Search
English Turkish Sentence Translations Page 1893
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You...? Vishwas Prajapati | Sen? Vishwas Prajapati. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Your uninvited guest. Welcome. I'm Neha Srivastav | Sizin davetsiz misafiriniz. Hoş geldiniz. Ben Neha Srivastav. | Aankhen-1 | 2002 | |
| And they... Arjun Varma | Ve bunlar... Arjun Varma. | Aankhen-1 | 2002 | |
| And I'm llyas. Make do. And you...? | Ve ben İlyas. Bunu yap. Peki sen? | Aankhen-1 | 2002 | |
| I'm Neha Srivastav. Not you. The fourth person | Ben Neha Srivastav. Sen değil. Dördüncü kişi. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Fourth? No one here but us | Dördüncü mü? Ama burada bizden başka hiç kimse yok. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Would you like water? I'd like a strong tea | Su ister misin? Ben demli bir çay istiyorum. | Aankhen-1 | 2002 | |
| What's this workshop, Ms Neha? For us, dangerous and profitable | Bu çalışma neyle ilgili, Bayan Neha? Bizim için tehlikeli ve karlı. | Aankhen-1 | 2002 | |
| We might end up making millions. That's why the first meeting is here | İşin sonunda milyonları kazanabiliriz. Bu yüzden burada toplandık. | Aankhen-1 | 2002 | |
| And not at any training center, right Ms Neha? | Ve herhangi bir eğitim merkezinde değil, Öyle değil mi, Bayan Neha? | Aankhen-1 | 2002 | |
| What insolence is this? The glass slipped | Bu ne saygısızlık böyle? Cam kaydı. | Aankhen-1 | 2002 | |
| If the fourth one is satisfied about my blindness, may we talk business? | Dördüncü kişi benim körlüğümden oldukça memnun, şimdi iş konuşabilir miyiz? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Shall we talk at the training center? | Eğitim merkezinde konuşabilir miyiz? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Come, please | Lütfen gelin. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Ms Neha, either you are unaware or you are pretending | Bayan Neha, farkında ol ya da rol yap... | Aankhen-1 | 2002 | |
| What do you mean? My sixth sense never fails me | Ne demek istiyorsun? Benim altıncı hissim beni asla yanıltmaz. | Aankhen-1 | 2002 | |
| I know | Biliyorum. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Aight now, amongst us there is a fifth person | Şu anda aramızda beşinci kişi var. | Aankhen-1 | 2002 | |
| "The game is exciting" | Oyun heyecan verici. | Aankhen-1 | 2002 | |
| "Death is an enticing prospect" | Ölüm beklentilere gebedir. | Aankhen-1 | 2002 | |
| "Every moment is exciting" | Her anı heyecan verici. | Aankhen-1 | 2002 | |
| This is where... Tell me about the job | Bu nerede... İş hakkında bilgi ver. | Aankhen-1 | 2002 | |
| You got to... Sing...? | Sizler... Şarkı mı? | Aankhen-1 | 2002 | |
| I'm paying you 5 million to rob a bank for me | Benim için banka soymanız için sizlere 5 milyon vereceğim. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Did you hear me? But how is that possible? | Beni duydunuz mu? Peki bu nasıl olacak? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Why miss the forest for the trees? | Neden ormandaki üç ağacı özledin? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Done. How about an advance? A hundred thousand or two...? | Pekala. Peki bizim avansımız ne olacak? Yüz, iki yüz, üç yüz? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun, try to understand. First, see a shrink | Arjun, anlamaya çalış. Öncelikle, durumları gör. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun, stop. Try to understand | Arjun, dur. Anlamaya çalış. | Aankhen-1 | 2002 | |
| But I said yes! Why are you shooting me? Are you mad? | Ama ben evet dedim! Neden bana ateş ettin? Delirdin mi sen? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun! Listen! You got to do it. The next shot will be aimed | Arjun! Dinle! Bunu yapacaksın. Bir sonraki kurşun sana gelecek. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Go to him! Talk to him Vishwas! He has no options | Onunla git! Vishwas'la konuş! Herhangi bir seçenek yok. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Why did you shoot? If he walks out, our game is over | Neden ateş ettin? Eğer dışarıya çıkarsa, işimiz biter. | Aankhen-1 | 2002 | |
| You promised there wouldn't be any bloodshed | Her hangi bir zorluk çıkarmayacağına dair söz vermiştin. | Aankhen-1 | 2002 | |
| And because you want to see your brother alive, you promised... | Ve eğer sen kardeşini canlı görmek için... | Aankhen-1 | 2002 | |
| that you'd make this plan succeed | ... bu planı başarılı kıl. | Aankhen-1 | 2002 | |
| So go and talk him into it | Şimdi git ve onunla konuş. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Else, he's dead and your brother too. I promise | Yoksa, o da ölür, kardeşin de, yemin ederim. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun, it's 5 million or death. I won't commit a crime for money | Arjun, bu 5 milyon ya da ölüm. Ben para için suç işlemeyeceğim. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Do it for a cause. Give me your share | Sen ne için istiyorsan onun için yap, bana payımı ver yeter. | Aankhen-1 | 2002 | |
| And how do you get out of here? | Peki buradan nasıl çıkacaksın? | Aankhen-1 | 2002 | |
| On shoulders, like a corpse. She won't let him walk out alive | Omuzlar üzerinde, bir ceset olarak. Kadın bizim gitmemize izin vermez. | Aankhen-1 | 2002 | |
| I can try, can't I? | Bunu deneyebilirim, öyle değil mi? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Stop | Dur. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Next step, you were over the cliff | Bir adım daha atarsan uçuruma düşersin. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun stop! Or I'll shoot Out of no gun? | Arjun dur! Yoksa seni vururum! Silahın olmadan mı? | Aankhen-1 | 2002 | |
| If you wanted me dead, you'd let me fall off the cliff | Madem ölmemi istiyorsun, o halde düşmeme izin ver. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun, listen! I'm begging! If you ditch me, I'm in a mess | Arjun, dinle! Sana yalvarıyorum! Eğer beni başından savarsan, ben mahvolurum. | Aankhen-1 | 2002 | |
| It's an innocent life... Insanity! Am I to rob a bank? | İşin ucunda masum bir hayat var... Masum mu? Banka soyarak mı? | Aankhen-1 | 2002 | |
| To keep you out of trouble? All I can tell you is... | Beni beladan uzak tutman gerekmez mi? Sana tek söyleyeceğim... | Aankhen-1 | 2002 | |
| if you're determined to walk out, an innocent life will be lost | ... eğer şimdi bırakıp gidersen, masum bir hayat sona erer. | Aankhen-1 | 2002 | |
| If not for your own sake, do it for the sake of someone else. Stay back | Bunu kendin için yapmıyorsan, bari bir başkası için yap, geri dön. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Before you is a near identical model of the bank's headquarters | Karşımızda bankanın maket modeli. | Aankhen-1 | 2002 | |
| It's close to the original | Gerçeğiyle tıpatıp aynı. | Aankhen-1 | 2002 | |
| I'll familiarize you with a walkthrough | Örneklerle tanıtım yapacağım. | Aankhen-1 | 2002 | |
| How is that possible? This guy will bring us bad luck | Bu nasıl mümkün? Bu adam bize kötü şans getirecek. | Aankhen-1 | 2002 | |
| When they get to know we're blind... If they get to know | Bizim kör olduğumuzu öğrendiklerinde... Eğer öğrenirlerse. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Not like a blind man. You're going in like any other man | Arjun, körler gibi değil, normal insanlar gibi gireceksiniz. | Aankhen-1 | 2002 | |
| During the robbery, no one except you will know you're blind | Soygun zamanı hariç, hiç kimse sizin kör olduğunuzu bilmeyecek. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Why don't you use men who can see? Ominous, again. Neha, kill him | Peki neden normal insanlar kullanmıyorsun? Uğursuz, yine. Neha, öldürsene şunu. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun is right | Arjun haklı. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Why did you choose us? | Neden bizi seçtin? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Because sighted men do not possess your faculties. Your blindness | Çünkü görebilen insanlarda sizlerin yeteneği yok. Siz körsünüz. | Aankhen-1 | 2002 | |
| After the robbery, by chance if anyone suspects you... | Soygundan sonra, şans eseri sizden şüphe eden olursa... | Aankhen-1 | 2002 | |
| all you got to prove is you're blind | ... sizin kör olduğunuz ortaya çıkar. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Who'd believe 3 blind men robbed a bank in broad daylight. Trust me | Peki üç kör adamın güpegündüz banka soyacağına kim inanır? Bana güvenin. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Your weakness is your greatest strength | Zayıf noktanız, sizin en büyük gücünüz. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Now. First the geography. Layout, dimensions, angles. What's where | Şimdi. İlk harita. Düzen, boyutlar, açılar. Ne nerede. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Get the feel, get the touch, etch it in your minds | Fikir alın, dokunun. Bir fikir alın. Başlayalım mı? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Who fell? My teeth fell out | Kim düştü? Dişlerim düştü. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Sightless, mindless, moron! Looking for your lost marbles on the floor? | Seni kör, akılsız, salak! Yerde eksik mermer mi arıyordun? | Aankhen-1 | 2002 | |
| No, checking out the floor | Hayır, zemini kontrol ediyordum. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Inside the bank, will you crawl? I said sorry, didn't I? | Banka içini mi tarıyordun? Üzgünüm dedim ya, öyle değil mi? | Aankhen-1 | 2002 | |
| After I've kissed your wife would you take a sorry from me? | Ben senin karını öpsem, benim özrümü kabul eder miydin? | Aankhen-1 | 2002 | |
| I'd strangle you and say very sorry | Ben seni boğarken sen benden özür mü dileyeceksin? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Strangle me? With one hand | Sen mi beni boğacaksın? Hem de tek elimle. | Aankhen-1 | 2002 | |
| I see! Just one hand...? Want me to show you how? | Anlıyorum! Tek elle ha? Nasıl olduğunu göstermemi ister misin? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Who wants to kiss your wife? I only want to kiss my girl | Karını öpmek isteyen de kim? Ben sadece bir kızı öpmek istiyorum. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Just let me make my 5 million. Then I'm marrying her | Şu 5 milyonu bir alalım. Hemen onunla evleneceğim. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Neha, forget this blind bat. Give me the training | Neha, sen bu kör yarasayı boş ver. Sen bana eğitim ver. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Try marching with your feet tied every morning | Her sabah bağlı ayaklarla yürü. | Aankhen-1 | 2002 | |
| She ought to sew your mouth too. Come on, practice | Kadının senin ağzını dikmesi gerekirdi. Hadi, devam et. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Been at it for4 days! | Dört gün oldu! | Aankhen-1 | 2002 | |
| Even without the ropes my legs won't come unstuck | Bacaklarımı bağlayacaksan gevşek bağlama. | Aankhen-1 | 2002 | |
| I sleep with my legs akimbo. Useless Unless we fall in step... | Ben bacaklarım bağlı yatarım. İşe yaramaz. Eğer birbirimize ayak uydurmazsak... | Aankhen-1 | 2002 | |
| how can the plan work? Where might you end up after 3 steps? | ... plan nasıl işe yarayacak? 3 adımdan sonra senin işin bitiyor. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Inside the bank, we use our legs for eyes. So we got to fall in step | Bankanın içinde, gözlerimizin yerine ayaklarımızı kullanacağız. Bu yüzden birbirimize ayak uydurmamız gerekiyor. | Aankhen-1 | 2002 | |
| That's why Neha insists on the ropes | Bu yüzden Neha bağlama konusunda ısrar ediyor. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Neha... Neha... | Neha... Neha... | Aankhen-1 | 2002 | |
| Vishwas, what's the time? 302 minutes past 45 hours | Hey Vishwas, ne kadar oldu? 45 saat ve 302 dakika. | Aankhen-1 | 2002 | |
| What have you got to do? Walk. The poor thing is in trouble | Peki biz ne yapıyoruz? Yürüyoruz. Zavallının başı dertte. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Friend of mine is in trouble too, shits pitfalls | Benim arkadaşımın da başı dertte. Durumu çok kötü. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Will you rob a bank for him? | Onun için banka mı soymam gerekiyor? | Aankhen-1 | 2002 | |
| But the sob story comes from Neha! | Ama Neha'dan hıçkırık dolu bir hikaye geldi! | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun please, rob a bank! Off he goes | Arjun lütfen, banka soy! Hadi. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun stop! Pitfall ahead | Arjun durun! Tuzak var. | Aankhen-1 | 2002 | |
| Arjun! What happened? | Arjun! Ne oldu? | Aankhen-1 | 2002 | |
| What happened, Vishwas? Arjun, are you all right? | Ne oldu, Vishwas? Arjun, iyi misin? | Aankhen-1 | 2002 | |
| Inside a pit? Vishwas! Bury him! Shut up | Çukur mu? Vishwas! Göm onu! Kapa çeneni! | Aankhen-1 | 2002 | |
| Give me a hand. Not to someone in the pits | Bana bir el ver. Çukurda birine değil. | Aankhen-1 | 2002 |