Search
English Turkish Sentence Translations Page 738
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You can keep them. | Onlar sende kalabilir. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| After two years, you know what I know about you? | Geçen iki yıldan sonra, senin hakkında ne bildiğimi biliyor musun? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I know two things about you: | Senin hakkında iki şey biliyorum. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You take steroids for dust mites. | Steroidleri azar azar kullanıyorsun. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| It's for my allergies. | Alerjim için. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| And you grind your teeth when you sleep. | Ve uyurken dişlerini gıcırdatıyorsun. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| That's why you get headaches. | Bu yüzden baş ağrıların oluyor. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| That is that is not | Bu, bu... bu doğru değil. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You know me. That's not true. | Beni tanıyorsun. Bu doğru değil. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I've told you tons of stuff. | Sana her şeyden bahsettim. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Nat called. I told you | Nat aradı. Sana... | 5 A Day-1 | 2008 | |
| He said he's your father. | Baban olduğunu söyledi. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| He's pretty chatty for a dead man. | Ölü bir adama göre ağzı iyi laf ediyordu. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I I never said he was dead. | Hiçbir zaman öldü demedim. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Yes, you did. | Evet, dedin. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Well, he's dead to me, so... | Benim için öldü. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Your name's not even Flynn. | İsmin Flynn bile değil. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Yes, it is. | Evet, öyle. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| All right, Flynn's my last name. | Tamam, Flynn benim soyadım. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Maggie, I don't know what kind of stupid stories | Maggie, sana neler uydurduğunu bilmiyorum... | 5 A Day-1 | 2008 | |
| but whatever it is, it's got nothing to do with us. | ...ama her ne uydurduysa, bizi hiç ilgilendirmez. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| It's him. | Her zamanki hali. Seni zehirlemiş. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| What did he want? | Ne istedi? Para için aramış, değil mi? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I bet he was reaI charming too. | Eminim seni kafalamıştır. O böyle yapar. Seni etkisi altına alır. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| He makes you feeI sorry for him. | Onun için üzülmeni sağlar. Ve sen farkına varmadan keseni boşaltır. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Don't talk about him like that. | Onun hakkında böyle konuşma. Ne oldu? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| He called to say he was dying, Richie. | Ölmek üzere olduğunu söylemek için aradı, Richie. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Why would he say he's dying if he isn't dying? | Eğer ölmüyorsa neden bunu söylesin ki? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Because it's the only card he has left to play. | Çünkü elinde bir tek o numara kaldı. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You don't understand. | Anlamıyorsun. O ölmeyecek. Yalan söylüyor. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Like father, like son. | Armut dibine düşermiş. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I'll take the boat. | Sandalı alacağım. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| It's good to see you. | Seni gördüğüme sevindim. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| So welcome to my casbah. | Kazbah'ıma hoşgeldin. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You like boats. | Sandalları seversin. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I taught you to motor a boat. | Sana motorlu sandal kullanmayı öğretmiştim. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Yes? | Değil mi? Hayır. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Of course, out on the harbor. | Elbette, limanda öğretmiştim. O Al Amca'ydı. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Al was in Rikers from that chop shop deaI. | Al dükkan anlaşması için Rikers'daydı. Hayır, Al'dı. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You don't look sick. | Pek hasta görünmüyorsun. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You're llstenlng to... | Şu an WNJ'i... Bir saniye. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| WNJ, New Jersey's home to the tlcket glveaway. | New Jersey'in bilet dağıtım merkezini dinliyorsunuz. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| The flrst caller who gets through | İlk arayan kişi 50 Cent'in kapalı gişe konserine iki bilet kazanacak. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Golng to the flrst caller to say, "I love WNJ. " | Biletler ilk arayıp "WNJ'i seviyorum." diyen kişiye gidecek. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Caller, you're on the alr. | Arayan kişi, şu an yayındasınız. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Thls Is Nat Santos, | Ben Nat Santos ve WNJ'i seviyorum. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Congratulatlons, Nat. | Tebrikler, Nat. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You just won two tlckets to the sold out 50 Cent concert. | 50 Cent'in konserine iki bilet kazandın. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Hold on. We'll get your Info. | Hatta kalın. Bilgilerinizi alacağız. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Congratulatlons. | Tebrikler. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Can we get your name and where to send the tlckets? | İsminizi ve biletleri yollayacağımız adresi alabilir miyiz? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Yes, Nat Santos, | Evet, Nat Santos, Posta Kutusu 981, Atlantic City. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Santos, huh? | Santos, ha? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| It's one of my aliases. | Benim takma isimlerimden birisi. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| They have restrictions on how many times you can call in. | Arama kısıtlamaları var. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Don't shake your head. | Başını sallama. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Know what I can scalp these tickets for? | Bu biletleri kara borsada kaça satabileceğimi biliyor musun? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Cut my overhead for a month. | Bir aylık giderimi karşılar. 1 | 5 A Day-1 | 2008 | |
| So you sit here all day | Yani tüm gün burada oturup radyolardan eşantiyon koparmakla mı uğraşıyorsun? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| When did you know me to sit around? | Oturduğumu nereden çıkardın? Yaptığım işler var. Ya sen? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Stlll behavlng yourself? | Hala kişiliğini mi kazanıyorsun? Evet, buna çalışıyorum. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Two tlckets golng out to the flrst caller | İlk arayıp bu grubun ismini söyleyecek kişiye iki bilet verilecek. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Duran Duran. | Duran Duran. Spandau Ballet. Duran Duran. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Spandau Ballet. | Spandau Ballet. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Is It Spandau Ballet? | Spandau Ballet mi? Spandau Ballet doğru cevap. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You just won two tlckets to the | Şimdi iki bilet... | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You're right. | Haklıydın. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| What am I doing here, Nat? | Burada ne işim var, Nat? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I can't remember the last time you called me Dad. | Bana en son ne zaman baba dediğini hatırlayamıyorum. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| You told me you were dying. | Bana ölmek üzere olduğunu söyledin. Ama anlaşılan çok iyisin. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| So what is it you need me for? | Beni neden çağırdın? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Want me to help you rig a bingo game at a golden age club? | Golden Age Kulübünde oynadığın tombalada yardım etmemi mi istiyorsun? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| That's so mean. | Bu çok acımasızca. Artık tombala oynamıyorum. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Since when? | Ne zamandan beri? Sen gittiğinden beri. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I got a rotten egg inside my head. | Kafamın içinde çürük yumurta var. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| It's a tumor. | Bir tümör. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Malignant, inoperable, and growing. | Kötü niyetli, ameliyat edilemez ve gittikçe büyüyor. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| It's preoccipitaI, | Oksipital bölge önünde... | 5 A Day-1 | 2008 | |
| is the medicaI mumbo jumbo. | ...medikal şeyler. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Sorry. | Üzgünüm. Ben de. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I could use a cup of coffee. | Bir kahve iyi olurdu. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| So what are you up to these days? | Peki, bugünlerde ne yapıyorsun? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Are you working? | Çalışıyor musun? Evet, sağlık müfettişiyim. Sahi mi? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Is that good? How do you do that? | İyi bir iş mi? Nasıl yapıyorsun? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Well, I'm the guy who makes sure there's no mouse turds in your salad | Restorana gittiğinde salatandan fare boku çıkmamasını sağlayan kişi benim. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| That's good. | İyiymiş. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| What? This is the coffee? | Ne yani? Kafe burası mı? Evet. Keyfine bak. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I need you to drive me to New Mexico. | Beni New Mexico'ya götürmeni istiyorum. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| There's a treatment down there, | Orada bir tür deneysel tedavi uygulayan bir yer var. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| They dunk you in mud, do chanting. | Seni çamura batırıp şarkı söylüyorlar. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I don't know. | Bilemiyorum. Onlara gönüllü lazım, bu yüzden bana bedavaya gelebilir. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Maybe it's a waste of time, | Belki de zaman kaybıdır ama her neyse bir bakacağız. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Won't take more than a week, tops. | En fazla bir hafta sürer. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| A week? | Bir hafta mı? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Are you serious? | Sen ciddi misin? Evet. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| I'm not taking you. | Ben götürmem. Neden kendin gitmiyorsun? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Drive myself? | Kendim mi? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| This thing's messing with my vision. | Bu şey benim görüntümü bulandırıyor. | 5 A Day-1 | 2008 | |
| Why can't you get somebody else? | Neden başka birini bulmuyorsun? Hiç arkadaşın yok mu? | 5 A Day-1 | 2008 | |
| None that I don't owe money to. | Borcum olmayan yok. O halde uçakla git. | 5 A Day-1 | 2008 |