Search
English Turkish Sentence Translations Page 2815
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Very nice and pretty. And if I had her as a daughter in law, I wouldn't wish for anything more! | ...oldukça hoş ve güzel. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Hwang Director... | Yönetici Hwang'ın... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You know the baby that's in her belly. | Hamile olduğunu biliyorsun değil mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
About that . . . | Aslında... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Here is the fresh clam soup! Enjoy your meal! | İşte taze deniz tarağı çorbasınız! Afiyet olsun! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Ah... They are wrestling for fun. Don't mind them and enjoy your meal. | Eğlenmek için güreşiyorlar. Onları umursamayın ve yemeğinizi yiyin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
How many times did I tell you not to make mistakes! | Sana kaç defa hata yapmamanı söyledim! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
If you go to a convenience store or drug store, you can buy things easily in various colors! It's not expensive at all!!! Why didn't you use it!!?? | Markete ya da eczaneye gidersen, bunların çeşitli renklerde olanlarından alırsın. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Without knowing that I... | Bunu bilmeden ben... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Please take a good care of her while I'm in U.S. | Lütfen Amerika'dayken ona iyi bak. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What about the wedding? | Düğün hakkında ne düşünüyorsun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I don't think she trusts me yet. | Onun bana güvendiğini sanmıyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
After I come back from U.S., I'm officially going to propose to her. | Amerika'dan döndüğüm zaman Ona resmi olarak evlenme teklif edeceğim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Hey, what is it about that woman you like so much? | Bu kadının nesinden bu kadar hoşlandın? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
They say that when two people love, they become nuts about each other. | Derler ki iki insan aşık olunca, birbirlerinden kopamazlarmış. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
"Oh, I think I should do something", "Oh, I should go somewhere". | "Bir şey yapmalıyım." "Bir yere gitmeliyim." | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I never felt anything missing because you were the only one who took care of me. | ...sen yanımdayken asla bir eksiklik hissetmedim çünkü benimle ilgileniyordun. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
But I've thought, "I shouldn't have been born" many times when you looked lonely or sad. | Ancak üzgün ve yalnız olduğun zamanlar... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
If it weren't for me, you would have been much happier. | Ben olmasaydım, belki de daha mutlu olurdun. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
That the reason I went through all that was because | Çünkü sebebi bütün geçirdiğimin bu olması... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to make sure our child will never think about those things. | Harikasın! Bizim çocuğumuzun böyle şeyler düşünmeyeceğinden emin olmak istiyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I made my mother and father very happy. | "Annemi ve babamı çok mutlu ettim." | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to make them feel full of themselves. | "Onların kendilerini dolu hissetmelerini sağladım." | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to become a good father, and make her say "Yes". | İyi bir baba olup ona... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You do that. | Kafasını yaslar yaslamaz uyuyor. Yap bunu. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You have to make that happen. | Bunu gerçekleştirmek zorundasın. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Things To Do Before I Depart | Gitmeden Önce Yapmam Gerekenler | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Prepare a place for her to rest. | 1. Ona dinlenmesi için bir yer hazırla! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Make sure she eats all the pig feet she wants. | 2. İstediği kadar domuz ayağı yediğinden emin ol! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm really sorry about yesterday. | Dün için gerçekten çok üzgünüm. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'll be a good support from now on. | Bundan böyle sana çok fazla destek olacağım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Also, I'm really grateful that you've been so kind to my father. | Ayrıca, babama karşı bu kadar kibar olduğun için çok minnettarım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Director. | Yönetici Hanım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Last time, I was really sor.. | Geçen defa... ben gerçekten çok üz... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
And at least wear a cardigan on top. | Ya da en azından, üzerinize bir hırka giyinin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What are you going to do if you catch a cold? Do you know how scary overexposure to air conditioning is? | Soğuk alırsanız ne yaparsınız? Klima çarpar insanı bilmiyor musunuz? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Take this. | Bunu alın. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
If there's a problem, call me. | Bir sorununuz olursa, beni arayın. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
By any chance, do you have an interest in Director Hwang? | Yoksa, Yönetici Hwang'a karşı bir şeyler mi hissediyorsun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Oh, it must be nice. | Bu çok hoş. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Hey, there's nothing about Director Hwang. | Yönetici Hwang'la alakalı hiçbir şey yok. Bu yüzden de kim olduğumu görmek istemişler. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Attention. | Dikkat... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
It's been confirmed that Vice President will be in charge of the collaboration progress. | Başkan Yardımcısı'nın projenin devamından sorumlu olacağı onaylandı. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Since Director Hwang won the competition, of course we have to go with her's. | Yönetici Hwang yarışmayı kazandığı için, biz de onunla birlikte gitmeliyiz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Since Director Hwang won the competition, she should be the one in charge of the progress, too! | Yönetici Hwang yarışmayı kazandığı için, projenin devamında da o sorumlu olmalıydı! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
The objection from upper management was too strong for me to do anything about that. | Yönetim kuruluna söz geçirebilecek bir konumda değilim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm so annoyed! | Çok canım sıkıldı! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Everywhere I go, they're talking about Parachute. | Nereye gitsem, herkes "Paraşüt" hakkında konuşuyor. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
The cover of the company's magazine, winning the collaboration, and now, he's studying abroad in U.S.? | Şirketin dergisinin kapağında o, yarışmanın galibi o. Şimdi de, Amerika'ya gidiyor. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Collaboration was done together, but one of them suddenly rises to the top, | Yarışmayı birlikte kazandılar ama onlardan biri aniden parlayıverdi... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I also heard that the collaboration was design wasn't by Medusa, but it was all Park Tae Gang's! | Ayrıca ayakkabının tasarımını Medusa'nın değil, Park Tae Gang'ın yaptığını duydum! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
But the Vice President has feelings for Park Tae Gang, so she purposely... | Fakat Başkan Yardımcısı Park Tae Gang'a karşı boş değil. Bu yüzden bilerek... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Aren't you guys going to eat? | Çocuklar, siz yemeğe gitmiyor musunuz? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
We're heading out now... How about you, Vice President? | Biz de şimdi gidiyorduk. Peki ya siz, Başkan Yardımcısı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'll be full even though I don't eat. | Bir şey yemedim ama aç değilim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What do I do! What do I do! | Çok farklılık var değil mi? Ne yapacağız! Ne yapacağız! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
We'll come back after lunch. | Öğle yemeğinden sonra geri döneriz. Tamam. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Hey. I can't eat lunch with you today. I have to eat with the Vice President. | Bugün seninle öğle yemeği yiyemeyeceğim. Müdür Yardımcısı ile yemek zorundayım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I think I discovered something very big. | Çok büyük bir şey keşfettiğimi düşünüyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I thought about it, and I think I know who it is. | Üzerinde çok düşündüm. Sanırım onun kim olduğunu biliyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
The father of Medusa's child! | Medusa'nın bebeğinin babası...! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
It's...! | O adam...! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Be quiet. Don't ever mention Tae Gang's name anywhere. Alright?! | Sessiz ol. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
It's Tae Gang?! | Tae Gang mıydı yani? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Tae Gang's the father of Medusa's child?! | Medusa'nın bebeğinin babası Tae Gang mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I thought it was Jake's... | Jake olduğunu düşünmüştüm... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Hey. You really have to shut up about this, okay?! | Bunu bir sır olarak saklamak zorundasın, tamam mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Don't ever mention it anywhere! | Hiçbir yerde bundan bahsedeyim deme sakın! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Vice President, the thing is that... | Başkan Yardımcısı, durum şöyle ki... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
A mistake made before he applied to the company after he got drunk.. | Şirkete başvurmadan önce sarhoş olduğu bir gece... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Anyways, I don't have the courage to see you since you helped us out so much... | Bize o kadar çok yardım ettiniz ki yüzünüze bakmaya cesaretim yok. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Then what's happening with the U.S... | Bu durumda, Amerika konusu ne olur... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Did he say he's going to leave the baby and the baby's mom and go? | Bebeği ve bebeğin annesini bırakıp gideceğini söyledi mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I think he learned a lot from this situation. He said he's going to come back as an improved person... | Bu olay yüzünden çok şey öğrendi. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'll have to think about it. | Bu konu hakkında düşünmek zorundayım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
If this gets revealed, I'm on the spot as well. | Eğer bu ortaya çıkarsa, ben de zor durumda kalırım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Don't tell Park Tae Gang that I know. | Park Tae Gang'a bildiğimi söylemeyin lütfen. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
And make sure Deputy Seol doesn't say anything. | Ayrıca Bay Seol'ün de hiçbir şey anlatmayacağından emin olun. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Here. Wear these. | Buyur. Bunları giy. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Do you really like Director Hwang? | Yönetici Hwang'tan gerçekten hoşlanıyor musun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Take a nap here from now on. | Bugünden itibaren burada kestirebilirsin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Here, sit. | Hadi, otur. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Put your feet here. | Ayaklarını buraya koy. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
It feels good. | Çok iyi. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Ankle and I will think about you a little. | Ayak Bileği ve ben seni bazen hatırlayacağız. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Should I not go to U.S.? | Amerika'ya gitmesem mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You're going to have a hard time going through this alone. | Bu süreçte yalnız kalırsan çok zor zamanlar geçireceksin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
More than you being with me, isn't the Designer Park Tae Gang that I trained becoming successful | Benimle olmaktan çok... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Designers must fight with design. | Tasarımcılar tasarımlarla haşır neşir olmalıdırlar. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Who cares if someone else is leading the progress? | Önden giden geri de kalanı umursamaz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Let them suffer without me. | Bırak bensiz acı çeksinler. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I don't have anywhere to butt in since you're always extremely self willed. | Her zaman çok inatçısın. Bana karışacak hiçbir yer bırakmıyorsun. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You've already butted in here with Ankle. | Sen, buradaki Ayak Bileği'ne karışabilirsin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
If you really want to cheer me up, you can buy me pig feet for dinner. | Eğer gerçekten beni neşelendirmek istiyorsan bana yemek için sığır ayağı al. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Lean more. | ...sezonu deri ihtiyacınızı karşılamak için birebir. Biraz daha yaslan. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
It's really comfortable here. | Burası gerçekten rahat. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You're not just an ordinary woman to me, Director. | Yöneticim, benim için sıradan bir kadın değilsin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You've made me have a dream, and taught me the process. | Hayalimi gerçekleştirdin ve kendimi nasıl geliştirebileceğimi öğrettin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm never going to walk on the wrong path again. | Asla tekrar yanlış yolda yürümeyeceğim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to look ahead, and walk straight. | İleriye doğru bakıp dosdoğru yürüyeceğim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |