Search
English Turkish Sentence Translations Page 4614
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Best thing that ever happened to the north. | Bugüne kadar Kuzey'in başına gelen en güzel şey. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Friend of yours? | Senin için iyi mi? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Every degree the temperature rises | Sıcaklık her yükseldiğinde... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| makes it that much easier to get at the resources. | ...kaynakları toplamak daha kolay oluyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Well, that's one way to look at it. | Bu da bunu yapmanın bir yolu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| What's the other? | Diğeri nedir? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I think it has to do with a way of life. | Bence bu bir yaşam biçimi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Bad time to be a polar bear. | Kutup ayısı olmak için berbat bir zaman. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Kind of sucks for the first nations, too. | Bunu ilk yapan olmak da berbat... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Sweetheart, | Tatlım, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| it always sucks for the first nations. | ilk olmak her zaman zordur. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Ask the man sitting beside you. | Yanında ki adam sor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That's why Bob went South in the first place. | Bob'ın ilk olarak Güney'e gitmesinin sebebi de bu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Went to university, got an MBA... | Üniversiye gitti, yüksek lisans diploması aldı... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| ...made something of himself. | ...kendi için bir şeyler yaptı. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We expecting weather? | Yağmur bekliyor muyduk? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We'll miss the worst of it, | En kötüsünü atladık, ama... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| but it's supposed to get wild further North. | ...Kuzey'e doğru ilerledikçe daha şiddetli olacak gibi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I pulled an engine from the other DC 3. | Motoru diğer DC 3'ten taktım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| A bit of duct tape and baling twine, | Biraz koli bandı ve iple hallettim... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| but it should her there and back again. | ...onları geri getirmeye yeter. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Don't pay you enough, do I? | Sana yeteri kadar ödemiyorum, öyle mi? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Nope. We could talk about that. | Hayır. Bi ara bunu konuşabiliriz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Hey, grab some rampies. | Bi araç kap gel... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Let's get that generator loaded. | ...dolu jenaratörü getirelim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Who's the pilot? | Pilot kim? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I just put Blake on the supply run to Fort Smith. | Bence bu uçuş sadece Blake'e göre. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Dev! | Dev! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The weather's gonna be a problem. | Hava problem olacak. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| There's a freak storm moving in up there. | Yukarda çok şiddetli bir fırtına çıkmak üzere. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Supposed to hit Deline by late afternoon. | Akşam üstüne kadar Deline'i vurması bekleniyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We can be on the ground by then. | O zamana kadar yerde oluruz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| "We"? | "Biz!"? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I understand you came here to fly planes. | Buraya uçmak için geldiğini biliyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm your co pilot. | Ben senin yardımcı pilotunum! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| And I'll need a flight engineer on this one, too. | Ve bir de uçuş mühendisine ihtiyacım var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Get Kirby loaded. | Sarhoş Kirby'i getir. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Kirby? In my truck. | Kirby? Kamyonetimde. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You want me to... | Benden... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Pilot? | Pilot? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Deline, this is Arctic Air, Flight 7 1 4. | Deline, burası Arctic Hava yolları, uçuş 7 1 4. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Do you read? | Duyuyor musunuz? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Copy that, Mel. What's your position? | Anlaşıldı, Mel. Konumunuz nedir? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We're South of you, about 35 miles. | 60 km güneyinizdeyiz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| How's it looking on the ground? | Pist nasıl görünüyor? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Ceiling's down to 200 feet, | 60 metre yüksekliğe kadar, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and visibility's half a mile. | görüş alanı 800 metre. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Depends. | Değişir! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Have you got my barbecue chips? | Barbekü cipslerimi aldın mı? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Rudy... | Rudy... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Would I come to Deline without your chips? | Deline'ye cips almadan gelir miyim hiç? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Hell, then... Give 'er a shot. | Tamam o zaman, en iyi atışını yap. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Maybe I'll take it from here. | Kontrolü ben alsam daha iyi olacak. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Okey doke. | Tamamdır. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Found secondary deposits | Bu yolun aşağısında, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| down that way, | 2. tortuyu bulduk, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| up ice, left by the glacier. | buzul'dan kopmuş bir buzlanmada. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Found the pipe, three kilometers north. | 3 km kuzeyde bacayı bulduk. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Crater's about two clicks ahead. | Krater araştırmalarında 2 adım öndeyiz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Kimberlite pipe, | Kimberlite bacası, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| with a surface of half a hectare. | yarım hektarlık bir yüzeye sahip. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Indicator minerals, all present. | İndikatör minarellerin hepsi burada. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Olivine, chromite, ecologitic garnet. | Olivin, kromit, granat. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The only thing we need to do now is drill. | Bizim sadece sondaj yapmamız gerekiyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| And all that takes is money. | Bunların hepsi para istiyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| It'd take half a million just to find out | Bütün bu değerli madenler buradaysa bunları... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| if the diamonds are here. | ...bulmak bile yarım milyona mal olurdu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That still wouldn't prove they were accessible. | Bu hala onlara ulaşabileceğimizi kanıtlamaz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We're talking pocket change, | Potansiye kazanma miktarınızın karşılığında, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| compared to the potential payoff. | cebinizden biraz para çıkacak. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That's easy for you to say, Jim. | Senin için söylemesi kolay Jim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| They'd be my pockets. | Para benim cebimden çıkacak. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Rudy! | Rudy! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Sure wasn't expecting to see you folks today. | Eminim kimse seni bugün görmeyi beklemiyordu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| They said that you needed a generator. | Jeneratöre ihtiyaç olduğunu söylemişlerdi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Gonna let my friends freeze in the dark? | Arkadaşlarımın karanlıkta soğuktan ölmesine izin mi vereceksin? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Yeah, yeah, yeah. First things first. | Tamam, tamam. İlk önce sen. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Thank God for Arctic Air. | Arctic Hava yollarına şükürler olsun. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Girl's having problems with the pregnancy. | Kızın hamilelikle ilgili sorunları var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We called for a Medevac | Onu Yellowknife hastanesine... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| to fly her to the hospital in YK, | ...götürmesi için helikopter ambulansı aradık... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| but they're grounded up North. | ...ama Kuzey' gelmiyorlarmış. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| How you doin', kiddo? | Nasıl gidiyor evlat? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You do this to her? | Bunu ona sen mi yaptın? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Geez, I hope so... | Umarım öyledir... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Attaboy. | Aferin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Let's get those engines tented, | Soğuktan donmadan önce... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| before they freeze up solid. | ...motorlar için tente alalım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We're going to need to refuel. | Yakıta ihtiyacımız var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Ran into headwinds, burned more than I counted on. | Rüzgara karşı gidince hepsini yaktık. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Can't help you there. | Yardımcı olamam. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We're out of av gas. | Hiç Av gazından kalmadı. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That old piston pounder, Mel. | İstediğin eski tür piston yakıtı, Mel. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Nobody else still flies those things. | Artık kimse bunlardan kullanmıyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Look, I'll phone around in the morning. | Sabah bir kaç yere sorarım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Why the hell are you still here? | Sen neden hala burdasın? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Where the hell are we? | Ben nerdeyim? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| North of Brazil! | Brazilya'nın kuzeyinde! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Looks like we're staying the night. | Galiba gece burda kalıcaz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The earth talks to me. | Yeryüzü benimle konuşuyor. | Arctic Air-1 | 2012 |