Search
English Turkish Sentence Translations Page 183886
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
They won"t even let you eat in peace... | Bırakmıyorlar ki huzur içinde yemek yiyelim... | Zozo-1 | 2005 | |
Dani, get downstairs! | Dani, aşağıya! | Zozo-1 | 2005 | |
Hurry, hurry! Give me the passports. | Çabuk, çabuk! Pasaportları ver bana. | Zozo-1 | 2005 | |
Hurry up! Wait for me downstairs by the door. | Çabuk olun! Kapının yanında bekleyin beni. | Zozo-1 | 2005 | |
There are so many destroyed buildings in Lebanon. | Lübnan'da harabe olmuş ne çok bina var. | Zozo-1 | 2005 | |
It"s not like that in Sweden. They"ve only got nice houses there. | İsveç'de böyle değil. Oradaki evler çok güzel. | Zozo-1 | 2005 | |
How do you know? My grandmother sends me pictures. | Nereden biliyorsun? Büyükannem bana fotoğraflarını gönderiyor. | Zozo-1 | 2005 | |
The sea, trees... It"s like paradise. What are the girls like there? | Deniz, ağaçlar... Sanki cennet. Kızları nasıl acaba? | Zozo-1 | 2005 | |
Tall and blonde. You"d like them. Send me one then, will you? | Uzun boylu ve sarışınlar. Onları beğenirsin. O zaman bana bir tane yollarsın, değil mi? | Zozo-1 | 2005 | |
Stop talking about girls. L"m not talking to you. | Bırak artık kızlardan konuşmayı. Seninle konuşmuyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
You"re wet behind the ears and you want to talk about girls! | Tüysüzün tekisin ama habire kızlar hakkında konuşmak istiyorsun! | Zozo-1 | 2005 | |
It"s not your business. Who wants to date you? | Bu seni ilgilendirmez. Kim seninle çıkmak ister ki? | Zozo-1 | 2005 | |
Just a thought: We"re going to Sweden soon. Will you come with us? | Bir düşün: Yakında İsveç'e gidiyoruz. Sen de bizimle gelsene? | Zozo-1 | 2005 | |
Where"s Sweden? Never heard of it. It"s a nice country far away. | İsveç neresi? Hiç duymadım. Uzaklarda güzel bir ülke. İsveç mi? İsveç neresi? Öyle bir yer hiç duymadım. | Zozo-1 | 2005 | |
There"s no war there. Are there countries without war? | Orada savaş yok. Savaş olmayan ülkeler de mi var? | Zozo-1 | 2005 | |
There"s no war there. How"d you know? | Orada savaş yok. Nereden biliyorsun? | Zozo-1 | 2005 | |
I know because grandma"s sent me pictures. | Büyükannemin bana gönderdiği fotoğraflardan biliyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
Here, have a look. Let me see. It looks nice. | İşte, şuna bir bak. Bir bakayım. Güzel görünüyor. | Zozo-1 | 2005 | |
Yeah, it"s really nice. If we go there we can have fun all the time. | Evet, gerçekten öyle. Eğer gidersek, bol bol eğleniriz. | Zozo-1 | 2005 | |
What? We"ll have fun. | Ne? Eğleniriz. | Zozo-1 | 2005 | |
But how can I go with you? I don"t have a passport. | Seninle nasıl gelebilirim ki? Pasaportum yok. | Zozo-1 | 2005 | |
L"ll hide you, but my dad musn"t see. What if your dad sees me? | Babam görmeden seni saklarım. Ya görürse? | Zozo-1 | 2005 | |
Don"t worry, l"ll arrange something. | Merak etme. Ben herşeyi ayarlarım. | Zozo-1 | 2005 | |
Yes, you"re talking to someone. No, l"m not. | Hayır, biriyle konuşuyordun. Hayır, konuşmuyordum. | Zozo-1 | 2005 | |
Are you talking to a chicken? Have you lost your mind? | Civcivle mi konuşuyordun? Aklını mı kaçırdın sen? | Zozo-1 | 2005 | |
No, l"m bringing him to Sweden. | Hayır, onu da İsveç'e götüreceğim. | Zozo-1 | 2005 | |
Sure, just get him a passport, a visa and a ticket too. | Elbette. Ona da bir pasaport çıkartırsın. Vize ve bilet de aldın mı, tamamdır! | Zozo-1 | 2005 | |
No, seriously. Seriously, come up and eat instead. | Hayır, ben ciddiyim. Ben de ciddiyim. Yukarı gel ve yemeğini ye. | Zozo-1 | 2005 | |
Guess where we"re going today. To Sweden? Is it true?! | Bil bakalım bugün nereye gidiyoruz? İsveç'e mi? Gerçekten mi?! | Zozo-1 | 2005 | |
L"m going to Sweden today! You"re so lucky. | Bugün İsveç'e gidiyoruz! Ne kadar şanslısın. | Zozo-1 | 2005 | |
L"m going to miss you! | Seni özleyeceğim! | Zozo-1 | 2005 | |
L"ll miss you too. Say hello to Riad, I won"t have time. | Ben de seni özleyeceğim. Riad'a selam söyle, benim zamanım yok. | Zozo-1 | 2005 | |
Tell him to leave your sis alone. He messes with her, l"ll kick his ass. | Söyle ona ablanı rahat bıraksın. Ona bulaşırsa gününü gösteririm! | Zozo-1 | 2005 | |
Before you go: Don"t forget to write. L"ll do my best. | Son olarak, bana yazmayı unutma. Mutlaka yazacağım. | Zozo-1 | 2005 | |
Just send anything. I will. Bye. | Birşeyler gönderirsin. Göndereceğim. Hoşçakal. | Zozo-1 | 2005 | |
Maybe l"ll come after you. Please try. | Belki senin peşinden ben de gelirim. Gelmeye çalış. | Zozo-1 | 2005 | |
Where"s your passport? I gave it to you. | Pasaportun nerede? Sana vermiştim. | Zozo-1 | 2005 | |
I can"t find it. What do you mean you can"t find it? | Bulamıyorum. Ne demek bulamıyorum? | Zozo-1 | 2005 | |
Mom, where"s my pink skirt? Forget about it. | Anne, pembe eteğim nerede? Boşver eteği şimdi. | Zozo-1 | 2005 | |
But I want to bring it with me. Bring something else. Just hurry up. | Ama yanıma almak istiyorum. Başka birşey al. Acele et. | Zozo-1 | 2005 | |
You put it in the kitchen? In the kitchen? | Onu mutfağa mı koydun? Mutfak mı? | Zozo-1 | 2005 | |
Are you going to make soup of it? Darling, I can"t find your passport. | Ondan çorba mı yapacaktın? Tatlım, pasaportunu bulamıyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
What do you mean? I put it here with yours... | Nasıl yani? Seninkilerin yanına koymuştum... | Zozo-1 | 2005 | |
Yes, Dad? Hurry home now. Hurry! | Efendim baba? Hemen eve gel. Çabuk! | Zozo-1 | 2005 | |
I have to talk to my girlfriend. Forget about her. We"re leaving! | Kız arkadaşımla konuşmalıyım. Boşver onu şimdi. Gidiyoruz! | Zozo-1 | 2005 | |
Go and buy some water. Hurry! | Gidip biraz su al. Çabuk! | Zozo-1 | 2005 | |
You said I was going with you. Yes, but on the next flight. | Seninle gelmemi istemiştin? Evet, ama bir sonraki uçuşla. | Zozo-1 | 2005 | |
Why? I thought we were going together. | Neden? Birlikte gideceğimizi sanmıştım. | Zozo-1 | 2005 | |
The plane was full. Why didn"t you tell me? | Uçakta yer yokmuş. Niçin daha önce söylemedin? | Zozo-1 | 2005 | |
I just found out. L"ll send you a ticket tomorrow. | Ben de yeni öğrendim. Yarın sana bir bilet gönderirim. | Zozo-1 | 2005 | |
How will you send it? L"ll arrange it. | Nasıl göndereceksin? Ben ayarlarım. | Zozo-1 | 2005 | |
Have you been lying? No l"m not lying. | Yoksa yalan mı söylüyordun? Hayır, yalan değildi. | Zozo-1 | 2005 | |
You said we"d get married and have children. | Benimle evlenip, çocuklarımızın olacağını söylemiştin. Benimle evlenip, çocuklarımız olacağını söylemiştin. | Zozo-1 | 2005 | |
Yes, and we will. Why"ve you been lying! | Evet, öyle olacak. Niçin yalan söyledin! | Zozo-1 | 2005 | |
You are my sweetheart, l"d never lie to you. | Sen benim bir tanemsin, sana asla yalan söylemem. | Zozo-1 | 2005 | |
Mom! Don"t look at them. | Anne! Bakma onlara. | Zozo-1 | 2005 | |
Look at me! Mom! | Bana bak! Anne! | Zozo-1 | 2005 | |
What are you doing? Climb inside. Hurry! | Ne yapıyorsun? İçine gir. Çabuk! | Zozo-1 | 2005 | |
Take these. Dani, come with me! | Al şunları. Dani, benimle gel! | Zozo-1 | 2005 | |
Listen! I can"t, but don"t be afraid. I promise l"ll come back for you. | Dinle! Gelemem, ama korkma. Söz veriyorum, geri döneceğim. | Zozo-1 | 2005 | |
The soldiers will be here any second. Keep quiet! | Askerler her an burada olurlar. Sakın sesini çıkarma! | Zozo-1 | 2005 | |
Get up now. Is that you, Mom? | Kalk şimdi. Sen misin, anne? | Zozo-1 | 2005 | |
Come here, Zozo. | Buraya gel, Zozo. | Zozo-1 | 2005 | |
Where am I? You"re with me. | Neredeyim ben? Benimlesin. | Zozo-1 | 2005 | |
Where are you? Here. | Sen neredesin? Buradayım. | Zozo-1 | 2005 | |
What is this? Don"t be afraid. | Bu ne? Korkma. | Zozo-1 | 2005 | |
Zozo? Come on, wake up now. | Zozo? Haydi, uyan artık. | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t think your brother will return. | Abinin döneceğini sanmıyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
I know it"s hard, but you must be strong. | Bunun zor olduğunu biliyorum ama güçlü olmalısın. | Zozo-1 | 2005 | |
Maybe he"ll show up at the airport? | Belki havaalanında ortaya çıkar? | Zozo-1 | 2005 | |
Come on, let"s go to Sweden. | Haydi, İsveç'e gidelim. | Zozo-1 | 2005 | |
Hello. Hello, what would you like? | Selam. Selam, ne istiyorsun? | Zozo-1 | 2005 | |
One bread, please. | Bir ekmek, lütfen. | Zozo-1 | 2005 | |
Here. That"ll be five lira. But I have no money. | Buyur. Beş lira. Hiç param yok. | Zozo-1 | 2005 | |
No money? Do you think this is charity? Give it back and go away! | Burada sadaka mı dağıtıyorum ben? Git parasını getir! | Zozo-1 | 2005 | |
What"s this supposed to mean? Why not give it to him, you bastard? | Burayı ne sanıyorlar? Niçin ona ekmek vermedin? | Zozo-1 | 2005 | |
Can"t you see he"s hungry? Aren"t you the landlord"s daughter? | Aç olduğunu görmüyor musun? Sen malsahibinin kızı değil misin? | Zozo-1 | 2005 | |
How are you? How"s your dad? Fine. Why didn"t you give it to him? | Nasılsın? Baban nasıl? İyi. Niçin ona ekmek vermedin? | Zozo-1 | 2005 | |
I tried to, but he refused it. Don"t lie. I heard you. | Verdim, ama o istemedi. Yalan söyleme. Seni duydum. | Zozo-1 | 2005 | |
Here you are. Enjoy. Here"s some money to keep you happy. | Buyur, afiyet olsun. Al şu parayı da, mutlu ol! | Zozo-1 | 2005 | |
Would you like something else? It"s on me. | Başka birşey ister misin? Benden olsun. | Zozo-1 | 2005 | |
No, don"t bother. Get off my back then. | Boşver, canını sıkma. O halde düşün yakamdan. | Zozo-1 | 2005 | |
We might as well close if everyone gets to eat for free. | Madem bedavaya dağıtacağım, kapatayım burayı gitsin. | Zozo-1 | 2005 | |
You look like you"re starving. | Çok acıkmışa benziyorsun. | Zozo-1 | 2005 | |
Thanks for this. | Ekmek için teşekkürler. Ekmek için teşekkür ederim. | Zozo-1 | 2005 | |
Is that your chicken? Lt"s cute. What"s its name? | Bu civciv senin mi? Çok sevimli. İsmi ne? | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t know. Why are you so sad? | Bilmiyorum. Niçin bu kadar üzgünsün? | Zozo-1 | 2005 | |
Do you know the way to the airport? Why do you want to go there? | Havaalanının yolunu biliyor musun? Niçin oraya gitmek istiyorsun? | Zozo-1 | 2005 | |
L"m going to Sweden. To Sweden? By yourself? | İsveç'e gideceğim. İsveç'e mi? Tek başına mı? Ben İsveç'e gideceğim. İsveç'e mi? | Zozo-1 | 2005 | |
Yes. Where are your parents? | Evet. Ailen nerede? | Zozo-1 | 2005 | |
They"re dead. | Öldüler. | Zozo-1 | 2005 | |
If you want to get to the airport it"s near my house. L"ll take you. | Havaalanına gitmek istiyorsan, evime yakın. Seni götürürüm. | Zozo-1 | 2005 | |
What"s your name? Zozo. | Adın ne? Zozo. | Zozo-1 | 2005 | |
My name is Rita. | Benimki Rita. | Zozo-1 | 2005 | |
Is the airport far away? No, we"re pretty close. | Havaalanı çok uzak mı? Hayır, neredeyse geldik. | Zozo-1 | 2005 | |
But it"s getting dark. I don"t think any planes fly this late. | Karanlık basıyor. Bu saatte uçuş olduğunu sanmıyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
Are we by the airport? I want to show you something first. | Havaalanında mıyız? Önce sana birşey göstermek istiyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
What"s that? Cartridges. | Bunlar ne? Fişek. Bunlar ne? Fişekler. | Zozo-1 | 2005 | |
It"s beautiful here, isn"t it? Yes, it is. | Burası çok güzel, değil mi? Evet, öyle. Burası çok güzel değil mi? Evet. | Zozo-1 | 2005 | |
Dad takes me here when they go bird hunting. L"ll show you how they do it. | Babamlar ava çıktığında beni buraya getirir. Gel, sana nasıl avlandıklarını göstereyim. | Zozo-1 | 2005 |