Search
English Turkish Sentence Translations Page 2596
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| She's being held at the future Embassy site. | Onu gelecekteki elçilik inşaat alanına götürmüşler. | Agent X-1 | 2015 | |
| Unfortunately, completed or not, the Russian construction site | Maalesef bitmiş olsun veya olmasın, Rus inşaat alanının... | Agent X-1 | 2015 | |
| Judicious disregard for accepted legal formalities. | Anlaşılmış bazı resmi formalitelerin tedbirli ihmali. | Agent X-1 | 2015 | |
| Check cell seven... Petrovka. | Yedinci hücreye göz at... Petrovka. | Agent X-1 | 2015 | |
| Yes, yes, yes?! Just get Olga! | Tamam be tamam. Olga'yı bul yeter. | Agent X-1 | 2015 | |
| Where... where's Olga? Did you find her? | Olga nerede? Onu buldunuz mu? Bilmiyoruz efendim. | Agent X-1 | 2015 | |
| I'll look better in black. | Siyah bana daha çok yakışıyor. | Agent X-1 | 2015 | |
| Strip. | Üstünü çıkar. | Agent X-1 | 2015 | |
| Shut the door. | Kapıyı kapat. | Agent X-1 | 2015 | |
| Benim. Beni iyi halden saldılar. | Agent X-1 | 2015 | ||
| Helikopter çağırın. Kızı da öldürün. | Agent X-1 | 2015 | ||
| Stupid. | Geri zekâlı. | Agent X-1 | 2015 | |
| I just downloaded a back door into their security system. | Güvenlik sistemlerinde bir arka kapı oluşturduk. | Agent X-1 | 2015 | |
| We own it now. | Artık burası bizim. Tüm kayıtları devre dışı bırakıyorum. | Agent X-1 | 2015 | |
| Erasing their hard drive. You never existed, John. | Sabit disklerini siliyorum. Hiç var olmamış gibi olacaksın John. | Agent X-1 | 2015 | |
| İmdat! | Agent X-1 | 2015 | ||
| Oh, good girl, good girl! | Aferin kızıma, aferin kızıma. | Agent X-1 | 2015 | |
| Your father doesn't love you. | Baban seni sevmiyormuş meğer. | Agent X-1 | 2015 | |
| All right, shh, shh. I'm a friend. Okay? | Sessiz, sessiz. Sana zarar vermeyeceğim. Tamam mı? | Agent X-1 | 2015 | |
| You're okay. | İyisin. Derin nefes al. Seni eve götüreceğim. | Agent X-1 | 2015 | |
| She's gonna need a ride. | Arabaya ihtiyacı olacak. | Agent X-1 | 2015 | |
| Estimated time of arrival, three minutes. | Tahmini varış süresi üç dakika. Tekrar ediyorum, tahmini varış süresi üç dakika. | Agent X-1 | 2015 | |
| Where am I headed, Malcolm? | Nereye doğru gidiyorum Malcolm? Kuzey doğu köşedeki asansöre doğru. | Agent X-1 | 2015 | |
| Duck in there, duck in there! | Saklan buraya, saklan buraya! | Agent X-1 | 2015 | |
| Holy Toledo! | Yok artık! | Agent X-1 | 2015 | |
| Okay, you're all right. Good job. | Tamam, iyisin. İyi iş çıkardın. Kapıda doğru git, sola doğru. | Agent X-1 | 2015 | |
| Almost there, almost there. | Neredeyse geldin, neredeyse geldin. Dikkatli ol. İyi iş çıkardın. | Agent X-1 | 2015 | |
| See that ambulance? That's for you. | Ambulansı görüyor musun? Senin için geldiler. Ona doğru koş. | Agent X-1 | 2015 | |
| Forget you? | Seni unutayım mı? Evet. | Agent X-1 | 2015 | |
| John! | John. | Agent X-1 | 2015 | |
| There's someone in the elevator. | Asansörde birisi var. | Agent X-1 | 2015 | |
| John, Olga is in the elevator. | John, Olga asansörde. | Agent X-1 | 2015 | |
| There's an inbound helo, | Yakında bir helikopter var. Onun için gelmiştir muhtemelen. | Agent X-1 | 2015 | |
| You know, Olga... | Biliyor musun Olga, beklentileri yüksek terimine... | Agent X-1 | 2015 | |
| No. No, no. | Hayır, hayır, hayır. | Agent X-1 | 2015 | |
| Okay, fine. We try it your way. | İyi tamam. Senin yolunu deneyeceğiz. Pekala. | Agent X-1 | 2015 | |
| I think that we need to take a break | ...bir süre ara verip arada başka insanlara da zarar vermeliyiz. | Agent X-1 | 2015 | |
| Welcome to command. | Yönetime hoş geldiniz. | Agent X-1 | 2015 | |
| Missy's safe. Olga's back in her cage at the FBI. | Missy güvende. Olga da FBI'daki kafesine geri döndü. | Agent X-1 | 2015 | |
| You know, we got to savor every victory, big and small. | Her galibiyetin tadını çıkarmalıyız. Küçük de olsa büyük de olsa. | Agent X-1 | 2015 | |
| That's the good part. | Bu güzel kısmıydı. Evet. | Agent X-1 | 2015 | |
| The man who saved you, honey? | Seni kurtaran adam vardı ya tatlım, yüzüne bakabildin mi? | Agent X-1 | 2015 | |
| Nicolas, darling. | Nicolas, tatlım. Beni kurtarmak için sıradaki planın nedir? | Agent X-1 | 2015 | |
| You're holding it. | Elinde tutuyorsun. | Agent X-1 | 2015 | |
| Yeah? Volker's here. | Efendim? Volker burada. | Agent X-1 | 2015 | |
| Sync and corrections by explosiveskull www.addic7ed.com | Çeviri; AkrieL twitter.com/begovic akriel | Agent X-1 | 2015 | |
| Malcolm. | Malcolm. Başkan Yardımcısı seni bekliyor. | Agent X-1 | 2015 | |
| Three hours ago, there was an event | Üç saat evvel, Rusya Çeçenistan sınırında Rusya Amerikan... | Agent X-1 | 2015 | |
| involving a joint Russian/U.S. nuclear inspection team. | ...Nükleer denetim ekibiyle alakalı bir olay meydana geldi. | Agent X-1 | 2015 | |
| They drove straight into a Chechen rebel ambush. | Doğruca Çeçen isyancı pususuna ayak bastılar. | Agent X-1 | 2015 | |
| Nine short range nuclear missiles | Şimdiyse dokuz tane kısa menzilli nükleer füze teröristlerin elinde. | Agent X-1 | 2015 | |
| The missiles are disarmed, right? | Füzeler devre dışı ama değil mi? | Agent X-1 | 2015 | |
| Dr. Eugene Bullock... | Dr. Eugene Bullock. Savunma Bakanlığının atom bombası konusundaki uzmanı. 1 | Agent X-1 | 2015 | |
| Any clue who the warlord is behind all this? | Bunun ardındaki diktatörün kim olduğunu biliyor muyuz? | Agent X-1 | 2015 | |
| Please! | Lütfen. Kapa çeneni! | Agent X-1 | 2015 | |
| First we asked for freedom, and we were oppressed. | Önce özgürlük istedik, sonra baskı gördük. | Agent X-1 | 2015 | |
| And then we fought for it. | Sonra bunun için savaştık. Bunun için öldürdük. | Agent X-1 | 2015 | |
| Now... our enemies will die. | Şimdi düşmanlarımız ölecek. | Agent X-1 | 2015 | |
| Ahmad uploaded this as a recruitment video | Ahmad yarım saat önce bu görüntüyü... | Agent X-1 | 2015 | |
| half an hour ago. | ...adam alma görüntüsü olarak internete yükledi. | Agent X-1 | 2015 | |
| So you knew this butcher from your days in Special Forces? | Bu katili Özel Kuvvetler günlerinden mi tanıyordun? | Agent X-1 | 2015 | |
| That is, till they kicked him out for being too extremist. | Onu fazla radikal olduğu için kovmak zorunda kaldılar. | Agent X-1 | 2015 | |
| He slaughtered an entire village | Koca bir köyü sırf müfrezemin onlara kuyu kazdığını öğrendiği için katletti. | Agent X-1 | 2015 | |
| So how do we catch this guy? | Bu adamı nasıl yakalayacağız peki? Bu adam canavarın teki. | Agent X-1 | 2015 | |
| You don't catch him... you kill him. | Onu yakalayamayız, yalnızca öldürürüz. | Agent X-1 | 2015 | |
| So you really think | Olga işbirliği yapacak ve cidden bize işimize yarayacak bilgi verecek mi dersin? | Agent X-1 | 2015 | |
| Nicolas Volker sends her a bomb as a break up gift. | Nicolas Volker ayrılık hediyesi olarak kadına bomba yolladı. Evet, işbirliği yapacak. | Agent X-1 | 2015 | |
| Don't blame them. | Suçlama onları. | Agent X-1 | 2015 | |
| The bomb gave me a concussion, | Bomba beyin sarsıntısına, beyin sarsıntısı da ateşimi yükseltti. | Agent X-1 | 2015 | |
| I was told you had something to offer me. | Bana söylemek istediğin bir şey olduğunu söylediler. | Agent X-1 | 2015 | |
| Clearly, I was wrong. | Görünüşe göre yanılmışım. | Agent X-1 | 2015 | |
| Nine missiles. | Dokuz füze. | Agent X-1 | 2015 | |
| I know where Malik Ahmad is holding Dr. Bullock. | Malik Ahmad'ın Dr. Bullock'u nerede tuttuğunu biliyorum. | Agent X-1 | 2015 | |
| As well as all those nasty little missiles. | O nahoş küçük füzelerin yerini de. | Agent X-1 | 2015 | |
| And by tomorrow, it will be too late to ever get them back. | Yarına kadar beklerseniz füzeleri geri almak için geç kalmış olacaksınız. | Agent X-1 | 2015 | |
| So how in God's name does Olga know | Olga nasıl olur da Bullock ve füzelerin yerini biliyor söyler misiniz? | Agent X-1 | 2015 | |
| What else you got? | Başka neler öğrendiniz? | Agent X-1 | 2015 | |
| Olga refuses to talk to anyone | Olga onu yakalayan isimsiz ajan dışında kimseyle konuşmak istemiyormuş. | Agent X-1 | 2015 | |
| I thought it wise not to reveal the fact | Ben de onun kim olduğunu bilmediğimiz gerçeğini saklayayım dedim. | Agent X-1 | 2015 | |
| But my gut tells me that this unknown operative | Ama içimden bir his isimsiz ajanın bizden biri olduğunu söylüyor. | Agent X-1 | 2015 | |
| Ours? | Bizden biri derken? | Agent X-1 | 2015 | |
| His wet work dovetails almost exactly with the CIA's playbook. | Kullandığı yöntemler CIA ajanlarının kullandığı yöntemlerle birebir aynı. | Agent X-1 | 2015 | |
| I've already checked. | Çoktan kontrol ettim. Hiçbir yere bağlı değil. | Agent X-1 | 2015 | |
| Contrary to Edwin's chatter intercept | Edwin'in FBI'ın su soğutucusundaki gevezeliğinin aksine... | Agent X-1 | 2015 | |
| the CIA is not behind every global conspiracy. | ...CIA her dünya komplosuna dahil değil. Sadece mahvolanlarda. | Agent X-1 | 2015 | |
| Okay, great. | İyi tamam. Ahmad peki? | Agent X-1 | 2015 | |
| Marine FORCON is already infiltrating | Özel kuvvetler şu anda doğu bölgelerine sızıyorlar. | Agent X-1 | 2015 | |
| Right, and what are the odds of finding him | Tabii. Tanrının unuttuğu o yerde bulma ihtimalleri ne peki? | Agent X-1 | 2015 | |
| Slim and none, sir. | Neredeyse hiç efendim. | Agent X-1 | 2015 | |
| If Olga wants to tell me where the missiles are, | Olga bana füzelerin yerini söylemek istiyorsa, bırakın da konuşayım. | Agent X-1 | 2015 | |
| Why should we trust her today? | Bugün ona ne diye güvenelim ki? | Agent X-1 | 2015 | |
| Well, you can trust she's trying to save her own skin. | Kendi hayatını kurtarmak istediğine güvenebiliriz. | Agent X-1 | 2015 | |
| Volker's put a pretty big bull's eye on her forehead. | Volker onu koca bir hedef tahtası haline getirdi. | Agent X-1 | 2015 | |
| That's presuming you can even make contact with her. | Onunla bağlantıya geçebileceğini varsayarsak tabii. | Agent X-1 | 2015 | |
| I mean, the woman has 24 hour guards | Kadının kendi hastane katında 24 saatlik güvenlik personeli var. | Agent X-1 | 2015 | |
| We'll go with non lethals... bean bag guns, tasers. | O halde ölümcül olmayan şekilde gireriz. Kurusıkılarla, şok tabancaları falan. | Agent X-1 | 2015 | |
| Well, then you're taking all the risk. | Tüm riski sen almış oluyorsun ama. Benim işim bu. | Agent X-1 | 2015 | |
| John? 1 | John? Orada protokolü çiğnedim, kusura bakma. | Agent X-1 | 2015 | |
| Olga gets me anywhere near that son of a bitch, | Olga beni o şerefsiz oğlu şerefsize ulaştırmayı başarırsa onu haklayacağım. | Agent X-1 | 2015 | |
| Not if it gets in the way of rescuing Bullock | Bullock'u kurtarmana ve u füzeleri yok etmene engel olacaksa yapmayacaksın. | Agent X-1 | 2015 |