Search
English Turkish Sentence Translations Page 4612
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Mel... | Mel... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm talking to numb nuts. | Onunla konuşuyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Well, you know what I'm thinking? | Ne düşünüyorum, biliyor musun? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm thinking | Bence... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| there's a greyhound, leaving in half an hour, | yarım saatte işlerini tamamlamadan gittin, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and I bet you can be on it. | ve bahse girerim, bu senin yüzünden oldu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Mel, why don't you let me figure out what happened first? | Mel, bırak ilk önce arızanın neden çıktığına bakayım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| It may not be Kirby's fault. | Belki Kirby'nin hatası değildir. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You're right. It's your fault, too. | Haklısın. Seninde hatan var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Cece wasn't even there! | Cece burda bile değildi! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Cece is head of maintenance, | Cece bakım işleri başkanı... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and the pilot has ultimate responsibility | ...ve pilotların sorumluluğu... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| for the mission. | ...onun görevi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| "Oh, good job flying, Krista." | "İyi uçuştu, Krista. " | Arctic Air-1 | 2012 | |
| "Oh, gee, dad, thanks. Glad you noticed." | "Öyle mi baba teşekkürler. Fark ettiğin için teşekkürler. " | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The hell I'm fired. | Başlarım böyle işe! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I friggin' quit! | Bırakıyorum! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| This friggin' company and friggin' Yellowknife! | Bu lanet şirketi ve lanet Yellowknife'ı! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| My whole life, stuck in this armhole ass pit | Bütün hayatım bu bok çukurunda sizin bindiğiniz... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and the friggin' horse you rode in on! | ...lanet atların altında geçti. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You fired my niece's fiance? | Yeğenimin nişanlısını mı kovdun? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| "Chief Kitsilano" himself. | Kendisi "Kitsilano Şefi'dir." | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Welcome home. | Eve hoşgeldin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The prodigal son returns. | Savurgan evlat geri döndü. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| So, how's life in the gleaming office towers of Vancouver? | Vancouver pırıl pırıl kulelerinde hayat nasıldı? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You can't fire Kirby. | Kirby'i kovamazsın. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Fire anyone I want. | Kimseyi kovmak istemiyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Come work for me sometime, I'll show you. | Bir ara benim için çalış sana gösteririm. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| He's marrying my niece Saturday. | Cumartesi günü yeğenimle evlenicek. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| This way, he gets the day off. | Böylece izin almasına gerek kalmadı. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Look, I still own part of the company. | Ben hala bu şirketin bir parçasıyım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| My dad's shares, 25%, | Babamın %25 hissesi var, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| so that means I get a say in | bunun anlamı, benimde bu şirket... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Sure, that's how it works. | Tabi, nasıl yapalım... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Every decade you drop in, | Her 10 yılda bir gel ve... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and tell me how to run the business. | ...şirketi nasıl yönetmem gerektiğini söyle. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| And I'm saying | Ben diyorum ki... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You and Ronnie Dearman, eh? | Sen ve Ronnie Dearman, ha? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm flying you up to Dollarton Ridge tomorrow | Yarın Dollarton Ridge'e uçuyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Don't change the subject. | Konuyu değiştirme. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| So, the two of you can screw poor Jim McAllister | Zavallı Jim McAllister'ın madenlerini | Arctic Air-1 | 2012 | |
| out of his diamond find. | yok pahasına alcaksınız. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Jim's an old friend of mine. | Jim ile ben eski arkadaşız. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That's what makes it so putrid. | Bu işi kadar iğrenç yapan da bu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Look, he's out of money, | Bak parasının haricinde, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and he needs partners to get to the next level, | bir sonraki aşamaya geçmesi için bir ortağa ihtiyacı var ve... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and Ronnie Dearman does resource exploration. | ...Ronnie Dearman kaynak araştırması yapabilir. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I know what Ronnie Dearman does. | Ronnie Dearman'ın neler yapabildiğini biliyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I know some people he's done it to. | Bazı insanları bitirdiğini de biliyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| My company puts up venture capital. | Şirketim girişim için sermaye koyar, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| if it all checks out | eğer herşeyi kontrol ederse, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'll pull the deal together, everyone winds. | herkesin kazanabileceği bir anlaşma sağlayabilirim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Bobby? Don't climb into bed with Ronnie Dearman, | Bobby? Ronnie Dearman ile aynı yatağa girip, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| then tell me you're virgin. | bakire olduğunu söyleme. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You can't fire my niece's fiancee. | Yeğenimin nişanlısını kovamazsın. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I didn't fire him, | Ben onu kovmadım, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| he quit before I had a chance. | ben ona bir şans daha vermeden önce kendi istifa etti. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| He now fires everyone. | O herkesi kovar. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Doesn't mean anything. | Bir anlama geldiği falan yok. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| It sure meant something to Kirby. | Kirby için bi anlamı var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| He's fired me, twice, | Beni de kovdu, 2 kere, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and I'm his daughter. | ve ben kızıyım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Look... He's been under some strain. | Biraz baskı altında hissediyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'll talk to him. | Onunla konuşurum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Uh, Krista? | Krista! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| It's good to see you. | Seni görmek güzel. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Probably catch up with you at the wedding. | Büyük ihtiamalle düğünde sana yetişirim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Dr. Benson, | Dr. Benson, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| to the nurses' station Dr. Benson. | hemşire odasına Dr. Benson. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Has this happened before? | Bu daha önce oldu mu? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| No, not like that. | Hayır, böyle olmamıştı. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| A couple of dizzy spells. | Bir kaç kere baş dönmesi... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Chest pains? | Baş ağrısı? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Uh, more like tightness. | Evet, gergin olduğum zamanlarda. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Once in a while. | Arada bir. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm going to schedule some tests. | Bazı testler için program hazırlayacağım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I I didn't get much sleep last night... | Geçen gece fazla uyuyamadım ve... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| A a and then I got busy and forgot to eat. | ...iş yüzünden yemek yemeyi unuttum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Let's not let's not make a big deal of this. | Büyütülecek bir şey yoktur. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm gonna get you in as soon as I can. | Elimden geldiğince çabuk yaparım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Excuse me. Doctor? | Pardon. Doktor? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| She figures it's the flu. | Grip olduğunu söyledi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Yeah. Well, I'm a little run down, | Evet. Biraz yorulmuşum ve... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| got a little light headed. | ...bu yüzden sersemlemişim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Get some rest, eat some roughage, | Biraz dinlendikten ve hafif yiyecekler yedikten sonra | Arctic Air-1 | 2012 | |
| good as new. | yeni gibi olurmuşum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Well, that's great... | Bu iyi... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| And, um, no one else saw me go down? | Hastalandığımı kimse gördü mü? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Relax, dad. | Rahat ol baba. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| As far as the staff knows, you're still bullet proof. | Personel senin kurşun geçirmez olduğunu bilir. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| So, I'm gonna drive you home. | Seni evine götüreyim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| No, I need to get my truck. | Hayır, kamyonetime ihtiyacım var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| No. You don't. | Hayır, yok. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You're not going to be flying either, | Ayrıca uçuşa da ihtiyacın yok, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| at least not for a few days. | en azından bir kaç gün. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The doctor never said | Doktor böyle bir şey söylemedi... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| you said it yourself. | Sen kendin söyledin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Pfft. The hell I did. | Aman ne iyi etmişim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I said, "not to come over all Disney on you," | Bütün eğlenceyi kaçır demedim... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| "because God knows we don't do that, | ...zaten bunu pek yapmıyoruz, | Arctic Air-1 | 2012 |