Search
English Turkish Sentence Translations Page 3548
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| So what's the problem? | Pekala, sorun ne? | American Crime-1 | 2015 | |
| That the people being hurt don't look like you? | İncinmiş insanlar size benzemiyor mu? | American Crime-1 | 2015 | |
| Or that little brown kids don't have rights? | Ya da küçük kahverengi çocukların hakları yok mu? | American Crime-1 | 2015 | |
| We have a lot to cover tonight. | Bu gece görüşeceğimiz çok şey var. | American Crime-1 | 2015 | |
| Does this even have anything to do with your school? | Bunun bile okulunuzla bir ilgisi var mı? | American Crime-1 | 2015 | |
| Not mine. | Benimki değil. | American Crime-1 | 2015 | |
| Ours. | Bizimki. | American Crime-1 | 2015 | |
| We're supposed to be here to problem solve. | Sorunları çözmek buradayız. | American Crime-1 | 2015 | |
| So why don't we do that? | Peki bunu neden yapmıyoruz? | American Crime-1 | 2015 | |
| Days go by, year in and out. | Günler geçiyor, yıllar boyunca. | American Crime-1 | 2015 | |
| And we're not talking about | Singapur matematiğini öğretip öğretmeyeceğimizi, | American Crime-1 | 2015 | |
| We are talking about what time to serve the kiddies food. | Çocuklara ne zaman yemek vereceğimizi konuşuyoruz. | American Crime-1 | 2015 | |
| I have three degrees... Two of them from I.U... | Üç diplomam var. İkisi İndiana Üniversitesinden... | American Crime-1 | 2015 | |
| And I feel like a fast food manager | Kendimi başmüfettiş kadar çok | American Crime-1 | 2015 | |
| as much as a superintendent. | hazır yemek yöneticisi gibi hissediyorum. | American Crime-1 | 2015 | |
| And Monica... | Ve Monica... | American Crime-1 | 2015 | |
| Oh. She's fierce. | Ah. O hiddetli. | American Crime-1 | 2015 | |
| I like her. I really respect her. | Onu severim. Ona gerçekten saygı duyarım. | American Crime-1 | 2015 | |
| But she's a bleeding heart. | Ama herkese sempati duyan biri. | American Crime-1 | 2015 | |
| HHFK... good intentions, poorly executed. | HHFK...iyi niyet, kötü uygulama. | American Crime-1 | 2015 | |
| But nothing's that simple. | Ama hiçbir şey bu kadar basit değil. | American Crime-1 | 2015 | |
| I want to do something about it, | Bu konuda bir şey yapmak istiyorum, | American Crime-1 | 2015 | |
| and you speaking to it, it means something. | ve sen buna değiniyorsun, bunun anlamı bir şeydir. | American Crime-1 | 2015 | |
| I'm just trying to run my school. | Ben sadece okulumu çalıştırmaya çalışıyorum. | American Crime-1 | 2015 | |
| Our schools. Isn't that what you said? | Okullarımız. Söylediğin bu değil miydi? | American Crime-1 | 2015 | |
| Why stir things? | Neden birşeyleri karıştırıyorsun? | American Crime-1 | 2015 | |
| Too many teachers, they just want to keep | Çok sayıda öğretmen, yapmak istedikleri | American Crime-1 | 2015 | |
| their mouths shut, heads down, | sadece ağızlarını kapalı tutmak başlarını eğmek, | American Crime-1 | 2015 | |
| let the Unions fight it out with the legislator. | Sendikaları yasa koyucu ile mücadeleye bırakmak. | American Crime-1 | 2015 | |
| That solves what? | Bu neyi çözer? | American Crime-1 | 2015 | |
| That's politics. | Bu politika. | American Crime-1 | 2015 | |
| How's politics working for students? | Politika nasıl öğrenciler için çalışıyor? | American Crime-1 | 2015 | |
| You need help with your budget. | Bütçen için yardıma ihtiyacın var. | American Crime-1 | 2015 | |
| I don't need help. | Yardıma ihtiyacım yok. | American Crime-1 | 2015 | |
| Okay, my school needs help, | Tamam, okulumun yardıma ihtiyacı var, | American Crime-1 | 2015 | |
| and you're talking about grabbing a third rail. | sen üçüncü bir demiryolunu kapmaktan bahsediyorsun. | American Crime-1 | 2015 | |
| You're not gonna get anyone to back you. | Seni destekleyecek birini almayacaksın. | American Crime-1 | 2015 | |
| I need you to back me. | Beni senin desteklemene ihtiyacım var. | American Crime-1 | 2015 | |
| If I can win a few battles, then I can fight some new ones. | Bir iki savaş kazanırsam, sonra bazı yenileriyle mücadele edebilirim. | American Crime-1 | 2015 | |
| Then we can all start winning. | Sonra hepimiz kazanmaya başlayabiliriz. | American Crime-1 | 2015 | |
| I'm seriously not trying to get into this. | Ciddi olarak bu işe karışmak istemiyorum. | American Crime-1 | 2015 | |
| Uh, Eric was talking about going to Chicago this weekend... | Eric bu hafta sonu Şikago'ya gitmekten bahsediyordu... | American Crime-1 | 2015 | |
| You have something you want to tell me? | Bana söylemek istediğin bir şey var mı? | American Crime-1 | 2015 | |
| Do you have something you want to tell me? | Bana söylemek istediğin bir şey var mı? | American Crime-1 | 2015 | |
| Uh, a receipt? | Bir makbuz? | American Crime-1 | 2015 | |
| Do I really need to sit here and punk you? | Gerçekten burada oturup sana laf mı söylemem gerekiyor? | American Crime-1 | 2015 | |
| I got her a gift. | Ona bir hediye aldım. | American Crime-1 | 2015 | |
| Val. | Val. | American Crime-1 | 2015 | |
| You got her a $900 gift? | Ona 900 $' lık hediye mi aldın? | American Crime-1 | 2015 | |
| What, you thought I didn't check your credit card receipts, | Ne yani, kredi kartının makbuzlarını kontrol etmediğimi mi düşündün, | American Crime-1 | 2015 | |
| or you thought I would be okay with you | ya da bu şekilde para harcamanı | American Crime-1 | 2015 | |
| spending this kind of money? Hey, she's my... she's my girl. | onaylayacağımı mı düşündün? Hey, o benim... o benim kızım. | American Crime-1 | 2015 | |
| How long have you been seeing her? | Ne kadar zamandır onunla berabersin? | American Crime-1 | 2015 | |
| A couple of months? Maybe? | Birkaç ay? Olabilir mi? | American Crime-1 | 2015 | |
| What was it, Kevin? | O neydi Kevin? | American Crime-1 | 2015 | |
| A bracelet. | Bir bilezik. | American Crime-1 | 2015 | |
| What did she promise you? | Sana ne söz verdi? | American Crime-1 | 2015 | |
| What did she tell you she was gonna do for that bracelet? | O bilezik için sana ne yapacağını söyledi? | American Crime-1 | 2015 | |
| We got into a fight. | Kavga ettik. | American Crime-1 | 2015 | |
| Okay, so, you got her a slick bracelet, | Pekala, ona bir bilezik aldın, | American Crime-1 | 2015 | |
| and because you were so slick, | ve çok mükemmel olduğun için, | American Crime-1 | 2015 | |
| she got back with you and it was all good? | o sana döndü ve herşey iyiydi? | American Crime-1 | 2015 | |
| Are you having sexual relations with her? | Onunla cinsel ilişkiye giriyor musun? | American Crime-1 | 2015 | |
| Mom, please don't say it like that. Why... | Anne, lütfen böyle söyleme... | American Crime-1 | 2015 | |
| Well, how do you want me to say it? Any other way but that one. | Peki, nasıl söylememi istersin? Başka bir şekilde ama öyle değil. | American Crime-1 | 2015 | |
| What, you roll up on her? Knocking the boots? | Ne, onunla seks yapmıyor musun? Yatakta birleşmiyor musunuz? | American Crime-1 | 2015 | |
| Getting busy? | İş yapmıyor musunuz? | American Crime-1 | 2015 | |
| Nobody says any of those things. | Kimse bunları söylemiyor. | American Crime-1 | 2015 | |
| That's what you all do? | Tüm yaptıkların bu mu? | American Crime-1 | 2015 | |
| No, she's... she's not like that. | Hayır, o... o böyle biri değil. | American Crime-1 | 2015 | |
| Hmm, well, for $900, she could be. | İyi, 900 $ için olabilir. | American Crime-1 | 2015 | |
| That's how it's gonna be from now on. | Bundan sonra olacakların yürüyüşü. | American Crime-1 | 2015 | |
| Good looks, skills. You've got money. | Yakışıklısın, beceriklisin. Paran var. | American Crime-1 | 2015 | |
| There are girls out there, | Dışardaki kızlar, | American Crime-1 | 2015 | |
| they're gonna be coming hard at you for that. | bu yüzden hepsi sana çok istekli gelecekler. | American Crime-1 | 2015 | |
| They're gonna be trying to be your baby mama | Kendilerine ödeme yapılabilmesi için | American Crime-1 | 2015 | |
| just so they can get paid. | sana taşıyıcı anne olmaya çalışacaklar. | American Crime-1 | 2015 | |
| That's how they are. | Onlar böyle. | American Crime-1 | 2015 | |
| And the last time Val was anywhere near $900... | Val son defasında 900 $' a yakın bir yerdeydi... | American Crime-1 | 2015 | |
| Do you think I'm stupid? | Aptal olduğumu mu düşünüyorsun? | American Crime-1 | 2015 | |
| Some of these girls out here are gonna hope that you are. | Dışardaki kızların bazıları öyle olmanı umuyorlar. | American Crime-1 | 2015 | |
| Then how am I supposed to know? | O zaman bunu nasıl bileceğim? | American Crime-1 | 2015 | |
| Well, does her family have any money? | Peki, ailesinin hiç parası var mı? | American Crime-1 | 2015 | |
| Because if her family has money, | Çünkü ailesinin parası varsa, | American Crime-1 | 2015 | |
| then she doesn't want anything from you. | o zaman senden hiçbir şey istemez. | American Crime-1 | 2015 | |
| But these other girls, running around here, broke, | Ama burada dolanan diğer kızlar, bunlar çulsuz, | American Crime-1 | 2015 | |
| talking about, "I want me some rocks, | " Kokain istiyorum, bana kokain bul," | American Crime-1 | 2015 | |
| show me the rocks," I... | diye konuşuyorlar. | American Crime-1 | 2015 | |
| Those are straight hos. | Bunlar düpedüz kaltak. | American Crime-1 | 2015 | |
| You can leave those for the WTs, | Onları yol kadınlarına bırakabilirsin, | American Crime-1 | 2015 | |
| 'cause you're better than that. | çünkü sen bundan daha iyisine uygunsun. | American Crime-1 | 2015 | |
| You hear what I'm trying to say? | Söylediklerimi duyuyor musun? | American Crime-1 | 2015 | |
| All right, now, you got to get it back. | Pekâlâ, şimdi, gidip onu geri alman gerekiyor. | American Crime-1 | 2015 | |
| Hm? | Hm? | American Crime-1 | 2015 | |
| She doesn't get to keep a $900 bracelet. | 900 $' lık bileziğe sahip olmaya hakkı yok. 5 | American Crime-1 | 2015 | |
| But I gave it to her already. | Ama çoktan ona verdim. | American Crime-1 | 2015 | |
| What did you buy it with? | Nasıl satın aldın? | American Crime-1 | 2015 | |
| Mom, that's nothing to you. That's $900. | Anne, bu senin için bir şey değil. Bu 900 $. | American Crime-1 | 2015 | |
| You get it back, Kevin, and you get it back today. | Onu geri al Kevin, ve onu bugün geri al. | American Crime-1 | 2015 | |
| If not, I will go over there myself with the police, | Yapmazsan, oraya polisle birlikte kendim gideceğim, | American Crime-1 | 2015 |