Search
English Turkish Sentence Translations Page 288
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Oh, 'cause I hate it. Rats and pimps. | Yazık, ben nefret ederim. Fareler ve pezevenkler. Yazık, ben nefret ederim. Fareler ve pezevenkler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why have you not yet offered me cupcake? | Neden hala bana kek ikram etmediniz? Neden hala bana kek ikram etmediniz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's the least thing you can do, after horrible, horrible note. | Bu korkunç korkunç nottan sonra en azından bunu yapabilirsiniz. Bu korkunç korkunç nottan sonra en azından bunu yapabilirsiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, sure. Chocolate or vanilla? | Tabii ki. Çikolatalı mı yoksa vanilyalı mı? Tabii ki. Çikolatalı mı yoksa vanilyalı mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes. | Evet Evet | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why such sourpuss? | Niye böyle suratın asık? Niye böyle suratın asık? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry about that. It's just, we work long hours | Onun kusuruna bakmayın. Gün boyunca aşağıdaki lokantada Onun kusuruna bakmayın. Gün boyunca aşağıdaki lokantada | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
at the neighborhood diner, and Max has another job as well, | çalışıyoruz ve Max'in, oradan çıkınca, çalışıyoruz ve Max'in, oradan çıkınca, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and then she comes home and she has to make the cupcakes. | eve gelip bu kekleri yapması gerekiyor. eve gelip bu kekleri yapması gerekiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mmm. So good. | Çok lezzetli Çok lezzetli | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How could someone so angry make something so sweet? | Bu kadar güzel şeyler yapan biri nasıl bu kadar öfkeli olabiliyor? Bu kadar güzel şeyler yapan biri nasıl bu kadar öfkeli olabiliyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's not always like this. | Her zaman öyle değildir. Her zaman öyle değildir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm usually like this, just ask the previous tenant. | Her zaman öyleyimdir, isterseniz önceki kiracıya sorun. Her zaman öyleyimdir, isterseniz önceki kiracıya sorun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, wait. You can't. | Bir saniye. Soramazsınız. Bir saniye. Soramazsınız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know, you two girls are like these cupcakes. | Farkında mısınız, siz de bu kekler gibisiniz. Farkında mısınız, siz de bu kekler gibisiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
One is dark and heavy and one is light and fluffy. | Biri koyu ve ağır diğeri hafif ve yumuşak Biri koyu ve ağır diğeri hafif ve yumuşak | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I prefer the fluffy one. | Ben yumuşak olanı tercih ederim. Ben yumuşak olanı tercih ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I think we've made our point. | Güzel, birbirimizi anladığımıza göre; Güzel, birbirimizi anladığımıza göre; | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No music, no clumping, I'll shoot you | Bundan sonra müzik ve gürültülü bir şekilde yürümek yok. Bundan sonra müzik ve gürültülü bir şekilde yürümek yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
through the floor, thanks for stopping by. | Yoksa sizi vurmak zorunda kalırım. Uğradığınız için teşekkürler. Yoksa sizi vurmak zorunda kalırım. Uğradığınız için teşekkürler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm so glad we can joke with each other already. | Şimdiden böyle şakalaşabilidiğimize çok sevindim. Şimdiden böyle şakalaşabilidiğimize çok sevindim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry about the note, can we start ov... | Not için üzgünüz, herşeye yeniden... Not için üzgünüz, herşeye yeniden... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
you have the chanel allure lip gloss? | "Channel Allure" dudak parlatıcısı mı kullanıyorsunuz? "Channel Allure" dudak parlatıcısı mı kullanıyorsunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mm, you know the chanel? | Cahnell'i biliyor musun? Cahnell'i biliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, take one. I got handfuls in my bag. | Bende bir çanta dolusu var. Al bir tanesini. Bende bir çanta dolusu var. Al bir tanesini. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, that's so nice. | Bu çok hoş. Bu çok hoş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey. | Hey! Hey! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Both moaning] Hey! Hey! | Hey!Hey! Hey!Hey! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do I have to put you on a leash? | Tasmanı mı takmam gerekiyor? Tasmanı mı takmam gerekiyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, we start again. | Hey başta başlayalım. Hey başta başlayalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You take a chanel, and I take more cupcakes to go. | Sen Chanell'i al, ben de biraz daha kek alayım ve gideyim. Sen Chanell'i al, ben de biraz daha kek alayım ve gideyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, sure. | Tabii ki. Tabii ki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I knew it. Bitch played us for cupcakes. | Biliyordum. Kaltak, kekler için bizimle oynadı Biliyordum. Kaltak, kekler için bizimle oynadı | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's 3:00 A.M. Why are you dressed? | Sabahın üçünde niye giyiniksin? Sabahın üçünde niye giyiniksin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Never took off my clothes, 'cause soldiers don't. | Hiç çıkarmadım çünkü askerler böyle yapar. Hiç çıkarmadım çünkü askerler böyle yapar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We have to be ready when the enemy attacks. | Düşmanlar saldırdığında hazırlıklı olmalıyız. Düşmanlar saldırdığında hazırlıklı olmalıyız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, you were right, I was wrong. | Tamam sen haklıydın. Yanılmışım. Tamam sen haklıydın. Yanılmışım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why do you have the broom? | O süpürgeyle ne yapacaksın? O süpürgeyle ne yapacaksın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
'Cause I ran out of finger bullets. | Mermilerim bitmiş. Mermilerim bitmiş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, you're gonna fall. | Dur, düşeceksin. Dur, düşeceksin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't believe we have a broom. | Bir süpürgemiz olmasına şaşırdım doğrusu. Bir süpürgemiz olmasına şaşırdım doğrusu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All this time I've been sweeping with an us weekly. | Şimdiye kadar hep magazin dergileriyle ortalığı süpürüyordum Şimdiye kadar hep magazin dergileriyle ortalığı süpürüyordum Kuduz olmuş insansın sen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, we showed weakness and now, look. | Zayıflığımızı gösterdik ve bak şimdi ne durumdayız. Zayıflığımızı gösterdik ve bak şimdi ne durumdayız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And by "we," I mean "you." | Bu arada "biz" derken kastettiğim "sen" oluyorsun. Bu arada "biz" derken kastettiğim "sen" oluyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Deal with this, cupcake thief! | Sana söylüyorum kek hırsızı! Sana söylüyorum kek hırsızı! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, one more time, and hard. | Bir daha dene ve daha sert olsun. Bir daha dene ve daha sert olsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, now she broke our house. We're in a war. | Buraya kadar, evimizi yıktı, artık savaş zamanı. Buraya kadar, evimizi yıktı, artık savaş zamanı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She wants a piece of me, she's gonna get it. | Benim bir parçamı istiyorsa onu alacak Benim bir parçamı istiyorsa onu alacak | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Where are my heels? | Nerede benim topuklularım. Nerede benim topuklularım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, who did she think I am? | Demek istediğim, beni ne sanıyor? Demek istediğim, beni ne sanıyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Someone she can just buy off with a tube of chanel? | Bir şişe Chanell'e satın alınabilecek biri mi? Bir şişe Chanell'e satın alınabilecek biri mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I thought you were man with pizza. | Ben de pizzacı sanmıştım. Ben de pizzacı sanmıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have a porch swing in there. | Senin içerde bir bahçe salıncağın var. Senin içerde bir bahçe salıncağın var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have an electric cigarette. | Senin elektrikli sigaran var. Senin elektrikli sigaran var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is it you two girls want? | Siz iki kızcağız ne istiyorsunuz? Siz iki kızcağız ne istiyorsunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, I forgot. | Unuttum. Unuttum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just so thrown by the swing and the everything. | Salıncak ve diğer şeyler yüzünden aklımdan uçuverdi. Salıncak ve diğer şeyler yüzünden aklımdan uçuverdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, you're taking advantage of us | O kadar konuşmadan sonra hala yüksek müzik çalarak O kadar konuşmadan sonra hala yüksek müzik çalarak | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I'm gonna have to call my friend the landlord tomorrow | Bu durumda, yarın arkadaşımı arayıp, ki kendisi evin sahibi olur, Bu durumda, yarın arkadaşımı arayıp, ki kendisi evin sahibi olur, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God, she's a hooker. | Aman tanrım, o bir fahişe. Aman tanrım, o bir fahişe. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've been using a hooker's lip gloss. | Bir fahişenin dudak parlatıcısını kullandım. Bir fahişenin dudak parlatıcısını kullandım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's not a hooker. | O bir fahişe değil. O bir fahişe değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, good. | Oh neyse. Oh neyse. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's too old, she's a madame. | Bir fahişe için çok yaşlı. O bir hacana* (kadın satan kadın) Bir fahişe için çok yaşlı. O bir hacana* (kadın satan kadın) | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, look, my lip. | Max, dudağıma bir baksana. Max, dudağıma bir baksana. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Is this something? I feel like I'm getting one. | Birşey varmı. Sanırım bişey çıkıyor. Birşey varmı. Sanırım bişey çıkıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
For the last time, you cannot get a herpes breakout | Son kez söylüyorum. Son kez söylüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're right, now I'm jumping to the worst case scenario. | Haklısın, belki de hemen en kötüsünü düşünmeye başladım. Haklısın, belki de hemen en kötüsünü düşünmeye başladım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe her lip gloss wasn't a herpes breeding ground. | Belki de dudak parlatıcısı uçuk yetişen bir tarla değildir. Belki de dudak parlatıcısı uçuk yetişen bir tarla değildir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe she's not a prostitute. Maybe those young girls | Belki de o bir fahişe değildir. O genç kızlar da Belki de o bir fahişe değildir. O genç kızlar da | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
weren't being held there against their will. | iradeleri dışında zorla tutulmuyorlardır. iradeleri dışında zorla tutulmuyorlardır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, maybe she just has sleepovers | Evet haklısın Evet haklısın | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know, like people do. | İnsanlar bunu her zaman yaparlar. İnsanlar bunu her zaman yaparlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Welcome to Williamsburg diner. | Williamsburg lokantasına hoş geldiniz. Williamsburg lokantasına hoş geldiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How many in your party? | Kaç kişisiniz? Kaç kişisiniz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What kind of question is this? | Bu nasıl bir soru böyle? Bu nasıl bir soru böyle? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
One, I am my own party. | Ben tek başıma yeterim. Ben tek başıma yeterim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I take booth. | Masamı kendim bulurum. Masamı kendim bulurum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now, now, who is that over there? | Vay vay, bu gördüğüm şeyde ne öyle? Vay vay, bu gördüğüm şeyde ne öyle? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Our new upstairs neighbor. | Üst kattaki yeni komuşumuz. Üst kattaki yeni komuşumuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Earl, does she look like a prostitute to you? | Earl, sana da fahişe gibi görünüyor mu? Earl, sana da fahişe gibi görünüyor mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I don't like to judge a book by its cover, | Aslında bir kitabı kapağına göre değerlendirmekten hoşlanmasam da, Aslında bir kitabı kapağına göre değerlendirmekten hoşlanmasam da, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but if she was a book, | eğer bu kadın bir kitapsa eğer bu kadın bir kitapsa | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
she'd be the kind that other books pay for sex. | diğer kitaplar, onunla yatmak için para öderlerdi. diğer kitaplar, onunla yatmak için para öderlerdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sophie just came in, Earl thinks she's a hooker, | Az önce Sophie geldi, Earl de bir fahişe olduğunu düşünüyor, Az önce Sophie geldi, Earl de bir fahişe olduğunu düşünüyor, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I invited her here for a free meal, | İşleri yoluna koymak için onu yemeğe çağırdım. İşleri yoluna koymak için onu yemeğe çağırdım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Last night, she threatened to call her "friend," the landlord, | Dün gece sözünü ettiği "ev sahibi" arkadaşını Dün gece sözünü ettiği "ev sahibi" arkadaşını | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and that can never happen. | aramasını engellemeliyiz. aramasını engellemeliyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're illegal tenants, | Yasal kiracı değiliz, Yasal kiracı değiliz, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I'd rather have a noisy roof over my head than no roof. | ve tepemde gürültülü bir çatıyı çatı olmamasına tercih ederim. ve tepemde gürültülü bir çatıyı çatı olmamasına tercih ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let me do the talking. | Konuşma işini bana bırak Konuşma işini bana bırak | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're too upset, and you might say something insulting. | Kızgınsın, bu da aşağılayıcı şeyler söylemene sebep olabilir. Kızgınsın, bu da aşağılayıcı şeyler söylemene sebep olabilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like what? "Hi, thanks for the lip gloss | Mesela; "Merhaba, gelecekteki tüm sevgililerimle Mesela; "Merhaba, gelecekteki tüm sevgililerimle | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"and the series of uncomfortable conversations | yapmak zorunda kalacağım, rahatsız edici konuşmalar için yapmak zorunda kalacağım, rahatsız edici konuşmalar için | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
with every lover I'll have for the rest of my life." | şimdiden teşekkür ederim" gibi mi? şimdiden teşekkür ederim" gibi mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You don't need to tell them, | Onlara söylemek zorunda değilsin, Onlara söylemek zorunda değilsin, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
they'll figure it out eventually. | kendi başlarına öğreneceklerdir. kendi başlarına öğreneceklerdir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, thanks for coming in. | Merhaba, geldiğiniz için teşekkür ederim. Merhaba, geldiğiniz için teşekkür ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I like the uniforms. | Üniformalara bayılırım. Üniformalara bayılırım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You fill out the front nicely, | Sen ön tarafı iyi dolduruyorsun, Sen ön tarafı iyi dolduruyorsun, | 2 Broke Girls-1 | 2011 |