Search
English Turkish Sentence Translations Page 3728
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| and he's sitting there in a towel, | otururken örtündüğü bir tek havlu vardı, | American Swing-1 | 2008 | |
| and that's it. | hepsi o kadar. | American Swing-1 | 2008 | |
| One of the best parts of it for me | Benim için en iyi taraflarından birisi | American Swing-1 | 2008 | |
| was that it was relaxed in the sense that people | gelen insanlar anlamında rahat bir yerdi | American Swing-1 | 2008 | |
| were coming and not necessarily doing anything. | insanlar gelirlerdi ve muhakkak bir şey yapmaları gerekmiyordu. | American Swing-1 | 2008 | |
| Not even necessarily taking their clothes off. | Giysilerini bile çıkarmak zorunda değildiler. | American Swing-1 | 2008 | |
| Two of the men... | İki erkeğin... | American Swing-1 | 2008 | |
| were wearing no clothes | üzerinde hiçbir şey yoktu | American Swing-1 | 2008 | |
| except for black socks and shoes. | sadece siyah çorapları ve ayakkabıları vardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| And walking around that way, kinda like that stag film look. | Etrafta böyle dolaşmak, porno filmi seti gibi görünüyordu. | American Swing-1 | 2008 | |
| So I wrote it up. | Bu yüzden eleştirdim. | American Swing-1 | 2008 | |
| I played it pretty big. | Büyük oynadım. | American Swing-1 | 2008 | |
| And a few days later I went there went back. | Birkaç gün sonra tekrar gittim. | American Swing-1 | 2008 | |
| one thing I feel that I like... | hissettiğim şey hoşlandığım... | American Swing-1 | 2008 | |
| Plato's was a simple name. It's the only one I could spell actually. | Plato basit bir isimdi. Düzgün heceleyebildiğim tek kelime. | American Swing-1 | 2008 | |
| So we used Plato's. Then after that I found out | Bu nedenle Plato'yu kullandık. Daha sonradan | American Swing-1 | 2008 | |
| that Plato's was gay, but it was too late. | Plato'nun gay olduğunu öğrendim, ama artık çok geçti. | American Swing-1 | 2008 | |
| The lines were just unbelievable. | Kuyruklar inanılmazdı. | American Swing-1 | 2008 | |
| I mean we went from, what? 30, 40 couples or people | Demek istidiğim 30, 40 çiftten, insandan | American Swing-1 | 2008 | |
| to 400! | 400'e çıktık! | American Swing-1 | 2008 | |
| Now you have a lot of people that don't know the old crowd. | O zaman bir sürü eski müdavimleri tanımayan insan oluyor. | American Swing-1 | 2008 | |
| There were people that used to come to Plato's | Plato'ya gelmeyi alışkanlık haline getirmiş | American Swing-1 | 2008 | |
| that to most people would say were not the most physically appealing, | çoğu kişi için fiziksel olarak çekici gelmeyecek olan insanlar vardı, | American Swing-1 | 2008 | |
| but they were the nicest people you'd ever want to meet in the world. | ama bu insanlar dünyada tanışmayı umamabileceğiniz en tatlı insanlardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| They were walking around with the black socks and the shoes, | Etrafta siyah çorap ve ayakkabıları ile dolaşıp sohbet ederler | American Swing-1 | 2008 | |
| and this new group were just naked | ve bu yeni grup bir anda çıplak kalır | American Swing-1 | 2008 | |
| and much wilder. | ve çok daha çılgın olurdu. | American Swing-1 | 2008 | |
| People say, "hey, you got a date? You want a night out?" et cetera, et cetera. | İnsanlar, "hey, sen sevgilin var mı? Geceyi beraber geçirmek ister misin?" vesaire, vesaire derlerdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| "You and your date, you got a date that's sort of on the wild side?" | "Sen ve sevgilin, hiç çılgınca bir gece geçirdiniz mi?" | American Swing-1 | 2008 | |
| Personally I think that | Kişisel olarak... | American Swing-1 | 2008 | |
| with a little encouragement | ...biraz cesaretlendirme ile... | American Swing-1 | 2008 | |
| everybody's on the wild side. | ...herkes çılgın olabilir. | American Swing-1 | 2008 | |
| All of a sudden he really was on a runaway tiger | Seks açısından birdenbire kafesinden kaçmış kaplana... | American Swing-1 | 2008 | |
| of sex. | ...dönüşürdü. | American Swing-1 | 2008 | |
| It was like a big party. There was literally lines around the block. | Büyük bir parti gibiydi. Abartısız sokağın binanın çevresinde kuyruklar oluşurdu. | American Swing-1 | 2008 | |
| They were just coming down and in and taking over | Charlie: İnsanlar gelir, içeri girer, kendi yerleri gibi hisseder | American Swing-1 | 2008 | |
| and dancing and holding hands, | dans edip elele tutuşurlar, | American Swing-1 | 2008 | |
| and hugging. It was a sight. | ve öpüşürlerdi. Görüntü buydu. | American Swing-1 | 2008 | |
| Freaked me out. I didn't know. | Beni korkutmuştu. Bilmiyordum. | American Swing-1 | 2008 | |
| Plato's was becoming big. We needed a big place. | Steve: Plato büyüyordu. Daha büyük bir yere ihtiyacımız vardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| We needed a special place. | Özel bir yere gereksinimimiz vardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| He contacted a couple of good friends of his | İyi arkadaşlarından bir kısmı ile temasa geçti | American Swing-1 | 2008 | |
| which I also knew: Frank Pernice, | bunları ben de tanıyordum: Frank Pernice, | American Swing-1 | 2008 | |
| Frankie he was some sort of caterer. | Frankie bir çeşit yemek servisi işindeydi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Frank came home one day and said, | Frank bir gün eve geldi ve dedi ki, | American Swing-1 | 2008 | |
| "what a great idea. This has to be fantastic." | "ne büyük bir fikir. Mükemmel olacak." | American Swing-1 | 2008 | |
| About a week or two weeks later, | Bir veya iki hafta sonra, | American Swing-1 | 2008 | |
| we met Hy Gordon there. | Hy Gordon ile buluştuk. | American Swing-1 | 2008 | |
| Could be dangerous. | Tehlikeli olabilirdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| They were gentlemen. They were the type of people that they didn't have | Çok kibardılar. Etrafa ağırlıklarını hissettirmek | American Swing-1 | 2008 | |
| to throw their weight around, if you understand what I mean. | zorunda olmayan insanlardı. Ne demek istediğimi anladınız.. | American Swing-1 | 2008 | |
| Why Larry had to hook up with these people | Neden Larry bu insanlarla iş yapmak zorundaydı | American Swing-1 | 2008 | |
| I can't tell. I don't know. | Bilemem. Söyleyemem. | American Swing-1 | 2008 | |
| Frankie used to say that Larry had a grocery store | Frankie, Larry'nin manav dükkanı olduğunu ve onu | American Swing-1 | 2008 | |
| and he turned it into a supermarket. | süpermarkete çevirdiği söyleyip dururdu. | American Swing-1 | 2008 | |
| He ended up renting the Ansonia Hotel. | Captain John: Sonunda Ansonia Oteli kiraladı | American Swing-1 | 2008 | |
| It was actually a gay... | Charlie: Aslında bir gay... | American Swing-1 | 2008 | |
| bathhouse. ...bathhouse. | hamamı. ...hamamı. | American Swing-1 | 2008 | |
| In fact Bette Midler sang there. | Bette Midler burada şarkı söylemişti. | American Swing-1 | 2008 | |
| And what's his name. | Ve adı neydi?. | American Swing-1 | 2008 | |
| The piano player Barry Manilow. Barry Manilow. | Piyanist Barry Manilow. Barry Manilow. | American Swing-1 | 2008 | |
| When I first heard about Plato's, | Woman: Plato'yu ilk duyduğumda | American Swing-1 | 2008 | |
| all my ideas and everything I had heard about Plato's basically was wrong. | hakkında duyduğum herşey ve tüm fikirlerim temelde yanlıştı. | American Swing-1 | 2008 | |
| I thought that I would walk through the door and trip over | Kapıdan girdiğimde yerde sikişen... | American Swing-1 | 2008 | |
| a lot of fucking bodies in the middle of the floor. | ...bir sürü vücuda ayağımın takılacağını düşünürdüm. | American Swing-1 | 2008 | |
| And it just doesn't happen that way. | Ve bu böyle olmadı. | American Swing-1 | 2008 | |
| It was a dark door, just a rope outside. | Koyu renkli bir kapıydı, dışında sadece bir halat vardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| It had a long stairway going down. | Uzun bir koridordan aşağıya iniliyordu. | American Swing-1 | 2008 | |
| And I think the admissions people | Ve yönetim bölümünün | American Swing-1 | 2008 | |
| were at the top of the stairway. | merdivenlerin başında olduğunu düşünüyorum. | American Swing-1 | 2008 | |
| Walking into Plato's is not necessarily an event in itself. | Plato'yo gidiyor olmak, başlı başına bir olay değildi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Just being there is the event. | Orada bulunmak bir olaydı. | American Swing-1 | 2008 | |
| Plato's Retreat is not a sex club, it's a swing club | Plato'nun Enstitüsü bir seks klubü değil bir eş değiştirme klubüydü | American Swing-1 | 2008 | |
| for free thinking free living adult couples. | açık fikirli düşünen ve böyle yaşayan erişkin çiftler içindi. | American Swing-1 | 2008 | |
| It's a club with everything disco, everything included, | Diskosuyla, içerdiği herşeyiyle, | American Swing-1 | 2008 | |
| with sex available if couples want it. | çiftler isteyecek olursa seks de olan bir klüptü. | American Swing-1 | 2008 | |
| I asked, "what the fuck is it?" | Bacho: Kendi kendime sordum, "Bu ne sikim iştir?" | American Swing-1 | 2008 | |
| You know? There's like 20 mattresses laid together. | Diyeceğim, Yanyana konulmuş 20 kadar şilte vardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| It was a dance floor. Then you had the dance floor in front of me. | Bu bir dans pistiydi. Dans pisti hemen önümdeydi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Most everyone was walking around naked. | Çoğu kimse etrafta çıplak dolaşıyordu. | American Swing-1 | 2008 | |
| As I said, at first we wrapped our towels around us | Dediğim gibi, ilk önce havlularımızı belimize sardık | American Swing-1 | 2008 | |
| when we first walked out, but then when we saw | ilk girdiğimizde, ama sonra gördük ki | American Swing-1 | 2008 | |
| the atmosphere of everybody very free, | atmosfer çok rahattı, | American Swing-1 | 2008 | |
| laughing, kissing, | herkes gülüşüyor, öpüşüyor, | American Swing-1 | 2008 | |
| and really without their towels, we figured what the heck. | ve havluları olmadan oluyordu, ne olduğunu kavradık. | American Swing-1 | 2008 | |
| I don't know, it was just kind of like | Bryce Britton: Bilmiyorum, sanki hamam | American Swing-1 | 2008 | |
| a bathhouse locker room. But I do think that there was | soyunma odası gibiydi. Ama burada... | American Swing-1 | 2008 | |
| A lot of, like, coaching going on, | çok fazla yönlendirme olduğunu sanmıyorum, | American Swing-1 | 2008 | |
| at least with the women and encouragement, | en azından kadınlarla ve cesaretle, | American Swing-1 | 2008 | |
| and a feeling of sisterhood like we're all in this together. | ve hissedilen kardeşlik duygusuyla. | American Swing-1 | 2008 | |
| There was just lots of lonely people | Burada sadece yalnız ve... | American Swing-1 | 2008 | |
| looking to meet other people. | başka insanlarla tanışmak isteyenler vardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| Sex was part of the game, but it wasn't the whole game. | Seks oyunun bir parçasıydı, ama tüm oyun demek değildi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Nobody made fun of you. | Kimse sizinle dalga geçmezdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Nobody said, "ugh!" you know? | Kimse size, "ıyy!" Nasıl göründüğünü | American Swing-1 | 2008 | |
| How you look, how you look disgusting or whatever | biliyor musun?, Ne kadar çirkin olduğunu? veya benzeri şeyler demezdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Any inhibitions you had you got over. | Bütün engelleriniz kalkardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| And you didn't have them anymore. | Olmayanlara da bir daha sahip olamazdınız. | American Swing-1 | 2008 | |
| I can see you coming a mile away... | çok uzaktan geldiğini görüyorum... | American Swing-1 | 2008 | |
| And you had a jacuzzi. | Ve jakuzziniz vardı. | American Swing-1 | 2008 |