Search
English Turkish Sentence Translations Page 183425
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| ...and he has gained nothing | ...ve hiçbir şey elde edemedi. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Yes, we know Heima Kadokura | Evet, Heima Kadokura'yı tanıyoruz. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l left Osaka because of you | Osaka'yı senin yüzünden terk ettim. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l came to live in Edo, and now l hear your name everywhere here | Edo'ya yaşamaya geldim ve şimdi de ismini her yerde duyuyorum. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l won't stand for it | Buna katlanamam. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You have caused our teacher much anguish | Ustamızın ızdırap çekmesine sebep oldun. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You and l studied together like brothers... | Seninle birlikte çalıştık, kardeş gibiydik. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Actor! | Oyuncu! | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Don't call me brother | Bana kardeş deme! | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You won't get away with this | Bu yanına kalmayacak. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l'm sorry l butted in without an introduction | Özür dilerim, seslenmeden kavganıza karıştım. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Thank you for saving me, although you are a stranger | Bir yabancı olmana rağmen beni kurtardığın için sağ ol. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| For an actor, you're a strong swordsman | Bir oyuncuya göre yetenekli bir kılıç ustasısın. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l felt as though l had the theatre to myself | Kendimi sanki bir tiyatro oyunundaymış gibi hissettim. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| But you faltered at the most important moment | Fakat en önemli anda duraksadın. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l heard the name Heima Kadokura; do you know him? | Heima Kadokura ismini duydum, onu tanıyor musun? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| No, l was attacked without warning | Hayır, birdenbire bana saldırdı. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Strange... he was too skilful for an ordinary robber | Tuhaf... adi bir hırsız için çok yetenekliydi. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You're probably afraid of me, too | Muhtemelen benden de korkuyorsun. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Why not? Decent people don't hang around the streets at night | Neden olmasın? İyi insanlar geceleri sokaklarda gezinmezler. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l wonder if he was an ordinary robber? | Adi bir hırsız mıydı acaba? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| There are many masterless samurai about | Gerçi efendisi olmayan birçok samuray var. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Better not walk alone at night dressed up like that | Böyle bir kıyafetle geceleri tek başına dolaşmasan iyi olur. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Anyway, here comes a carriage | Her neyse, bir çekçek arabası geliyor. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| May l know your name? | İsmini öğrenebilir miyim? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Yamitaro! | Yamitaro! | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| We've got you trapped | Tuzağımıza düştün şimdi. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Don't let him get away this time | Bu sefer kaçmasına izin vermeyelim. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| He must be around here somewhere | Burada bir yerde olmalı. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Are you an actor? Well, it's dangerous around here at night | Oyuncu musun? Geceleri buraları pek tekin değildir. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You're not Yamitaro | Sen Yamitaro değilsin. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l'm Hirutaro | Ben Hirutaro. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Keep out of it | İşimize karışmasana. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| We're out for bigger game | Büyük bir iş üzerindeyiz. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l am big game. l'm a famous thief | Ben de büyük oyuncuyum. Ünlü bir hırsızım. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Why is Yamitaro so popular? | Yamitaro niye bu kadar ünlü ki? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| A wonderful ruby | Muhteşem bir yakut. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| lt really is the colour of blood | Rengi sahiden kan rengine benziyor. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Kawaguchiya is here | Kawaguchiya geldi. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Let him wait | Biraz beklesin. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| How is Lady Namiji's health? | Leydi Namiji'nin sağlığı nasıl? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| What is it to you? | Sana ne bundan? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| At the theatre you noticed how she fell in love with Yukinojo | Tiyatroda kızımın Yukinojo'ya nasıl âşık olduğunu gördüm. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Now you want to bring them together and gain her confidence | Şimdi onları bir araya getirip, onun güvenini kazanmak istiyorsun. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You want her to curry favour for you with the Shogun | Kızıma yalakalık yaparak Shogun'un gözüne girmeye çalışıyorsun. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Do you think l don't know that? | Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| The doctor says she's depressed | Doktor onun bunalımda olduğunu söyledi. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| So l asked permission for her to rest at home for a month | Bu yüzden bir ay boyunca evde dinlenmesini istedim. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| But l think she's lovesick, and it's all your fault | Ama âşık oldu bence ve tüm olanlar senin hatan. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Not at all | Hayır, efendim. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| lt's all your fault. Everything | Hepsi senin hatan. Her şey. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l told you to bring Yukinojo. Bring him here at once | Sana Yukinojo'yu getirmeni söyledim. Bir an önce onu buraya getir. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| He's much too common for my daughter | Kızım için çok alelade biri o. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Let her meet him a few times | Bırakalım onunla birkaç kez görüşsün. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| She'll soon tire of him, and that will be that | Kısa sürede ondan bıkar ve hevesi geçer. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Yukinojo is very rude; he has refused all our invitations | Yukinojo çok kaba, bütün davetlerimizi geri çeviriyor. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l'll bring him tomorrow, even if l have to carry him here | Onu yarın buraya getiririm, sırtımda taşımam gerekse bile. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Because of Namiji, the Shogun does what l say | Namiji yüzünden Shogun her dediğimi yapıyor. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| She's important to me | Kızım benim için önemli. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Stop intriguing, or you will be the one to get hurt | Entrika çevirmeyi kes yoksa canı yanan sen olursun. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| The Shogun is a cold hearted man | Shogun acımasız bir adam. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l may be powerful, but the Shogunate is inflexible | Güçlü olabilirim ancak özel yönetime karşı gelemem. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Even my influence cannot help merchants like you | Hatta benim itibarım bile senin gibi bir tüccara yardım edemez. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Greed has its attractions, and also its limitations | Aç gözlülüğün hem iyi hem de kötü tarafları vardır. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Don't become obsessed with your selfishness | Bencilliğini saplantı haline getirme sakın. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l hear you're buying rice | Duyduğuma göre pirinç alıyormuşsun. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Very well, buy it all up; l'll do what l can for you | Çok iyi, hepsini al. Senin için elimden geleni yaparım. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l would be most grateful for any kindnesses | Yapacağınız iyiliğe minnettar kalacağım. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l'm sorry l kept you waiting | Beklettiğim için özür dilerim. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| He accepts your invitation | Davetinizi kabul etti. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Why have you accepted now? | Daveti niçin şimdi kabul ettin? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l have been waiting for this | Bunu bekliyordum zaten. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| This is an invitation to visit Dob�'s house | Dobé'nin evine davet edildim. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| A special invitation to visit his ailing daughter, Lady Namiji | Hasta kızını ziyaret etmem için özel bir davet geldi. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| To visit... | Leydi Namiji'yi... | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| ...Lady Namiji | ...ziyaret edecek. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| This is far enough; l'll work here tonight | Bu kadar uzaklık yeter, bu gece burada çalışırım. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| lt certainly is a fine mansion | Kesinlikle güzel bir malikâne. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| So this is the famous home of Lord Dob� | Burası Lord Dobé'nin ünlü malikânesi. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| His treasure house must be full of gifts from the Shogun | Hazine dolabı Shogun'dan gelen hediyelerle dolu olmalı. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| And full of bribes he took when he was a magistrate | Hâkimken aldığı rüşvetlerle de doludur mutlaka. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l'll help the poor again tonight; a little more than usual | Bu gece yine fakirlere yardım edeceğim, hem de her zamankinden daha çok. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Winter is coming, and many are poorly clothed | Kış yaklaşıyor ve çoğunun doğru düzgün kıyafeti bile yok. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| A visitor at this hour? | Bu saatte misafiri mi var? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| There is no need to be so formal | Bu kadar resmi olmanıza gerek yok. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| The Lady Namiji herself wishes to thank you for your visit | Ziyarete izin verdiğiniz için Leydi size teşekkürlerini iletti. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| She is waiting in her room | Misafirini odasında bekliyor. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Oh, no, l am already too overwhelmed by meeting Lord Dob� | Hayır, zaten Lord Dobé ile görüştüğüm için şaşkına döndüm. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| l will take my leave now | Şimdi gidiyorum. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You must see her. She is ill; please do as she wishes | Onu görmelisin, çok hasta. Lütfen bu isteğini yerine getir. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| lt was rather frightening | Daha çok korkutucuydu. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| He's proud because of the Shogun's interest in Namiji | Shogun'nun Namiji'ye olan ilgisinden ötürü gurur duruyor. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Be sympathetic towards her. lf you capture her heart... | Onun kalbini kazanmak istiyorsan, ona cana yakın davran. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| What do you mean? How can l even aspire to? | Ne demek istiyorsun? Ona nasıl talip olabilirim? | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Her mind is made up already; you can win her easily | Zaten aklına koymuş bir kere, onu kolayca elde edebilirsin. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| Her words count most at the Castle, not Dob�'s | Dobé için olmasa da, sözleri Şato'da kabul görür. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You won't know about business... | İş hakkında bir şey bilmeyeceksin... | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| ...but l'll stake my utmost hopes on you | ...ama senden çok umutluyum. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| ln return, l'll look after you all your life | Karşılığında hayatın boyunca sana bakacağım. | Yukinojo henge-1 | 1963 | |
| You actors live a precarious existence | Siz oyuncular belirsiz bir yaşam sürüyorsunuz. | Yukinojo henge-1 | 1963 |