Search
English Turkish Sentence Translations Page 183833
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
so I'm asking all of you to please keep this confidential. | O yüzden bunun gizli kalmasını rica ediyorum. | Zodiac-1 | 2007 | |
Just go about your daily business. | Rutin işlerinizle ilgilenin. Günlük işlerinizle ilgilenin. Teşekkürler. Günlük işlerinizle ilgilenin. Teşekkürler. Günlük işlerinizle ilgilenin. Teşekkürler. Günlük işlerinizle ilgilenin. Teşekkürler. Günlük işlerinizle ilgilenin. Teşekkürler. | Zodiac-1 | 2007 | |
I packed you your carrots and your soda and peanut butter, okay? | Çantana havuç, gazoz ve fıstık ezmesi koydum. | Zodiac-1 | 2007 | |
Dad, you don't have to wait with me. I know. | Beni beklemene gerek yok, baba. Biliyorum. | Zodiac-1 | 2007 | |
You know what? You know what? I'm gonna drive him today, okay? | Bak ne diyeceğim? Seni okula ben götürürüm. | Zodiac-1 | 2007 | |
Similarities in the lowercase "r's." | Küçük r'lerde benzerlik var. | Zodiac-1 | 2007 | |
It is you waiting in the hall if you speak again. | Bir daha konuşursanız koridorda çıkarsınız. Konsantre olmalıyım. Bir daha konuşursanız koridora çıkarsınız. Konsantre olmalıyım. Bir daha konuşursanız koridora çıkarsınız. Konsantre olmalıyım. Bir daha konuşursanız koridora çıkarsınız. Konsantre olmalıyım. Bir daha konuşursanız koridora çıkarsınız. Konsantre olmalıyım. | Zodiac-1 | 2007 | |
There are similarities in the lowercase "r's." | Küçük r'lerde benzerlik var. | Zodiac-1 | 2007 | |
We have to release the bus threat. | Servis tehdidini halka açıklamalıyız. | Zodiac-1 | 2007 | |
It'll screw us. We're already screwed. | Biteriz o zaman. Zaten bitmiş durumdayız. | Zodiac-1 | 2007 | |
We just went from "Routine Cabbie Shooting" | İş rutin taksici cinayetinden çocukları hedef alan caniye geldi. İş sıradan taksici cinayetinden çocukları hedef alan caniye geldi. İş sıradan taksici cinayetinden çocukları hedef alan caniye geldi. İş sıradan taksici cinayetinden çocukları hedef alan caniye geldi. İş sıradan taksici cinayetinden çocukları hedef alan caniye geldi. | Zodiac-1 | 2007 | |
The Zodiac Killer has come to San Francisco. | Katil Zodiac San Francisco'da. | Zodiac-1 | 2007 | |
Confirmation tonight, from the San Francisco Police Department | San Francisco polisinden gelen bilgiye göre... | Zodiac-1 | 2007 | |
that in his latest haunting letter, | ...son gelen gizemli mektupta... | Zodiac-1 | 2007 | |
which takes credit for the murder of cab driver Paul Stine, | ...taksi şoförü Paul Stine cinayetini de üstlenen Zodiac... | Zodiac-1 | 2007 | |
the Zodiac has threatened to, "Wipe out a school bus | "Bir okul servisini patlatacağım ve sonra... "Bir okul servisinin tekerini patlatacağım ve sonra... "Bir okul servisinin tekerini patlatacağım ve sonra... "Bir okul servisinin tekerini patlatacağım ve sonra... "Bir okul servisinin tekerini patlatacağım ve sonra... | Zodiac-1 | 2007 | |
If you think you might know who the Zodiac is, | Zodiac'ı tanıdığınızı düşünüyorsanız... | Zodiac-1 | 2007 | |
you can call the San Francisco Police Department's newest tip line. | San Francisco Polis Teşkilatının yeni ipucu hattını arayabilirsiniz. | Zodiac-1 | 2007 | |
Press conference is at 4:00. We got to give them something. | Basın toplantısı saat 4:00'te. Onlara bir şey vermeliyiz. | Zodiac-1 | 2007 | |
We're coordinating with the school board, | Okul yönetimiyle bağlantıya geçtik yakında bir gelişme olur. | Zodiac-1 | 2007 | |
What do we really got? We're swamped. | Elimizde ne var? Batmış durumdayız. | Zodiac-1 | 2007 | |
When they can't get anyone on the tip line | İpucu hattında kimseyi bulamayınca santrale yükleniyorlar. | Zodiac-1 | 2007 | |
You got any hard suspects? | Ciddi şüpheli var mı? Saat başı 90 tane. Şu an 500 kişi. | Zodiac-1 | 2007 | |
Well, can't you narrow it down? | Daraltabilir misin? Şunlardan bir kurtulsam... | Zodiac-1 | 2007 | |
Homicide, please hold. Yeah, hold, please. | Cinayet masası, hatta kalın. Lütfen hatta kalın. | Zodiac-1 | 2007 | |
We're gonna need to tell them we got the entire force on this. | Bütün ekipleri bu olaya verdiğimizi söylemeliyiz. | Zodiac-1 | 2007 | |
How many men can you give me? | Bana kaç adam verirsin? | Zodiac-1 | 2007 | |
Well, right now, it's you and Bill and Monday's a school day. | Şu an sadece sen ve Bill varsınız. Pazartesi de okul günü. | Zodiac-1 | 2007 | |
Yeah, I know, Chief. I have three daughters of my own. | Evet, biliyorum Şef. Üç kızım var. | Zodiac-1 | 2007 | |
Yeah, I know. Where's Armstrong? | Evet, biliyorum. Armstrong nerede? Biliyorum. Armstrong nerede? Biliyorum. Armstrong nerede? Biliyorum. Armstrong nerede? Biliyorum. Armstrong nerede? | Zodiac-1 | 2007 | |
He's on the phone with Vallejo. | Vallejo ile görüşüyor. | Zodiac-1 | 2007 | |
We're playing catch up, Jack. | Arayı kapamaya çalışıyoruz, Jack. | Zodiac-1 | 2007 | |
I'd like to set up a meeting with your survivor, Michael Mageau. | Kurtulan Michael Mageau ile toplantı istiyorum. | Zodiac-1 | 2007 | |
I can't. He skipped town. | Olmaz. Şehri terk etti. | Zodiac-1 | 2007 | |
The only guy who's seen Zodiac without a mask is missing? | Zodiac'ı maskesiz gören tek kişi kayıp mı yani? | Zodiac-1 | 2007 | |
When he was still in the hospital we could show him lineups all day long. | Hastanedeyken ona bütün gün zanlı resimleri gösterdik. | Zodiac-1 | 2007 | |
As soon as he got out, he split. | Taburcu olur olmaz, kayboldu. Sahi mi? Neden? | Zodiac-1 | 2007 | |
I don't think he wanted to have anything to do with this. | Bence olaya bulaşmak istemedi. | Zodiac-1 | 2007 | |
Can you send us everything that you have? | Elinizdeki her şeyi bize gönderebilir misin? | Zodiac-1 | 2007 | |
Well, the road goes both ways. | Olay iki tarafı da ilgilendiriyor. | Zodiac-1 | 2007 | |
Now, we need that print you lifted from the cab | Bize de taksideki parmak izi ve el yazısı sonuçları lazım. | Zodiac-1 | 2007 | |
I apologize. Things have been moving fast. | Özür dilerim. Olaylar hızlı gelişiyor da. | Zodiac-1 | 2007 | |
Who should I talk to in Napa so we can coordinate? | Napa'da kiminle bağlantı kurayım? | Zodiac-1 | 2007 | |
Talk to Ken Narlow. | Ken Narlow ile konuş. | Zodiac-1 | 2007 | |
We really should have been in on the handwriting. | El yazısı sonuçları cidden çok lazım. | Zodiac-1 | 2007 | |
Listen, we're gonna need your scene photos. | Olay yeri fotolarına ihtiyacımız var. Elimden bir şey gelmez. | Zodiac-1 | 2007 | |
Ken, I don't want to get into a jurisdictional thing here. | Yargıya başvurmak istemiyorum, Ken. | Zodiac-1 | 2007 | |
No, no, no, no, no. We didn't have a crime scene. | Hayır, hayır. Yani olay yerimiz hiç olmadı. | Zodiac-1 | 2007 | |
The ranger that found the kids literally swept everything into a picnic blanket. | Çocukları bulan korucu deyim yerindeyse bütün piknik örtüsünü yıkamış. | Zodiac-1 | 2007 | |
All we have are the Wing Walker prints. | Elimizde sadece Wing Walker izleri var. | Zodiac-1 | 2007 | |
Boot prints to and from the crime scene | Olay yerindeki bot izleri yani. 46 numara Wing Walker'a ait. | Zodiac-1 | 2007 | |
military style boots sold only at military PXs | Ordu tipi bot. Sadece ordu marketinde satılıyor. | Zodiac-1 | 2007 | |
designed to walk on the wings of planes. | Arazide yürümek için tasarlanmış. | Zodiac-1 | 2007 | |
And you can't buy at a PX without a military ID, | Kimliğin yoksa ordudan alış veriş yapamazsın. | Zodiac-1 | 2007 | |
Yeah. Did Vallejo? | Evet. Peki Vallejo? | Zodiac-1 | 2007 | |
I don't know. I don't work in Vallejo. I work here. | Bilmem. Vallejo'da çalışmıyorum. | Zodiac-1 | 2007 | |
Great. I'm gonna need photos of those boot prints. | Güzel. O bot izlerinin fotolarına ihtiyacım olacak. | Zodiac-1 | 2007 | |
Sure, if you send me the handwriting. | Elbette. Tabii el yazısını gönderirsen. | Zodiac-1 | 2007 | |
I thought Questioned Documents already did. | Adli Emanet çoktan göndermiş olmalı. Göndermedi. Vallejo'da var, bizde yok. | Zodiac-1 | 2007 | |
Okay, I'll put it in the mail. We'll mail ours, too. | O zaman postaya veririm. Biz de elimizdekileri postalarız. | Zodiac-1 | 2007 | |
Why don't you just get a photo off the original plaster cast? | Neden sadece alçının fotosunu istemediniz? | Zodiac-1 | 2007 | |
We'd have to wait, because they don't have a fax. | Beklemek zorundayız çünkü faksları yokmuş. | Zodiac-1 | 2007 | |
We don't have a fax, either. | Bizim de yok. Bak, ben sadece bağlantı kuruyorum. | Zodiac-1 | 2007 | |
Have you called Solano Sheriff's Office? | Solano Şerifi'ni aradın mı? Neden arayayım? Solano şerifini aradın mı? Neden arayayım? Solano şerifini aradın mı? Neden arayayım? Solano şerifini aradın mı? Neden arayayım? Solano şerifini aradın mı? Neden arayayım? | Zodiac-1 | 2007 | |
Because the two kids that got killed last Christmas were Solano's. | Çünkü Noel'de öldürülen iki genç Solano'daydı. | Zodiac-1 | 2007 | |
I thought they were Vallejo. | Vallejo'da sanıyordum. | Zodiac-1 | 2007 | |
No, they were over the county line | Hayır, olay tam il sınırı üzerinde oldu. Onları da araman lazım. | Zodiac-1 | 2007 | |
Where did you see this guy? | Adamı nerede gördünüz? | Zodiac-1 | 2007 | |
We got the call to circle the scene and look for a Negro male adult. | Bizden olay yerini çevirmemiz ve yetişkin zenci bir erkeği aramamız istendi. | Zodiac-1 | 2007 | |
On Jackson. Heading east. About the middle of the block. | Jackson'daydı. Doğuya gidiyordu. Sokağı yarılamıştı. | Zodiac-1 | 2007 | |
And this is three minutes after the shooting? | Bunlar olaydan üç dakika sonra mı oluyor? | Zodiac-1 | 2007 | |
Give or take. Yeah. | Aşağı yukarı. | Zodiac-1 | 2007 | |
And you were heading east or west? We were going west. | Siz batıya mı doğuya mı gidiyordunuz? Batıya. | Zodiac-1 | 2007 | |
All right, so you're on Jackson going west. | Yani Jackson yolundan batıya gidiyordunuz. | Zodiac-1 | 2007 | |
So the cab was one block catty corner southwest? | Yani taksi sokağın güneybatı çaprazına mıydı? | Zodiac-1 | 2007 | |
Correct. Did you slow down? | Aynen. Yavaşladınız mı? | Zodiac-1 | 2007 | |
Of course we slowed down. All right. | Elbette yavaşladık. | Zodiac-1 | 2007 | |
Listen, Dispatch said it was a Negro male. | Bakın, merkez zenci bir erkek demişti. | Zodiac-1 | 2007 | |
That was corrected. | Ama o düzeltildi. | Zodiac-1 | 2007 | |
No, but at the time they hadn't changed it. | Hayır, o sırada değiştirmediler. | Zodiac-1 | 2007 | |
This guy was white. | Bu adam beyazdı. | Zodiac-1 | 2007 | |
Right, not in a hurry. Kind of lumbering along like... | Pek acelesi yok gibiydi. Salınarak yürüyordu. | Zodiac-1 | 2007 | |
Shuffling. Stocky? Had a crew cut? | Yavaş yani. Tıknaz mıydı? Asker tıraşı var mıydı? | Zodiac-1 | 2007 | |
Yeah, that's all correct. | Evet, hepsi doğru. | Zodiac-1 | 2007 | |
Listen, it was dark. | Bakın, çok karanlıktı. | Zodiac-1 | 2007 | |
The guy was wearing a dark jacket. There's no way... | Siyah bir ceket giymişti. Fark etmemizin... | Zodiac-1 | 2007 | |
He would have been covered in blood. | Üstü başı kan içindeydi. | Zodiac-1 | 2007 | |
Did you stop him? | Adamı durdurdunuz mu? | Zodiac-1 | 2007 | |
Yes? No? No. | Evet mi? Hayır mı? Hayır. | Zodiac-1 | 2007 | |
You need to get with a sketch artist. | Hemen ressama gidin. Derhal yeni bir çizim çıkarmalıyız. | Zodiac-1 | 2007 | |
Five persons have been murdered in the San Francisco area, | San Francisco'da şimdiye kadar beş kişi öldürüldü. | Zodiac-1 | 2007 | |
and in each case the killer... | 2 gün sonra San Francisco, CA | Zodiac-1 | 2007 | |
"I shall wipe out a school bus some morning..." | "Bir okul servisi patlatmalıyım" "Bir okul servisinin tekerini patlatmalıyım" "Bir okul servisinin tekerini patlatmalıyım" "Bir okul servisinin tekerini patlatmalıyım" "Bir okul servisinin tekerini patlatmalıyım" | Zodiac-1 | 2007 | |
San Francisco police... | San Francisco polisi... | Zodiac-1 | 2007 | |
...to see the Stones in concert this Sunday. | Bu pazar Stones konseri izlemek için... | Zodiac-1 | 2007 | |
The new letters from the Zodiac Killer were sent to | Katil Zodiac'ın yeni mektupları... | Zodiac-1 | 2007 | |
the City room of the San Francisco Chronicle. | ...San Francisco Chronicle merkezine gönderildi. | Zodiac-1 | 2007 | |
Looming. No looming. | Burnunu sokma. Burun sokmak yasak. | Zodiac-1 | 2007 | |
Have you considered the water theory? What? | Su teorisini düşündün mü? Ne? | Zodiac-1 | 2007 | |
Geographically, every attack takes place near a body of water | Coğrafi olarak tüm cinayetler bir su kıyısında işlendi. | Zodiac-1 | 2007 |