Search
English Turkish Sentence Translations Page 4107
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Guys, this is Mel. | Millet, bu Mel. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Mel, this is my ex wife Jen and my daughter Sam. | Mel, bu benim eski karım Jen ve kızım Sam. Meğerse elli kere bıçaklamış. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Just so you know, Mel, you're dating a great guy. | Mel, bilesin diye söylüyorum, harika bir adamla çıkıyorsun. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Dating? Did your dad tell you that? | Çıkmak mı? Bunu baban mı söyledi? Evet. Değil mi, baba? | Anger Management-1 | 2012 | |
| Yeah, I did. Wow. | Evet, ben söyledim. Vay be. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I'm just so excited. | Çok heyecanlandım. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I know. Me, too. Let's never lose this. | Biliyorum. Ben de. Bu hissi hiç kaybetmeyelim. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Hey, Mom, can I invite them to come over | Anne, yarın bize gelip birlikte takı yapmaları için onları davet edebilir miyim? | Anger Management-1 | 2012 | |
| No, no, no, we wouldn't want to impose. | Yok, yok, hayır, yük olmak istemeyiz. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Oh, no, I insist. Of course you do. | Yok canım, ısrar ediyorum. Elbette edersin. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I can't wait to learn all about what this is. | Bunun tam olarak ne olduğunu öğrenmeye can atıyorum. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I love making jewelry. | Takı yapmaya bayılırım. Bütün kedilerim için taçlar yapmıştım. | Anger Management-1 | 2012 | |
| This is gonna be so much fun. | Bu çok eğlenceli olacak. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I'm so excited, I'm gonna bust. | O kadar heyecanlıyım ki, kesin çuvallayacağım. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I just got to go use the little girls' room. | Bir lavaboya gideceğim. Bilirsiniz işte, yüzümü düzeltmek için. | Anger Management-1 | 2012 | |
| You know, to fix my face. | Bu Athena. Beni özlüyor. Ve bir şey daha var, bu... | Anger Management-1 | 2012 | |
| Nobody? | Hiç kimse bir şey demeyecek mi? | Anger Management-1 | 2012 | |
| Good for you. | Aferin size. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Look, before we begin, I want to talk about what happened yesterday. | Bakın, başlamadan önce dün olanlar hakkında konuşmak istiyorum. | Anger Management-1 | 2012 | |
| You all witnessed what we in therapy | Hepiniz, bizim terapide tren enkazı dediğimiz şeye tanıklık ettiniz. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I don't want this to distract us, | Bunun dikkatimizi dağıtmasını istemiyorum, bu yüzden kaldığımız yerden devam edeceğiz. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I have something important about my life I'd like to discuss. | Tartışmak istediğim, hayatımla ilgili önemli bir şey var. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Thank you. Lacey. | Teşekkür ederim. Lacey. | Anger Management-1 | 2012 | |
| How am I supposed to work through my issues with men being dicks | Erkekler böyle çük kafayken ve senin eski çük kafalılıkların yüzünden... | Anger Management-1 | 2012 | |
| while women are showing up in this group as a result of your past dickness? | ...kadınlar bu gruba katılmaya devam ederken, ben sorunlarımı nasıl çözeceğim? | Anger Management-1 | 2012 | |
| Look, like all of you, I've made mistakes. | Bakın, aynı sizler gibi ben de hatalar yaptım. | Anger Management-1 | 2012 | |
| And unfortunately yesterday one of those mistakes reared its ugly head. | Ve maalesef dün bu hatalardan birisi çirkin kafasını gösterdi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Now when I say ugly head, I'm using the term as a metaphor | Şimdi, çirkin kafa derken, ben bunu mecazi bir deyim olarak kullanıyorum... | Anger Management-1 | 2012 | |
| and not a description for that young lady. | ...o genç hanımefendinin bir tarifi olarak değil. Senin kadar sabırlı ve cömert bir erkek bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? | Anger Management-1 | 2012 | |
| And her ugly head. | Ve çirkin kafasının da. | Anger Management-1 | 2012 | |
| So how did you deal with it? | Peki, nasıl başa çıktın? | Anger Management-1 | 2012 | |
| I talked to her | Onunla konuştum ve onun benlik saygısını düzeltmeye çalışıyoruz. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Really? 'Cause it says on Facebook | Gerçekten mi? Çünkü Facebook'ta onunla çıktığın yazıyor. | Anger Management-1 | 2012 | |
| It's radical self esteem therapy. | Bu radikal bir benlik saygısı terapisi. Sizler anlayamazsınız. | Anger Management-1 | 2012 | |
| You're dating your stalker? | Sapık takipçinle mi çıkıyorsun? | Anger Management-1 | 2012 | |
| See? Other people make it work. | Gördün mü? Diğer insanlar bunu yürütebiliyor. | Anger Management-1 | 2012 | |
| How could she be my stalker if I'm dating her? | Eğer onunla çıkıyorsam nasıl benim sapık takipçim olabilir ki? | Anger Management-1 | 2012 | |
| I mean, come on. Think about it. | Yani, hadi ama. Bir düşünün bunu. | Anger Management-1 | 2012 | |
| It doesn't make sense, does it? No, of course not. | Anlamlı gelmiyor, değil mi? Hayır, tabii ki gelmiyor. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Moving on. | Devam ediyoruz. İç biraz. İhtiyacın olacak. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Her status update says she's making jewelry with you tonight | Onun durum güncellemesi, bu akşam seninle takı yapacağını... | Anger Management-1 | 2012 | |
| and she's hoping for a ring. | ...ve bir yüzük olacağını umduğunu söylüyor. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Smile, winky face. | Göz kırpan gülücük var sonunda. | Anger Management-1 | 2012 | |
| All right, all right, look, look. | Pekâlâ, pekâlâ, bakın, bakın. | Anger Management-1 | 2012 | |
| The lesson here... and there are many lessons... | Burada ki ders... ve daha bir sürü ders var... | Anger Management-1 | 2012 | |
| but the headline lesson is whatever you do, | ...ama konu başlığı dersimiz, ne yaparsanız yapın... | Anger Management-1 | 2012 | |
| never use a slump buster. | ...asla bir düşüş kırıcı kullanmayın. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I realize this doesn't apply to everybody, | Bunun herkes için geçerli olmadığının farkındayım... | Anger Management-1 | 2012 | |
| but for the love of God, | ...ama Allah aşkına... | Anger Management-1 | 2012 | |
| just don't. | ...sakın kullanmayın. | Anger Management-1 | 2012 | |
| So, Mel, you never told us how you met my dad. | Pekâlâ Mel, babamla nasıl tanıştığınızı bize hiç anlatmadın. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Oh, this is my favorite story. | Bu benim favori hikâyemdir. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Oh, let me tell. You always get to tell. | Dur ben anlatayım. Sen her zaman anlatırsın. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Okay. It's really magical. | Tamam. Gerçekten büyülüydü. Sanki film gibiydi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| We met at a diner and she was eating a pie. | Bir lokantada tanıştık ve o turta yiyordu. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Would you pass the red beads, please? | Kırmızı boncukları uzatır mısın, lütfen? | Anger Management-1 | 2012 | |
| Don't be shy. It was 16 years ago. | Utangaç olma. 16 yıl önceydi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I was in a pie eating contest and your daddy was the prize. | Ben bir turta yeme yarışmasındaydım ve babanda ödüldü. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Wait, 16 years ago? That doesn't make sense. | Bekle, 16 yıl önce mi? Bu hiç mantıklı değil. | Anger Management-1 | 2012 | |
| My parents were still married. Yes, we were. | Ailem o zaman hâlâ evliydi. Evet, evliydik. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Which is why Mel and I could only be friends. | Bu yüzden Mel ve ben sadece arkadaş olabilirdik. | Anger Management-1 | 2012 | |
| But we had a connection | Ama bu kadar zaman süren bir bağ kurduk. | Anger Management-1 | 2012 | |
| that lasted all these years. | Ne istiyorsun? | Anger Management-1 | 2012 | |
| the universe has brought her back to me. | ...evren onu bana geri getirdi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| As ours is a relationship | Bizimki aynı, zaman veya... | Anger Management-1 | 2012 | |
| of time nor space. | ...mesafe kısıtlaması bilmeyen bir ilişki gibi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| That was the beads. | Bu boncukların sesiydi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| They're ready to come out of the oven. | Fırından çıkmaya hazırlar. Mel, bana yardım eder misin? | Anger Management-1 | 2012 | |
| You know, Charlie, the whole time you've been here, | Biliyor musun Charlie, burada olduğun tüm zaman süresince... | Anger Management-1 | 2012 | |
| I haven't seen you hold Mel's hand | ...Mel'in elini tuttuğunu... | Anger Management-1 | 2012 | |
| or give her a kiss or anything. | ...ya da ona öpücük falan verdiğini görmedim. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Well, you know how new couples are. | Yeni çiftler nasıldır bilirsin. Midenizi bulandırmak istemiyoruz. | Anger Management-1 | 2012 | |
| She's going to the kitchen. | Mutfağa gidiyor. O kadar zaman ve mesafeyle başa çıkabilir misin? | Anger Management-1 | 2012 | |
| I know I can't. | Ben çıkamayacağımı biliyorum. | Anger Management-1 | 2012 | |
| You taste like home. | Tadın aynı ev gibi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| And you taste like spaghetti. | Ve senin tadında aynı makarna gibi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| It's the garlic. I sweat it. | Sarımsaktır o. Terledim de. | Anger Management-1 | 2012 | |
| And you are making me sweat. | Ve sen beni terletiyorsun. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Hey, you guys, stay right where you are. | Hey arkadaşlar, olduğunuz yerde kalın. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I want to get a picture of the two of you | İkinizin bir resmini çekmek istiyorum... | Anger Management-1 | 2012 | |
| so I can post it on everything. | ...böylece her şeyin üzerinde gönderebilirim. | Anger Management-1 | 2012 | |
| You better get into the kitchen. | Mutfağa girsen iyi olacak. Sanırım birinin boncukları yanıyor. | Anger Management-1 | 2012 | |
| They are now. | Artık yanıyorlar. | Anger Management-1 | 2012 | |
| What the hell are you doing? What the hell are you doing? | Ne halt ediyorsun sen? Asıl sen ne halt ediyorsun? | Anger Management-1 | 2012 | |
| Look, I'm in trouble, okay? | Bak, başım dertte, tamam mı? | Anger Management-1 | 2012 | |
| Mel was a slump buster from Beloit and now she thinks we're dating. | Mel, Beloit'ten bir düşüş kırıcıydı ve şimdi bizim çıktığımızı sanıyor. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I mean, it's a long story. | Yani, uzun hikâye. Aslında, bütün hikâye bu kadar. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I knew it. You're using that woman | Biliyordum. O kadını, kızının yüzeysel olmadığını düşünmesi için kullanıyorsun. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I know. I just need you to help me through the next hour. | Biliyorum. Sadece önümüzdeki bir saati atlatmam için yardım etmene ihtiyacım var. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Get her back to the hotel, put her on a flight tomorrow, | Onu oteline geri götürürüm, yarın bir uçağa bindiririm... | Anger Management-1 | 2012 | |
| and this whole thing will be over. She's happy, Sam's happy, | ...ve bunların hepsi biter. O mutlu, Sam mutlu... | Anger Management-1 | 2012 | |
| and you and I will have a fun little secret. | ...ve sen ve ben, bu küçük sırla eğlenmiş oluruz. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Like on our honeymoon when you let me... That never happened. | Aynı balayımızda senin bana O hiç gerçekleşmedi. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I'm so sorry, Charlie. I feel so bad. | Çok özür dilerim, Charlie. Çok kötü hissediyorum. | Anger Management-1 | 2012 | |
| My tongue swells when I have an allergic reaction. | Alerjik bir tepki gösterince dilim kabarıyor. | Anger Management-1 | 2012 | |
| I completely forgot Peanut M&Ms have peanuts. | Fıstıklı bonibonun içinde fıstık olduğunu tamamen unutmuşum. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Shouldn't we get you to an ER or something? | Seni acile falan götürmemiz gerekmiyor mu? | Anger Management-1 | 2012 | |
| No, no, I just left my EpiPen in the kitchen. | Yok, yok, alerji iğnemi mutfakta bırakmışım. | Anger Management-1 | 2012 | |
| Okay, but hurry. | Tamam, ama acele et. Seni oteline geri götürmemiz gerek. | Anger Management-1 | 2012 | |
| We've got to get you back to the hotel. | Ayrıca ilk istikrarlı ahır ilişkin de olacak. | Anger Management-1 | 2012 |