Search
English Turkish Sentence Translations Page 1958
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| l mean, a friend too is human after all. | Kastettiğim, arkadaşta sonuçta insandır. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No... l... | Hayır... Ben... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Look here. l'll decide what l want to do, not you. Understood? | Bak. Ne yapacağıma ben karar veririm sen değil, anladın mı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm leaving. l've to go to the rehearsal with her. | Gidiyorum, onunla provaya katıImam gerek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You too have a recording in the afternoon. Don't forget it, be there. | Senin de öğleden sonra kaydın var. Orada ol, unutma. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll come there later. | Ben sonra sana katıIırım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, Chandru is not in. | Hayır, Chandru burada değil. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Subir here, what can l do for you? | Ben Subir, sizin için ne yapabilirim? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That's alright, but l've increased my fees. | Tamam ama ücretim arttı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Six thousand. | 6.000 | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That's it, whether you like it or not. | Beğenin ya da beğenmeyin, son fiyat bu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What can Chandru do about it? l've to sing, not him! | Chandru bu konuda ne yapabilir? Şarkıyı ben söylüyorum o değil! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Suit yourself. | Keyfiniz bilir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| So maestro, what does the tune sound like? | Üstad, bu nasıI bir melodi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Hear it once. No, it should be a hit that's all. | Bir dinle. Yok, hit olması yeterli. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've done my best with this song. | Bu şarkıda elimden gelenin en iyisini yaptım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll make people write letters from everywhere... | Şarkı hit olacak... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... and make it a hit, but it has to be good. | ...her yerden mektup yağacak, ama şarkı esaslı olmalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He's asking for six thousand! When did you call up? | 6.000 istedi! Ne zaman aradın onu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Just a while ago. ls it? | Biraz önce. Öyle mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What brings you here all of a sudden today? | Bu gün seni buraya hangi rüzgar attı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've come across two paths and cannot decide which one to choose. | İki yol arasında kaldım ve hangisini tercih edeceğimi bilemedim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| All of a sudden l woke up and found myself here. | Birden uyandım ve kendimi burada buldum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| So you were lost and came here. | Demek kayboldun ve buraya geldin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come inside. | İçeri gel. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, he left long ago. | Hayır, uzun süre önce çıktı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The same voice again. l'm fed up with it. Even music bores me now. | Yine aynı ses. Bıktım artık, müzik bile usandırdı beni. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What happened? | Ne oldu Subir? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Have you heard Uma sing? | Uma'yı dinlemedin mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes l have. She's one among millions. | Evet dinledim. Milyonlara değer. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She sings well, right? Yes, very well. | Güzel söylüyor değil mi? Evet, oldukça. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How's she? Very fine. | O nasıI? Çok iyi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, l don't know anything. Where can he be? | Hayır, hiçbir şey bilmiyorum. Nerede olabilir? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Look Subir, l'm your friend. l ask for nothing else but your friendship. | Bak Subir, ben arkadaşınım. ArkadaşIığımız hatrına soruyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Please tell me. | Lütfen anlat. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt's nothing Chitra. | Bir şey olduğu yok Chitra. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l only know that... | Tek bildiğim... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... at first l was single, and now l am all alone. | ...eskiden tek başımaydım, şimdiyse yalnızım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| All of us are alone. | Gerçekte tüm insanlar yalnızdır. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes Chitra, all of us are alone. | Evet Chitra, hepimiz bir başımızayız. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| We are to blame ourselves for this loneliness. | Kabahati kendimizde aramalıyız. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| We create it with our false pride and ego. | Sahte ego ve gururumuzla yalnızlığımızı biz yaratıyoruz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Now l like my loneliness. | Yalnızlık hoşuma gidiyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You like it! Yes. | Hoşuna mı gidiyor? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ln my loneliness, l feel that life is very beautiful. | Yalnızlığımla hayatın güzel olduğunu hissedebiliyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't you get a feeling sometimes that life is strange? | Bazen hayatın tuhaf olduğu hissine kapıImıyor musun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't drink anymore. l don't know what's wrong. | Artık içme, sorun nedir bilmiyorum, | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But endure whatever has happened. | ama ne yaşandıysa buna sabretmelisin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Endure! | Sabır! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You are talking like 'Chandramukhi' of the movie 'Devdas' | '*Devdas' filmindeki 'Chandramukhi' gibi konuşuyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm not the fool who drinks to endure. | Sabretmek için, içen aptallardan değilim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l drink to become unconscious. | Kendimden geçmek için içiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What happened? Nothing, Chitraji has said... | Ne oldu? Hiçbir şey, Chitraji dedi ki... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... that Mr.Subir's car will be sent tomorrow morning. | ...Bay Subir'un arabası yarın sabah gönderilecek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Vishnu... You may leave. | Vishnu... Gidebilirsin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why did you not come to the recording yesterday? | Neden dünkü kayda gelmedin? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l wasn't feeling well. | Kendimi iyi hissetmiyordum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Not feeling well! | Demek kendini iyi hissetmiyordun! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That's why you had to get drunk and unconscious at Chitra's house. | O yüzden Chitra'nın evinde sarhoş olup sızdın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You want to reach the sky all of a sudden. | Birden zirveye ulaşmaya çalışıyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Who's stupid enough to pay you six thousand rupees suddenly? | Hangi aptal sana birden altı bin rupi öder? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Six thousand or ten thousand it's my business understand! | Altı bin ya da on bin, bu benim işim anladın mı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Will l've to answer you for it? No need to answer me. | Sana hesap vermem gerek mi? Hayır, vermek zorunda değilsin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l know, what you are unable to comprehend. | Neyi çekemediğini anladım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You've read in the books that a man is superior to a woman, that's all! | Bir erkeğin bir kadına olan üstünlüğüne dair kitaplar okuyorsun, hepsi bu! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You couldn't bear to see her progress. | Onun ilerlemesini çekemiyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You are going beyond your limits! What limits? | Sınırı aştın! Hangi sınırı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Can't l understand it. You want 6000 because she receives 5000 | Bir türlü anlamıyorum. O 5000 aldı diye 6000 istedin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Stop that nonsense! Don't forget that this is my house. | Saçmalamayı kes! Burasının benim evim olduğunu unutma. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, l had completely forgotten... | Doğru, tamamen unutmuşum... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... that this is your house... | ...burası senin evin... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... thank you very much for reminding me. | ...bunu hatırlattığın için çok teşekkürler. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Where are you going? Nowhere. | Nereye gidiyorsun? Hiçbir yere. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Listen... What happened? | Dur... Ne oldu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Who's it? Subir. How are you? | Kiminle görüşüyorum? Subir. NasıIsın? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm fine. | İyiyim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've some good news for you. | Sana iyi haberlerim var. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Your wife has been honoured at our music festival. Tell her this. | Eşin müzik festivalimizi onurlandıracak, bunu ona ilet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, what else? Our programme... | Tamam, başka bir şey? Programımız... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... will be relayed on All lndia Radio. | ...bütün Hindistan radyolarında yayınlanacak. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll put you through a bit more trouble. | Senden küçük bir şey daha isteyeceğim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Please send one of her life sketch by tomorrow. | Yarın onun demolarından birini gönder, Iütfen. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You'll get it. Thank you. | Gönderirim. Teşekkür ederim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Listen. What's wrong with brother Chandru? | Kardeş Chandru'nun nesi var? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What happened? l don't know. lt seems somebody... | Ne olmuş? Bilmiyorum, sanki biri... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Did you say something to him? | Ona bir şey mi söyledin? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Then what happened? | O zaman ne oldu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Tell me, you must be aware. l said l don't know. | Biliyor olmalısın, söyle. Bilmiyorum dedim ya. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Vishnu, where's the master? He hasn't come yet. | Vishnu, efendin nerede? Daha gelmedi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll be back soon. | Yakında dönerim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Madam. | Hanımım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Someone is here to see you. Who's it? | Biri sizi görmek istiyor. Kim? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l don't know. l've never seen her before. | Tanımıyorum, daha önce görmedim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm sorry... You! | Affedersiniz... Siz! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've come to take him. | Onu götürmeye geldim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How did you come to know that Subir is here? | Subir'in burada olduğunu nerden bildiniz? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l know. | Anladım işte. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why did you take the trouble of coming here? | Buraya gelerek neden zahmet ettiniz? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| A phone call would have sufficed. l would have sent him. | Telefon etseydiniz, onu gönderirdim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He seems quite sad nowadays. | Bu günlerde çok üzgün görünüyor. | Abhimaan-1 | 1973 |