Search
English Turkish Sentence Translations Page 4453
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I looked you up on the Internet. | İnternette seni araştırdım. Öyle mi? | Any Day-2 | 2015 | |
| Yeah. It said that your record was 2 and 7 as a pro. | Evet. Profosyonel olarak rekorunun 2 ve 7 olduğu çıktı. Evet. | Any Day-2 | 2015 | |
| Are you still going to fight, now that you're out of prison? | Hapishaneden yeni çıktın yine de dövüşecek misin? Bilmiyorum. | Any Day-2 | 2015 | |
| I think you'd do really good, Uncle vi. | Bence gerçekten çok iyi dövüşüyorsun, Vi amca. Sağ ol, jimmy. | Any Day-2 | 2015 | |
| I'm gonna go back to reading my book. | Kitabımı okumak için geri dönmeliyim. Okumayı sever misin? | Any Day-2 | 2015 | |
| Yeah. Yeah, sometimes. | Evet. Evet, bazen. Tamam. İyi geceler. | Any Day-2 | 2015 | |
| How many push ups is that? | Kaç tane şınav çekebiliyorsun? Çok. | Any Day-2 | 2015 | |
| Well, how many is that? | Tamam da, kaç tane? 300. | Any Day-2 | 2015 | |
| I did sell drugs once, | Bir defa uyuşturucu sattım ama hiç bir zaman pezevenlik yapmadım. | Any Day-2 | 2015 | |
| Is it true that you killed a man? | Bir adamı öldürdüğün doğru mu? Evet. | Any Day-2 | 2015 | |
| What happened? | Ne oldu? Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. | Any Day-2 | 2015 | |
| Okay, yeah. Um, look, man. | Tamam. Bak, dostum. Gerçekten üzgünüm. | Any Day-2 | 2015 | |
| We can't hire ex cons. It's, uh... | Eski mahkûmları işe almıyoruz. Pekâlâ. | Any Day-2 | 2015 | |
| It's an insurance issue. | Sigorta meselesi. Evet, biliyorum. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hey. Don't stop running. | Koşmayı bırakma. Tekmelenmek mi istiyorsun? | Any Day-2 | 2015 | |
| And you should go left. | Sola doğru gitmelisin. Bak, koşmaya devam et, tamam mı? | Any Day-2 | 2015 | |
| Very funny. Give me the ball. | Çok komik. Topu bana ver. 1 | Any Day-2 | 2015 | |
| Ah! Hey! | Selam! Güzel yakaladın! | Any Day-2 | 2015 | |
| What's wrong? | Sorun nedir? Paraya sıkıştım biraz, hepsi bu. | Any Day-2 | 2015 | |
| It's hard... Being a single mom. | Tek başına anne olmak, zor iş. | Any Day-2 | 2015 | |
| Yeah, and I'm gonna win the lottery. | Evet, piyango bana çıkacak. Acınacak haldesin. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hey, sweetie. I'm gonna go to the market. | Tatlım. Ben markete gideceğim. Ben de gelebilir miyim? | Any Day-2 | 2015 | |
| Yeah? You wanna? | Gelmek ister misin? Vi Amca gelebilir mi? | Any Day-2 | 2015 | |
| Sure. | Olur. Sağ ol. | Any Day-2 | 2015 | |
| Mom, can we make chocolate chip cookies? | Anne, çikolatalı küçük çerezlerden yapabilir miyiz? Olur, bebeğim. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hey, my name's Vian. | İsmim Vian. Selam. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hi. What's your name? | Selam. Senin ismin ne? Jolene. | Any Day-2 | 2015 | |
| Uncle vi, are you trying to pick her up? | Vi Amca, kadını tavlamaya mı çalışıyordun? Evet. Jimmy. | Any Day-2 | 2015 | |
| get a coffee, maybe meet in a park, take a walk? | ...ya da bir kahve içmeye, belki de yürüyüş için bir parkta buluşsak? | Any Day-2 | 2015 | |
| Come on. Why don't you give me your number? | Hadi ama. Numaranı niye vermiyorsun bana? Sen niye vermiyorsun? | Any Day-2 | 2015 | |
| The man should always call. | Her zaman erkek aramalıdır. Yabancı erkeklere numaramı vermiyorum. | Any Day-2 | 2015 | |
| Well, you were playing catch | Süpermarket içinde bir elmayla yakalama oynuyordun. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hey, come on. Let me give you a call. | Hadi ama. Numaranı bana ver. Tanıştığıma memnun oldum, Vian. | Any Day-2 | 2015 | |
| Did you get her phone number? | Telefon numarasını aldın mı? Hayır. | Any Day-2 | 2015 | |
| You gotta get back into practice | Tekrar denemelisin ve üstündeki güzel kokuyu ver. | Any Day-2 | 2015 | |
| What star sign are you? | Senin burcun ne? Ciddi misin? | Any Day-2 | 2015 | |
| No, I, uh... I want to know. | Hayır, bilmek istiyorum. Senden üç tahmin alayım. | Any Day-2 | 2015 | |
| Please. | Lütfen. Boğa mı? | Any Day-2 | 2015 | |
| Nope. That's your three chances. | Hayır. Üç şansını da harcadın. Yengeç. Sen yengeç burcusun. | Any Day-2 | 2015 | |
| Wrong again. | Yine yanlış. Peki, senin burcun ne? | Any Day-2 | 2015 | |
| Does it matter? | Önemi var mı? Yok. Sen bir ikizler burcusun. | Any Day-2 | 2015 | |
| Ah. God, no. | Aman tanrım, olamaz. Hayır mı? Başka ne burcu kaldı? | Any Day-2 | 2015 | |
| Well, I'm not... | Peki, bilmiyorum, burçlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Any Day-2 | 2015 | |
| You know? I'm so stupid. If I wasn't stupid, | Çok aptalım. Aptal olmasaydım ilk tahminim doğru olurdu,... | Any Day-2 | 2015 | |
| Move! | Hadi! Tamam! | Any Day-2 | 2015 | |
| Come on! Is this what It's going to be like, | Hadi ama! Her nerede olursak kızlara böyle mi asılacaksın? | Any Day-2 | 2015 | |
| Mom, can I get these? | Anne, bunlardan alabilir miyim? Hayır. Onları yerine koy, lütfen | Any Day-2 | 2015 | |
| She's there. | Kız orada. Kız onun peşinden koşmanı istiyor. | Any Day-2 | 2015 | |
| What If she Says no again? | Ya tekrar hayır derse? Cesaretin vardır diye düşünmüştüm. | Any Day-2 | 2015 | |
| Jimmy! | Jimmy! Tamam. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hey, can I help you with those? | Şunlara yardımcı olabilir miyim? Olur. | Any Day-2 | 2015 | |
| Sure. | Olur. Harika. | Any Day-2 | 2015 | |
| I don't mind. I could put my hands to anything. | Bence mahsuru yok. Her işi yaparım. Gelecek hafta gel. | Any Day-2 | 2015 | |
| Maybe you have some caped coroners, | Belki pelerinli adli tıpçı vardır, ya da onun gibi saçma bir şey. | Any Day-2 | 2015 | |
| We need to put something on that | Yaranın üzerine bir şey koymamız gerekiyor, böylece enfeksiyon kapmaz. | Any Day-2 | 2015 | |
| You ever sell cars before? | Daha önce hiç araba sattın mı? Hayır ama öğrenebilirim. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hold on a minute. I'm gonna call you | Bir dakika bekle. Bir dakika içinde seni geri arayacağım. | Any Day-2 | 2015 | |
| How about If I wash the cars? | Arabaları yıkasam nasıl olur? | Any Day-2 | 2015 | |
| Nah. You know, I ain't been selling | Son zamanlarda bu döküntü kutuların çoğunu satmıyordum... | Any Day-2 | 2015 | |
| Well, you got any restaurant experience? | Peki, restoran deneyimin var mı? Evet, oldukça deneyimliyim. | Any Day-2 | 2015 | |
| Well, I can cook. | Peki, yemek pişirebilirim. Öyle mi? Nerede? | Any Day-2 | 2015 | |
| That's a hell of a reference, | Büyük bir referans ama dürüstlüğünü takdir ettim. | Any Day-2 | 2015 | |
| I can do anything you need help with. | Ne yardım gerekiyorsa yapabilirim. Her şey. | Any Day-2 | 2015 | |
| I'm roland. | Ben Roland. Ben de Vian. | Any Day-2 | 2015 | |
| That's a different name. | Farklı bir ismin var. Aile ismi işte. | Any Day-2 | 2015 | |
| He was doing too much speed. | Çok hızlı çalışıyordu. Uyuşturucu işi yapmadın, değil mi? | Any Day-2 | 2015 | |
| No, no. | Hayır, hayır. Güzel. | Any Day-2 | 2015 | |
| I've got a feeling about you, you know? | Seninle ilgili bir hissim oldu, biliyor musun? Sezgilerim asla yanılmaz. | Any Day-2 | 2015 | |
| no, I'll sweep the floors, anything you want. | Yerleri sileceğim, istediğim herşeyi yaparım. Mahzuru yok. | Any Day-2 | 2015 | |
| Okay. It's minimum wage plus tips. | Tamam. Asgari ücret artı bahşiş veririm. Tamamdır. | Any Day-2 | 2015 | |
| All right. Can you be here tomorrow morning at 10:00 am? | Tamam. Yarın sabah saat 10'da burada olabilir misin? Elbette. | Any Day-2 | 2015 | |
| All right, man. Let's give it a shot. | Tamam, dostum. Deneyelim bakalım. Çok teşekkür ederim. Tamam, dostum. | Any Day-2 | 2015 | |
| So, It's good that you got a job, huh, vi? | Bir iş bulmak güzel, değil mi Vi? | Any Day-2 | 2015 | |
| I got a date. | Bir randevum var. Sen araba kullanamıyorsun. | Any Day-2 | 2015 | |
| Okay, Jimmy, can you go to your room, | Peki, Jimmy, odana gidebilir misin, amcanla konuşacağız, lütfen? | Any Day-2 | 2015 | |
| But I can just stay here and listen. | Ama ben burada kalıp, dinleyebilirim Odana git dedim. Teşekkür ederim. | Any Day-2 | 2015 | |
| I think that's enough, Vian. | Bence bu kadarı yeterli, Vian. Elbette. | Any Day-2 | 2015 | |
| but It's just a couple of hours. | Ama sadece bir kaç saatliğine. | Any Day-2 | 2015 | |
| I just said no. How many times | Olmaz dedim. Aynı şeyi kaç defa söylemek zorundayım? | Any Day-2 | 2015 | |
| Well, obviously it is. Otherwise, you wouldn't be | Açıkçası öyle. Aksi takdirde, üst üste üst üste tekrar ederek benden istemezdin. | Any Day-2 | 2015 | |
| Do you have any idea what It's like for me to get through the day? | Gün boyu elde etmek için ne yapıyorum bir fikrin var mı senin? | Any Day-2 | 2015 | |
| I kinda do. | Az çok fikrim var. Güzel. | Any Day-2 | 2015 | |
| I brought you a picture of grandpa sherman. | Büyükbaba Sherman'ın bir resmini getirdim sana. Beni götürdüğü gölün oradan çekilmiş. | Any Day-2 | 2015 | |
| Mom. She said that God will never take anyone, | Annem söyledi. Zamanı gelmediği sürece Tanrı'nın asla kimseyi almadığını söyledi. | Any Day-2 | 2015 | |
| Hello, William. | Merhaba, William. Bunlar senin için. | Any Day-2 | 2015 | |
| Thank you for the beautiful flowers, | Güzel çiçekler için teşekkür ederim, ama bu şekilde gelmeye devam edemezsin. | Any Day-2 | 2015 | |
| Oh, come on. Don't you like 'em? | Hadi ama. Hoşuna gitmedi mi? Gitmen gerekiyor. | Any Day-2 | 2015 | |
| How could I move on when you're the one for me? | Benimle olmazsan ben nasıl gidebilirim ki? William, biz üç ay önce ayrıldık. | Any Day-2 | 2015 | |
| You've got to stop doing this. | Böyle yapmaya bir son ver. Bir öpücük alabilir miyim? | Any Day-2 | 2015 | |
| I've got to get to work. | İşe gitmeliyim. Hadi ama. Bana söyleyebilirsin. | Any Day-2 | 2015 | |
| You're making a big mistake. | Büyük bir hata yapıyorsun. Sana güzel bir hayat verebilirim, tatlım. | Any Day-2 | 2015 | |
| This tap water is our secret ingredient | Bu su musluğu harika leziz ekmeğimiz için çok gizli bileşenimizdir. | Any Day-2 | 2015 | |
| Some people say It's the old pipes. | Bazı insanlar boruların eski olduğunu söylerler. | Any Day-2 | 2015 | |
| Might be the power plant down the road, | Yolun altında tesisat sağlam olabilir, bilmiyorum. İçine dök. Buranın içine dök. | Any Day-2 | 2015 | |
| What, no? What, yeah, I was one of three guys | Mutfağın etrafındaki üç kişiyden biriydim. | Any Day-2 | 2015 | |
| Now, when you wait on customers, | Şimdi, müşterileri beklettiğin zaman iyi bir tavır sergilemeye çalışmalısın. | Any Day-2 | 2015 | |
| Like, there's only us here. | Burada sadece biz varız. Ne oldu? | Any Day-2 | 2015 | |
| Don't fool with me, man. | Benimle dalga geçme, dostum. Dalga geçmiyorum! | Any Day-2 | 2015 | |
| All right, It's cool. It's cool. | Peki, öyle olsun. Öyle olsun... | Any Day-2 | 2015 | |
| It's just a lot of guys come in here, | Buraya gelen birçok kişi oldu işlerini hiç bir zaman ciddi bir şekilde yapmadılar. | Any Day-2 | 2015 |