştun. Söylediğim gibi cevap verdin. Benimle aynı anda konuştun. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Like you were committed to saying what you were saying... | Sanki ne söyleyeceğimden bağımsız olarak.. Sanki söylediğin şeyi ben ne söylersem söyleyeyim... Sanki ne söylersem söyleyeyim... Sanki ne söyleyeceğimden bağımsız olarak.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...regardless of what I was gonna say. Hm. | ..kafanda bir cevap varmış gibi. ...söyleyecekmişsin gibi Hm. ... aynı cevabı verecektin. ..kafanda bir cevap varmış gibi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I admit, business has been slow. | Kabul ediyorum, işler biraz yavaşladı. İşlerin biraz azaldığını kabul ediyorum. Kabul ediyorum, işlerim son zamanlarda yavaşladı. Kabul ediyorum, işler biraz yavaşladı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There's a lot less demand for a small Rollerblade shop... | Big 5 ve Sport Chalet varken küçük bir paten dükkânına.. Big 5 ve Sport Chale ile kıyaslanırsa benim küçük paten dükkanımın... Big 5 ve Sport Chalet varken... Big 5 ve Sport Chalet varken küçük bir paten dükkânına.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...what with Big 5 and Sport Chalet... | ..uğrayan insan sayısı azaldı.. ...ürünlerine olan talep çok daha az... ..uğrayan insan sayısı azaldı.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...but my designs are gonna revolutionize the roller industry. | ..ama benim tasarımlarım paten endüstrisinde devrim yaratacak. ...ama benim tasarımım paten dünyasında devrim yaratacak. ...ama tasarımlarım paten dünyasında devrim yapacak. ..ama benim tasarımlarım paten endüstrisinde devrim yaratacak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I know that, Marv, but you have no equity. | Biliyorum, Marv, ama sermayen yok. Biliyorum, Marv, ama hiç sermayen yok. Eminim Marv ama sermayen yok. Biliyorum, Marv, ama sermayen yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
None. And your credit... | Hiç. Kredi notun da Yok. Kredin de... Yok. Ve kazancın... Hiç. Kredi notun da | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Bad, but I don't wanna sound desperate. | Kötü, biliyorum. Ümitsiz konuşmak istemem. Berbat, ama umutsuz görünmek istemiyorum. Berbat ama çaresizmiş görünmek istemesem de... Kötü, biliyorum. Ümitsiz konuşmak istemem. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. I have no other options left. | Evet. Başka seçeneğim yok. Bütün seçeneklerimi tükettim de. ...başka seçeneğim kalmadı. Evet. Başka seçeneğim yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl. Hey. Long time no see. | Carl. Selam. Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu. Carl. Hey. Uzun zamandır görüşmedik. Carl, selam! Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Carl. Selam. Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Nick Lane? Hey. | Nick Lane? Selam. Nick Lane? Hey. Nick Lane? Selam. Nick Lane? Selam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You don't still work at the bank, do you? Yeah. | Hâlâ bankada çalışmıyorsun, değil mi? Evet. Hala bankada çalışmıyorsun değl mi? Hayır. Hâlâ bu bankada mı çalışıyorsun? Evet. Hâlâ bankada çalışmıyorsun, değil mi? Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Kind of why I'm sitting outside here, eating my lunch, wearing the nametag. | Bu yüzden yakamda isim etiketiyle dışarıda öğlen yemeği yiyorum. Burada oturup; öğle yemeğimi yiyormuş, isim bandımı takıyormuş gibi yapıyorum. Bu yüzden dışarısında oturup yemeğimi yiyor ve çalışma kartını takıyorum. Bu yüzden yakamda isim etiketiyle dışarıda öğlen yemeği yiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You must be running this place by now. | İşin başına geçmişsindir artık. Çoktan buradan kurtulman gerekirdi. Şu an burayı yönetiyor olmalıydın ama. İşin başına geçmişsindir artık. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I could have. Had a couple offers. Didn't wanna get tied down. | Geçebilirdim. Birkaç teklif aldım aslında. Kendimi bağlamak istemedim. Gidebilirdim. Birkaç teklif gelmişti. Kendimi kısıtlamak istemedim. Olabilirdim. Birkaç terfi teklifi aldım ama sorumluluk almak istemedim. Geçebilirdim. Birkaç teklif aldım aslında. Kendimi bağlamak istemedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How's Stephanie? Good. | Stephanie nasıl? İyi. Stephanie nasıl? İyi. Stephanie nasıl? İyi. Stephanie nasıl? İyi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
God. | Tanrım. Hay Allah! Tanrım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
She's good. What have you been doing? | O iyi. Sen neler yapıyorsun? Çok iyi. Sen neler yapıyorsun? Gayet iyi. Sen neler yapıyorsun peki? O iyi. Sen neler yapıyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I've been all over the map, man. I've lived. | Gezmediğim yer kalmadı dostum. Hayatımı yaşadım. Nereye istersem oraya gidiyorum ahbap. Yaşıyorum. Dünyanın her yerindeydim dostum. Hayatımı yaşıyorum. Gezmediğim yer kalmadı dostum. Hayatımı yaşadım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I climbed Mount Kilimanjaro. I ate bat in Laos. | Kilimanjaro'ya tırmandım. Laos'da yarasa yedim. Kilimanjaro dağına tırmandım. Laos'da yarasa yedim. Klimanjaro Dağı'na tırmandım. Laos'ta yarasa yedim. Kilimanjaro'ya tırmandım. Laos'da yarasa yedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I shot a cow with a bazooka. | Bazukayla inek vurdum. Bazukayla bir inek vurdum. Bir ineği bazukayla öldürdüm. Bazukayla inek vurdum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm not proud of that last one, but I did it, man. | En sonuncusu pek gurur duyulacak bir şey değil ama yaptım dostum. Bununla gurur duymuyorum ama yaptım ahbap. Sonuncusuyla pek gurur duymuyorum ama yaptım be dostum! En sonuncusu pek gurur duyulacak bir şey değil ama yaptım dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Sounds wild. Wanna know my secret? | Vahşi yaşamışsın. Sırrımı bilmek ister misin? Çılgınca. Sırrımı öğrenmek ister misin? Kulağa vahşice geliyor. Sırrımı öğrenmek ister misin? Vahşi yaşamışsın. Sırrımı bilmek ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm a yes man. | Ben evet diyen adamım. Ben bir "Bay Evet" im. Ben bir "Evetçi Adam"ım. Ben evet diyen adamım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
The word "yes" has changed my life. Here. | "Evet" kelimesi hayatımı değiştirdi. İşte. "Evet" kelimesi hayatımı tamamen değiştirdi. "Evet" kelimesi hayatımı değiştirdi. Al. "Evet" kelimesi hayatımı değiştirdi. İşte. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, thanks. I'm fine. | Hayır, almayayım. Ben iyiyim. Hayır, sağ ol. Böyle iyiyim. Hayır, sağ ol. Ben iyiyim. Hayır, almayayım. Ben iyiyim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
"Fine?" I wipe my ass with "fine." | İyiyimmiş. Ben "iyiyimle" kıçımı silerim ancak. "İyi" mi? "İyi" yle kıçımı silerim ben! "İyi" mi? Ben "iyi" ile kıçımı silerim. İyiyimmiş. Ben "iyiyimle" kıçımı silerim ancak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wow. Okay. | Vay canına. Tamam. Neyse. Vay! Pekâlâ. Vay canına. Tamam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You don't wanna work here, Carl. Yeah, I do. | Burada çalışmak istemiyorsun, Carl. Evet, istiyorum. Burada çalışmak istemiyorsun, Carl. İstiyorum. Burada çalışmak istemiyorsun Carl. Hayır, istiyorum. Burada çalışmak istemiyorsun, Carl. Evet, istiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you take this rock... | Neden bu taşı alıp.. Neden bu taşı alıp da... Neden şu taşı alıp... Neden bu taşı alıp.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...throw it at that bank and shatter the window? | ..bankaya atıp penceresini parçalamıyorsun? ...bankaya doğru fırlatıp camı kırmıyorsun? ... bankaya doğru fırlatıp camını kırmıyorsun? ..bankaya atıp penceresini parçalamıyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, thanks. Then ask me if I want to. | Hayır, teşekkürler. Sor bakalım ben ister miymişim. Hayır, sağ ol. Bir de bana sorsana. Hayır, teşekkürler. Bir de bana sor bakalım. Hayır, teşekkürler. Sor bakalım ben ister miymişim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Do you wanna throw that rock at the bank? Yes. | Şu taşı bankaya fırlatmak ister misin? Evet. O taşı bankaya fırlatmak istiyor musun? Evet. Bu taşı bankaya fırlatmak mı istiyorsun? EVET! Şu taşı bankaya fırlatmak ister misin? Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. | Aman Tanrım. Aman Allah'ım! Aman Allah’ım. Aman Tanrım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What are you, nuts? Go to the seminar, Carl. | Sen kafayı mı yedin? Seminere git, Carl. Keçileri mi kaçırdın sen? Seminere git Carl. Kafayı mı yedin sen? Seminere git Carl. Sen kafayı mı yedin? Seminere git, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Stay right there. | Tam orada dur. Kıpırdama! Kıpırdama! Tam orada dur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
He's gonna break. Stop. | Hata yapacak. Dur. Kaçıyor. Dur! Kaçacak! Dur! Hata yapacak. Dur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, live your life! You won't regret it. | Carl, hayatını yaşa! Pişman olmazsın. Carl, hayatını yaşa! Pişman olmayacaksın. Carl, hayatını yaşa. Pişman olmayacaksın. Carl, hayatını yaşa! Pişman olmazsın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Whoo! Hey, stop. Stop! | Sakin! Dur bakalım. Dur! Whoo! Hey, dur! Yaşasın! Dur, dur! Sakin! Dur bakalım. Dur! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I know you wanna see my band. No. | Grubumu görmek istediğini biliyorum. Hayır. Grubumu görmek istediğini biliyorum. Hayır. Bizim grubu görmek istediğini biliyorum. Hayır. Grubumu görmek istediğini biliyorum. Hayır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Sorry. | Kusura bakma. Üzgünüm. Kusura bakma. Kusura bakma. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hello? Stephanie? | Alo? Stephanie? Alo? Stephanie? Efendim? Stephanie? Alo? Stephanie? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl. Yeah, it's me. | Carl. Evet, benim. Carl. Benim. Carl. Evet, benim. Carl. Evet, benim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Just felt like calling you. I was missing you, I guess. Weird, huh? | Canım seni aramak istedi. Sanırım seni özlemişim, tuhaf değil mi? Canım seni aramak istedi. Sanırım seni özlüyorum. Tuhaf değil mi? Öylesine aramıştım. Seni özledim sanırım. Garip değil mi? Canım seni aramak istedi. Sanırım seni özlemişim, tuhaf değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes, Carl. I have to go. | Evet, Carl. Kapatmalıyım. Evet Carl. Kapatmalıyım. Evet, Carl. Kapatmalıyım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Ted and I are taking a little boat ride. Oh, that's great. | Ted ile beraber tekne gezisine çıkacağız. Harika. Ted'le küçük bir gemi seyahatine çıkacağız. Bu harika! Ted ve ben küçük bir tekne gezintisi yapacağız. Ne kadar güzel. Ted ile beraber tekne gezisine çıkacağız. Harika. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Good for you. Good for you. | Senin adına sevindim. Senin adına sevindim. Senin adına sevindim. Senin adına sevindim, gerçekten. Senin adına sevindim. Senin adına sevindim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Jesus, Pete. I'm not in or I'm busy. | Tanrım, Pete. Yokum ya da meşgulüm. Aman be Pete! Yokum ya da meşgulüm işte. Amma yaptın Pete! Yokum ya da meşgulüm. Tanrım, Pete. Yokum ya da meşgulüm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, come on. You're halfway through, just snap it off already. | Hadi ama. Yarısına gelmişsin, kopar artık şunu. Hadi ama. Yarıya kadar kestin zaten, kopar artık. Hadi ama. Numara yapmayı kes de kopar şunu artık! Hadi ama. Yarısına gelmişsin, kopar artık şunu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Pete? Hey. Where you been? You not been getting my calls? | Pete? Selam. Nerelerdeydin? Telefonlarıma çıkmıyor musun? Pete? Nerelerdeydin? Çağrılarıma cevap vermiyorsun. Pete? Selam. Nerelerdeydin? Aramalarımı görmedin mi? Pete? Selam. Nerelerdeydin? Telefonlarıma çıkmıyor musun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What? God, no. Oh, I totally lost my phone. | Ne? Elbette hayır. Telefonumu kaybetmişim. Ne? Hay Allah, hayır. Telefonumu kaybettim de. Ne? Elbette hayır. Telefonumu kaybetmişim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're so full of shit. | Bu kadar da yalan olmaz. Şimdi boka battın işte. Sen tam bir bok çuvalısın. Bu kadar da yalan olmaz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Here it is. Yeah. There it is. | İşte. Evet. Buradaymış. Buradaymış. Evet oradaymış. Buradaymış. Ya, oradaymış. İşte. Evet. Buradaymış. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know what, buddy? You missed my engagement party tonight. | Biliyor musun ahbap? Bugün nişan partimi kaçırdın. Biliyor musun sevgili dostum? Bu akşamki nişan partimi kaçırdın. Farkında mısın dostum? Bu geceki nişan partime gelmedin. Biliyor musun ahbap? Bugün nişan partimi kaçırdın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |