Search
English Turkish Sentence Translations Page 749
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Then land draws us inward | Bu topraklar bizi içine doğru çekiyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| As a boy, I used to work the land with my father. | Çocukken babamla birlikte bu topraklarda çalışırdım. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We would pick olives. | Zeytin toplardık. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Once, I didn't fell like working | Bir keresinde çalışmak istemedim. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| My father hit me in the head. | Babam başıma vurdu. Ben de kaçtım. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I preferred wandering | Arkadaşlarımla birlikte... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| in the open valley with my friends. | ...vadide aylaklık etmeyi istiyordum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| One day, | Bir gün, İsrailli topograflar toprağımızın tam ortasına... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| to put a separation barrier | ...ayırıcı bariyer koymak için ölçüm yapmaya geldi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The first days the bulldozers come are very hard. | İlk günler buldozerler çok sıkı çalışıyordu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Yet those are also very happy days for me | Yinede o günler benim için mutlu zamanlardı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Our fourth son, Gibreel, is born. | Dördüncü oğlum Gibreel doğmuştu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I get my first camera to film Gilbreel. | Kameramı kapıp onu filme alıyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| let me film too, Daddy. | Ben de çekeyim, baba. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Soraya and I | Soraya ve benim dört oğlumuz var. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Each boy is a phase of our lives. | Her oğlan hayatımızın ayrı bir parçası. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Each boy experienced a different childhood. | Hepsi farklı farklı çocukluk yaşadılar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Mohamad, our eldest, was born in 1955, | En büyük oğlum Muhammed, Oslo Barış Anlaşması... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| in the time of hope after The Oslo Peace Accords | ...umudu sırasında, 1995'te doğdu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| In his childhood,things were more open. | Onun çocukluğunda işler daha serbestti. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We could go to the sea every summer. | Her yaz denize gidebiliyorduk. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Yasin was born 3 years later,in a time of uncertainly | Üç yıl sonra Yasin doğdu, belirsizliğin olduğu zamanlar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The very day the Intifada began in 2000, | Bu 2000'deki Intifada günlerinde,... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Taki Ydin was born. | ...Taki Ydin doğdu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The hospital was full of the dead and wounded. | Hastane ölü ve yaralılarla doluydu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| His childhood was shaped | Onun çocukluğu Batı Şeria'nın... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| by the long siege the West Bank was under, | ...uzun süre kuşatma altında kalmasıyla şekillendi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| In february 2005, Gibreel was born, | 2005 Şubat'ında Gibreel doğdu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Between my childhood and Gilreel's birth, | Benim çocukluğum ve Gilreel'in doğumu arasında,... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| settlements were built closer and closer... | ...İsrailli yerleşimciler daha da ilerleyebilsinler diye... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| taking up more and more cultivated land, | ...ekili alanları da alarak... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| so Israeli settlers could move in. | ...yerleşim alanlarını giderek yaklaştırdılar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Modi'in hit, the most recent settlement, | Modi'in Illit son günlerde yerleşimci akınına uğradı,... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| doubled in population within 5 years. | ...popülasyon 5 yılda iki katına çıktı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The barrier is supposed to secure | Sözde, bariyerin yerleşimcileri... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| and separate the settlers. | ...ayırması ve güvence altına alması gerekiyordu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But it's being built far from the settlement | Ama yerleşim alanından uzağa... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| and very close to Bil'in | ...Bil'in'in çok yakınına inşa edildi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| So more land | Böylece çevre köylerden daha fazla toprak alınmış oldu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Emad, don't let the kids out. Soldiers are in the village. | Çocukların dışarı çıkmasına izin verme Emad. Askerler köyde. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| When something happens in the village, | Köye bir şeyler olduğu zaman içgüdüsel olarak filme çekerim. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I never thought of making films. | Film yapmayı hiç düşünmemiştim. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But now that I have a camera, | Ama şimdi kameram var ve... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| people begin to call me | ...köye çekilecek bir şey olduğunda... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| to shoot special events in the village | ...insanlar beni arıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| So I've become the Bil'in cameraman. | Böylece Bil'in'in kameramanı oldum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But my camera doesn't work well. | Ama kameram düzgün çalışmıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| What I have to film demands a strong camera, | İstediğim kırık dökük değil... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| not a fragile one. | ...sağlam bir kamera. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| This man used as a guinea pig is my friend Phil. | Deneme tahtası olan bu adam arkadaşım Phil. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The kids call him "El Phil." | Çocuklar ona "El Phil" diyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| It's a nickname. It means "the elephant." | Lakabı bu. Anlamı "fil". | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| O often find El Phil hanging around with the village kids | El Phil'i genelde çocuklarla takılırken bulurum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I think kids like him | Sanırım çocuklar onu seviyor... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| because they see a lot of hope in him | ...çünkü onda umudu görüyorlar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| which is something not easy to find in adults. | Aslında bu yetişkinlerde pek bulunmayan bir şey. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Repaving the streets will solve all our problems. | Yolları düzeltmek bütün problemlerimizi çözecek. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| How's our neighborhood? We'll fix everything today. | Bizim mahalle nasıl? Bugün her şeyi düzelteceğiz. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Have a drink! There's some juice. | İçecek al. Meyve suyu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But nothing to eat. | Yiyecek yok ama. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| When fall comes, we pick olives on the part of our land | Sonbahar geldiğinde bariyerin ötesinde önceden planlamış... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| beyond the planned route of the barrier. | ...rotada zeytin toplarız. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Stay off the construction site! | İnşaat alanından uzak durun! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| You'll be forcibly evacuated! | Güç kullanılarak tahliye edileceksiniz! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Don't come fordward! | Daha ileri gelmeyin! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| No to the fence! | Çitlere hayır! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I am confused. | Kafam karıştı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Seeing my brother Riyad hit by these people, | Kardeşim Riyad'ı döverken gördüğüm bu insanların,... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| it takes me a while to realize that | ...Filistinlilerin arasına sızan özel İsrail askerleri oldukları... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| they are special unit Israeli soldiers disguised as Palestinians | ...ve aramıza girip kaos yaratmayı planladıklarını anlamam... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| and planted among us to create chaos. | ...biraz zaman alıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Shut up! Get going! | Kes sesini! Eğ başını! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Let me go! | Bırakın beni! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Untie me! | Çözün beni! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We begin to organize demostrations 1 | Aramıza katılan İsrailli aktivistlerle gösteri için organize oluyoruz. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Is there anything important you want to say? | Söylemek istediğiniz önemli bir şey var mı? | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Bil'in is here, | Bil'in burada. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Part of the Matetyahu settlement is on Bil'in land | Matetyahu'nun bir kısmı Bil'in toprakları üzerinde. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| So is part of the Qiryat Sefer settlement. | Burası da Qiryat Sefer yerleşim yeri... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| and the new plan goes to here. | ...ve yeni plana göre buraya gidiyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We want to know | İsrail Ordusu'nun bu toprakların... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| how the Israeli Army approved taking these lands | ...alınmasına nasıl onay verdiğini bilmek istiyoruz. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| How did the construction companies take them? | İnşaat firmaları buraları nasıl aldı? 1 | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| And then we decide that | Daha sonra her hafta Cuma namazından sonra... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| every week, after the Friday prayer, | ...toprakları almayı ve protesto etmeyi denemek için... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Good morning, Bil'in! | Günaydın Bil'in! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Come and join us! | Gelin ve bize katılın! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Men and women, | Erkekler ve kadınlar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| old and young! | Yaşlılar ve gençler! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We're not afraid | Biber gazından veya silahlardan korkmuyoruz! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| This is our land! | Burası bizim toprağımız! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| It's not use. | Kullanılmaz. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| This is a small village | Bura küçük bir köy. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| What do you think? | Ne sanıyorsunuz? | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Have you no heart? No family? | Hiç kalbiniz yok mu? Aileniz yok mu? | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Every one of you knows that this is village land! | Buranın bizim olduğunu herkes biliyor! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| You stole my land! | Toprağımı çaldınız! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Don't do that! I'm telling you! | Yapmayın bunu! Size söylüyorum! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| That's Adeeb. | Bu Adeeb. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Adeeb is always | Adeeb her zaman olay çıkarmak için fırsat kollar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 |