Search
English Turkish Sentence Translations Page 286
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Hi, Chestnut! | Merhaba, Chestnut! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, baby. | Selam, bebeğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I missed you so much. | Seni çok fazla özledim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did you miss me? | Sen de beni özledin mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So you got all the cake mix? | Bütün kek karışımlarını aldın mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, plus the $23. | Evet, ek olarak 23 doları da. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I got you your Pillsbury as well. | Senin Pillsbury'ini de aldım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Paid full price it killed me. | Fiyatın tamamını ödedim. Beni öldürdü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You are a freak with the coupons. | Kupon çılgını olmuşsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know what came over me. | Bana ne oldu anlamadım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
When I found a way to make free money | Bedavadan para kazanmanın yolunu bulduğumda... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I forgot about everyone else. | ...etrafımdaki herkesi unutuverdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God. | Aman tanrım. Aynı babam gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I have Ponzi DNA. | Max, bende Ponzi DNA'sı var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, cou Ponzi DNA. | "Ku Ponzi" DNA'sı var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Must have been hard learning to do everything on your own. | Her şeyi kendi başına öğrenmek zor olmuş olmalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, I don't know how to do any of that stuff either, | Demek istediğim, ben de tüm bunların nasıl yapıldığını bilmiyordum... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but, I had a staff of 20. | ...fakat benim 20 tane çalışanım vardı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know, you may think your secret ingredient | Biliyor musun, sen gizli malzemenin... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
is a spoonful of Pillsbury, | ...bir kaşık Pillsbury olduğunu düşünebilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but it's not. | Ama değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's you. | O sensin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's everything you've been through | Seni sen yapan, başından geçen tüm olaylar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Someone who fights for a box of tampons | Bir kutu tampon için tartışan, bir atın hisleri için tartışan,... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and even fights for a box of cake mix | ...hatta arkadaşına sor, bir "Ku Pa nzi" paniği geçirirken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is the part in the lifetime movie version | Eğer bir filmde olsaydık, burası benim kalkıp işemeye gittiğim kısım olurdu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know who you're kidding. | Kimi kandırıyorsun bilmiyorum. Filmin tamamını izledin, sonra da ağladın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Listen to her, Chestnut. | Onu dinle, Chestnut. Beni tamamen çözdüğünü zannediyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What she doesn't know is that when it comes to the cupcakes, | Bilmediği şeyse konu kekler olunca benim başka gizli bir gizli malzemem olduğu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, don't tell me it's a pinch of Betty Crocker. | Sakın bana bir tutam Betty Crocker olduğunu söyleme. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't tell you. It's a secret ingredient. | Sana söyleyemem. Gizli bir malzeme. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, it's chocolate methamphetamine. | Tamam, çikolotalı metamfetamin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, it's true. | Hayır, bu doğru. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Our slogan should be: | Sloganımız şu olacak: | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They're so good, | O kadar iyiler ki büyükannenizden çalacaksınız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
www.addic7ed.com | gQx | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Bell ringing] Pick up... chicken breasts. | Tavuk göğsü hazır. Tavuk göğsü hazır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The way I know you want it, with the bone in. | Tam sevdiğin gibi, kemik içinde... Tam sevdiğin gibi, kemik içinde... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We really should hold a seminar | İşyerinde cinsel taciz ile ilgili İşyerinde cinsel taciz ile ilgili | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
about sexual harassment in the workplace. | bir seminer düzenlemeliyiz. bir seminer düzenlemeliyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why? He's already so good at it. | Niye ki? Bu konuda zaten oldukça başarılı. Niye ki? Bu konuda zaten oldukça başarılı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm serious. How'd he like it | Ciddiyim. Her siparişte biz aynısını Ciddiyim. Her siparişte biz aynısını | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, let's find out. | Pekala, hadi öğrenelim. Pekala, hadi öğrenelim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ordering. 1 | Sipariş var. 1 Sipariş var. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Rings bell] One pastrami. | Bir pastımalı sandviç. Bir pastımalı sandviç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can you do me a favor, doll face? | Bana bir iyilik yapar mısın bebek surat? Bana bir iyilik yapar mısın bebek surat? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Make it so big and thick, you can't get your mouth around it. | Öyle büyük ve sert olsun ki bir seferde ağzına alamayasın. Öyle büyük ve sert olsun ki bir seferde ağzına alamayasın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, and two matzo ball soups, | İki tane de hamursuz ekmek topu çorbası, İki tane de hamursuz ekmek topu çorbası, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
hold the balls. | topları olmadan, topları olmadan, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, I'll hold the balls, | ya da boşver topları ben hallederim. ya da boşver topları ben hallederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
you just sit there and look pretty. | Sen sadece arkana yaslan ve güzel görünmeye devam et. Sen sadece arkana yaslan ve güzel görünmeye devam et. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And a cream of... | Ve bir kremalı... Ve bir kremalı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
nope, can't. Just grossed myself out. | Yok, yapamayacağım. Sadece kendi midemi bulandırıyorum. Yok, yapamayacağım. Sadece kendi midemi bulandırıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, come out. | Max, buraya gel | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If I came out, it would not be for you, | Eğer oraya gelirsem, emin ol senin için değil | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
it's be for that hot dragon tattoo girl. | Şu seksi "Ejderha Dövmeli Kız" için gelirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Welcome, board members, to the very first | "Max'in ev yapımı kekleri"nin yönetim kurulu üyeleri | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
financial assessment meeting of Max's homemade cupcakes. | İlk mali değerlendirme toplantısı'na hoş geldiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was told there would be a cheese plate. | Bana orada bir peynir tabağı olduğu söylenmişti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
After five months in business, | Beş aylık süre sonunda | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
we're showing a profit of $725. | 725 dolar kar etmiş bulunuyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have to say, I'm a little disappointed. | Birazcık hayal kırıklığına uğradımı söylemeliyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Really? 'Cause, dude, we have so far exceeded | Gerçekten mi? Dostum beş aylık süre içinde | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
where I thought we'd be in five months. | çok daha fazlası olmalıydı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, we have to find a way to make more money on the side | İşimize yatırabilmek için | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to put into the business. | daha fazla para kazanmanın bir yolunu bulmalıyız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or we could quit now, while we're a success. | Ya da halihazırda başarlıyken bu iş bırakabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's only gonna get worse. | Sadece daha kötüye gidecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or it could get better. Why would you even say that? | Ya da daha iyiye gidecek. Niye öyle söylüyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Because it's life, and life gets worse, that's what it does. | Çünkü hayat böyle ve her zaman kötüye gider.Onun olayı bu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
On life's resume, under special skills it says, | Hatta özgeçmişinde de şöyle yazar, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"good at making things worse." | "Güzel şeyleri kötüye çevirmekte başarılı" | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you always go to the worst case scenario? | Her zaman en kötüsünü düşünerek mi hareket edersin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yup. On my resume it says, | Aynen! Özgeçmişimde şöyle yazar: | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"good at going to the worst case scenario." | "En kötüsünü düşünüp ona göre hareket etmekte başarılı" | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you think you could try to be more optimistic, | Biraz iyimser olmayı deneyip | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and not expect the worst all the time? | hep en kötüsünü beklememeye ne dersin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who's that? More optimistic, right? | Bu da kim? İyimser olmak ha? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
On the other side of that door is all the money you lost, | Kaybettiğin bütün para kapının diğer tarafında | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and then we move back into your townhouse, | ve sonrasında sizin yazlığınıza taşınırız | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I masturbate in your tub for a change. | ve biraz da ben senin küvetinde kendimi tatmin ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was twice, and you could have knocked. | Sadece iki seferdi ve senin de kapıyı vurman gerekirdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Detective James, NYPD. | Dedektif James, New York Polisi | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, don't open it! Don't open it! | Dur açma! Sakın açma! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, smoked it tuesday. Open. | Oh! Salı günü içildi. Açabilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry to bother you, miss. Do you live in this apartment? | Rahatsız ettiğim için üzgünüm hanımefendi. Bu apartmanda mı yaşıyorsunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna tell you right now, officer, | İtiriaf ediyorum, memur bey. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
our names aren't on the lease. | İsimlerimiz kira sözleşmesinde yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're an illegal sublet with no place else to go. | Asıl kiracıdan kiralayan ve gidecek başka yeri olmayan kişileriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, officer, it's her first raid. | Kusura bakmayın memur bey, daha ilk baskını. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Relax, the landlord didn't send me. | Sakin olun, beni ev sahibiniz göndermedi, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Sighs] What do you know about | Üst katta oturan kişi hakkında bir bilginiz var mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
His name is Lou. | İsmi Lou. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Leo? | Leo? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Saul? | Saul? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Am I even close? | Yaklaşabildim mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
His name's Nirham Chaduri. | İsmi, Nirham Chaduri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, man, I wasn't even on the right continent. | Ben babamın adını bile bilmiyorum. Adamım ya, doğru kıtada bile değilmişim. Ben babamın adını bile bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Is that Nirham Chaduri? | O giden, Nirham Chaduri mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Been dead for two weeks. Lived alone, nobody knew. | Öleli iki hafta olmuş. Yalnız yaşıyormuş, kimse tanımıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |