Search
English Turkish Sentence Translations Page 183421
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Madam, please be seated. | Hanımefendi lütfen oturun. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I had too much wine. | Çok şarap içtim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Madam, it will be fine. | Hanımefendi, iyi olacaksınız. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| It's late and you're still working on the accounts | Geç oldu ve siz hâlâ hesaplar üzerinde çalışıyorsunuz. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Is there really that much to do? | Gerçekten bu kadar çok mu? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I've finished the family accounts already. | Aile hesaplarını bitirdim bile. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I am writing my diary. | Günlüğümü yazıyorum. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Diary? | Günlük mü? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| What do you write in it? | Günlüğünüze ne yazıyorsunuz peki? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| About people and events in this Noble House. | Tai pan'da yaşayan insanları, olayları. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Am I in it? | Ben de var mıyım peki? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Yes, Madam. | Elbette. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Lady Five, good evening. | İyi akşamlar beşinci hanım. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| So impolite! You should address her as Madam. | Çok ayıp, "Hanımefendi" demeliydin. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Yes. Madam, good evening. | İyi akşamlar hanımefendi. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Teacher, I have copied all the words you asked me | Söylediğiniz bütün kelimeleri yazdım. Bakın. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| It's late. | Geç oldu, gitmem gerekiyor. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Yes. May I see you off. | Elbette, sizi uğurlayayım. Yung, ışık tut. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| This way please, Madam. | Bu taraftan hanımefendi. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I heard from Butler Da | Kahya Da'nın... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| most treasures in the house were sold. | ...evdeki değerli eşyaları sattığını duydum. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Our Master is still indulging in his world | Efendimiz, ona müsamaha gösteriyor ve tüm gün hiç umursamadan öylece yatıyor. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I feel it will | Çok yakında beni buradan göndereceğini hissediyorum. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I will never forget that moment. | O anı asla unutamam. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| So much ennui is stirred up by this year's scenes of spring. | İçimdeki tüm sıkıntı... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Inside and outside these white washed walls, high and low. | Her yer sanki beyaza boyanmış duvarlar gibi... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Falling blossoms, like spring's yearnings, are floating everywhere. | Baharı arzuyla bekleyen çiçek açmış ağaçlardan dört bir yana çiçekler süzülür. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| My heart is like the wild rose | Başımı alıp gitmeme izin vermeyen,... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| that gets caught in my dress | ...sanki elbiseme takılmış... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| and cannot let go. | ...yabani bir gül gibi kalbim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| How glamorous it was at Moon Lit Chamber. | Ayışığı sahnesi ne kadar da gösterişliydi. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| But, finally, I married into this Noble House. | Ama sonunda Tai pan ile evlendim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| And here I met you again. | Kader bizi yine karşılaştırdı. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I meant to ask you to quit opium. | Aslında sana afyon içmeyi bırak diyecektim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| But, you look so beautiful in the smoke | Ama içerken o kadar güzel görünüyorsun ki. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I just can't bring myself to do it. | Bunu yapma diyemiyorum. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Then don't. | Deme o zaman. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Jade, don't go too far. | Cui Hua, dozunu kaçırma. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I must leave. | Gitmem gerekiyor. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I'll see you off. | Seni uğurlayayım. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| No. Don't worry. | Gerek yok. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Come. | Gel, otur. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Beautiful music, graceful movement. | Harika bir müzik, zarif bir hareket. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Imagine you are in Buckingham Palace, | Buckingham Sarayında olduğunuzu... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| dancing with all the princes and princess. | ...prens ve prenseslerle birlikte dans ettiğinizi hayal edin. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Isn't dancing fun? | Dans etmek eğlenceli, değil mi? Evet, ayrıca çok modern. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| My lady, Butler Yee is joining the army. | Hanımım, Kahya Yee orduya katılıyormuş. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Oh... How come I was never told? | Nasıl olurda bana hiç söylenmedi? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Madam, I come to bid you farewell. | Hanımefendi, size veda etmeye geldim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Thank you for your care throughout the years. | Yıllardır göstermiş olduğunuz alaka için çok teşekkür ederim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Yung will take my place to serve you. | Bundan sonra benim yerime Yung size hizmet edecek. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Please be kind to him. | Lütfen ona karşı hoşgörülü davranın. Hanımefendi. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Wang Ma, please get ten taels of silver. | Wang Ma, lütfen 10 gümüş tael getir. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Madam, money is no use to a soldier. | Hanımefendi, askerde para kullanılmıyor. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Thank you for your kindness. | İyi niyetiniz için minnettarım. Yung. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Yung bids farewell to Madam on behalf of Butler Ye | Yung Kahya Yee namına hanımefendiye veda eder. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I never noticed him before. | Onu daha önce hiç önemsememiştim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| But, now I feel sad. | Ama şimdi son derece üzgünüm. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Are you satisfied, now? | Memnun oldun mu? Evet. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Actually, the bests always come last. | Aslında en iyi parçalar her zaman en son çıkar. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Butler Da, I have bought everything I like. | Kahya Da beğendiğim her şeyi aldım. Dinlemeyin siz onu. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Our Master has a lot of treasures. | Efendimizin pek çok değerli eşyası var. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| ...Our Master will soon have an opera here. | Efendimiz çok yakında buraya bir opera gelecek. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| You are cordially invited. | Siz de davetlisiniz. Orada olacağım. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Please. | Kahya Da, hangi opera bu? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| The Peony Pavilion. | Şakayık Pavyonu.. Tam sevdiğim gibi. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| But, I like action drama better. | Ama ben aksiyon severim. Bunu ayarlayabilirim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Killing time by counting the beats of the drum, | Benim gibi bir sürgün... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| and listening to the drops of rain, | ... ya da yağmur damlalarının... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| an exile like me. | ...vakit öldürebilir ancak. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Cannot go back to my own country. | Özlem duyduğum topraklara... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| to seek rescue? | ...nerelere gideyim? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Your singing is good. | Söylediğin şarkı çok güzeldi. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| How long have you been in the troupe? | Ne kadar zamandır bu topluluktasın? On iki yıldır. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Just over eighteen. | On sekiz. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| So young, and yet so good. | Çok genç bir o kadar da başarılı. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Madam is so kind. | Çok zarifsiniz efendim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| When I was eighteen, I married into this Noble House. | Ben on sekiz yaşındayken Tai pan ile evlenmiştim. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Before that, I used to sing at Moon Lit Chamber. | Ondan önce Ayışığı Sahnesinde şarkı söylüyordum. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Ever been there? | Orayı bilir misin? Hayır. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Would you like to go? | Peki oraya gitmek ister misin? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Moon Lit Chamber was such a luxurious and decadent | Ayışığı odası son derece lüks bir o kadar da ahlaksızdır. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| In the chamber of Jade, | Cui Hua'yı dinlemek isteyen... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| each customer, five taels of silver. | ...her müşteri beş gümüş tael öderdi. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| For me to perform in a private room, | Beni özel olarak dinlemenin bedeli... | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| would feed a family for a month. | ...bir ailenin bir aylık nafakasıydı. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Oh, those sumptuous days! So decadent! | Hey gidi günler. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| We girls liked to play cards. Do you know how? | Biz hanımlar kumar oynamayı severiz. Nasıl oynayacağını biliyor musun? | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Then, let's play. | Oynayalım o zaman. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| I can't afford it. | Bunun bedelini ödeyemem. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Of course you can. | Elbette ödersin. | Youyuan jingmeng-1 | 2001 | |
| Not doing anything. You can not. | Harekete geçmiyorsun. Sen de öyle. | YPF-1 | 2007 | |
| Jesus Christ, I am better than you. | Tanrı aşkına, neyin var senin? | YPF-1 | 2007 | |
| Now he's safe. | İçeri güvenle giriyorsun. | YPF-1 | 2007 | |
| I have history with women and I think it would be better for both ... | Pek çok kadınla ilişkim oldu ama sanırım her ikimizin de önce... | YPF-1 | 2007 | |
| If you know me better before. My true self. | ..."gerçek ben"i yakından tanıması daha iyi olacak. | YPF-1 | 2007 | |
| You're so good. I love you so much. | Çok seksisin. Seni çok seviyorum. | YPF-1 | 2007 | |
| How did I hook, a girl like you? My God! | Senin gibi bir kız arkadaşım hiç olmamıştı! | YPF-1 | 2007 | |
| This has been here for four days. Looks like milk. | Bu şey, dört gündür burada. Süt gibi bir şeydi herhalde. | YPF-1 | 2007 | |
| Do not want to be boring, but has to stop living like a pig. | Hıyarın teki olmak istemem ama, domuz gibi yaşayamazsın. | YPF-1 | 2007 |