Search
English Turkish Sentence Translations Page 503
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
César was very dear to us, Michele. If the other agents find out, | César bizim için çok değerliydi Michele. Diğer ajanlar bunu öğrenirlerse | 3-2 | 2016 | ![]() |
they'll want your head. | senin kelleni isterler. | 3-2 | 2016 | ![]() |
And me? What do you think I might want from you, Michele? | Ya ben? Ben senden ne isterim sence Michele? | 3-2 | 2016 | ![]() |
In exchange for not eliminating you right now? | Seni hemen elememek karşılığında? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Help me out, please. | Bana yardımcı ol lütfen. | 3-2 | 2016 | ![]() |
why do you want to kill me? | ...neden beni öldürmek istiyorsun? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Look, Michele, I'm not leaving until you give me an answer. | Bak Michele, sen bana bir cevap verene kadar gitmiyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
You... killed my brother. | Sen abimi öldürdün. | 3-2 | 2016 | ![]() |
You killed... my brother. | Öldürdün onu... Kardeşimi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I killed your brother? | Kardeşini mi öldürdüm? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Go on. | Oraya gir. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I... I'd like to apologize. | Ben... Ben özür dilemek istiyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I came very close. I did my best, but on my individual test... | Çok yaklaştım. Elimden geleni yaptım ama bireysel testimde... | 3-2 | 2016 | ![]() |
And the Cause acknowledges that. | Dava da bunu kabul ediyor. | 3-2 | 2016 | ![]() |
But the fight must go on and that's why you're here now. | Ama savaş devam etmeli, sen de o yüzden buradasın. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Can you tell us if any of these agents... | Bize şu ajanlardan son aşamaya geçen var mı, | 3-2 | 2016 | ![]() |
made it to the last stage? | söyleyebilir misin? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Her? I saw her going into an individual room. | O mu? Onu bireysel odaya giderken gördüm. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Near the end. | Sona yakın. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I think she's still in. | Sanırım o hâlâ içeride. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Anyone else? | Başka biri var mı? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Yes... but I never would've guessed he was one of us, too. | Evet ama onun da bizden biri olduğunu hiç tahmin edemezdim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Thank you, comrade. | Teşekkürler yoldaş. | 3-2 | 2016 | ![]() |
We'll find you soon for your next mission. | Yakında seni bir sonraki görevin için bulacağız. | 3-2 | 2016 | ![]() |
For now, the fight goes on. For the Cause. | Şimdilik, savaş devam ediyor. Dava için. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Two! Can you believe it? | İki tane! Buna inanabiliyor musun? Beni çok içen amcam eğitti. Hep içerdi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Yes. Finally, we did it! | Evet. Sonunda başardık! | 3-2 | 2016 | ![]() |
Her... I recruited her. | Onu... Onu üyeliğe ben almıştım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
She was a lot of trouble. A lot. | O, büyük bir sorundu. Büyük. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Jorge didn't trust her... | Jorge ona güvenmedi... 1 | 3-2 | 2016 | ![]() |
but it all worked out in the end. | ...ama sonunda hepsi işe yaradı. | 3-2 | 2016 | ![]() |
She was confident. | Kendinden emindi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Now, this boy, he wasn't in my group. | Şimdi, bu çocuğa gelince... Benim grubumda değildi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I don't know what to expect from him. | Ondan ne beklemeliyim bilmiyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
RAFAEL ON YOUR WAY TO THE 3% | RAFAEL, %3 OLMA YOLUNDASIN | 3-2 | 2016 | ![]() |
...please come to the garden to go through Purification. | ...lütfen Arınma aşamasından geçmek için bahçeye geliniz. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I'm sorry about César. | César için üzüldüm. Ágata! | 3-2 | 2016 | ![]() |
It's time to get on with your new lives. | Yeni yaşamlarınıza başlama zamanı. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Welcome. Thank you. | Hoş geldin. Teşekkür ederim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Come on, Joana! What are you waiting for? | Gel Joana! Neyi bekliyorsun? Kim? Talita, Ezequiel. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Have you seen Fernando? 1 | Fernando'yu gördün mü? | 3-2 | 2016 | ![]() |
He and Michele haven't shown up, so I don't know. | Ne o ne de Michele geldi, yani bilmiyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Is there a problem? | Bir sorun mu var? Bu, nüfus sayımı kontrolü, nüfus analizleri | 3-2 | 2016 | ![]() |
I don't know what you said to Fernando, | Fernando'ya ne söylediğini bilmiyorum | 3-2 | 2016 | ![]() |
but if it were up to me you wouldn't be here. | ama bana kalsaydı, burada olmazdın. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Yeah, but I am still here. | Evet ama hâlâ buradayım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
In fact, I'm in the Purification with you. | Aslına bakarsan, seninle birlikte Arınma'dayım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
So, if we're gonna live in the same place, | Yani, eğer aynı şehirde yaşayacaksak, | 3-2 | 2016 | ![]() |
if our families are gonna be neighbors, if my kids are gonna play with yours... | eğer ailelerimiz komşu olacaksa, eğer çocuklarım seninkilerle oynayacaksa... | 3-2 | 2016 | ![]() |
maybe you should start looking at me in a different light. | Sanırım beni farklı bir açıdan görmeye başlaman daha iyi olur. | 3-2 | 2016 | ![]() |
There's a lot to purify, but it's just a matter of time. | Arınacak çok şey var ama sadece an meselesi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Ezequiel would like to have a word with you. Come with me? | Ezequiel seninle konuşmak istiyor. Benimle gelir misin? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Only me? | Sadece benimle mi? | 3-2 | 2016 | ![]() |
It's a routine chat. | Rutin bir konuşma. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Hello! Is anybody there? | Merhaba! Orada biri var mı? | 3-2 | 2016 | ![]() |
You have to stay in your room until the transportation to Offshore! | Açıklar'a nakil olana kadar odanızda kalmak zorundasınız. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Please, open the door! Please! I know I was wrong! I do! | Lütfen kapıyı açın! Lütfen! Biliyorum, hatalıydım! Biliyorum! | 3-2 | 2016 | ![]() |
Calm down. You need to stay here. Listen to me. | Sakin olun. Burada kalmanız lazım. Beni dinleyin. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I need to ask the widow's forgiveness. You know her name? Luciana. | Dul kalandan af dilemeliyim. Adını biliyor musunuz? Luciana. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Ask her to come here. I need her forgiveness. | Rica edin buraya gelsin. Ondan af dilemeliyim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Calm down. Please! I know I was wrong! | Sakin olun. Lütfen! Hatalı olduğumu biliyorum! | 3-2 | 2016 | ![]() |
Why do you think I killed your brother? | Neden kardeşini öldürdüğümü düşünüyorsun? | 3-2 | 2016 | ![]() |
He was with the Cause. | Dava'dandı. Yüzüğü bile cam veya öyle bir şey. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Your brother, André Santana, was with the Cause? | Abin André Santana, Dava'dan mıydı? | 3-2 | 2016 | ![]() |
That's unlikely. | Bu olasılık dışı. | 3-2 | 2016 | ![]() |
could pose for a photo on the Offshore in such a lively manner. | ...gayet neşeli bir şekilde Açıklar'da fotoğraf çektirmiş olması. | 3-2 | 2016 | ![]() |
André Santana. | André Santana. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Doesn't he look a little older to you? | Sana da biraz büyümüş gibi gelmedi mi? | 3-2 | 2016 | ![]() |
I'd say... That's not real. | Bence... Bu gerçek değil. | 3-2 | 2016 | ![]() |
...about five years after his "death." | ..."Ölüm" gününden beş yıl daha yaşlı. Hayır. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Your brother was never with the Cause. | Kardeşin hiçbir zaman Dava'nın adamı olmadı. | 3-2 | 2016 | ![]() |
He went to the Offshore after the first Process I led five years ago. | Beş yıl önce, ilk kez liderlik ettiğim Süreç'ten sonra Açıklar'a gitti. | 3-2 | 2016 | ![]() |
That's a lie. That's the truth. | Bu bir yalan. Gerçek bu. | 3-2 | 2016 | ![]() |
That's how they recruited you, right? | Seni böyle üye yaptılar, değil mi? | 3-2 | 2016 | ![]() |
"Join the Cause to avenge the death of innocents and end segregation." | "Masumların öcünü almak ve ayrımcılığa son vermek için Dava'ya katıl." | 3-2 | 2016 | ![]() |
They trained you hard for five years. | Seni beş yıl boyunca sıkı bir eğitimden geçirdiler. | 3-2 | 2016 | ![]() |
They indoctrinated you, made you see things... | Beynini yıkadılar, olayların onların... | 3-2 | 2016 | ![]() |
all in the name of a lie. | Hepsi bir yalan uğruna. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Who recruited you? | Seni kim üye yaptı? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Was it the person who told you exactly how I tortured your brother? | Kardeşine nasıl işkence yaptığımı söyleyen kişi mi? | 3-2 | 2016 | ![]() |
How I killed him? | Onu nasıl öldürdüğümü? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Because that is a recruitment technique made up by an old man. | Çünkü bu, ihtiyar bir adamın uydurduğu bir üye toplama tekniği. | 3-2 | 2016 | ![]() |
A resentful and hateful old man... | Kinci ve nefret dolu ihtiyar bir adam, | 3-2 | 2016 | ![]() |
who seeks everyone's pity from behind a wooden mask. | tahta bir maskenin ardında herkesten merhamet bekliyor. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I know him well. | Onu iyi tanıyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
When we used to meet, he didn't always wear the hood. | Görüştüğümüz zamanlar, her zaman kapüşon takmazdı. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I was with the Cause, Michele. | Ben de Dava'dandım Michele. | 3-2 | 2016 | ![]() |
But, thankfully, I left that childish ideology... | Ama şükürler olsun, o çocukça ideolojiyi uzun zaman önce terk ettim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
a long time ago. | Peki. | 3-2 | 2016 | ![]() |
You believe you're fighting against the world's injustices | Dünyanın adaletsizliklerine karşı savaştığını ve Süreç'i yok ederek | 3-2 | 2016 | ![]() |
No inequality or injustice. | Eşitsizlik ve adaletsizlik de yoktur. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Because we know there is only one difference between people: | Çünkü biz, insanların arasında sadece tek bir fark olduğunu biliyoruz: | 3-2 | 2016 | ![]() |
those who have merit and those who do not. Period. | Erdem sahibi olanlar ve olmayanlar. Nokta. | 3-2 | 2016 | ![]() |
This old man who destroyed your life... it's him I want. | Senin hayatını mahveden o ihtiyar adam... Benim istediğim o. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Tell me where to find him... | Bana onu nerede bulacağımı söyle | 3-2 | 2016 | ![]() |
and I'll consider letting you go. | ve seni salıverme işini düşüneyim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I won't talk. | Söylemeyeceğim... Michele. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I won't... talk. | Tek kelime etmeyeceğim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Don't try anything stupid, okay? | Aptalca bir şey deneme, oldu mu? | 3-2 | 2016 | ![]() |
I'll leave you and your brother alone for a while. | Seni ve abini bir süreliğine yalnız bırakacağım. | 3-2 | 2016 | ![]() |