Search
English Turkish Sentence Translations Page 183965
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
She always has bad dreams. Makes no difference to her. | Hep öyledir o. Bir şey olmaz. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Come on, big boy, we'll take our leave for now. | Hadi, koca çocuk. Gidelim buradan. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
We'll go up the spiral staircase... | Yukarıya çıkıp... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...into our Seventh Heaven. | ...Yedinci Cennet'e doğru yol alalım. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I'll go to the lav' while you get undressed. | Sen soyunurken ben de lavaboya gideyim. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Eduard Simon. | Eduard Simon. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Eddie, you're still not undressed. | Eddie, hâlâ soyunmamışsın. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I think I prefer not to undress. | Sanırım böyle daha iyi. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
You needn't be ashamed with me, I'm stark naked, too. | Utanmana gerek yok. Bak ben de çıplağım. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I've got something here. | Ameliyat yarası var bende. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Show me. Let me have a look. | Göster. Dur bakayım. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I'm sorry. | Üzüldüm şimdi. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I'm one of Dr. Sauerbruch's patients. | Dr. Sauerbruch'ın hastasıyım. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
You must be a big shot. | Önemli biri olmalısın o zaman. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Besides, I've got an artificial pneumothorax. | Bir de suni pnömotoraks var bende. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I thought so when you were down by the door. | Kapının önünde dururken tahmin etmiştim. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I've got a scar, too. You don't see it at first sight. | Benim de yüzümde iz var bak. İlk bakışta belli olmuyor, değil mi? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I nearly didn't recover. Almost heard the angels singing. | Ölüyordum neredeyse. Meleklerin fısıltılarını duydum. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
See that mark? I can't see it without twisting my head. | Şunu gördün mü? Ben göremiyorum buradan. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
A Russian emigr� stubbed a cigarette out on me... | Bir Rus mülteci üzerimde sigara söndürmüştü. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Is that thorax dangerous? | Bu toraks tehlikeli mi? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Not any more. I've been here three months and I'm almost cured. | Artık değil. Üç aydır buradayım. İyileştim sayılır. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
How long will you stay in Berlin? | Berlin'de ne kadar kalacaksın? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Until spring. | İlkbahara kadar. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
By then, you'll have had your shirt off. Come here. | O zamana kadar üzerini çıkartırsın herhalde. Gel buraya. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Let me smell you. | Dur seni bir koklayayım. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Where is your home? In the Rhineland. | Evin nerede? Rhineland'ta. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
What sort of work do you do? | Rhineland demek. Ne iş yapıyorsun.? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
With my illness, I'm not allowed to work. | Hasta olduğumdan çalışmama izin vermiyorlar. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Nowadays, everyone is looking for work, except you. | Bugünlerde, senin dışında herkes iş arıyor. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Where are you from? | Peki sen nerelisin? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I'm from Glauchau, in Saxony. | Glauchau, Saxony. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Eddie, shall we see what else you've got? | Eddie, ne yapabileceksin bir görelim mi? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
How did you land up here? | Buraya nasıl düştün? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
The way you land up anywhere. | Sen buralara nasıl geldiysen öyle işte. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Let me feel your scar. | Yarana dokunmamı ister misin? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
You were frightened... | Bekçiyi görünce... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...when you saw the caretaker, weren't you? | ...korkmuştun, değil mi? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Well, once, I almost died myself. | Onun yüzünden bir keresinde neredeyse ölüyordum. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
What with the queues at soup kitchens... | Bir tabak çorba için... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...no jobs, one government stupider than the other... | ...insanlar kuyruklara giriyor. İş yok. Her gelen hükümet diğerini aratıyor. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...even a normal man can't get it up in such misery. | En normal insan bile eziyet çekiyor. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Things will change. | İşler yoluna girer. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Then you'll come back and it wilI be fine. | Az indir, yoksa görünecek. Sonra yine gelirsin. İyi olur. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Thank God there are still men... | Çok şükür, burada hâlâ... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...capable of intellectual conversation with a woman. | ...bir kadınla ciddi ciddi sohbet edebilecek adamlar varmış. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Herr Simon is getting treatment from Professor Sauerbruch. | Bay Simon, Profesör Sauerbruch'ın hastasıymış. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
The things you hear, the things they're doing in medicine. | Eğer bir şey duyduysanız, hepsi ilaçlarla ilgili şeylerdi. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
What people need today is medicine for the mind. | Bugünlerde insanların ihtiyacı olan şey zihinlerini taze tutacak ilaçlar. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I don't know you, sir, but I must admit you're right. | Bilemiyorum efendim ama haklı olabilirsiniz. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
And what you perhaps don't know... | Ama bilmediğiniz bir şey var ki... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...we National Socialists... | ...biz Nasyonal Sosyalistler... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...have had that medicine available for fourteen years. | ...yaklaşık bir yıldır o ilaçları üretiyoruz. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I hope there's a deaths' head on the Iabel. | Umarım onları öldürebilecek ilaçlar da vardır. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
A deadly medicine for all the Culture Bolsheviks... | Tüm Bolşevikler için ölümcül ilaçlar... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...and parasites on the state... | ...çeşitli parazitler... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...and a cure for everyone who has kept their faith... | ...ve umutlarını kaybetmiş olanlar için de... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...deep down. | ...çeşitli çareler. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I haven't welcomed you yet. I'm the madam, Lucie. | Ben sana hoş geldin demedim daha. Ben Madam Lucie. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Every citizen is the equal of every other. | Tüm vatandaşlar eşittir. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Class superiority is unknown. | Sınıf ayrımı diye bir şey yok. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Our leader Adolf Hitler is a man of the people. | Liderimiz Adolf Hitler herkesin lideri. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I can't listen to this. | Buna daha fazla katlanamayacağım. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Every evening for three months, nothing but politics. | Üç aydır her akşam siyasetten başka bir şey konuşmuyorlar. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
We had an exclusive clientele. | Burada çok özel müşterileri ağırlıyoruz. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Some weekends, the entire broadcasting staff. | Bazı hafta sonları ünlüler geliyor. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
All educated people, never a word about politics. | Hepsi eğitimli insanlar. Siyaset konuşmazlar. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
And two famous actors were here. | İki ünlü aktör de gelmişti buraya. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Promise not to tell anyone their names. | İsimlerini kimseye söyleme, tamam mı? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Surprised, eh? | Şaşırdın, değil mi? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Our National Socialist goal... | Nasyonal Sosyalistlerin hedefi... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...the new German state... | ...yeni bir Alman ülkesi. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...we've planned, worked and suffered for. | Bunun için çalışıp çabalıyoruz. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I just wanted to go for a walk. | Aslında ben sadece yürüyüş için çıkmıştım. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
What line of business are you in? | Mesleğin ne senin? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
A bit of agriculture, machinery... broadly speaking, of course. | Biraz çiftçilik, makinacılık falan. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Oh, the countryside. | Köyden demek. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
If my old mother were sitting here, she could tell you... | Eğer annem burada olsaydı... | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...I've been mad about the country since childhood. | ...çocukluğumdan beri köy aşığı olduğumu anlatırdı sana. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Then you must be a really big landed proprietor, eh? | O zaman senin bayağı bir malın mülkün olmalı herhalde. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Where are your estates? | Kaç tane evin var? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I'll show you something... | Size bir şey göstereyim. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...as you obviously don't read the papers. | Gazete okumazsınız siz. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Eisenach, 24th October, 1932. | Bu kirli elbiselerle giremeyiz ki. Eisenach, 24 Ekim, 1932. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Hitler drove on to Weimar. | Hitler Weimar'a girdi. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I'll read you what he said on behalf of us all. | Bizim adımıza orada neler söylediğini okuyayım size. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
We'll deal ruthlessly with anyone whose opinions differ. | "Farklı düşünen herkesin çaresine acımasızca bakacağız." | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
That's what he said. | İşte bunu söylemiş. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Have you read all those books? | Bu kitapların hepsini okudun mu? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I took over the flat as it stood. | Bu daireyi böylece devraldım ben. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Books create a terrific impression. | Kitaplar iyi bir izlenim bırakıyor. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
There is so much going on in Berlin. | Berlin'de çok şeyler oluyor. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Theatres, concerts... | Tiyatrolar, konserler. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
...though I don't know much about that. | Ama ben pek bir yer bilmiyorum. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
I could give you a few tips. | Ben sana birkaç yer tavsiye ederim. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
But that lot, rats and blow flies. | Ama genellikle fare ve sineklerle doludur oralar. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
In a word, plebs! | Senin anlayacağın, halkın gittiği yerler! | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
God, I'm hungry. Are you, too? | Çok acıktım. Siz de aç mısınız? | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
The best thing I've heard tonight. I'll go and get something. | Bu gece duyduğum en güzel şey. Ben gidip bir şeyler getireyim. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 | |
Knuckle of pork and liver... we're not having that. | Hayır onlardan yiyemezsiniz. | Zwischen uns die Berge-4 | 1956 |