Search
English Turkish Sentence Translations Page 7576
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Birkebeinerne in Eastern Norway are bringing him north. | Birkebeinerneler Doğu Norveç'te, onu kuzeye götürüyorlar. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Meet them in Osterdalen with an army! | Onlarla, bir orduyla birlikte Osterdalen'de buluş! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
We have a traitor among us. | Aramızda bir hain var. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Here, in this room. | Burada, bu odada. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Queen Dowager Margaret poisoned the King, but she did not act alone. | Kraliçe Dowager Margaret Kral'ı zehirledi, ama yalnız hareket etmiyor. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
She was just a pawn in a game. | Bu oyunda o sadece bir piyon. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Our traitor might believe that Rome has won the battle for Norway... | Bu hain Roma'nın Norveç için savaşı kazanacağına inanıyor olabilir... | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
and that he will avoid being punished for his sins, | bu sayede günahlarından sıyrılacağı düşünüyor, | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
but believe me, Birkebeinerne... | ama inanın ki, Birkebeinerneler... | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
I shall find him. | onu bulacağım. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
No one leaves, the gate is locked. | Kimse buradan ayrılamaz, kapı kilitlendi. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Of course, we will send an army south as soon as possible | Elbette ki, Kral'ın oğlunu bulmak için | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
to find the King's son. | en kısa zamanda güneye bir ordu yollayacağız. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
No one leaves the royal residence until the traitor is caught! | Hain yakalana kadar hiç kimse kraliyet yerleşkesinden ayrılamaz! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Eh, my brother is under intense pressure. | Hım, kardeşim yoğun bir baskı altıda. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Unless he perhaps sees an opportunity to make himself King? | Kendisini kral olacağına dair bir fırsat görüyor olmasın? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Inge is quick to accuse us, | Inge kendi kardeşi de dahil olmak üzere | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
the King's closest allies as well as his own brother. | Kral'ın en yakın müttefiklerini, bizleri suçlamakta hızlı davrandı. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Gisle and Inge are not the sons of kings. | Gisle ve Inge kral çocukları değil. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Yet, if Sverre's bloodline dies off with Hékon Hékonsson, | Ancak, eğer Sverre'in soyu Håkon Håkonsson'la sonlanırsa, | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
one of them will inherit the throne. | onlardan birisi, tahtta hak iddia edebilir. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
And Inge is eldest. Inge is first in line of ascension. | Inge büyük olan. Inge ilk sırada yer alıyor. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Inge Bérdsson stands to gain most from the King's death. | Inge Bårdsson Kral'ın ölümünden en karlı çıkan oluyor. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
So he accuses us, loyal Birkebeinerne | Ve bizi suçluyor, sadık Birkebeinerneler'i, | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
who have sewed Norwegian kings since before he was born. | o daha doğmadan önce Norveç krallarına hizmet eden bizleri. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
It is no! Inge, it is Hékon Hékonsson | Inge değil, tahtı hakkeden Håkon Håkonsson'dur. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
who is the heir to Norway's throne, and the boy's life is in danger. | Ve bu oğlanın hayatı tehlike altında. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
If the King's son dies, we will become a dependency under Denmark. | Eğer Kral'ın oğlu ölürse, Danimarka'nın boyunduruğu altına gireriz. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
The pope will rule over us. | Papa'nın üzerimizde hakimiyeti olur. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
What will you do, Gisle? | Ne yapacaksın, Gisle? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Anyone who attempts to leave, shall be locked up. | Ayrılmaya kalkan herkes hapse atılacak. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Ravn... | Ravn... | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
gather your men and bring the King's son here. | adamlarını topla ve Kral'ın oğlunu buraya getir. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
A Birkebeiner from Nidaros. | Nidaros'tan bir Birkebeiner. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
It is from Earl Gisle. | Earl Gisle'den. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
We have just received the news from Nidaros. | Nidaros'dan şimdi gelen haberler var. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
King Hékon is dead. | Kral Håkon ölmüş. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
The Birkebeinerne have lost their unifying force. | Birkebeinerneler birleştirici güçlerini kaybettiler. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
The time of kings is past. But, the Church will always endure. | Kralların zamanı geçer. Ancak, kilise her zaman kalır. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
When one man falls, another will take his place. | Birisi ölünce onun yerini bir başkası alır. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
And he answers only to God. | Sadece ve sadece Tanrı'ya hesap verir. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
We rule Eastern Norway; Western Norway is next. | Doğu Norveç'i biz yönetiyoruz; Sırada Batı Norveç var. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Soon the Church will have dominion over all of Norway. | Yakında tüm Norveç kilisemizin hakimiyeti altına girecek. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
But one task remains. | Son bir işimiz kaldı. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
King Hékon is survived by a son. | Kral Håkon'un hayattaki oğlu.. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Today, an innocent boy; | Bugün için, masum bir çocuk; | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
tomorrow... our mightiest foe. | yarın... kudretli bir düşman. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
The boy is being hidden on a farm here in our territory. | Bu oğlan burada, bizim bölgemizdeki bir çiftlikte saklanıyor. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
The man who finds the King's son, | Kral'ın oğlunu kim bulacak olursa, | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
shall enjoy great wealth all of his days. | hayatının tümünü bolluk içinde geçirir. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Show no mercy during your hunt for the child, | Çocuğu ararken merhamet göstermeyin, | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
for the Lord is eternally merciful, but He also requires sacrifices. | Tanrı'nın merhameti sonsuzdur, ancak O kurbanlar da ister. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Let law and order yield along the way... | Kanun ve düzen yoluna devam etsin... | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
and bring me the boy's head. | ve bana çocuğun kafasını getirin. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Now, now, Eirik, it's okay. | Hayır, hayır, Eirik, sorun yok. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
It's okay. Shh, shh, shh, shh. | Sorun yok. Hişt, hişt, hişt,hişt. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
That is one tough wife you have. | Sert bir karın var. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Really tough. | Gerçekten sert. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
What have you done with Ylva? | Ylva'ya ne yaptınız? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
All is well. | Hepsi iyi. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
All is well. | Hepsi iyi durumda. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Ylva? | Ylva? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Ylva! | Ylva! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Skjervald, we are here. | Skjervald, buradayız. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
There is a boy of royal blood. | Kraliyet soyundan olan bir çocuk var. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Where are they hiding the boy? | Çocuğu nereye sakladılar? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
I don't know what you are talking about. | Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Do you care so little for your family | Ailene bu kadarcık mı değer veriyorsun? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
that you would sacrifice their lives for a dead king? | Onların hayatını ölmüş bir kral için feda edecek kadar mı? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Get it over with. Skjervald! | Halledin şunları. Skjervald! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
No, wait! wait! | Hayır, bekle! Bekle! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
The King's son is in Borg. | Kral'ın oğlu Borg'da. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
He was in Borg. | Borg'daydı. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
You and Torstein took him away. | Sen ve Torstein onu başka bir yere götürdünüz. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
I saw you. | Sizi gördüm. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Just tell us where the boy is, and he will let Ylva and your son live. | Bizi oğlanın nerede olduğunu söyle ki, o da oğlunun ve Ylva'nın yaşamasına izin versin. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
The King is dead, Skjervald. | Kral öldü, Skjervald. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Tell us where the boy is. | Oğlanın nerede olduğunu söyle bize. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Okay, I will show you the way. I will come with you. | Tamam, size yolu göstereceğim. Sizinle geleceğim. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Which direction? | Hangi tarafa? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
North. | Kuzeye. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Where the Lagen flows into Lake Mjosa. | Lagen nehrinin Mjosa gölüne döküldüğü yerde. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
I know the place. I can take you there. | O yeri biliyorum. Sizi oraya götürebilirim. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Damn traitor! | Lanet olası hain! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
So easily you crack. | Çok kolay çözüldün. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
There is no fight in you. | Zayıfsın. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Your wife did not say a word. | Karın tek kelime etmedi. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
No matter what we did to her. | Ona yaptıklarımıza rağmen. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Get him out! | Dışarı çıkarın onu! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
So, where is the boy? | Pekala, çocuk nerede? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Oh! | Oo! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Can I have that? | Bunu alabilir miyim? | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Hey, Hékon Hékonsson, now you must get some sleep. | Hey, Håkon Håkonsson, artık uyuman gerekiyor. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Yes, I can take one. | Evet, bir tane alabilirim. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
You know that if you give me your little finger, | Bilirsin bana elini verirsen, | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
I might take your whole hand. | kolunu kaptırabilirsin. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Can I give it a try? Yes, sure. | Deneyebilir miyim? Dene. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Huh? Hold it like that. | Ha? Böyle tutacaksın. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
If a Bagler approaches you, do like this! | Eğer bir Bagler sana yaklaşırsa, böyle yap! | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |
Like that. Good. Right, bend your knees. | Böyle. İyi. Doğru, dizlerini bük. | Birkebeinerne-1 | 2016 | ![]() |