Search
English Turkish Sentence Translations Page 1957
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Mr.Rao? Okay. Ask him to wait, l'll be right there. | Bay Rao? Tamam, beklemesini söyle hemen geliyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Vishnu! Mr.Rao is here. Get a cup of steaming hot coffee for him. | Vishnu! Bay Rao burada. Dumanı tüten, sıcak bir kahve getir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, make it strong. | Evet, sert olsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, l'm quite satisfied with meeting you. | Ziyanı yoktu, sizinle buluştuğum için zaten yeterince memnunum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Welcome Mr.Rao. Good morning boss. | Hoş geldiniz Bay Rao. Günaydın patron. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| So, when are you starting your new movie. | Ee, yeni filmine ne zaman başIıyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Everything is set, that's why l came to meet you. | Herşey hazır, bu yüzden seninle görüşmeye geldim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm prepared to lay down my life for you. | Senin için hayatımı ortaya koyarım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Well then when do you need me? | Bana neden ihtiyacın var? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've not come for you this time. l wanted your wife's appointment. | Bu sefer senin için gelmedim. Eşinle görüşmek istiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You mean Uma! Yes. | Uma'yı kastediyorsun! Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The point is, the movie l'm making right now, is the story of a girl. | Şu anda yapmakta olduğum film bir kız hakkında. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've employed one of the top music directors. | En iyi müzik yönetmenlerinden birini işe aldım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He has agreed on the condition that Umaji should sing the songs. | Eğer Umaji şarkı söylerse çalışacağını şart koştu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Now everything depends on you. | Şimdi her şey senin ellerinde. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, l can't do anything about it. Everything depends on her. | Hayır, bu konuda bir şey yapamam. Her şey ona bağIı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She never sings alone. | Hiç yalnız söylemedi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt will create a lot of problems. Why don't you persuade her? | Bu birçok sorun doğurur. Neden peşini bırakmıyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The process of understanding is related to the mind. | Anlayış süreci zihinle ilgilidir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What does that mean? lt means that... | Bu ne anlama geliyor? Anlamı şu... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She has taken an oath of sorts that she'll never sing alone. | Asla yalnız şarkı söylemeyeceğine dair bir tür yemin etti. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No... Don't worry Mr.Rao, she'll sing. | Hayır... Endişelenmeyin Bay Rao, söyleyecek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, l won't sing, never. | Hayır, söylemek istemiyorum. Asla. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Uma, will you please listen. | Uma, Iütfen dinler misin? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why won't you sing? | Neden söylemek istemiyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l won't sing alone. Why not? | Yalnız söylemek istemiyorum. Neden? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You had yourself said that we'll live together and stay together. | Beraber yaşayacağımızı, ayrıImayacağımızı sen söylemiştin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Sometimes you talk just like a grandma. | Bazen tıpkı babanne gibi konuşuyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You mean that l can never sing a solo. | Solo şarkı söyleyemeyeceğim mi yani? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You may sing, l will not. | Sen söyleyebilirsin, ben söylemem. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The same thing again. What's the difference between you and me. | Yine aynı konu, seninle benim aramdaki fark nedir? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Aren't we united after marriage? | Evlilik bağıyla bağIı değil miyiz? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| When you're singing it means l'm singing and vice versa. | Sen söylediğin zaman ben de söylüyormuş gibi oluyorum, aynısı benim içinde geçerli. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Do you get it? lt should be exactly similar. | Anladın mı? Kesinlikle aynı olmalılar. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What's up Chandru? l'm making a stand for her awards. | NasıIsın Chandru? Eşinin ödülleri için büfe yaptırıyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Hello... How are you? | Merhaba... NasıIsınız? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What's your name? Asha. | İsminiz nedir? Asha. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Umadevi is here! | Umadevi geldi! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Wake up. Brother Chandru has been waiting for you for so long now. | Kalk hadi. Kardeş Chandru uzun süredir seni bekliyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Wake up, will you? | Kalkar mısın? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Has Chandru arrived? Yes. | Chandru geldi mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Send the tea out there. | Çayı oraya bırak. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| So Chandru, have you solved the problem? | Chandru, sorunu giderdin mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The problem of income tax? Yes. | Gelir vergisi hakkındakini mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've filed the returns, but a few certificates are missing. | Dosyaları geri gönderdiler bazı belgeler eksikmiş. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why? lt's just that... | NasıI olur? Olan şu... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... there are some adjustments* made in last year's income this year. | ...geçen yıIın kazanç durumu bazı ayarlamalarla bu yıla yansıtıImış. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How's that possible? That's a misstatement! | Bu nasıI olabilir? Yanlış beyan olmalı! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Where black money is involved, this is what happens | İşin içine kara para girerse olacak olan bu dur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Congratulations sister in law, four of your songs have topped the charts. | Tebrikler yenge, dört şarkın liste başı oldu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You could atleast smile on hearing this good news. | İyi haber duyduğunda en azından gülümseyebilirsin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| From today l won't sing anymore. | Bu günden itibaren şarkı söylemek istemiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What do you mean? lt's quite simple. No more singing | Ne demek istiyorsun? Oldukça basit, artık şarkı söylemek yok. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And what about the contracts that have already been signed? | Peki çoktan imzalanan kontratlar ne olacak? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come what may, my decision is final. | Ne olursa olsun, kararım kesin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| There's the attitude of a woman. | İşte bir kadının tutumu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What about the people whose recordings are scheduled? | Kayıt için plan yaptığın insanlar ne olacak? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You have nothing to lose. | Kaybedecek bir şeyin yok. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll get the brickbats. Won't you feel bad about it? | Bütün azarı ben işiteceğim. O zaman kendini kötü hissetmez misin? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Perhaps she thinks that brickbats are sweet delicacies. | Belki de azarlanmayı güzel bir şey sanıyordur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, even l've the same opinion. Alright... | Evet, bence de. Pekala... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... l'll finish whatever is pending and then l won't sing. | ...kalan işleri bitirelim, ondan sonra bir daha söylemeyeceğim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Did you quarrel with her? | Tartıştınız mı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Swear by me. | Üzerime yemin et. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You might lie if you swear by me, so don't do that. | Dur etme, benim üzerime edersen yalan söylersin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Swear by the seven notes of music. l mean your three and a half notes. | Müziğin yedi notası üzerine et. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Are you crazy? Why should l quarrel with her? | Deli misin? Neden onunla tartışayım? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That means she might be sick. | Belki de hastadır. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Such a delicate and fragile girl. Both of us have been quite stupid. | Ne kadar hassas ve kırıIgan biri. Ve ikimizde oldukça aptalız. 1 | Abhimaan-1 | 1973 | |
| We've burdened her too much with recordings, rehearsals, functions. 1 | Toplantılar, kayıtlar, provalar, üzerine fazla yüklendik. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt ain't right. l'll stop all this for atleast two months. | Bu doğru gelmiyor, onun için 2 aylığına bunlara ara vereceğim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Who's it? Oh Mr. Hiranandani. | Kiminle görüşüyorum? Bay Hiranandani. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How are you? l hope you are fine. | NasıIsınız? Umarım iyisinizdir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, he's sitting nearby. | Evet yanımda. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, l'll convey your regards. | Tabi, selamınızı iletirim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Me too, well thank you. | Ben de, teşekkür ederim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| When is the programme? | Program ne zaman? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, make some excuse. l won't sing. | Bir bahane bul, söylemek istemiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He's asking for sister in law, not you. | Yengem için arıyor, senin için değil. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Hiranandani, listen carefully. | Hiranandani, dikkatli dinle. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She doesn't have enough time. | Hiç boş zamanı yok. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And will be charging more too. | Ve teklif almaya devam ediyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Rupees five thousand. | 5.000 rupi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, not a single paise less. lt's fixed. | Hayır, bir kuruş aşağı olmaz. Sabit fiyat bu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What? You are ready to pay five thousand! | Ne? Çoktan 5.000 ödedin! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt's amazing! Hiranandani turned out to be too good. | Şaşılacak şey! Hiranandani inanıImaz iyi olmaya başladı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l increased the fees from 2000 to 5000 to ward him off | Başımdan atmak için fiyatı 2000'den 5000'e çıkardım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He's ready to pay even that. That is a thousand more than you. | Ama bunu bile ödemeye hazır. Sana ödediğinin bin katı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What difference does that make? The cash is coming to us. | Ne fark eder? Para aynı yere geliyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The people of this country have nothing else to do, but write letters | Bu memleketteki insanların mektup yazmak dışında yapacak işleri yok. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Either they will keep on blabbering or keep on writing letters. | Ya boş boş konuşurlar ya da durmadan mektup yazarlar. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What are you muttering? | Ne homurdanıp duruyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lf this continues, l'll soon be stuttering. | Böyle devam ederse, kekelemeye başlayacağım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm fed up with this. Look at her fan mail! | Gına geldi bunlardan. Şu fan mektuplarına bak! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Who'll reply to so many letters? | Bu kadar mektuba kim cevap verecek? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Add to that the arrangement of dates, recordings, and rehearsals. | Doplantı, kayıt ve provaları düzenlemekte cabası. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Do one thing. Employ another secretary. | Sen de işe yeni bir sekreter al. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes of course! Handling two stars has made me a star secretary too! | Elbette! İki yaldızla ilgilenmem beni de yıIdız sekreter yapar! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| My work will be handled by someone else, you just look after Uma's work. | Benim işlerimle başkası ilgilenebilir, sen Uma'nın işleriyle ilgilen. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Look here, l'm your friend, not your wife! | Bak buraya, ben senin arkadaşınım, karın değil! | Abhimaan-1 | 1973 |