Search
English Turkish Sentence Translations Page 2663
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| There is no money. You failed. | Para falan yok. Başaramadın. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| It looks like it's working to me. | Bana işe yarıyormuş gibi geldi. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Apparently, there's been a misunderstanding. | Belli ki bir yanlış anlaşılma var. Biz paketi söz verdiğimiz gibi teslim ettik. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| If we can just speak to Mr. Quinn ... | Bay Quinn'le konuşabilirsek... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| The Clairvoyant isn't happy. | Kâhin mutlu değil. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| You led S.H.I.E.L.D. right to us. Let her go. | S.H.I.E.L.D.'ı doğruca bize getirdiniz. Bırak onu. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Where's Skye? | Skye nerede? Quinn'in kaçmasına izin vermek istemedi. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Where's Skye? | Skye nerede? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| You know, Agent Coulson, it's dangerous... | Baksana Ajan Coulson, onu böyle sürekli... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| to keep sending her in like that, all alone... | ...bir başına yollayıp durman çok tehlikeli... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| when she means so much to you. | ...hem de ona böylesine değer veriyorken. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Search the house. Find her! Now! | Evi arayın. Bulun onu! Derhal! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Ohh. No. | Olamaz. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Oh, no. Oh, god. Simmons! Get down here! | Olamaz. Tanrım. Simmons! Aşağıya gel! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Oh... Oh, god. Hang on. | Tanrım. Dayan. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Just hang on, okay? | Dayan biraz tamam mı? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| She's been shot. Keep her upright. | Vurulmuş. Onu dik tutun. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I got no pulse. | Nabız alamıyorum. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Uh... she's lost too much blood. I don't... | Çok kan kaybetmiş. Bilemiyorum... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Put her in there. Do you even know what this thing is? | Onu şuraya koyun. Bunun ne olduğunu biliyor musun ki? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| It's a hyperbaric chamber, and I said put her in there now! | Bir hiperbar cihazı, size hemen oraya koyun dedim! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Now! Okay. | Hemen! Peki. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Come on! Let's go! Yeah. All right. | Hadi! Kaldırın! Tamam, tamam. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| All right, gentle. | Tamam, yavaş. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I need to get her temperature down. Fitz. | Ateşini düşürmem gerek Fitz. Tamam, tamam, hallediyorum. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Temperature's dropping. Pressure stabilizing. | Ateşi düşüyor. Tansiyonu stabil hale geliyor. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Is it working? | İşe yarıyor mu? Asla öğrenmek zorunda kalmayacaksın. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Is it working?! | İşe yarıyor mu? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Her core temperature's hovering around 44 degrees Fahrenheit. | İç ısısı 7 santigrat derece civarında. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| If we don't bring her back up to temp in the next few hours, | Birkaç saat içinde ısısını yerine getiremezsek... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| she could sustain permanent brain damage. | ...kalıcı beyin hasarı olabilir. Hydra onların üzerine yetenekli birini salmış. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| We need to get her to a medical facility and fast. | Onu acilen bir tıp merkezine götürmeliyiz. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Until then, I'll do everything I can to keep her alive. | O zamana dek onu hayatta tutmak için her şeyi yapacağım. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| It's not your fault. | Senin hatan değil. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| She never should have gone in there alone. | Oraya tek başına gitmemeliydi. Flash sürücüyü biliyorum. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Blaming yourself won't help her. | Kendini suçlamanın ona faydası olmaz. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I'm not blaming myself. | Kendimi suçlamıyorum. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Can I please see my son? | Oğlumu görebilir miyim lütfen? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| NOT YET. | Henüz olmaz. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Why would S.H.I.E.L.D. keep details of your death from you? | Neden S.H.I.E.L.D. ölümünün detaylarını senden saklasın ki? Neden S.H.I.E.L.D. ölümünün detaylarını senden saklasın ki? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| What happened in Tahiti? | Tahiti'de ne oldu? Tahiti'de ne oldu? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Director Fury ... | Müdür Fury'nin... Müdür Fury'nin... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| He had a team of scientists working around the clock | ...tüm gün boyunca çalışan bilim adamlarından oluşan bir takımı vardı. ...tüm gün boyunca çalışan bilim adamlarından oluşan bir takımı vardı. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I wanted to die. And we should have let you. | Ölmek istemiştim. Ölmene izin vermeliydik. Ölmek istemiştim. Ölmene izin vermeliydik. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Once we capture Quinn, | Quinn'i yakaladığımızda, "Kâhin" e bir adım daha yaklaşmış olacağız. Quinn'i yakaladığımızda, "Kâhin" e bir adım daha yaklaşmış olacağız. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Where's Skye? Agent Coulson, it's dangerous... 1 | Skye nerede? Ajan Coulson, onu bu şekilde... Skye nerede? Ajan Coulson, onu bu şekilde... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| sending her in like that, all alone. | ...tek başına göndermek çok tehlikeli. 1 ...tek başına göndermek çok tehlikeli. 1 | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Oh. Oh, god. Hang on. | Tanrım. Dayan! Tanrım. Dayan! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Put her in there! Is it working?! | Onu şuraya koyun! Çalışıyor mu? Onu şuraya koyun! Çalışıyor mu? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| We need to get her to a medical facility and fast. | Onu acilen bir sağlık tesisine götürmemiz gerek. Onu acilen bir sağlık tesisine götürmemiz gerek. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| 1x14 T.A.H.I.T.I. | S.H.I.E.L.D. Ajanları Sezon 1, Bölüm 14; T.A.H.İ.T.İ. S.H.I.E.L.D. Ajanları Sezon 1, Bölüm 14; T.A.H.İ.T.İ. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| She was shot twice in the abdomen at close range almost two hours ago. | Yaklaşık iki saat önce, yakın mesafeden iki kez karnından vurulmuş. Yaklaşık iki saat önce, yakın mesafeden iki kez karnından vurulmuş. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| She's tachycardic, hypotensive, and lost a significant amount of blood. | Taşikardik, düşük tansiyonda ve ciddi miktarda bolca kan kaybetmiş durumda. Taşikardik, düşük tansiyonda ve ciddi miktarda bolca kan kaybetmiş durumda. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| We had to lower her core body temp in order to transport her here. | Onu buraya nakledebilmek için vücudunun temel ısısını düşürmek zorunda kaldık. Onu buraya nakledebilmek için vücudunun temel ısısını düşürmek zorunda kaldık. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| It's probably what kept her alive this long. | Onu bu kadar uzun hayatta tutan da büyük ihtimalle bu. Onu bu kadar uzun hayatta tutan da büyük ihtimalle bu. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| We'll do everything we can. | Elimizden geleni yapacağız. Elimizden geleni yapacağız. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Oh, dear. I'm a mess. No. You were great. | Of ya, berbatım ben. Hayır. Harikaydın. Of ya, berbatım ben. Hayır. Harikaydın. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Intubate, and let's start getting that shirt off. | Kanül sokun ve şu tişörtü çıkartmaya başlayın. Kanül sokun ve şu tişörtü çıkartmaya başlayın. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Okay, let's prep her for ex lap. | Tamam, eksploratori lapatomi için hazırlayalım onu. Tamam, eksploratori lapatomi için hazırlayalım onu. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I'm here. That's unacceptable. | Buradayım. Bu kabul edilemez. Buradayım. Bu kabul edilemez. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I need to speak to Director Fury immediately, please. | Acilen Müdür Fury ile konuşmam gerek, lütfen. Acilen Müdür Fury ile konuşmam gerek, lütfen. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Why didn't I stop her? | Neden durdurmadım onu? Neden durdurmadım onu? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I could have. As if you could stop Skye | Durdurabilirdim. Sanki Syke kafasına bir şeyi koyduğunda... Durdurabilirdim. Sanki Syke kafasına bir şeyi koyduğunda... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| doing anything she's set her mind to. | ...onu durdurabilirmişsin gibi! ...onu durdurabilirmişsin gibi! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I shouldn't have let her go after Quinn by herself. | Tek başına Quinn'in peşinden gitmesine izin vermemeliydim. Tek başına Quinn'in peşinden gitmesine izin vermemeliydim. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| What was I thinking? | Ne düşünüyordum ki? Ne düşünüyordum ki? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| It's not your fault. She shouldn't have been there. | Senin suçun değil. Skye orada olmamalıydı. Senin suçun değil. Skye orada olmamalıydı. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I'm her S.O. It's on me. | Ben onun denetleme subayıyım. Suç benim. Ben onun denetleme subayıyım. Suç benim. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| The one to blame is the man who shot her, Ian Quinn. | Suçlanacak tek kişi onu vuran Ian Quinn'dir. Suçlanacak tek kişi onu vuran Ian Quinn'dir. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| He's responsible. | Sorumlusu o. Sorumlusu o. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Yes, the message is, I have an agent dying, | Evet, mesaj ise, ölmekte olan bir ajanım var... Evet, mesaj ise, ölmekte olan bir ajanım var... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| and there are questions only he can answer. | ...ve sadece kendisinin cevap verebileceği sorular mevcut. ...ve sadece kendisinin cevap verebileceği sorular mevcut. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| How is she? Not good. | O nasıl? Pek iyi değil. O nasıl? Pek iyi değil. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| The shots perforated her stomach | Kurşunlar midesini delmiş ve ince ve kalın bağırsakları delip geçmiş. Kurşunlar midesini delmiş ve ince ve kalın bağırsakları delip geçmiş. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| We resected what we could, but... | Çıkarabildiğimizi çıkardık ama... Çıkarabildiğimizi çıkardık ama... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| there's been too much damage. So what's next? | ...çok fazla hasar vardı. Peki, sırada ne var? ...çok fazla hasar vardı. Peki, sırada ne var? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| We can keep her comfortable, but you'll need to make a decision | Onu rahatlatmaya devam edebiliriz ama sizin bir karar vermeniz gerek... Onu rahatlatmaya devam edebiliriz ama sizin bir karar vermeniz gerek... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| on whether or not you want to keep her on life support. | ...onu yaşam destek ünitesine bağlı tutmaya devam edip etmeyeceğinize dair. ...onu yaşam destek ünitesine bağlı tutmaya devam edip etmeyeceğinize dair. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| You're saying there's nothing to be done? | Yapılacak bir şey kalmadı mı diyorsunuz? Yapılacak bir şey kalmadı mı diyorsunuz? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| I'm saying you need to call her family | Ailesini aramalısınız ve en kısa sürede onları buraya getirmelisiniz diyorum. Ailesini aramalısınız ve en kısa sürede onları buraya getirmelisiniz diyorum. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| We're her family. | Onun ailesi biziz. Onun ailesi biziz. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| In that case, I'm very sorry. | Bu durumda çok üzgünüm. Bu durumda çok üzgünüm. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Finally. I was beginning to think you'd forgotten ... | Sonunda. Unuttuğunuzu düşünmeye başlamıştım. Sonunda. Unuttuğunuzu düşünmeye başlamıştım. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Wait! You can't! | Dur! Yapamazsın! Dur! Yapamazsın! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| 'Cause you're defenseless, like she was? | Aynı Skye gibi savunmasız olduğun için mi? Aynı Skye gibi savunmasız olduğun için mi? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| May! May! | May! May! May! May! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Outside, now. | Dışarı çık, hemen! Dışarı çık, hemen! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| He deserves to die, not her! | Ölmeyi o hak ediyor, Skye değil! Ölmeyi o hak ediyor, Skye değil! | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Agreed. But right now, Quinn doesn't matter ... | Katılıyorum. Ama şu anda Quinn'in bir önemi yok... Katılıyorum. Ama şu anda Quinn'in bir önemi yok... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| only Skye does, and I need you to pilot the plane. | ...sadece Skye'ın var ve uçağı kullanmana ihtiyacım var. ...sadece Skye'ın var ve uçağı kullanmana ihtiyacım var. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| You heard what the doctor said. | Doktorun ne dediğini duydun. Doktorun ne dediğini duydun. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| She said there was nothing more they could do for her, | Onun için yapabilecekleri başka bir şey olmadığını söyledi... Onun için yapabilecekleri başka bir şey olmadığını söyledi... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| but there are doctors who brought me back from the dead. | ...ama beni ölümden geri getiren doktorlar da var. ...ama beni ölümden geri getiren doktorlar da var. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| If they can do that, I'm betting they can save Skye. | Eğer bunu yapabiliyorlarsa, eminim Skye'ı da kurtarabilirler. Eğer bunu yapabiliyorlarsa, eminim Skye'ı da kurtarabilirler. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| H.Q. radioed in. | Merkez aradı. Merkez aradı. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| They've ordered us to hand over Quinn for interrogation | Sorgulama için Quinn'i teslim etmemizi... Sorgulama için Quinn'i teslim etmemizi... | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| and transport to the fridge. | ...ve Dondurucu'ya nakletmemizi emrettiler. ...ve Dondurucu'ya nakletmemizi emrettiler. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Do you want me to arrange the transfer? | Nakil işlemlerini ayarlamamı ister misiniz? Nakil işlemlerini ayarlamamı ister misiniz? | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| No. Quinn stays in our custody until I say otherwise. | Hayır. Ben aksini söyleyene kadar Quinn bizim gözetimimizde kalacak. Hayır. Ben aksini söyleyene kadar Quinn bizim gözetimimizde kalacak. | Agents of SHiELD-1 | 2013 | |
| Yes, sir. | Anlaşıldı efendim. Anlaşıldı efendim. | Agents of SHiELD-1 | 2013 |