Search
English Turkish Sentence Translations Page 64
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You've just earned yourself extra minutes on the next task. | Bir sonraki görevin için kendine fazladan dakikalar kazandın. Bir sonraki görev için fazladan dakika kazandın. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Go. I'm on three. | Hadi yürüyün. Koşun. Üçüncü bölgedeyim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
And speak of the devil, there's the bell for Round 4. | Şeytandan söz açılmışken, 4.raunt için bir zil olacak. İti an, çomağı hazırla, 4. tur için sirenler çalıyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
There's a fire in the Orleans Savings and Loan. | Orleans Tasarruf ve Kredi Kurumu'nun binasında bir yangın var. Orleans Tasarruf ve Kredi'de yangın var. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
In the memory chip of the phone you're holding... | Elinde tutmuş olduğun telefonun bellek çipi... Elindeki telefonun hafıza kartında... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
are the numbers of two security deposit boxes located on the 10th floor. | ...onuncu kattaki güvenli emanet kasalarından ikisinin numarasını gösteriyor. ...10. kattaki iki kiralık kasanın numaraları var. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
To win, simply grab those boxes... | Kazanman için, 5:55 yönünde... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
by 5:55 exactly... | ...tam olarak saat 17:55'e kadar. ...kasaları yavaşça aç... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
or there's gonna be an early knockout. | Aksi takdirde çok erken bir nakavt olmuş olacak. ...yoksa erkenden nakavt olacaksın. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You gotta be shittin' me. | Kafa buluyor olmalı. Taşak geçiyor benimle. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Uh, not enough time. I'm just gonna come in. | Yeterli zaman yok. Ben içeri gireceğim. Yeterli zaman yok. Hemen gireceğim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yeah. I'll be right there. | Tamam. Oraya geliyorum. Evet. Orada olurum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hey, hey. Tel com is up on your phone. | Telefonda Telcom hattı varmış. Hey, hey. Hat telefonunda takılı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
They just think they found the van that Miles used to take Molly. | Miles'ın, Molly'i kaçırdığı karavanı bulduklarını düşünüyorlar. Miles'in Molly'yi almak için kullandığı kamyoneti bulduklarını sanıyorlar. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm gonna go back and set up a war room, all right? You okay? | Ben oraya gidip harekat odasını ayarlayayım, tamam mı? Sen iyi misin? Geri dönüp operasyon düzenleyeceğim, tamam mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hey, hey. Hey, hey, hey.! Focus. | Hey, hey, hey. Dikkatini topla. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Molly needs you to focus. All right? | Molly'nin odaklanmana ihtiyacı var. Tamam mı? Molly için dikkatini toplamalısın. Tamam mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We gotta do this. You gotta help me find her. | Bunu başaracağız. Onu bulmama yardım etmelisin. Bunu yapmalıyız. Onu bulmama yardım etmelisin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
When have I ever let you down before? Huh? | Seni daha önce ne zaman yarı yolda bıraktım ki? Seni ne zaman yarı yolda bıraktım? Ha? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You're right. | Haklısın. Haklısın. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
All right? Go get this done. | Tamam mı? Git ve hallet şunu. Tamam? Git şu işi hâllet. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Detective Fisher? Yeah. | Detektif Fisher. Evet. Dedektif Fisher? Evet. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Ray Santiago, F.B.I. This is Inspector George Aiken. | Ray Santiago, FBI'dan. Bu da müfettiş George Aiken. Ray Santiago, FBI. Bu da müfettiş George Aiken. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We understand that Miles Jackson's resurfaced in the area. | Anladığımız kadarıyla Miles Jackson bu bölgede yeniden ortaya çıkmış. Anladığımız kadarıyla Miles Jackson meydanlara dönmüş. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
What'd you just say? Miles Jackson. | Az önce ne dedin sen? Miles Jackson. Ne dedin sen? Miles Jackson. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We heard he tried to contact you Yeah, yeah, yeah. | Seninle iletişime geçmeye çalıştığını duyduk... Tabii, tabii. Seninle temasa çalışmış... Evet, evet. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The guy breaks out of prison, F.B.I. Knows about it, and nobody tells me? | Herif hapisten kaçıyor, FBI'ın da bundan haberi var ama bana söylenmiyor, öyle mi? Herif hapisten kaçıyor, FBI bunu biliyor ve kimse söylemiyor mu? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We understand that you're upset, Danny It was none of your business. | Üzgün olduğunu anlıyoruz, Danny... Bu işe burnunu sokmasaydın. Üzgün olduğunu biliyoruz, Danny... Bu seni ilgilendirmezdi. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You can keep on crying about what you did and didn't know... | Yaptıkların ya da yapmadıkların konusunda zırlamaya devam edebilirsin... Ne yaptığını ve ne bilmediğini söyleyip durabilirsin... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
or you can tell us everything that happened this morning since you woke up. | ...veya uyandığından beri başından geçen her şeyi bize anlatırsın. ...ya da sabah uyandığından beri olan bitenleri bize anlatabilirsin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That is, if you want your girl back. | Tabii, kız arkadaşını geri almak istiyorsan. Karını geri istiyorsan, bu işler böyle. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Engine two, let's move out. Danny, you catching a ride? | Araç iki, hareket ediyoruz. Danny, seni de bırakalım mı? İkinci araç, hareket et. Danny, at mı yakalıyordun? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We're your best chance, Danny. | En iyi şansın biziz, Danny. En iyi seçeneğiniz, Danny. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Tell us what we wanna know, we'll tell you what you wanna know. | Bilmemiz gerekenleri bize anlat ki biz de sana bilmen gerekenleri anlatalım. Bilmemiz gerekeni söyle, bilmen gerekeni söyleyelim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You better talk as fast as they drive. | Konuştuğundan daha hızlı araba kullanıyor olsan iyi edersin. En kısa zamanda arasan iyi edersin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
There was a prison break in Florida two weeks ago. | İki hafta önce Florida'da bir hapishane firarı gerçekleşti. İki hafta önce Florida'da firar gerçekleşti. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Miles and the inmates took the guards, killed the warden... | Miles ve arkadaşları gardiyanı rehin alıp müdürü öldürdüler... Miles ve mahkûmlar gardiyanları alıkoydu, müdürü öldürdü... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
and demanded 30 cars to drive out of the prison. | ...ve hapishaneden çıkmak için otuz araba istediler. ...ve hapisten çıkmak için 30 adet araba talep etti. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
And you gave them to them? Wasn't exactly our choice, Danny. | Siz de onlara verdiniz, öyle mi? Başka seçeneğimiz yoktu, Danny. Siz de verdiniz mi? Bizim seçeneğimiz değildi, Danny. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The bureau gave them cars with kill switches and remote door locks. | Büro, onlara uzaktan durdurulabilen ve kapıları kilitlenen arabalar verdi. Büro, arabalarla devre bozan ve uzaktan kumandaları verdi. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The inmates get three blocks away from the yard, National Guard comes in... | Avludan 3 blok uzaklaştıkları anda, Ulusal Muhafızlar olaya el koyup... Mahkûmlar üç blok ötede yakalandı, Ulusal Güvenlik olaya el attı,... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
puts everyone back in their cells. | ...hepsini hücrelerine geri tıktı. ...herkesi hücrelerine geri tıktı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Everyone except Miles. Would you please just shut up? | Miles dışındaki herkesi. Çeneni kapatsana biraz. Miles haricinde herkesi. Bir zahmet çeneni kapar mısın? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You're killing me with the whining. | Zırlamaların canıma okuyor. Vızıltın beni kanser ediyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You have no idea what you're up against, do you? | Neyle karşı karşıya olduğun konusunda hiçbir fikrin yok, değil mi? Neyle karşı karşıya olduğunuza dair bir fikriniz yok, öyle değil mi? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I know you "arrested" him, but you still don't know. | Onu senin tutukladığını biliyorum ama hâlâ onu tanıyamamışsın. Onu "tutukladığınız"ı biliyorum, ama hâlâ bilmiyorsunuz. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The fact Miles Jackson has your girlfriend | Miles Jackson'ın, kız arkadaşını kaçırmış olması... Karının Miles Jackson'da olduğu gerçeği... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
mmm, that interests me very little. | ...beni pek ilgilendirmiyor. ...beni pek ilgilendirmiyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The fact that he's done something that he never does... | Ama daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yapması, yani... Onun yapıp da bir daha yapamayacağı,... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
the fact that he's shown himself in the city | ...şehrin ortasında kendini açığa çıkarması... ...şehirde gene boy göstermesi, beni çok daha fazla ilgilendiriyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
that interests me quite a bit more. | ...beni daha çok ilgilendiriyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You wanna catch Miles? That's fine. | Miles'ı yakalamak mı istiyorsun? Bana uyar. Miles'i mi yakalamak istiyorsun? Sen bilirsin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I wanna keep Molly alive, and I know what I gotta do. | Ben Molly'nin sağ kalmasını istiyorum, ne yapacağımı da biliyorum. Molly'yi hayatta tutmak istiyorum ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Just stay the hell out of my way. | Sadece yoluma çıkmayın yeter. Yalnızca yoluma engel olma. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I guess he didn't hear me about the whining. | Zırlamalar konusunda beni duymadı sanırım. Herhalde vızıltı konusunda beni duyamadı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Sir, this is exactly what Miles wants. | Efendim, bu tam da Miles'ın istediği şey. Efendim, bu tam da Miles'in istediği şey. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We should stop Danny before somebody gets hurt. | Birilerinin canı yanmadan Danny'i durdurmalıyız. Birilerinin canı yanmadan Danny'yi durdurmalıyız. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Danny? What, are you best friends now? | Danny mi? Ne yani, şimdi de dost mu oldunuz? Danny mi? Ne, can ciğer dost musunuz? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
If Danny keeps playing the game, Miles is distracted. | Danny oyuna devam ederse Miles'ın dikkati dağılacaktır. Danny oyunu oynamaya devam ederse, Miles avutulur. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Miles is distracted, he might make a mistake | Dikkati dağıldığında da hata yapacak ve... Miles avutulursa, hata yapabilir... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
and I'll bury him. | ...ben de onu gömeceğim. ...ve ben de onu gömerim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Come on! | Hadi! Acele edin! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Dave. Danny. | Dave. Danny. Dave. Danny. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
How much time? Six minutes. | Ne kadar kaldı? 6 dakika. Ne kadar var? Altı dakika. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Let's go.! Let's head up the south stairwell. | Gidelim! Güneydeki merdiven boşluğundan çıkalım. Gidelim! Güneydeki merdivenlere doğru. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Smoke on 10, guys. Come on. Let's go! Let's go! | Onuncu katta duman var, beyler. Hadi, devam edin! Devam edin! Kökünden kazıyalım çocuklar. Hadi. Gidelim! Gidelim! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Let's go. Let's get a line up there. | Gidelim. Burada bir sıra oluşturalım. <İ>Haydi. Yukarıya ulaşalım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Let's go! Keep moving! Keep moving. | Gidelim! Yürüyün! Yürüyün! Hadi! Devam edin! Devam edin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The guys are going up the stairwell now.! | Çocuklar merdiven boşluğundan yukarı çıkıyorlar. Adamlar şimdi merdivenlerden yukarı çıkıyor! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Come on, guys. Let's move it.! | Hadi, beyler. Kaldırın kıçınızı! Hadi çocuklar, kaldırın kıçınızı! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Listen up! | Herkes burayı dinlesin! Dinleyin! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Listen up. I need everybody. | Dinleyin. Herkese ihtiyacım var. Dinleyin. Herkes dinlesin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
All right. Thirty two minutes ago, Molly Porter was taken from the Canal Street ferry. | Pekâlâ. 32 dakika önce Molly Porter Canal Street feribotundan kaçırıldı. Yirmi iki dakika önce, Molly Porter Canal Street feribotundan alındı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We need every security camera, every possible witness, every vehicle plate number. | Güvenlik kameralarına, muhtemel tanıklara ve her aracın plakasına ihtiyacımız var. Bütün kameralara, tanıklara, araç plakalarına ihtiyacımız var. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This asshole calls again, I wanna know where he is. | Bu aşağılık herif bir daha telefon ettiğinde yerini öğrenmek istiyorum. Bu pezevenk tekrar ararsa, yerini bilmek istiyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I wanna know what he's doing. I wanna find him before he so much as thinks... | Ne yaptığını bilmek istiyorum. Molly'nin... Ne yaptığını bilmek istiyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
about touching one hair on her head. | ...bunu bulmak istiyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This could be your girlfriend, could be your wife. | Bu sizin kız arkadaşınız ya da karınız olabilirdi. Kız arkadaşınız, eşiniz de olabilirdi. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Could be any one of us. | İçimizden biri de olabilirdi. Herhangi birimiz olabilirdi. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
All right. This asshole cannot win. | Pekâlâ. Bu aşağılık herif kazanamayacak. Tamam mı? Bu pezevenk kazanamaz. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We got some spare air bottles? | Fazladan hava tüpümüz var mı? Yedek hava şişesi bulduk. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
All right. Clear that backroom.! | Pekâlâ. Arka odayı temizleyin! Tamam. Arka odayı boşaltın! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Dave! Yeah. | Dave! Evet. Dave! Evet. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Watch yourself. | Kendine dikkat et. Kendine dikkat et. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
How much time? | Ne kadar zaman kaldı? Ne kadar var? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Two minutes. | 2 dakika. İki dakika. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hold this. | Tut şunu. Tut şunu. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
It's 590. 591. | 590 ve 591. Numarası 590. 591. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Right there. | İşte orada. Şurada. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Surprise! | Sürpriz! Sürpriz! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Sometimes victory is not all it's cracked up to be. | Bazen kazandığın zaferler yüzünü güldürmeyebilir. Bazen zaferler sanıldığı gibi kazanılmıyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Eh, Danny? Round 5! | Danny. 5.Raunt başlıyor! Ha, Danny? 5. tur! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Two pounds of explosives packed inside one of these boxes. | Kutulardan birinin içinde 900 kilogramlık patlayıcılar var. O kutuların içinde bir kilo patlayıcı var. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You now have less than seven minutes to cross the 23 city blocks... | Orasıyla, Nicholls Street Rıhtımı arasındaki 23 blokluk mesafeyi... Burayla Nicholls Street İskelesi arasındaki 23. şehir sokağını... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
between here and the Nicholls Street Wharf. | ...geçmek için 7 dakikadan az zamanın var. ...geçmen için şu andan itibaren yedi dakikadan az zamanın var. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Arrive at the wharfany later, the bomb goes off. | Rıhtıma vardıktan sonra bomba patlayacak. İskeleye geç varırsan bomba patlayacak. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The other box contains the clue to the next round. | Diğer kutu sonraki turun ipucunu barındırıyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
See, in your time constraints, you might wanna use the fire truck for this one. | Görüyorsun, bu koşullar altında, belki itfaiye aracını kullanmak isteyebilirsin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Oh, yeah. And don't forget to wear the hat and use the siren. | Bu arada itfaiye kaskını ve sireni çalmayı unutma sakın. Tabii ya. Bareti takmayı ve sireni çalmayı da unutma. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Seven minutes? | 7 dakika mı? Yedi dakika mı? | 12 Rounds-1 | 2009 |