Search
English Turkish Sentence Translations Page 2023
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Listen, I have homeroom in about five minutes. | Dinle, 5 dakika içinde dersim başlıyor. Dinle, 5 dakika içinde dersim başlıyor. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Are we about done? | Konuşmayı bitirdik mi? Konuşmayı bitirdik mi? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What is it with this attitude, Kyle? I'm trying to help you. | Nedir bu tavrın, Kyle? Sana yardım etmeye çalışıyorum. Nedir bu tavrın, Kyle? Sana yardım etmeye çalışıyorum. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I'm just worried about homeroom. Okay? | Sadece dersim için endişeleniyorum. Tamam mı? Sadece dersim için endişeleniyorum. Tamam mı? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| All right. You keep it up, | Tamam. Böyle devam et, Tamam. Böyle devam et, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| and you'll have a hell of a lot more to worry about than just homeroom. | ...ve derslerinden daha fazla dertlerin olsun. ...ve derslerinden daha fazla dertlerin olsun. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Go on. Get out of here. | Hadi, git buradan. Hadi, git buradan. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| By the way, coach, | Bu arada koç, Bu arada koç, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I decided to run with another team in the shoot out. | ...turnuvada başka bir takım için oynamaya karar verdim. ...turnuvada başka bir takım için oynamaya karar verdim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Red! Blue! | Kırmızı! Mavi! Kırmızı! Mavi! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| On the ball! | Dikkatinizi topa verin! Dikkatinizi topa verin! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Hustle back! Hustle back! | Çabuk dön! Çabuk dön! Çabuk dön! Çabuk dön! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Easy. Nice and soft. | Yumuşak ve hafifçe. Yumuşak ve hafifçe. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Come on, baby. Hustle. Hustle. | Hadi, bebek. Çabuk, çabuk. Hadi, bebek. Çabuk, çabuk. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Come on, come on, come on. | Hadi, hadi, hadi. Hadi, hadi, hadi. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Get down. Get down. Get down. Get down. | Gel geri, gel geri. Ver pasını, ver pasını. Gel geri, gel geri. Ver pasını, ver pasını. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Move it! | Hareketlen. Hareketlen. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Soft. Easy. | Yumuşak ve hafifçe. Yumuşak ve hafifçe. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Nice. Touch it! | Güzel, Dokun ona! Güzel, Dokun ona! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Come on! There we go. | Hadi. İşte oldu. Hadi. İşte oldu. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Go! | Gel! Gel! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Come on! | Gel hadi! Gel hadi! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Finally made it back for the old lady's birthday, huh? | Yaşlı kadının doğum günü için geldin sonunda, değil mi? Yaşlı kadının doğum günü için geldin sonunda, değil mi? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| How long you been home? A couple weeks. | Eve döneli ne kadar oldu? Bir iki hafta. Eve döneli ne kadar oldu? Bir iki hafta. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Why didn't you call me, man? | Neden beni aramadın, adamım? Neden beni aramadın, adamım? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I knew you'd be back. | Geri döneceğini biliyordum. Geri döneceğini biliyordum. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I knew you would. | Biliyordum. Biliyordum. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Your little brother done came up, man. | Küçük kardeşin büyüdü, adamım. Küçük kardeşin büyüdü, adamım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Really? Hell, yeah. | Gerçekten mi? Tabii ki. Gerçekten mi? Tabii ki. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I mean, shit got bad. Real bad. | Yani, işler kötü gitti. Gerçekten kötü. Yani, işler kötü gitti. Gerçekten kötü. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Be up in that damn bodega with mama food stamps, | Annemle birlikte yemek yardımı almaya gittik, Annemle birlikte yemek yardımı almaya gittik, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| and motherfuckers be laughing at me. | ...ve pislik herifler bana güldü. ...ve pislik herifler bana güldü. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Can you believe that? They was laughing at me. | Buna inanabiliyor musun? Bana gülüyorlardı. Buna inanabiliyor musun? Bana gülüyorlardı. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We had no lights, no electricity, no food. | Işığımız yoktu, elektriğimiz yoktu, yiyeceğimiz yoktu. Işığımız yoktu, elektriğimiz yoktu, yiyeceğimiz yoktu. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We wrapped up in our coats | Koca kışı sobanın karşısında montlarımızın içine kıvrılarak geçirdik. Koca kışı sobanın karşısında montlarımızın içine kıvrılarak geçirdik. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Mama with that sad ass look on her face | Annemiz üzgün bir ifadeyle... Annemiz üzgün bir ifadeyle... | Above the Rim-1 | 1994 | |
| talking about, "Oh, Shep. Oh, Shep." | ...devamlı bir şekilde, "Oh, Shep. Oh, Shep." diyordu. ...devamlı bir şekilde, "Oh, Shep. Oh, Shep." diyordu. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| She actually believed you was coming back | Senin geri dönüp bizi kurtaracağına inanıyordu. Senin geri dönüp bizi kurtaracağına inanıyordu. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| It's all right, though. I handled shit. | Yine de önemli değil. Ben işleri hallettim. Yine de önemli değil. Ben işleri hallettim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We got a split level duplex, | 2 katlı evimiz var, 2 katlı evimiz var, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| big screen TV, marble floors. | ...büyük ekran TV, yerler mermer kaplı. ...büyük ekran TV, yerler mermer kaplı. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Mama ain't have to work. | Annemiz çalışmak zorunda kalmadı. Annemiz çalışmak zorunda kalmadı. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| She seen more money in her life than she ever had. | Hayatında görmediği kadar çok parayı gördü. Hayatında görmediği kadar çok parayı gördü. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| And I did that. I brought that back. | Ve bunları ben yaptım. Ben geri kazandım. Ve bunları ben yaptım. Ben geri kazandım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| With us side by side, together as brothers, | İki kardeş omuz omuza verirsek, İki kardeş omuz omuza verirsek, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| can't nothing stop us. Nothing. | ...hiçbir şey bizi durduramaz. Hiçbir şey. ...hiçbir şey bizi durduramaz. Hiçbir şey. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You think I came back here to work for you? | Buraya senin için çalışmaya geldiğimi mi düşünüyorsun? Buraya senin için çalışmaya geldiğimi mi düşünüyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Come on, man. We brothers. | Hadi ama, adamım. Biz kardeşiz. Hadi ama, adamım. Biz kardeşiz. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Wouldn't have you working for me. | Benim için çalışmayacaksın. Benim için çalışmayacaksın. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We'd be partners. | Biz ortağız. Biz ortağız. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What, selling that shit? Are you that dumb? | Toz mu satıyorsun? O kadar aptal mısın? Toz mu satıyorsun? O kadar aptal mısın? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Who the fuck you think you're talking to, man? | Kim bu konuşan, adamım? Kim bu konuşan, adamım? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| This ain't Nutso. | Ben Nutso değilim. Ben Nutso değilim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| This ain't that dopehead on the roof taking orders from you. | Tavan arasında senden emir alan keş değilim ben. Tavan arasında senden emir alan keş değilim ben. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| This ain't your same little brother following behind you. | Senin peşinde dolaşan küçük kardeşin de değilim. Senin peşinde dolaşan küçük kardeşin de değilim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You ain't the motherfuckin' man no more. | Sen hiçbir şey değilsin artık, adamım. Sen hiçbir şey değilsin artık, adamım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I'm the one! | Ben tekim! Ben tekim! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Shit has changed! | Dandik adam değişti. Dandik adam değişti. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| It's a new day, bro. | Yeni bir gün, kardeş. Yeni bir gün, kardeş. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| If you can't clean up your act, | Davranışlarını düzeltemezsen, Davranışlarını düzeltemezsen, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I suggest you raise the fuck up and get the hell out of Dodge... | ...sana tavsiyem, ayağa kalk ve Dodge'u terk et... ...sana tavsiyem, ayağa kalk ve Dodge'u terk et... | Above the Rim-1 | 1994 | |
| or get caught up. | ...veya bir şeylere tutun. ...veya bir şeylere tutun. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Anything else? | Başka bir şey? Başka bir şey? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Nothing. | Hayır. Hayır. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You sure? | Emin misin? Emin misin? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You know what I think? | Ne düşünüyorum biliyor musun? Ne düşünüyorum biliyor musun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I think there's something pitiful about a good looking man like you | Senin gibi acınacak halde iyi görünümlü adamlar... Senin gibi acınacak halde iyi görünümlü adamlar... | Above the Rim-1 | 1994 | |
| coming in every day by yourself, ordering the same food, | ...tek başlarına, her gün buraya gelirler, ...tek başlarına, her gün buraya gelirler, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| never smiling, never talking, | ...hiç gülümsemezler, hiç konuşmazlar, ...hiç gülümsemezler, hiç konuşmazlar, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| never doing nothing except eating and then leaving. | ...yemekten başka bir şey yapmazlar ve sonrada giderler. ...yemekten başka bir şey yapmazlar ve sonrada giderler. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I think you need someone to make you a good home cooked meal | Sena iyi bir ev yemeği yapan ve... Sena iyi bir ev yemeği yapan ve... | Above the Rim-1 | 1994 | |
| and make you smile. | ...seni gülümsetecek birine ihtiyacın var. ...seni gülümsetecek birine ihtiyacın var. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Ain't you gonna say something? | Hiçbir şey söylemeyecek misin? Hiçbir şey söylemeyecek misin? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Why don't you get me some more water? | Neden bana biraz daha su getirmiyorsun? Neden bana biraz daha su getirmiyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Water. | Su. Su. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Are you done? | Bitirdin mi? Bitirdin mi? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Excuse me. Are you finished? | Pardon. Bitirdin mi? Pardon. Bitirdin mi? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I was just asking if you were done. There are no tables. | Ben sadece bitirdiysen diye soruyordum. Hiç boş masa yok. Ben sadece bitirdiysen diye soruyordum. Hiç boş masa yok. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I'm sorry. I am. | Özür dilerim. Özür dilerim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Maybe you should ease up on the coffee. Right. | Belki kahveyi dikkatli içmelisin. Haklısın. Belki kahveyi dikkatli içmelisin. Haklısın. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We met last night. | Dün gece tanışmıştık. Dün gece tanışmıştık. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I'm Mailika Watson. | Ben Mailika Watson. Ben Mailika Watson. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Tommy Sheppard. | Tommy Sheppard. Tommy Sheppard. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Don't waste your time, sis. | Vaktini boşa harcama, kardeşim. Vaktini boşa harcama, kardeşim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| It may look sweet, but it's gone sour. | Tatlı görünebilir, ama ekşiyor. Tatlı görünebilir, ama ekşiyor. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You have this effect on everybody? | Herkeste bu etkiyi mi bırakırsın? Herkeste bu etkiyi mi bırakırsın? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I hope not. | Umarım öyle değildir. Umarım öyle değildir. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I guess I'll see you around. | Sanırım tekrar görüşeceğiz. Sanırım tekrar görüşeceğiz. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I guess. | Sanırım. Sanırım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Bye. | Güle güle. Güle güle. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Look a here. | Şuna da bak. Şuna da bak. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Got rid of those nut huggers, huh? | Utancından kaçmıyorsun, değil mi? Utancından kaçmıyorsun, değil mi? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Where are you coming from, Bible study? | Nereden geliyorsun, İncil çalışmasından mı? Nereden geliyorsun, İncil çalışmasından mı? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| That new guard is a trip. | Yeni güvenlik tam bir ezik. Yeni güvenlik tam bir ezik. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Seems nice to me. | Bana hoş göründü. Bana hoş göründü. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What do you mean by that? | Bu da ne demek? Bu da ne demek? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Exactly what I said. | Söylediğim gibi. Söylediğim gibi. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We've got to order. I'm on my shift. | Çabucak siparişimizi vermeliyiz. İşe dönmeliyim. Çabucak siparişimizi vermeliyiz. İşe dönmeliyim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We were going to the movies. | Sinemaya gidecektik. Sinemaya gidecektik. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I'm sorry, but you'll have to go by yourself. | Özür dilerim, ama tek başına gitmek zorundasın. Özür dilerim, ama tek başına gitmek zorundasın. | Above the Rim-1 | 1994 |