• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 3035

English Turkish Film Name Film Year Details
It's all yours, son. Senindir, evlat. Alamar-1 2009 info-icon
A gift from your friend. Bir dostdan hediye. Alamar-1 2009 info-icon
Blanquita doesn't speak like that. I was wrong. Blanquita böyle ses çıkarmaz. Alamar-1 2009 info-icon
It got cold. It tastes bitter now. Soğudu. Acımtırak bir tadı var şimdi. Alamar-1 2009 info-icon
It's very strong, right? Çok sert tadı var, değilmi? Alamar-1 2009 info-icon
Very strong. Çok sert. Alamar-1 2009 info-icon
I like my coffee strong. That's why you don't sleep. Sert kahveyi severim Bu yüzden uyumuyorsun. Alamar-1 2009 info-icon
Well, the coffee really doesn't take my sleep away. Aslında, kahve benim uykumu kaçırmaz. Alamar-1 2009 info-icon
Me neither, I drink my coffee every night before going to bed. Benimde, Yatmadan evvel kahve içerim. Alamar-1 2009 info-icon
Me too, when I'm with my buddies we always have coffee. Bende, dostlarımla birlikteyken hep kahve içerim. Alamar-1 2009 info-icon
But we drink it during the daytime Gündüz vakti arkadaşlarımla hep içeriz Alamar-1 2009 info-icon
With my buddies, the young guys. Dostlarımla, genç olanlarla. Alamar-1 2009 info-icon
What do you mean by young guys? Are they your age? Genç olanlarla derken ne demek istiyorsun? Senin yaşında değiller mi? Alamar-1 2009 info-icon
If they are your age, then that's not young anymore. Senin yaşında olanlar, pek genç sayılmaz. Alamar-1 2009 info-icon
Yeah, that's not young anymore. Evet, artık genç değiliz. Alamar-1 2009 info-icon
You have lived many springtimes. You're not that young anymore. Bayağı uzun yaşadın. Hiç genç sayılmazsın. Alamar-1 2009 info-icon
Well, I'm still young at heart. Doğru, ama ruhum genç. Alamar-1 2009 info-icon
I don't feel old. Yaşlı hissetmiyorum kendimi. Alamar-1 2009 info-icon
To feel old and be old are different. Yaşlı olmak ile yaşlı hissetmek farkılıdır. Alamar-1 2009 info-icon
Like some guys who feel old. Not me. Bazı insanlar kendini yaşlı hisseder. Ben değil. Alamar-1 2009 info-icon
The only thing that's old are the roads... Sadece yollar yaşlanır... Alamar-1 2009 info-icon
and we're still on them. bizde üzerinden geçeriz. Alamar-1 2009 info-icon
There was a white bird which came by our house Bir kuş vardı, bizim evimize kadar gelen Alamar-1 2009 info-icon
and my son wants to see her again. oğlum onu tekrar görmek istiyor. Alamar-1 2009 info-icon
Have you seen her around? Yesterday she was close by. Buralarda gördünüzmü? Dün buralardaydı. Alamar-1 2009 info-icon
She must be over there somewhere. Oralarda bir yerdedir. Alamar-1 2009 info-icon
Where we saw her. Gördüğümüz yerde. Alamar-1 2009 info-icon
And where we saw the crab too. ve onu aldığımız yerde. Alamar-1 2009 info-icon
I heard her. Onu duydum. Alamar-1 2009 info-icon
Yes, me too. Evet, bende. Alamar-1 2009 info-icon
Shall we go and see? Gidip onu bulalım mı? Alamar-1 2009 info-icon
Call her again, son. Tekrar seslen, evlat. Alamar-1 2009 info-icon
Over there. O tarafta. Alamar-1 2009 info-icon
Everything okay? İyimisin? Alamar-1 2009 info-icon
There's no blood there. Yok birşey kanamıyor. Alamar-1 2009 info-icon
Call her, she knows your voice. Çağır onu, senin sesini tanıyor. Alamar-1 2009 info-icon
Here, here. I got it. Hadi hadi. Böyle. Alamar-1 2009 info-icon
This slope is very... Biraz eğim... Alamar-1 2009 info-icon
this slope is very short. eğim var. Alamar-1 2009 info-icon
What's this, son? Bu nedir, evlat? Alamar-1 2009 info-icon
Mangrove. *Mangrov. (tropikal kuşaktaki kıyı ve bataklıklarda yetişen bir bitki cinsi) Alamar-1 2009 info-icon
It looks like a mangrove, doesn't it? Mangrov'a benziyor, değil mi? Alamar-1 2009 info-icon
Well, that's a seed. Bu kökü olmalı. Alamar-1 2009 info-icon
Yeah? A seed from this little plant. Evet? Küçük bir bitkinin kökü. Alamar-1 2009 info-icon
This little plant's seed. Küçük bir bitkinin kökü. Alamar-1 2009 info-icon
Do you know what that's called? Bunun adı ne biliyormusun? Alamar-1 2009 info-icon
Anacahuite. Anacahuite*. (Sadece Teksas ve Meksikada yetişen tropikal bir ağaç) Alamar-1 2009 info-icon
White Siricote. Beyaz *Ziricote. (Çoğu akustik gitar yapımlarında kullanılılan ağaç) Alamar-1 2009 info-icon
Like the one over there. Bu diğeri gibi. Alamar-1 2009 info-icon
Are the green ones the same as the white ones? Yeşil olanlar da beyazlar gibi aynı mı? Alamar-1 2009 info-icon
Yes, when they get older, they will turn white. Evet, olgunlaştıkça beyaşlaşırlar. Alamar-1 2009 info-icon
Like the one I see now. Exactly, like the one over there. Şu gördüğüm gibi yani. Kesinlikle, oradaki gibi. Alamar-1 2009 info-icon
Soon you'll be flying to Rome with Mommy. Yakında annenin yanı Roma'ya gideceksin. Alamar-1 2009 info-icon
And I'll be looking after you wherever you are. Ve nerede olursan ol seninle olacağım. Alamar-1 2009 info-icon
Doesn't matter what happens, I'll be looking after you. Ne olursa olsun, Yanında olacağım. Alamar-1 2009 info-icon
I want to go to the sea, even if it means I have to go walking Denize gitmek istiyorum, Yürümem gerekse bile Alamar-1 2009 info-icon
Walking Yürümek Alamar-1 2009 info-icon
There's no, there's no hurry to get there. Dönmem için acelem yok. Alamar-1 2009 info-icon
Coffee with sugar? Şekerli kahve? Alamar-1 2009 info-icon
Yes, son, you made it very strong. Evet, evlat, sen tadını çok sert yapıyorsun. Alamar-1 2009 info-icon
You make it with no sugar. Şekersiz yapıyorsun. Alamar-1 2009 info-icon
Which one is mine? O benimki? Alamar-1 2009 info-icon
This one. Bu işte. Alamar-1 2009 info-icon
I can drink three... two more cups. Ben üç yada... iki bardak içebilirim. Alamar-1 2009 info-icon
So stay sharp. Zinde kalmak için. Alamar-1 2009 info-icon
Five stingrays, five stingrays Beş vatoz, beş vatoz Alamar-1 2009 info-icon
The crocodile's teeth Timsah dişi Alamar-1 2009 info-icon
Two barracudas because you caught two. İki ıskarmoz Çünkü iki tane tuttun. Alamar-1 2009 info-icon
Its other eye is on the other side. Diğer göz diğer tarafta. Alamar-1 2009 info-icon
The other. Diğer. Alamar-1 2009 info-icon
Now I will draw its mouth. Şimdi ağızını çiziyorum. Alamar-1 2009 info-icon
The stingrays are gray, aren't they? Vatozlar gri renkde olurlar, değil mi? Alamar-1 2009 info-icon
The stingray has this color. Vatozlarda bu renk vardır. Alamar-1 2009 info-icon
This color and so is its tail. Kuyruğuna kadar bu renktedir. Alamar-1 2009 info-icon
Some are like that, but there are also some gray ones like you said. Bazıları bu renk, ama bazıları gri renktedir dediğin gibi. Alamar-1 2009 info-icon
And others that are brown as Grandpa says. Ve diğerleri kahverengi dir büyükbabanın dediği gibi. Alamar-1 2009 info-icon
Fish and then, what else did we see? Balıklardan başka, ne gördük? Alamar-1 2009 info-icon
The camera! Kamera gördük! Alamar-1 2009 info-icon
Sometimes it's tiring. Bazen zorluyor. Alamar-1 2009 info-icon
It hurts. As people live. Acıtıyor. İnsanların yaşamı. Alamar-1 2009 info-icon
It's about that too. O da var tabi. Alamar-1 2009 info-icon
I'd like to visit a place other than mine. Benden başka yerlere gitmeni isterim. Alamar-1 2009 info-icon
Get to know other people different from us. Bizden farklı insanları tanırsın. Alamar-1 2009 info-icon
The palafitte. *Palafitte. (Denizin içindeki evlere verilen isim) Alamar-1 2009 info-icon
I know how to do it. Nasıl yapacağımı biliyorum. Alamar-1 2009 info-icon
Blanquita, flying with her wings. Blanquita, kanatlarını açıp uçar. Alamar-1 2009 info-icon
And where is the color blue? The color blue. Rengi mavi olsun? Mavi renk. Alamar-1 2009 info-icon
small paper and this flower Küçük kağıt ve çiçek, Alamar-1 2009 info-icon
will go to Italy or Mexico. Meksika yada italya'ya gidecek. Alamar-1 2009 info-icon
I can make big bubbles. Baloncuk çıkartabilirim. Alamar-1 2009 info-icon
You want to make a big one? Büyük bir baloncuk çıkaracanmı? Alamar-1 2009 info-icon
Grab it. Yakala. Alamar-1 2009 info-icon
See how big it is. I'll do one. Büyüklüğünü görüyormusun. Bende yapacağım. Alamar-1 2009 info-icon
Quincy Air Service to Super Cub nine zero niner Tango, do you copy? Burası Hava Hizmetleri 909. Tango, duyuyormusun? Alaska-1 1996 info-icon
This is zero niner Tango, go ahead. Evet, burası Tango. Dinliyorum. Alaska-1 1996 info-icon
Did you drop the hikers off in Denali? Roger that, Charlie. Kamçıları bıraktın mı? Olumlu, Charlie. Alaska-1 1996 info-icon
They're in a heat wave, just above freezing. Tam bir sıcak dalgası var. Hava sıfırın üstünde. Alaska-1 1996 info-icon
What's your position? Still on schedule? Konumun nedir? Programın gerisinde misin? Alaska-1 1996 info-icon
You bet. ETA at Quincy's about 1700 hours. Saat 17:00 gibi dönmüş olacağım. Alaska-1 1996 info-icon
See you then, Charlie. Zero niner Tango, clear. O zaman görüşürüz, Charlie. Tango kapatıyor. Alaska-1 1996 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 3030
  • 3031
  • 3032
  • 3033
  • 3034
  • 3035
  • 3036
  • 3037
  • 3038
  • 3039
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact