Search
English Turkish Sentence Translations Page 1960
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Who are you, my child? l'm my mother's son. | Sen de kimsin evladım? Annemin oğluyum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Mother's son! What is your father's name? | Annenin oğlu mu? Babanın adı nedir? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And what's your mother's name? | Annenin adı ne? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't touch me! Why not, my son? | Dokunma bana! Neden oğlum? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You tormented my mother. My mother died crying. | Sen anneme acı çektirdin. Annem ağlamaktan öldü. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What are you doing in the sun? Get ready soon, we've to go to the clinic | Güneşte ne yapıyorsun? Git hazırlan, kliniğe gideceğiz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You eat the sweet dish l've prepared for you while l get ready. | Senin için hazırladığım tatlıdan yemelisin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How many times did l tell you not to run around in this condition? | Kaç defa diyeceğim sana, bu durumdayken etrafta koşma. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Brother, where are you off to so early in the morning? | Kardeşim, bu kadar erken nereye gidiyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come sister, l was going to the market. | Gel kardeşim, pazara gidiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Give me the card of the clinic before you leave. | Gitmeden önce, bana kliniğin kartını ver. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why do you visit the clinic everyday? l hope there's no problem. | Neden her gün kliniği ziyaret ediyorsunuz? Umarım sorun yoktur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No brother, it's her first child, so one has to be a bit careful. | Yok kardeşim, bu ilk çocuğu o yüzden biraz daha dikkatli olmak gerekir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Go and get that card. | Hadi kartı getir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Uma, hurry up my child. | Uma, acele et kızım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| This what's called a sister's affection. | İşte buna kardeş sevgisi denir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You knew l'm hungry. Give it to me. | Aç olduğumu biliyordun. Ver onları bana. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Wow! Go and get another plate. | Git, bir tabak daha hazırla. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Leave this here. Give it to me. | Onları bırak, bana ver. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You are Aunt Durga, right? | Siz Durga Teyzesiniz, değil mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l bow to you. May God bless you. | Sizi selamlayayım. Tanrı kutsasın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Can you tell who l am? Beeru's friend, Chandru. | Benim kim olduğumu söyleyebilir misiniz? Beeru'nun arkadaşı, Chandru. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That's amazing. l bow to you once again. | İnanıImaz. Sizi bir kez daha selamlıyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| May God bless you. Brother, he's Beeru's friend Chandru. | Tanrı kutsasın. Kardeşim, bu Beeru'nun arkadaşı Chandru. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Babuji! May God bless you. | Babuji! Tanrı kutsasın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How's Subir? Very fine. | Subir nasıI? Çok iyi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Sister, where's Uma? Shall l get you anything else? | Kardeşim, Uma nerede? Başka bir şey getirmemi ister misiniz? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't worry about him. Get going to your work, l'll handle everything. | Endişelenme, sen işine bak. Herşeyle ilgilenirim ben. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Okay. l'll be back soon. | Peki, yakında dönerim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt seems he's going to the market. To get sweet dishes for me,isn't it? | Sanırım pazara gidiyor. Bana tatlı alacak, değil mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He's a saint so he knows what's on one's mind. | O bir aziz, aklımızdan geçenleri biliyor olmalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What arrangements have been made for my stay and food? | Benim için ne gibi hazırlıklar yaptınız? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l can stay anywhere, but the food should be good. | Her yerde kalabilirim ama yemekler iyi olmalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've one very bad habit. | Çok kötü bir huyum var. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l need a sweet dish after having something spicy. | Baharatlı yedikten sonra tatlıya ihtiyacım olur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Something spicy after a sweet dish and the process repeated again. | Baharatlı ardından tatlı ve döngü böyle devam eder. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Alright, everything will be arranged. | Tamam, her şey hazırlanacak. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But tell me, why did Subir not come? | Ama söyle bakalım, Subir neden gelmedi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Subir! He was packed and ready as soon as he heard the news. | Subir! Haberi alır almaz hazırlandı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l said what about the recording? He said to hell with the recording. | Kayıtlar ne olacak? dedim. O da kayıtlerın canı cehenneme dedi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l said, people will sue us and we'll have to pay millions as penalty. | Ben de dedim ki; insanlar bizi dava edecek, milyonlarca ceza ödiyeceğiz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l begged of him a lot that's when he agreed to stay, and l came here. | Binlerce kes yalvardım, o da kaldı. Yerine ben geldim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Uma, get ready and come to my house. We'll go to the clinic from there. | Uma, hazırlanınca benim evime gel. Kliniğe oradan gideriz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll send Parvati, send Chandru's luggage along with her. | Parvati'yi gönderirim, Chandru'nun eşyalarını onunla gönder. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He refused to come, isn't it? | Gelmeyi kabul etmedi, değil mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No Uma, l mean... | Hayır Uma, yani... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l understood that... | Anladım... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... when l saw you talking too much to try and amuse everyone. | ...insanları güldürmeye çalıştığın zaman fazla konuşuyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt's not that... | Öyle değil... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... You know very well how stubborn he can be. | Ne kadar inatçıdır bilirsin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l know everything. He'll never forgive me. | Her şeyi biliyorum. Beni asla affetmeyecek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Uma... Everything will be fine once the child is born. | Uma... Çocuk doğsun her şey düzelecektir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Everybody says the same thing. Once the child is born... | Herkes aynı şeyi söylüyor. "Çocuk bir doğsun... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... You'll get everything in this world. | ...dünyada istediğin her şey senin olur. " | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What happened doctor? Uma! | Ne oldu doktor? Uma! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, Uma is fine. But l'm sorry l couldn't save the child. | Uma'nın durumu iyi, ama ne yazık ki bebeği kurtaramadık. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'This is my third and final letter' | 'Bu üçüncü aynı zamanda son mektubum. ' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'l can't bear to see Uma's plight any more' | 'Uma'nın bu kötü durumuna daha fazla seyirci kalamam. ' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'She has become like a stone' | 'Taşa dönmüş gibi. ' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'l've repeatedly asked you to come here' | 'Defalarca buraya gelmeni istedim. ' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'Forget coming here, you haven't even replied to any of my letters' | 'Gelmeyi bırak mektuplarıma cevap bile vermedin. ' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Haven't you even sent a reply to any of Aunty's letters? | Teyzenin mektuplarına yanıt vermedin mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What can l say to her? There's only one answer. | Ona ne söyleyebilirim? Bunun tek bir yanıtı var. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Go to Uma immediately. | Derhal Uma'nın yanına git. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No Chandru, How can l face her? l won't be able to go there. | Hayır Chandru, yüzüne nasıI bakarım? Oraya gidemem. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Won't be able to go! Even after so much has happened. Aren't you human? | Gidemez misin? Bunca olan şeye rağmen mi, insan değil misin? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No... He isn't a human being anymore! | Hayır... O artık insan bile değil! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Can a human being behave in such a manner? | İnsan olan böyle davranır mı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Aunty! Your Aunty is no more! | Teyze! Artık teyzen değilim! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Aunty come inside. Freshen up a bit first. | Teyze gel, biraz dinlen önce. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, l won't even touch the water of this house. | Hayır, bu evin suyunu dahi istemem. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l just came to say that... | Bir zamanlar onunla ne kadar gurur duyuyorsam... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... as much as l was proud of him once, l'm ashamed of him as much now. | ...şimdi de bir o kadar utanıyorum. Buraya bunu söylemeye geldim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Can a human being stoop so low? Ask him to go and see... | Bir insan bu kadar alçalır mı? Söyle ona gitsin... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... the plight of such a delicate girl. | ...o hassas kızın halini görsün. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She'd better die rather then live like this. | Böyle yaşayacağına ölse daha iyi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've come to pray at the temple. | Tapınaktan geliyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| To ask God, to either cure her or take her to heaven. | Tanrıdan onu iyileştirmesini ya da cennetine almasını diledim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The cab is waiting outside. Will you please drop me? | Araba dışarıda bekliyor. Lütfen beni oraya götürür müsün? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes Aunty, come. | Tabi teyze, gel. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What do you keep on thinking all alone? | Tek başına ne düşünüyorsun böyle? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l don't like it. lt makes me very unhappy. | Hoşuma gitmedi. Bu durum beni çok üzüyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come and sit there. | Gel şuraya otur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come here, sit. | Buraya otur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Do you remember what l'd taught you about 'Rag Jaunpuri'? | 'Rag Jaunpuri' hakkında ne öğretmiştim hatırlıyor musun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Sing it once, will you? | Bir kez söyle, olur mu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Subir! You have come. l was just thinking about you. | Subir! Gelmişsin. Ben de tam seni düşünüyordum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| May God bless you. | Tanrı kutsasın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Everything will be fine. Now that you are here, everything will be fine | Her şey yoluna girecek. Artık buradasın, her şey düzelecek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Take a seat, l'll call her. | Sen otur, ben onu çağırırım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Subir is here! | Subir burada! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Go and sit with him. l'll go and get some sweets. | Sen git onunla görüş, ben tatlı getiririm. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Go soon. | Git hadi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How are you? | NasıIsın? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Are you fine? Yes. | İyi misin? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How are you? | Sen nasıIsın? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Take the suitcase inside. | Bavulu içeri götür. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Have you seen for yourself what her condition is? | Durumu kendi gözlerinle gördün. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've consulted all the doctors here. | Buradaki tüm doktorlara danıştım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Now take her to the city, and consult a good doctor. | Şimdi onu şehre götür ve iyi bir doktora göster. | Abhimaan-1 | 1973 |