Search
English Turkish Sentence Translations Page 183712
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
l write scripts. | Senaryo yazıyorum. | Zero 2-1 | 2010 | |
What scripts? | Ne senaryosu? | Zero 2-1 | 2010 | |
You heard it, dumbass. Movie scripts. | Senaryo işte, hiç duymadın mı? | Zero 2-1 | 2010 | |
What movies? Movies for TV... | Ne tür filmler için? Televizyon filmleri için. | Zero 2-1 | 2010 | |
l told some guy a couple of stories and he liked them. | Adamın tekine bir kaç hikâye anlattım. Çok sevdi. | Zero 2-1 | 2010 | |
Then he asked if l could write some more. | Bir kaç tane daha yazabilir misin diye sordu. | Zero 2-1 | 2010 | |
What stories? About life. | Ne tür hikâyeler? Hayat hakkında. | Zero 2-1 | 2010 | |
Are you fucking retarded? | Geri zekâlı mısın? | Zero 2-1 | 2010 | |
The names and surnames are changed. | İsim ve soy isimler tamamen farklı. | Zero 2-1 | 2010 | |
Only a part of the stoy is left. That's all. | Hikâyenin sadece bir bölümünde geçiyorsun. Hepsi bu. | Zero 2-1 | 2010 | |
That's all? Have you ever asked me if l want you telling my story to some guy? | Hepsi buymuş. Adamın biriyle olan maceramı senden anlatmanı isteyen oldu mu? | Zero 2-1 | 2010 | |
Damn it, Lika! The stories are just soap opera and that's it. | Lika, büyütüyorsun. Hikâyeler pembe diziden ibaret. Hepsi bu. | Zero 2-1 | 2010 | |
Millions of people all over the world watch those stories every day | Dünyada milyonlarca insan izliyor bunları... | Zero 2-1 | 2010 | |
and nobody cares if they're fucking real or not. | ...ve gerçek olup olmadığını kimse umursamıyor. | Zero 2-1 | 2010 | |
So why the fuck are you telling them | Gerçek olup olmadığı kimsenin umrunda değilse, | Zero 2-1 | 2010 | |
if nobody fucking cares if they're real or not? | ...o halde ne demeye anlatıyorsun? | Zero 2-1 | 2010 | |
l don't know. They seemed interesting for me. | Bilmiyorum. Bana ilginç geldi. | Zero 2-1 | 2010 | |
You know what? What? | Bak ne diyeceğim? Ne? | Zero 2-1 | 2010 | |
Fuck you! | Ne halin varsa gör! | Zero 2-1 | 2010 | |
Damn it, Lika. l told you l hate it with eggs. | Lanet olsun, Lika. Yumurtadan nefret ettiğimi söylemiştim. | Zero 2-1 | 2010 | |
Go fuck yourself if you don't like it. | Hoşuna gitmediyse, git kendini becer. | Zero 2-1 | 2010 | |
How many times have l told you that eggs are no good forme. | Yumurtanın bana iyi gelmediğini sana kaç kez söyledim? | Zero 2-1 | 2010 | |
Drink it yourself if you want it and make me one without any eggs. | İstiyorsan bunu kendin iç ama bana yumurtasız bir tane yap. | Zero 2-1 | 2010 | |
Can you make a drink without any fucking eggs for once? | Bir kez olsun bir içeceği de yumurtasız yapamaz mısın? | Zero 2-1 | 2010 | |
Give it to the chink. | Çinliye ver o zaman. | Zero 2-1 | 2010 | |
Well, Jackie Chan? Will you have a drink? | Jackie Chan kılıklı. İster misin? | Zero 2-1 | 2010 | |
Wanna eat? | İçmek ister misin? | Zero 2-1 | 2010 | |
Lika, buy him some rice, l have no idea what else they eat there. You hear me? | Lika, şuna biraz pilav al gel. Başka ne yerler bilmiyorum. | Zero 2-1 | 2010 | |
Buy it yourself, l have fuck all to do with it. | Kendin al, bana ne. | Zero 2-1 | 2010 | |
Lika, you get dressed and get the fuck out of here to buy some fucking rice. | Lika, giyiniyorsun, kıçını kaldırıyorsun ve gidip biraz pilav alıp geliyorsun. | Zero 2-1 | 2010 | |
Fuck you and your rice! | Seni de sikiyim pilavını da! | Zero 2-1 | 2010 | |
Watch your language, bitch, | Kullandığın kelimelere dikkat et, sürtük. | Zero 2-1 | 2010 | |
and remember who's wearing the trousers in this house. | Bu evde kimin pantolon giydiğini unutma. | Zero 2-1 | 2010 | |
A trouser wearing fucking poet, go and write some lines about the chink! | Şair gibi konuşacağına, gidip şu Çinli hakkında bir hikâye yaz! | Zero 2-1 | 2010 | |
l won't say this again go get dressed and go buy the fucking rice. | Bir daha söylettirme. Giyin ve şu siktiğimin pilavını al da gel. | Zero 2-1 | 2010 | |
Fuck you! | Siktir git kendin al! | Zero 2-1 | 2010 | |
Fuck off. | Sana girsin. | Zero 2-1 | 2010 | |
Are you sure it's here? | Burası olduğuna emin misin? | Zero 2-1 | 2010 | |
l don't know. Vova told me that it's somewhere around the lofts. | Bilmiyorum. Vova buralarda bir yerde olduğunu söyledi. | Zero 2-1 | 2010 | |
Are you hungy? Huh? | Aç mısın? Ne? | Zero 2-1 | 2010 | |
l'm asking, are you hungy? Nope. | Aç mısın diyorum? Hayır. | Zero 2-1 | 2010 | |
Mate, could you buy me lunch? | Dostum, bana öğle yemeği ısmarlar mısın? | Zero 2-1 | 2010 | |
Remember, you owe me a thousand euros. | Bana 1000 avro borçlu olduğunu hatırlatırım. | Zero 2-1 | 2010 | |
Yeah, l know that, so what? | Biliyorum, ne olmuş? | Zero 2-1 | 2010 | |
lf l knew this was going to happen l would have brought my fucking wallet. | Böyle olacağını bilseydim, evden son çıktığımda cüzdanımı yanıma alırdım. | Zero 2-1 | 2010 | |
Ok, l'll give you some cash, but l ain't going anywhere. | Tamam, sana biraz nakit veririm ama ben hiç bir yere gitmem. | Zero 2-1 | 2010 | |
You want me to go? Look at me, l'm not dressed properly. | Ben mi gideyim? Şu halime bak, ne giydiğime bak. | Zero 2-1 | 2010 | |
l can't go there. | Oraya gidemem. | Zero 2-1 | 2010 | |
l'm vey interested, why? | Çok merak ettim şimdi, neden? | Zero 2-1 | 2010 | |
Think what you like, but l don't go to cafes or restaurants or bars. | Ne istersen düşün, ama ne kafeye, ne lokantaya ne de bara adımımı atmam. | Zero 2-1 | 2010 | |
l don't get it. Do you have something against Asians? | Anlamıyorum. Asyalılara karşı bir gıcıklığın mı var? | Zero 2-1 | 2010 | |
l like Asians. | Asyalıları severim. | Zero 2-1 | 2010 | |
l just don't go to public eating houses on principle. | Kalabalık yerlere yemek yemeye gitmem. Prensip meselesi. | Zero 2-1 | 2010 | |
You're fucking crazy, man. | Sen tamamen üşütmüşsün, adamım. | Zero 2-1 | 2010 | |
How many damn principles do you have? | Kaç tane lanet prensibin var böyle? | Zero 2-1 | 2010 | |
On principle... | Prensip meselesiymiş. | Zero 2-1 | 2010 | |
Good afternoon. Hi. | Hoş geldiniz. Merhaba. | Zero 2-1 | 2010 | |
l'd like to make an order to go. | Paket yaptırıp gideceğim. | Zero 2-1 | 2010 | |
Chicken with mushrooms and sea cabbage. | Mantarlı tavuk ve deniz lahanası alayım. | Zero 2-1 | 2010 | |
Thanks. Take a seat, it'll take a while. | Teşekkürler. Hazır oluncaya kadar lütfen oturun. | Zero 2-1 | 2010 | |
Thanks, but l'll stand. OK. | Teşekkürler ama ayakta bekleyeceğim. Anlıyorum. | Zero 2-1 | 2010 | |
l'd like rice for two to go. | İki kişilik pilav istiyorum. Paket. | Zero 2-1 | 2010 | |
Just rice? Just rice. | Sadece pilav mı? Sadece pilav. | Zero 2-1 | 2010 | |
6.2O | 6.20. | Zero 2-1 | 2010 | |
Take a seat, it'll take a while. l'll wait. What the fuck... | Oturun lütfen. Sizi biraz bekleteceğim. Beklerim. Hay aksi... | Zero 2-1 | 2010 | |
No, everything's fine. | Hayır, her şey normal. | Zero 2-1 | 2010 | |
lt's just that l've never seen a gay guy in a Chinese restaurant wearing a robe. | Yalnızca daha önce bir Çin lokantasında bornoz giymiş bir gey görmemiştim. | Zero 2-1 | 2010 | |
Let's eat. | Yiyelim mi? | Zero 2-1 | 2010 | |
Lika, what is this? | Lika, nedir bu? | Zero 2-1 | 2010 | |
lt's what you asked for. | Ne istediysen o. | Zero 2-1 | 2010 | |
But it's just rice. Where's the meat and vegetables and stuff? | Sadece pilav. Eti, yeşilliği, ıvırı zıvırı nerede? | Zero 2-1 | 2010 | |
You didn't ask for that. | Onları istemedin. | Zero 2-1 | 2010 | |
Lika, can you do anything right just once in your life? | Lika, hayatında bir şeyi de düzgün yapabilir misin? | Zero 2-1 | 2010 | |
ls it so hard to understand what l mean? | Ne kastettiğimi anlamak bu kadar mı zor? | Zero 2-1 | 2010 | |
l asked you to bring food, and you don't understand that rice won't be enough? | Senden yiyecek getirmeni istedim ve sen pilavın yetmeyeceğini anlamadın mı? | Zero 2-1 | 2010 | |
You should ask the chink, he understands you very well. | Çinliden isteseydin o zaman, o seni gayet iyi anlardı. | Zero 2-1 | 2010 | |
l don't know if you're married but l guess it's a woman... eat! | Evli misin bilmiyorum ama... | Zero 2-1 | 2010 | |
l guess you have a woman and if you do you understand me completely. | Sanırım var. Şayet varsa ne demek istediğimi tamamen anlarsın. | Zero 2-1 | 2010 | |
l know that you see and understand everything. | Her şeyi görüp anladığını biliyorum. | Zero 2-1 | 2010 | |
You're a fucking whacko. | Sen tam bir ahmaksın. | Zero 2-1 | 2010 | |
Sasha, he doesn't understand a word you're tellin' him. | Sasha, söylediğin tek bir kelimeyi bile anlamıyor. | Zero 2-1 | 2010 | |
Well, maybe he doesn't understand my words, | Belki kelimeleri anlamıyor. | Zero 2-1 | 2010 | |
but he understands my feelings perfectly it's universal. | Ama hislerimi tamamen anlıyor. Bu evrensel bir şey. | Zero 2-1 | 2010 | |
Listen to us, we're getting smarter every fucking hour. | Gören de her geçen saat daha da zekileştiğimizi sanacak. | Zero 2-1 | 2010 | |
You'll never understand this. | Sen bunu asla anlayamazsın. | Zero 2-1 | 2010 | |
Do it yourself. It's for you anyways. | Kendin aç. Ne de olsa seni arıyorlardır. | Zero 2-1 | 2010 | |
Can't you see that l'm feeding the chink? | Çinliyi beslediğimi görmüyor musun? | Zero 2-1 | 2010 | |
l don't give a fuck, that ain't my problem. | Kimin umrunda, benim sorunum değil. | Zero 2-1 | 2010 | |
Lika, you're asking for it. | Lika, açsan eline mi yapışacak? | Zero 2-1 | 2010 | |
Oh, fuck! | Hay sikiyim! | Zero 2-1 | 2010 | |
Why did you shoot you that bitch? | O sürtüğü neden vurdun? Aramızdaki durumu eşitlemek için. | Zero 2-1 | 2010 | |
Shut the fuck up! You wanna go too, like your lady just did? | Kapa çeneni! O kaltağın yanına mı gitmek istersin yoksa? | Zero 2-1 | 2010 | |
Wow, did you get your bitch those plastic tits? | Bu sürtüğe plastik göğüsleri sen mi aldın? | Zero 2-1 | 2010 | |
Well, how much? | Ne kadara patladı? | Zero 2-1 | 2010 | |
Don't gimme that shit. | Bilmiyorum deme. | Zero 2-1 | 2010 | |
You got your bitch a pair of silicone tits | O kaltağa bir çift silikon taktırdın ve ne kadar olduğunu bilmiyorsun, öyle mi? | Zero 2-1 | 2010 | |
She said she got them for ten grand. | 10 bine yaptırdığını söyledi. | Zero 2-1 | 2010 | |
Get outta here. | Siktir oradan. | Zero 2-1 | 2010 | |
Ten grand for a pair of fucking silicone tits. | Bir çift silikon için 10 bin ha? | Zero 2-1 | 2010 | |
You heard that, Sylvester? | Duydun mu, Sylvester? | Zero 2-1 | 2010 |