Search
English Turkish Sentence Translations Page 183887
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
They hide behind a tree, load their guns and take aim... | Bir ağacın arkasına saklanırlar, silahlarını doldurup nişan alırlar... | Zozo-1 | 2005 | |
And then, if they see a bird... | Ve sonra, bir kuş gördüklerinde... | Zozo-1 | 2005 | |
Come here, quickly! | Buraya gel, çabuk! | Zozo-1 | 2005 | |
L"ll count to three, and then we start shooting birds. | Üçe kadar sayacağım ve sonra kuşlara ateş edeceğiz. | Zozo-1 | 2005 | |
One, two... come on! | Bir, iki... Haydi! | Zozo-1 | 2005 | |
Hurry up. In here! Just hurry up and be careful. | Acele et. İçeri gir! Çabuk ve dikkatli ol. | Zozo-1 | 2005 | |
Stay there and be as quiet as you can. | Burada kal ve mümkün olduğu kadar sessiz dur. | Zozo-1 | 2005 | |
You stupid little girl? Don"t you know what time it is? | Seni aptal kız! Saatten haberin var mı? | Zozo-1 | 2005 | |
Go straight to bed now! | Şimdi doğruca yatağına git! | Zozo-1 | 2005 | |
Next time you"re home this late l"ll kill you, you little brat! | Bir daha eve bu kadar geç gelirsen seni öldürürüm, arsız velet! | Zozo-1 | 2005 | |
Did he hit you? No. | Dövdü mü yoksa seni? Hayır. | Zozo-1 | 2005 | |
But you"re all red. He"s always that angry. | Ama suratın kıpkırmızı. O her zaman sinirlidir. | Zozo-1 | 2005 | |
It"s okay. L"ll get a mattress for you. | Ben iyiyim. Sana bir şilte getireyim. | Zozo-1 | 2005 | |
Don"t worry about it. I can sleep on the floor. | Bunu dert etme. Yerde uyuyabilirim. | Zozo-1 | 2005 | |
Zozo, are you asleep? No. | Zozo, uyuyor musun? Hayır. | Zozo-1 | 2005 | |
One, two... come on! | Bir, iki, haydi! | Zozo-1 | 2005 | |
Come on, shoot. | Haydi, vur. | Zozo-1 | 2005 | |
Fine, but I feel something strange. Me too. What is it? | İyi, ama garip birşey hissediyorum. Ben de. Sence ne bu? | Zozo-1 | 2005 | |
What are you doing? Going with you to Sweden. | Ne yapıyorsun? Seninle İsveç'e geliyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
Really? Hurry up so we don"t miss the plane. | Gerçekten mi? Acele et, yoksa uçağa yetişemeyeceğiz. | Zozo-1 | 2005 | |
Wait. What is it? | Bekle? Ne oldu? | Zozo-1 | 2005 | |
I have to talk to my sister. | Ablamla konuşmalıyım. | Zozo-1 | 2005 | |
What are you doing? L"m going to miss you very much. | Ne yapıyorsun? Seni çok özleyeceğim. | Zozo-1 | 2005 | |
L"m going to the airport with my boyfriend. | Bu ne demek oluyor? Arkadaşımla havaalanına gidiyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
Where? The airport. | Nereye? Havaalanına. | Zozo-1 | 2005 | |
To the airport? With him? Kids today... Get upstairs now. | Havaalanına mı? Onunla mı? Ah şu zamâne çocukları! Hemen yukarı gel. | Zozo-1 | 2005 | |
No, we"ll miss the plane. Don"t tell dad. | Olmaz, uçağı kaçırırız. Sakın babama söyleme. | Zozo-1 | 2005 | |
What? Get upstairs now. Don"t tell him. | Ne? Hemen yukarı gel. Babama söyleme. | Zozo-1 | 2005 | |
Get in here or he"s going to kill you! | İçeri gel, yoksa babam seni öldürür! | Zozo-1 | 2005 | |
I can"t. Bye. Rita, come back! | Gelemem. Hoşçakal. Rita, geri dön! | Zozo-1 | 2005 | |
Hurry up, we"ll miss the plane! Wait, l"ll be right there. | Çabuk ol, uçağı kaçıracağız! Bekle, birazdan geleceğim. | Zozo-1 | 2005 | |
Are you sure you don"t want to come? Yes, don"t worry. | Gelmek istemediğine emin misin? Evet, beni düşünme. | Zozo-1 | 2005 | |
Why should I go there? Lt"s too cold. At least it"s warm here. | Niçin oraya gideyim ki? Orası çok soğuk. En azından burası sıcak. | Zozo-1 | 2005 | |
L"m a chicken, I need warmth. | Ben bir civcivim, sıcağa ihtiyacım var. | Zozo-1 | 2005 | |
L"ll miss you. L"ll miss you too. | Seni özleyeceğim. Ben de seni özleyeceğim. | Zozo-1 | 2005 | |
But that"s life. What can you do? What will you do? Where will you go? | Hayat böyle işte. Elden ne gelir? Ne yapacaksın? Nereye gideceksin? | Zozo-1 | 2005 | |
L"ll be alright. L"ll just hang out with my buddies. | İyi olacağım. Arkadaşlarımla takılırım. | Zozo-1 | 2005 | |
We"ll have fun, chill, catch some rays, drink some beer. L"ll be alright. | Eğleniriz, ışıkları kovalarız, kafaları çekeriz. İyi olacağım. | Zozo-1 | 2005 | |
Alright, you take care. | Pekâla, kendine iyi bak. | Zozo-1 | 2005 | |
Turn the engine off and open the window. Where are you going? | Kontağı kapat ve pencereyi aç. Nereye gidiyorsun? | Zozo-1 | 2005 | |
To the airport. You too? Where are you going? | Havaalanına. Ya siz? Siz nereye gidiyorsunuz? | Zozo-1 | 2005 | |
To Sweden. Bullshit. Both of you, out of the car! | İsveç'e. Atmayın. İkiniz de arabadan inin! | Zozo-1 | 2005 | |
To Sweden? You serious? Do you have the necessary papers? | İsveç'e mi? Ciddi misin? Evraklarınız tamam mı? | Zozo-1 | 2005 | |
Get them. Little kids going to Sweden... What a joke! | Onları getirin. Ufaklıklar İsveç'e gidiyorlarmış. Şaka gibi! | Zozo-1 | 2005 | |
Let me have them and wait here with her. | Onları bana verin ve burada bekleyin. | Zozo-1 | 2005 | |
But I don"t have a passport. Maybe my sister"s will do? | Ama benim pasaportum yok. Belki ablamın pasaportu olur? | Zozo-1 | 2005 | |
Come, quick. What is it? | Gel, çabuk. Ne oldu? | Zozo-1 | 2005 | |
What is it? It"s my dad. | Kim o? Babam. | Zozo-1 | 2005 | |
How did he get here? What do we do now? | Buraya nasıl geldi? Şimdi ne yapacağız? | Zozo-1 | 2005 | |
Have you seen a little girl? She"s about this tall. | Küçük bir kız gördünüz mü? Şu boylarda. | Zozo-1 | 2005 | |
Yes, we just stopped a girl and a boy. Where are they now? | Evet, az önce bir kız ve bir erkek durdurduk. Şimdi neredeler? | Zozo-1 | 2005 | |
Wait, l"ll have a look. Guys! Where are the kids? | Bekleyin, bir bakayım. Çocuklar! Çocuklar nerede? | Zozo-1 | 2005 | |
They were just here. So where are they? | Az önce buradaydılar. Şimdi neredeler? | Zozo-1 | 2005 | |
Zozo, I like you so much. But... I have to go now. | Zozo, seni çok seviyorum. Ama şimdi gitmem gerekiyor. | Zozo-1 | 2005 | |
Come here, you little brat! | Gel buraya! Seni yaramaz! | Zozo-1 | 2005 | |
Where have you been? L"ll teach you not to run away like that! | Neredeydin? Sana böyle kaçıp gidilemeyeceğini öğreteceğim! | Zozo-1 | 2005 | |
What have you been doing? Tell me! | Ne yapıyordun? Söyle bakalım! | Zozo-1 | 2005 | |
Leave her alone! You little bastard! Who are you? | Rahat bırak onu! Seni piç kurusu! Kimsin sen? | Zozo-1 | 2005 | |
Do you think you can take my little girl?! | Benim minik kızımı alıp götüreceğini mi sandın?! | Zozo-1 | 2005 | |
Let go of me! L"m going to kill him! | Bırakın beni! Onu öldüreceğim! | Zozo-1 | 2005 | |
Rita, come with me. Rita! | Rita, benimle gel. Rita! | Zozo-1 | 2005 | |
What"s your name? Zozo. | Adın ne? Zozo. Adın nedir? Zozo. | Zozo-1 | 2005 | |
What was going on out there, Zozo? | Buradan gitmeye mi çalışıyordun, Zozo? | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t know. What do you mean "I don"t know"? | Bilmiyorum. Ne demek "bilmiyorum"? | Zozo-1 | 2005 | |
And the man who was shouting? | Sana vuran adam kimdi? | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t know. Are you here all alone? | Bilmiyorum. Yalnız mısın? | Zozo-1 | 2005 | |
All these identification documents and tickets... who do they belong to? | Bütün bu evraklar, biletler... Kime ait bunlar? | Zozo-1 | 2005 | |
My family. Where is your family? | Aileme. Ailen nerede? | Zozo-1 | 2005 | |
Are all of them dead? Yes. | Hepsi mi öldü? Evet. | Zozo-1 | 2005 | |
Can you help me get to Sweden? Who do you know in Sweden? | İsveç'e gitmeme yardım edebilir misiniz? İsveç'te kimin var? | Zozo-1 | 2005 | |
My grandfather and grandmother. | Büyükbabam ve büyükannem. | Zozo-1 | 2005 | |
Okay, l"ll see what I can do. | Tamam, neler yapabileceğime bir bakayım. | Zozo-1 | 2005 | |
Hello, this is Tony. Can I ask you a favour? | Alo, ben Tony. Sizden bir ricada bulunabilir miyim? | Zozo-1 | 2005 | |
Grandpa! Grandma! | Büyükanne! Büyükbaba! | Zozo-1 | 2005 | |
Sweetheart! Welcome. L"m so glad you"re safe! | Tatlım! Hoşgeldin. Sağ salim gelmene çok sevindim! | Zozo-1 | 2005 | |
L"ve missed you, Zozo! | Seni çok özlemiştim, Zozo! | Zozo-1 | 2005 | |
Lt"s so good to hug you. You"re the most precious thing in our lives. | Seni kucaklamak ne güzel! Sen bizim birtanemizsin. | Zozo-1 | 2005 | |
What shall we do with Zozo? What do you mean, my love? | Zozo'yla ne yapacağız? Ne demek istiyorsun? | Zozo-1 | 2005 | |
Should we talk about his family? Does it matter if we talk or not? | Ailesi hakkında konuşmalı mıyız? Konuşsak n'olur, konuşmasak n'olur? | Zozo-1 | 2005 | |
What"s happened has happened. He"s a child. Why remind ourselves? | Ne olduysa oldu. O daha bir çocuk. Niye hatırlatalım ki? | Zozo-1 | 2005 | |
Let him live like other kids, in peace and quiet. | Bırakalım onu, diğer çocuklar gibi huzur içinde yaşasın. | Zozo-1 | 2005 | |
You"re right. I won"t dress in black then. | Haklısın. O zaman karalar bağlamayacağım. | Zozo-1 | 2005 | |
No, it"s best you don"t. It was God"s will. What can we do? | Evet, öyle yapman en iyisi. Allah'ın takdiri böyle, elden ne gelir? | Zozo-1 | 2005 | |
Talk quieter so he won"t hear us. Okay. | Daha sessiz konuş, yoksa bizi duyacak. Tamam, daha dikkat ederim. | Zozo-1 | 2005 | |
Go back to sleep now, my darling. | Artık uyuyalım. | Zozo-1 | 2005 | |
Let"s go to the lake. It"s a very nice lake. | Şimdi göle gidelim. Göl gerçekten çok güzeldir. | Zozo-1 | 2005 | |
Come on now, Zozo! Well done. Well done, my boy! | İşte şimdi, Zozo! Aferin. Aferin, oğlum! | Zozo-1 | 2005 | |
Well done! Attaboy, Zozo! You"re granddad"s little hero! | Aferin! Aferin sana, Zozo! Dedesinin küçük kahramanı! | Zozo-1 | 2005 | |
Let"s break it so it"s easier to chew. Can I share it with you? | Kıralım ki çiğnemesi kolay olsun. Bunu seninle bölüşebilir miyim? | Zozo-1 | 2005 | |
Add a little bit of salt and we"ll have a really tasty apple. | Bir tutam tuz eklediğimizde, lezzetli bir elmamız olacak. | Zozo-1 | 2005 | |
You can remove your teeth? It helps me taste better. | Dişlerini çıkarabiliyor musun? Böyle daha iyi tat alıyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
I can remove them and put them wherever I want. | Ne zaman istesem çıkarabiliyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
Doesn"t it hurt? No, nothing hurts your granddad. | Acımıyor mu? Hayır, büyükbaban acı nedir bilmez! | Zozo-1 | 2005 | |
L"m as tough as nails. Where are your real teeth? | Kaya gibi sertim. Asıl dişlerin nerede? | Zozo-1 | 2005 | |
Do you want to hear that story? Lt"s a long and winding one. | Bunun hikâyesini dinlemek ister misin? Oldukça uzun ve karmaşıktır. | Zozo-1 | 2005 | |
Which tooth do I begin with? They each have a story? | Hangi dişle başlayayım? Hepsinin ayrı bir hikâyesi mi var? | Zozo-1 | 2005 | |
Yes, they all have a story. Pick one. That one. | Evet, öyle. Birini seç. Bunu. | Zozo-1 | 2005 | |
Did you have to pick that one? | Bunu mu seçtin? | Zozo-1 | 2005 | |
Your granddad got into some rough fights when he was young. | Büyükbaban gençken sıkı bir dövüşçüydü. | Zozo-1 | 2005 | |
L"d smash people to pieces. I would crush anything that got in my way. | İnsanları paramparça ederdim. Yoluma çıkan herşeyi ezer geçerdim. | Zozo-1 | 2005 |