Search
English Turkish Sentence Translations Page 1956
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You don't know me. l'm Chitra, a friend of your husband. | Beni tanımazsınız ben Chitra, kocanızın arkadaşıyım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm sorry, but l've to go for a meeting. l take your leave now. | Kusura bakmayın, ama bir görüşmem var. Şimdi ayrıImam gerek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l obeyed you, now you have to obey me. | Ben sizi dinledim, sizde beni dinlemelisiniz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You are elder to us, you can't go without eating something. | Büyüğümüzsünüz, bir şey yemeden buradan gidemezsiniz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Okay, get a sweet dish. l'll get it, Please come. | Tamam, o zaman tatlı olsun. Ben getiririm, Iütfen sizde gelin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Did you really like her voice? | Gerçekten sesini beğendiniz mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l liked it very much. She must have learnt from a good teacher. | Çok beğendim. Çok iyi bir hocadan öğrenmiş olmalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, she learnt from her father. l've decided that from now on... | Evet, babasından öğrendi. Şu andan itibaren karar verdim... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... we will sing together. | ...artık birlikte şarkı söyleyeceğiz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He better not make such a mistake. | Böyle bir hata yapmasa iyi olur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Which mistake sir? The mistake of singing together. | Ne hatası efendim? Birlikte söyleme hatasını. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't you understand? Uma is more talented than Subir. | Anlamadın mı? Uma, Subir'den daha kabiliyetli. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And history teaches us that a man is superior than a woman. | Ve tarih bize göstermiştir ki erkek kadından daha üstündür. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Will he be able to bear her overtaking him? | Karısının onu geçmesini tahammül edebilecek mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't worry, they are married... | Endişelenmeyin, onlar evliler... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... all the music will be lost in the kitchen and raising children. | ...bütün bu müzik meselesi mutfak ve çocuk yetiştirme işleriyle unutulacaktır. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That'll be even worse. | Bu daha da kötü olur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l must've been around ten or eleven years old... | O zamanlar on, onbir yaşlarındayım... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... one day Ramesh approached me and told me to have a cigarette. | ...bir gün Ramesh bana yaklaştı ve sigara ister miyim diye sordu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l refused. | Reddettim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He started laughing aloud and called me a coward. | Yüksek sesle gülmeye ve bana korkak demeye başladı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l didn't feel bad about being called a coward, but his laughter hurt. | Korkak demesi beni sinirlendirmedi ama gülmesi çok üzmüştü. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l felt a vigor inside me and said give it to me, l'll have it too. | İçimde bir alev canlandı ve bana bir tane vermesini söyledim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l took it and had a deep drag. | Aldım ve içime çektim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And it was all over. l started coughing heavily. | Olan olmuştu. Şiddetle öksürmeye başladım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The coughing made me red in the face. | Öksürmekten kıpkırmızı kesildim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Meanwhile the professor of mathematics arrived. | Bir süre sonra matematik profesörü geldi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He stood up and started smelling. | Ayağa kalktı ve etrafı koklamaya başladı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And l was standing there red in the face. | Ve ben de yüzüm kıpkırmızı orada oturuyordum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| A thief cannot hide for long. He saw me. | Hırsız uzun süre saklanamazmış, beni fark etti. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And he said 'Hey Subir, come here' | 'Hey Subir, buraya gel' dedi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l went near him 'Open your mouth' | Yanına gittiğimde 'Ağzını aç' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He took a smell, and caught me. | Ağzımı kokladı ve beni yakalamış oldu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'So that's it. There's a stick in the other room, go and get it' | 'Demek buydu. Diğer odada bir sopa var, git getir. ' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Think of my plight then. l'm about to be hit... | O anki halimi düşün. Büyük ihtimal dayak yiyeceğim... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... and he's asking me to get the stick. | ...ve benden sopasını getirmemi istiyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Well, l went and got the stick. | Neyse, sopayı getirdim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| As soon as l returned, he gave me one hard rap on the hand. | Geri döner dönmez elime bir tane vurdu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Enough. l don't want to hear it. Why? | Yeter, daha dinlemek istemiyorum. Neden? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| May such a professor suffer from fits. | Böyle bir profesör cezalandırıImalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Did it hurt very much? | Çok canın acıdı mı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Hey, he hit me on this hand too. | Hey, bu elimede vurmuştu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Vermilion So what? | Kırmızı leke olmuş. Ne olmuş? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lf someone sees it what'll he think? | Eğer biri görürse ne düşünür? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm Radha here. We met at the Haridas Convention. | Ben Radha. Haridas Toplantısında tanışmıştık. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, l recognise you. What can l do for you? | Evet, sizi tanıdım. Sizin için ne yapabilirim? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Are you really married? Yes. | Gerçekten evlendiniz mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Where's your wife? | Eşiniz nerede? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She has gone to her parents' house. | Ailesinin evine gitti. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why did you get married? Was it right to break so many hearts? | Neden evlendiniz? Bu kadar çok kalbi kırmak doğru mu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What can l do? l too regret my mistake. | Ne yapabilirim? Hatamın pişmanlığını yaşıyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Really! Yes. | Gerçekten mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm thinking of how to get out of this dilemma. How to get a divorce! | Bende bu durundan nasıI kurtulacağımı düşünüyordum, nasıI boşanabilirim diye. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Who's that? Whose voice is that? | O kimdi? Kimindi o ses? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Me! My name is Uma. l'm Mr.Subir's wife. | Benim! Adım Uma. Bay Subir'in eşiyim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What happened? Nothing, let me sleep. | Ne oldu? Yok bir şey, uyumak istiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Tell me, what happened? l said nothing!... | Söyle, ne oldu? Yok bir şey dedim! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... Let me sleep, it's almost morning. | Bırak uyuyayım, neredeyse sabah oldu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You were fine just a moment ago. What angered you so much now? | Az önce çok iyiydin. Şimdi niye bu kadar sinirlendin? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| This is what used to happen before l came, right? | Ben gelmeden önce de böyle oluyordu, değil mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Girls calling up so late in the night and you talking to them. | Kızlar gecenin köründe arıyor, sen de onlarla konuşuyordun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That was then, it won't happen now. | O, o zamandı, artık böyle şeyler olmayacak. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Really it won't happen now. Swear by me? | Gerçekten artık olmayacak. Benim üzerime yemin et? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes l do, but you have to agree to my condition too. | Tamam, ediyorum, ama sende benim şartımı kabul edeceksin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What's that? Listen. | Nedir? Dinle. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Everyday not more, just a hundred or two... | Her gün fazla değil, sadece yüz ya da iki... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Listen! l'll lower it to only ten. | Dinle! Sadece 10'a indiririm. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Uma, listen, hey! | Uma, dinle, hey! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Hey, wake up. | Hey, uyan. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Wake up. | Kalk hadi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Let me go, leave me. | Gitmeme izin ver, bırak. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Keep singing, it's such a nice tune. | Söylemeye devam et, melodi çok güzel. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How did you like the lyrics? | Peki sözleri beğendin mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lf the tune is good, the lyrics become good too. | Eğer melodi güzelse sözlerde gözel olur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What does the song mean? | Şarkı ne anlama geliyor? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Just what the lyrics say. What do the lyrics say? | Sözler neyi anlatıyorsa. Sözler ne anlatıyor? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't you get it? Listen. | Anlamadın mı? Dinle. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ln art, the hidden meaning conveys more than what's told. | Sanatta saklı sözler çok şey anlatır. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| This song is the song about our future. | Bu şarkı, geleceğimiz hakkında. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The song of becoming a fruit from a flower. | Şarkı meyvelerin yeşermesiyle başIıyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't you get it? Wait, l'll explain it. | Anlamadın mı? Dur, açıklayayım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You are my wife and l am your husband. | Sen benim karımsın ve ben de senin kocanım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You love me and l love you. 1 | Sen beni seviyorsun ben de seni. 1 | Abhimaan-1 | 1973 | |
| This love will ultimately result in a third person coming in our life. | Bu aşk üçüncü bir kişinin aramıza girmesiyle nihayete eriyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No. Why not? | Olmaz. Neden? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| There's nobody around. | Etrafta kimseler yok. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Mangla, check the pockets. | Mangla, ceplerini kontrol et. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Take this. | Bunları al. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Oh my! | Amanın! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Mangla, remove your hand. Why sir? | Mangla, indir elini. Neden efendim? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Remove it! | İndir! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Brother Vishnu. Yes sister. | Kardeş Vishnu. Buyur yenge. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Do you remember what is to be cooked today? | Bu gün ne pişireceğimizi hatırlıyor musun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, brinjals and bread of gram flour. | Evet, brinjals ve beyaz undan ekmek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Quite thick of course. | Oldukça kalın elbette. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What else? And... | Başka? Ve... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You've forgotten, right? Yes. | Unuttun değil mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And cucumber... Rolls! | Ve salatalık... ... Sarması! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Wake up, will you? | Kalkar mısın artık? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, what's it? Mr. Rao is here. | Evet, ne oldu? Bay Rao burada. | Abhimaan-1 | 1973 |