Search
English Turkish Sentence Translations Page 2169
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| and and then in the '20s and '30s and '40s... | Sonrasında 20'lerde, 30'larda ve 40'larda... | Adam-1 | 2009 | |
| it presented the work of writers such as F. Scott Fitzgerald... | ...F. Scott Fitzgerald, John Dos Passos ve Eugene O'Neill gibi yazarların... | Adam-1 | 2009 | |
| John Dos Passos, Eugene O'Neill. | ...oyunları sahnelenmiş. | Adam-1 | 2009 | |
| I used to bone up on conversation topics, too, when I had a date. | Flört ettiğim zamanlarda ben de dersime çalışıp gelirdim. | Adam-1 | 2009 | |
| Marty! Ask Becky. | Marty! Becky'ye sorabilirsin. | Adam-1 | 2009 | |
| From 1 951 to 1 953, uh... | 1951'den 1953'e kadar... | Adam-1 | 2009 | |
| Julian Beck and Judith Malina's Living Theatre was based here. | ...Julian Beck ve Judith Malina Living Theatre topluluğu burada kurulmuş. | Adam-1 | 2009 | |
| Oh, oh! In 1 952,Judith Malina chased a fire marshal down the street... | 1952'de Judith Malina, Ubu Roi eseri için... | Adam-1 | 2009 | |
| with a spear from her production of Ubu Roi. | ...bir itfaiyeciyi elinde mızrakla caddenin sonuna kadar kovalamış. | Adam-1 | 2009 | |
| Um, Endgame, by Samuel Beckett, had its American premiere here in 1 957... | Samuel Beckett'in Endgame'inin Amerika prömiyeri 1957'de burada yapılmış. | Adam-1 | 2009 | |
| followed by other new works such as Happy Days, also by Beckett, in 1 962... | Daha sonra 1962 yılında Beckett'ın Happy Days,... | Adam-1 | 2009 | |
| Dutchman, in 1 964, by LeRoiJones... | ...1964'te LeRoiJones'un Dutchman prömiyerleri burada yapılmış. | Adam-1 | 2009 | |
| The Happyjourney to Trenton and Camden by Thornton Wilder in 1 96– | Thornton Wilder'ın Trenton and Camden eseri de 196 | Adam-1 | 2009 | |
| B But that– that's enough about the Cherry Lane Theatre. | Neyse, Cherry Lane Tiyatrosu'yla ilgili bu kadar bilgi yeter. | Adam-1 | 2009 | |
| Wh What about the '7 0s? | Ya 70'ler? | Adam-1 | 2009 | |
| Well, in 1 97 1, Godspell opened and then in 1 97– Adam, Daddy's joking. | 1971'de Godspell açılış yapmış ve Adam, babam dalga geçiyor. | Adam-1 | 2009 | |
| I'm sorry. No, no. | Özür dilerim. Dileme. | Adam-1 | 2009 | |
| History is always very interesting. | Tarih hep ilgi çekici olmuştur. | Adam-1 | 2009 | |
| [ Man ] Ladies and gentlemen, please take your seats. Come on. In we go. | Bayanlar ve baylar, yerlerinizi alın. Hadi girelim. | Adam-1 | 2009 | |
| Shall we? | Bana eşlik eder misin? | Adam-1 | 2009 | |
| [ Marty ] Oh, they're dying to go to trial and get their pictures in the paper. | Dava açsınlar da gazetelerde görünsünler diye can atıyorlar. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, it's–it's written all over them. | İlla isimleri manşetleri süsleyecek. | Adam-1 | 2009 | |
| What does Mr. Beranbaum say? He's a lawyer. He's paid to worry. | Bay Beranbaum ne diyor bu işe? Adam avukat. Ciddiye alsın diye para alıyor. | Adam-1 | 2009 | |
| Bottom line, if the feds push this all the way to trial, we settle. | Sonuçta FBI olayı mahkemeye kadar sürüklerse anlaşma sağlarız. | Adam-1 | 2009 | |
| Right? He— He's sure they'll settle. | Değil mi? Anlaşma sağlanacağından emin. | Adam-1 | 2009 | |
| That's why you don't have to be there. | O yüzden de gelmenize gerek yok. | Adam-1 | 2009 | |
| You said it would help if we showed our support. You had to tell her that. | Desteğimizi göstermemiz iyi olurdu hani? Söylemek zorunda mıydın ona? | Adam-1 | 2009 | |
| Your father's right. You have work. | Baban haklı. İşin gücün var. | Adam-1 | 2009 | |
| Mom, I'm covered at work. I'm coming. I need to be there for you. | Anne, yerime bakacaklar. Ben de geliyorum. Yanınızda olmalıyım. Ben de bu hataları biraz daha iyi görünsün diye... | Adam-1 | 2009 | |
| What are you accused of, Mr. Buchwald? | Tam olarak ne ile suçlanıyorsunuz, Bay Buchwald? | Adam-1 | 2009 | |
| I'm accused of trying to help a friend. That's what I'm accused of. | Bir arkadaşıma yardım etmekten. Suçlandığım konu bu. | Adam-1 | 2009 | |
| Beth's Uncle Eric– Eric Cooper. | Beth'in amcası Eric Cooper. | Adam-1 | 2009 | |
| made his daughter,Jennifer, C.F.O. of his company. But she's qualified, right? | Kızı Jennifer'ı şirketinin finans müdürü yaptı. Vasıflı değil mi o? | Adam-1 | 2009 | |
| I mean, she went to Wharton. Yes. She's qualified. | Wharton'a gitmiş sonuçta. Vasıflı tabii. | Adam-1 | 2009 | |
| Uncle Eric's not really my uncle. | Eric Amca, gerçek amcam değil bu arada. | Adam-1 | 2009 | |
| He's an old friend of Daddy's, and jennifer is his daughter. | Babamın eski arkadaşıdır. Jennifer da onun kızı. | Adam-1 | 2009 | |
| She's young. She made a few mistakes. | Kız daha genç. Bazı hatalar yapmış. | Adam-1 | 2009 | |
| I carried them over from one year to the next... | Ben de bu hataları biraz daha iyi görünsün diye... | Adam-1 | 2009 | |
| made her look a little better, even to her own father. | ...kendi babası da dahil olmak üzere yıllardır insanlardan saklıyordum. | Adam-1 | 2009 | |
| It wasn't even a hard call to make, but now they all think they've uncovered Enron. | Zor bir karar değildi ama şimdi hepsi Enron'ın kirli çamaşırlarını ortaya çıkarttıklarını sanıyor. | Adam-1 | 2009 | |
| Could you go to jail? Adam! | Hapse girme ihtimaliniz var mı? Adam! | Adam-1 | 2009 | |
| No. I'm glad you asked. | Kızma. İyi ki sordun. | Adam-1 | 2009 | |
| Bethy, I'm not going anywhere. | Bethy, öyle bir ihtimal yok. | Adam-1 | 2009 | |
| Any more questions, Mr. Prosecutor? | Başka sorunuz var mı, Bay Davacı? | Adam-1 | 2009 | |
| Uh, no. | Yok. | Adam-1 | 2009 | |
| See? He fits right in. | Gördün mü? Uyum sağlamaya başladı. | Adam-1 | 2009 | |
| [ Beth ] You put him on the spot, confronted him, pushed him. | Rencide edip, damarına bastın! | Adam-1 | 2009 | |
| Well, I– I didn't understand what he was saying. | Söylediklerini anlamamıştım. | Adam-1 | 2009 | |
| Maybe that's not his fault. Monday he goes on trial, in case you didn't get that. | Kabahat onda değildir belki de! Anlamadıysan söyleyeyim. Pazartesi duruşması var! | Adam-1 | 2009 | |
| You don't talk about going to jail! | Hapse girmekten bahsedemezsin öyle! | Adam-1 | 2009 | |
| It seemed like the important thing. The important thing? | Önemli bir mevzu gibiydi. Önemli mi? | Adam-1 | 2009 | |
| All of a sudden you know what's important? | Bir anda neyin önemli olup olmadığına karar verecek konuma mı geldin? | Adam-1 | 2009 | |
| You can't say two words on how you feel about anything... | Hislerini anlatacak iki kelime dahi edemeyen sen... | Adam-1 | 2009 | |
| but you know what's important to my family. | ...ailem için neyin önemli olup olmadığını biliyorsun demek! | Adam-1 | 2009 | |
| I I I do– You know, my father's not some criminal, okay? | Babam suçlu değil, tamam mı?! | Adam-1 | 2009 | |
| Oh, okay. Just forget it! | Tamam. Boş ver ya! | Adam-1 | 2009 | |
| Beth? I'm going home! And please don't follow me! | Beth? Eve gidiyorum! Peşimden gelme! | Adam-1 | 2009 | |
| It's some chocolate. | Çikolata getirdim. | Adam-1 | 2009 | |
| I'm not Forrest Gump, you know. | Forrest Gump değilim ben, biliyorsun değil mi? | Adam-1 | 2009 | |
| Of course not. I didn't me– | Herhâlde yani. Şey... | Adam-1 | 2009 | |
| Was that a joke? Are you joking? Well, I can joke. | Şaka mı yaptın sen? Ben de şaka yapabilirim. | Adam-1 | 2009 | |
| I took it out on you. I'm just–just scared for my father. | Hıncımı senden çıkardım. Babam için endişeleniyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| You can apologize too, you know. | Sen de özür dileyebilirsin. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, you said it was your fault. | Hatanı kabul ettin ama. | Adam-1 | 2009 | |
| I got an interview. | Mülakata çağırıldım. | Adam-1 | 2009 | |
| You did? | Hadi ya? | Adam-1 | 2009 | |
| Halloran Industries, research and engineering... | Halloran İşletmecilik. Uzay iletişimi ve keşifleri üzerine... | Adam-1 | 2009 | |
| for space communication and exploration. | ...araştırma ve mühendislik. | Adam-1 | 2009 | |
| Adam, that's– that's perfect! | Adam, harika! | Adam-1 | 2009 | |
| Break out the chocolate. Let's go get some champagne. | Çikolatayı açma. Şampanya açarız. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, no, it's just an interview. | Gerek yok. Alt tarafı bir mülakat. | Adam-1 | 2009 | |
| There's a saying in my family: It's never too early to drink the champagne. | Ailemin de dediği gibi: "Şampanya içmenin erkeni olmaz!" | Adam-1 | 2009 | |
| You'd be good at this job, right? | Bu iş senin için harika olur, değil mi? | Adam-1 | 2009 | |
| So all you gotta do is let 'em know it. | Tek yapman gereken sadece bunun farkına varmalarını sağlamak. | Adam-1 | 2009 | |
| That's all? That's impossible. | "Sadece" mi? İmkânsız bir şey bu. | Adam-1 | 2009 | |
| When is it? | Ne zaman? | Adam-1 | 2009 | |
| It– February 3– 1 7 days. | 3 Şubat. 17 gün var. | Adam-1 | 2009 | |
| Right. So that's how long you got. | Peki. 17 günün var demek. | Adam-1 | 2009 | |
| You gotta learn it during the day, and then I'll help you at night. | Gündüzleri kendin çalışırsın, geceleri de ben yardım ederim. | Adam-1 | 2009 | |
| They'll think I'm a freak. | Delinin teki olduğumu düşünecekler. | Adam-1 | 2009 | |
| Fine. Whatever you say. | Peki. Sen nasıl dersen öyle olsun. | Adam-1 | 2009 | |
| Come on. [ Chuckling ] | Hadi. | Adam-1 | 2009 | |
| [ Adam ] In most interview situations... | Çoğu mülakatta... | Adam-1 | 2009 | |
| the greeting is done in the standing position. | ...selamlama faslı ayakta yapılır. | Adam-1 | 2009 | |
| Simple greeting. 'Hello. Nice to meet you. ' | Basit selamlama: "Merhaba. Memnun oldum." | Adam-1 | 2009 | |
| Basic greeting. 'Hello. My name is jason. | Temel selamlama: "Merhaba. Ben Jason. | Adam-1 | 2009 | |
| Nice to meet you. ' | "Memnun oldum." | Adam-1 | 2009 | |
| [judge ] Mr. Buchwald, how do you plead? | Bay Buchwald, savunmanız? | Adam-1 | 2009 | |
| Not guilty, Your Honor. | Suçsuzum, Sayın Yargıç. | Adam-1 | 2009 | |
| [ Adam ] Involved greeting. | Ayrıntılı selamlama: | Adam-1 | 2009 | |
| 'Hello. You must be Ms. Austen. My name is jason. Nice to meet you. ' | "Merhaba. Siz Bayan Austen olmalısınız. Ben Jason. Memnun oldum." | Adam-1 | 2009 | |
| [ Beth ] Mr. Raki? | Bay Raki? | Adam-1 | 2009 | |
| I'm Elizabeth Buchwald. | Ben Elizabeth Buchwald. | Adam-1 | 2009 | |
| I'll be interviewing you for the job we discussed over the phone. | Telefonda görüştüğümüz iş imkânı için mülakatı ben gerçekleştireceğim. | Adam-1 | 2009 | |
| Phone? Nice to meet you? | Telefon mu? "Memnun oldum"? | Adam-1 | 2009 | |
| Oh, right, right. | Tamam. | Adam-1 | 2009 | |
| Eyes. Please, step into my office. | Gözler! Ofisime geçelim. | Adam-1 | 2009 | |
| [ Adam ] Make it a goal of your interview... | Mülakat sırasında mutlaka... | Adam-1 | 2009 | |
| to mention each of your strengths at least once. | ...güçlü yanlarınızdan en az bir kez bahsedin. | Adam-1 | 2009 | |
| The items, uh, listed as assets are really expenses... | Bilançodaki giderler... | Adam-1 | 2009 |