Search
English Turkish Sentence Translations Page 2550
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Leave that to me. | Orasını bana bırak. Son bir not daha var. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
"Avoid touching the core to the containment ring. | "Pimi çekmemeye dikkat edin. Pimi çekmenin sonucu..." | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Death? | Ölüm mü olur? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I was going to say "core overload," | "Aşırı güç" diyecektim... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Edwin, I'm home! | Edwin, ben geldim! Bir dakika Anna! | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
If that will be all? | Bu kadar mı? Bay Jarvis, bu işin... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
that this job will have certain after hours requirements? | ...mesai saatleriyle kısıtlı kalamayacağını biliyorsunuz. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
So does my wife, Miss Carter. | Karım da öyle Bayan Carter. İyi geceler. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You boys got a warrant, | İzniniz var mı yoksa sosyalleşmeye mi geldiniz? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You don't mind if we take a look around, do you? | Etrafı biraz kurcalamamızın sakıncası yok, değil mi? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Fancy a dance? | Dans etmek ister misiniz? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Uh, so glad you changed your mind. | Fikrinizi değiştirmenize sevindim. Ne diyebilirim? Her kadının hakkı bu. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, no. | Hayır, hayır, hayır. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Hey, now. | Bak dostum, biliyorum anlaşma yapmıştık ama sarışın kadın aldı buradan. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I can fix this. | Hallederim bu meseleyi. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Dip me. What? | Yatır beni. Ne? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Thanks, doll. We should try it again sometime. | Teşekkürler ahmak. Bir ara tekrar yapalım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Maybe we shouldn't have spent all that time | Belki de üstümüzü değiştirmek için o kadar vakit harcamamalıydık. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Seal the damn exits. | Çıkışları kapatın. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
They sent me home... Fever. | Eve yolladılar beni... Ateşten. Ne zaman döneceğini bilemedim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I can take the chair. | Sandalyeye oturabilirim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
No, don't even think about it. | Aklının ucundan bile geçmesin. Sana çay yapayım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Wow. | Vay canına. Peg, çok şık görünüyorsun. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Wait. Were you out out? | Bekle biraz. Bir yere mi çıktın yoksa? Sayılır. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, Peg, I'm... I'm really proud of you. | Peg... Seninle gurur duyuyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I knew you were too great a catch | Senin bana kalmayacak kadar değerli biri olduğunu biliyordum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I want you to tell me all about it... | Tüm detayları istiyorum... Sabah tabii. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Colleen? | Colleen? Her şey yolunda mı? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Colleen? | Colleen? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry to appear callous, | Şefkatsiz gibi göründüğüm için kusura bakma ama seni bunun sayesinde bulamazlar, değil mi? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
My name wasn't on the lease. | Kira kontratında ismim yoktu. Onun dışında beni bilen yoktu... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Did she have any family? | Ailesi var mıydı? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
She lost a brother at guadalcanal. | Abisini Guadalcanal'da kaybetmiş. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'd only known her a few months. | Onu birkaç aydır tanıyordum sadece. Kalacak bir yere ihtiyacı vardı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I didn't know anyone in... | Kimseyi tanımıyordu da... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I seem to have a habit of losing people closest to me. | Bana yakın olan insanları kaybetmek gibi bir huyum var sanırım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Perhaps "losing" is too nice a word. | Belki de "kaybetmek." fazla iyimser oldu. Onları öldürtüyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Miss Carter. | Bayan Carter. Howard yanıma geldiğinde onu gördüğüm için çok mutlu olmuştum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'd been wallowing in it since the war, | Savaştan beri orada burada takılıyor... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
wondering why no one would give Agent Peggy Carter a shot. | ...neden kimsenin Ajan Carter'a bir fırsat vermediğini merak ediyordum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
So I grabbed the chance. | Ben de bulduğum ilk fırsatı değerlendirdim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
But I mucked it up. | Yüzüme gözüme bulaştırdım ama. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
And now Colleen is dead... | Şimdi de Colleen öldü... Hem de benim yüzümden. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Miss Carter, I've read your war record. | Bayan Carter, senin savaş kayıtlarını gözden geçirdim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You are a credit to your profession. | İşinde oldukça iyisin. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
If the men in your office can't see that, | Senin ofisindekiler bunu göremiyorsa bir bok bildikleri yok demektir. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
But was it worth it? | Buna değer miydi ama? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I don't think we'll know that until the job is truly done. | Yapmaya çalıştığımız şey tam olarak bitmeden bilemeyeceğiz bunu. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Where does your wife think you are right now? | Eşin şu anda ne yaptığını sanıyor? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
One of Mr. Stark's more... amorous admirers | Bay Stark'ın biraz daha tutkulu hayranlarından biri... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
has refused to vacate his penthouse. | ...onun çatı katını terk etmemekte direniyor. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I am presently supervising her extraction. | Ben de an itibariyle onun çıkmasını sağlamaktayım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I imagine that's quite believable. | Eminim oldukça inandırıcıdır. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You have no idea. | Tahmin bile edemezsin. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
We need to know where this came from. | Bunun nereden geldiğini bulmamız gerek. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
But I can't exactly walk it into the ssr headquarters. | SSR merkezine öylece giremem de. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I may know a gentleman. | Birini tanıyor olabilirim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Dr. Vanko, what do we have here? | Dr. Vanko, bu nedir tam olarak? Lanton karbon alışım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Rather clever. I might add, rather unstable. | Akıllıca da ama biraz dengesiz. Kısacası uzaydan gelmesine imkân yok. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Well, before the war, | Savaştan önce böyle bir şeyi yapacak kadar güçlü sadece üç tane refineri vardı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
The Navy tore down Franklin Chemical, | Donanma Franklin Kimya'yı yıktı... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
and Eaglestar converted to Diesel, | ...Eaglestar da Diesel'i kendine aldı... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
so that only leaves... | ...böylece geriye sadece Roxxon kaldı. Aynen. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
This has to be 200 acres. | 80 hektar olmalı bu. Aramak haftaları alacak. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Dr. Vanko, please tell me that isn't still, um... | Dr. Vanko, lütfen bunun hâlâ buharlaşabileceğini söylemeyin bana. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, volatile... No, no. | Buharlaşmak mı? Yok canım. Aktif? Hem de nasıl. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
The nitramene still emits low levels of vita radiation. | Nitramin hâlâ düşük düzeyde yaşam radyasyonu yayıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Vita rays? | Yaşam Radyasyonu mu dedin? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, we occasionally use them in our experiments | Aynen, biz de ara sıra onu deneylerimizde kullanırız... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
to stabilize the... | ...şeyi dengelemek için Ne işe yaradığını biliyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'm gonna need a rain check on that dance. | Seninle yapacağımız dansı bir süreliğine ertelememiz gerek. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Don't you dare be late. | Sakın geç kalayım deme. Sen orada ol yeter. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
We'll have the band play something slow. | Orkestraya söyleriz, yavaş bir şeyler çalarlar. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'd hate to step on your... | Ayağına basmayı hiç isteme | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Steve? | Steve? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Steve... | Steve? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I still haven't quite got the hang of... | Demek hâlâ onu böyle anıyor Sorun değil. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I can assure you, I don't do this often. | Seni temin ederim ki bunu sık sık yapmam. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You know, after I got hit... | Biliyor musun, vurulduktan sonra... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
At the field hospital, the chaplain asked me | Sahra hastanesinde, doktor bana en kötüsü olma ihtimaline karşın... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
should, you know, the worst happen. | ...eşyalarımı gönderebileceği birileri var mı diye sormuştu. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I told him I didn't think my dad had much use | Ben de ona babamın birkaç yeşil çorapla eski bir kitabın... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
for two pairs of green socks and an old paperback. | ...onun pek işine yaramayacağımı söylemiştim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Let him remember my life, you know? | Ona beni hatırlatması için, anlıyor musun? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
'Course, I didn't die, which was inconvenient, | Tabii ondan sonra ben ölmedim de ki külfetli oldu... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
because the chaplain had already trashed my footlocker. | ...zira doktor sandığımı çoktan atmıştı bile. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Still missing half my stuff. | Hâlâ eşyalarımın yarısını bulamadım. Özellikle bacağımı hiçbir yerde bulamıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Well armed for a mothball facility, | Bir naftalin fabrikasına göre sanki fazla güvenliği var, ne dersin? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Keep your eyes open. | Gözlerini açık tut. Seninle geliyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Mr. Jarvis, that cook with the spoons... | Bay Jarvis, şu bahsettiğiniz kaşık kullanan ahçı... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Was she a large woman? Violent? | ...iri bir kadın mıydı? Hiddetli biri belki de? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Well, no, she was quite diminutive, actually, | Hayır canım, hatta minnacık biriydi... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
but she had a vicious tongue and extremely long... | ...ama çok sivri bir dili ve oldukça uzun | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
fingernails. | Parmakları vardı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Takes a minute to cool. | Soğuması biraz zaman alıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'm taking a pretty big risk doing this. | Bunu yaparak büyük bir risk alıyorsun. En azından gülümse biraz. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Miss Carter, it seems that... | Bayan Carter, görünüşe bakılırsa | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
That's far enough! | Bu kadar ilerlediğin yeter! | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I wouldn't. | Yerinde olsam yapmazdım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You don't want to fire again. | Ateş etmek istemezsin. Kimsin sen? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |