English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7631
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| He doesn't speak English. | İngilizce bilmiyor. | Bitten-1 | 2014 |  |
| Great, so we can talk. What's the plan? | Harika, konuşabilir o hâlde. Plan nedir? | Bitten-1 | 2014 | |
| The plan was never to be in your own cage. | Plan, asla kendi kafesine girmemekti. | Bitten-1 | 2014 | |
| That much is obvious. | Bu kısmı aşikar. | Bitten-1 | 2014 | |
| You would have given yourselves a toilet. | Kendinize bir de tuvalet yaptırmalıydınız. | Bitten-1 | 2014 | |
| No, just a grate in the floor. | Sadece yerdeki ızgaralar. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm guessing mostly blood goes down there. | Tahminimce çoğunlukla kan gidiyordur oradan. | Bitten-1 | 2014 | |
| Yours will be next. There is too much death, | Sonraki seninki olacak. Çok fazla ölüm var... | Bitten-1 | 2014 | |
| too much bloodshed. | ...çok fazla katliam. | Bitten-1 | 2014 | |
| In order to eliminate war between Packs, | Sürüler arasındaki savaşı sonlandırmak yerine... | Bitten-1 | 2014 | |
| I will eliminate Packs. | ...sürüleri sonlandıracağım. | Bitten-1 | 2014 | |
| All of us, under one Alpha. | Hepimiz, tek bir alfanın arkasında. | Bitten-1 | 2014 | |
| You? | Senin mi? | Bitten-1 | 2014 | |
| The other Alphas will resist this. | Diğer alfalar direnecekler. | Bitten-1 | 2014 | |
| The numbers are in my favour. | Rakamlar benim lehime. | Bitten-1 | 2014 | |
| I will roll across all territories, | Bütün bölgeleri ele geçireceğim... | Bitten-1 | 2014 | |
| and they will bow | ...onlar da diz çökecekler... | Bitten-1 | 2014 | |
| or die. | ...ya da ölecekler. | Bitten-1 | 2014 | |
| Tell me, in a room with so much lore, | Söylesene, böyle bir irfan yuvasında avlanmakla ilgili hikayeler var mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Every Pack has been hunted, | Her sürü avlanır, o veya bu şekilde. | Bitten-1 | 2014 | |
| During Soviet era, there was a bounty on wolves. | Sovyetler zamanında kurtlar için ödül vardı. | Bitten-1 | 2014 | |
| 1.5 million were killed, | 1,5 milyon öldürüldü. | Bitten-1 | 2014 | |
| hunters were paid the equivalent of $75. | Avcılara 75$ gibi bir ücret ödendi. | Bitten-1 | 2014 | |
| $75, that is how much we were worth. | 75$, değerimiz bu kadardı. | Bitten-1 | 2014 | |
| But you, Danvers, are priceless. | Fakat sen Danvers; sen paha biçilemezsin. | Bitten-1 | 2014 | |
| In Russia, we have a tradition called Okhota, | Rusya'da, Okhota denen bir geleneğimiz var. | Bitten-1 | 2014 | |
| "the Hunt". | "Av". | Bitten-1 | 2014 | |
| The new Alpha allows his Pack to hunt the old. | Yeni alfa, eskisini avlamaları için sürüsüne izin verir. | Bitten-1 | 2014 | |
| As a gift. | Hediye olarak. | Bitten-1 | 2014 | |
| You think I'm going to let you force me to Change, | Beni dönüşmeye zorlayacağına izin vereceğimi mi sanıyorsun... | Bitten-1 | 2014 | |
| as a gift? | ...hediye olarak? | Bitten-1 | 2014 | |
| Tomorrow at noon my Pack will hunt you. | Yarın öğlen, sürüm seni avlayacak. | Bitten-1 | 2014 | |
| If you refuse, we will kill Nick. | Reddedersen, Nick'i öldüreceğiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| They'll kill me anyway. | Beni zaten öldürecekler. | Bitten-1 | 2014 | |
| Enjoy the cold comfort of your cage. | Zindanınızın keyfini çıkarın. | Bitten-1 | 2014 | |
| Otursana baba. | Bitten-1 | 2014 | |
|
| I'm going to argue with you about this, darlin'. | Bu konu tartışmaya açık değil hayatım. | Bitten-1 | 2014 | |
| I am going, and you're going to stay. | Ben gideceğim, sen kalacaksın. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm not going to let you come with me, not in your condition. | Bu hâldeyken benimle gelmene izin veremem. | Bitten-1 | 2014 | |
| You can't go back there alone. | Oraya tek başına dönemezsin. | Bitten-1 | 2014 | |
| They have Jeremy and Nick. | Jeremy ve Nick Ellerinde. | Bitten-1 | 2014 | |
| He won't have killed Jeremy, not yet. 1 | Jeremy'yi öldürtmeyecektir, henüz değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Konstantin will take advantage of his position. | Konstantin konumunun avantajını kullanacaktır. | Bitten-1 | 2014 | |
| There is a Russian tradition to hunt the defeated Alpha. | Rusya'da, yenilen alfayı avlama geleneği vardır. | Bitten-1 | 2014 | |
| And they will not miss the chance to do so. | Bu fırsatı kaçırmayacaklardır. | Bitten-1 | 2014 | |
| Jeremy's no longer Alpha. | Jeremy artık alfa değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| But if Konstantin doesn't know that, | Fakat Konstantin bunu bilmiyorsa Jeremy hayatta açık etmeyecektir. | Bitten-1 | 2014 | |
| What about Nick? What happens with him? | Peki ya Nick? Ona ne olur? | Bitten-1 | 2014 | |
| There is no provision for the second. | İkinci için bir hüküm yok. 1 | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay, we treat this like a rescue mission, | Neyle uğraştığımızı anlayana kadar... | Bitten-1 | 2014 | |
| until we know what we're dealing with. | ...kurtarma operasyonu olarak bakacağız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Tradition marks the beginning of the Hunt at midday. | Geleneksel olarak "av" gün ortasında başlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| If they're all out there, then the house is empty. | Hepsi katılırsa eğer, ev boş kalır. | Bitten-1 | 2014 | |
| We get there, you go in and find Nick. | Oraya gideriz, sen içeri girip Nick'i bulursun. | Bitten-1 | 2014 | |
| The rest of us, we go after Jeremy. | Kalanlar da Jeremy'nin peşinden gider. | Bitten-1 | 2014 | |
| The rest of us? | Kalanlar mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Against how many of them? | Kaç kişiye karşı? | Bitten-1 | 2014 | |
| We call Marsten. | Martsten'ı ararız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Cain. Anson. | Cain ve Anson'ı da. | Bitten-1 | 2014 | |
| Call them all. | Hepsini çağırın. | Bitten-1 | 2014 | |
| Gentlemen, please. | Beyler, lütfen. | Bitten-1 | 2014 | |
| A moment, oof! Heh! | Bir dakika. | Bitten-1 | 2014 | |
| There are but two ways | Bir adamı ilk görüşte değerlendirmenin iki yolu vardır. | Bitten-1 | 2014 | |
| His shoes, and his watch. | Ayakkabıları ve saati. | Bitten-1 | 2014 | |
| Not the calibre or the quality, | Kapasitesini yahut kalitesini değil... | Bitten-1 | 2014 | |
| but the care. | ...fakat özenini. | Bitten-1 | 2014 | |
| See, a poor man can still buff his shoes to a smart shine. | Fakir bir adam bile ayakkabısını silip parlatabilir. | Bitten-1 | 2014 | |
| He can still polish his watch. | Saatini cilalayabilir. | Bitten-1 | 2014 | |
| These things say... I respect myself. | Bu tür şeyler "kendime saygı duyuyorum" der. | Bitten-1 | 2014 | |
| There is but one way, ultimately, | En nihayetinde, bir kurtadamı değerlendirmenin tek bir yolu vardır. | Bitten-1 | 2014 | |
| the grace with which he dies. | Ölümündeki zarafet. | Bitten-1 | 2014 | |
| We will let you live if you pledge allegiance | Konstantin Saranin'e biat edersen yaşamana izin veririz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Absurd. | Saçma. | Bitten-1 | 2014 | |
| I serve Elena Michaels. | Ben Elena Michaels'e hizmet ederim. | Bitten-1 | 2014 | |
| You pledge your allegiance to Konstantin Saranin as your Alpha. | Konstantin Saranin'e alfan olarak biat et. | Bitten-1 | 2014 | |
| My Alpha is Elena Michaels. | Benim alfam Elena Michaels. | Bitten-1 | 2014 | |
| We won't stop chasing you until you take Konstantin Saranin as your Alpha! | Konstantin Saranin'i alfan olarak tanımadıkça peşini bırakmayacağız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Suck it, bro! I follow Elena Michaels! | Sıkıysa gelin! Ben Elena Michaels'ı bilirim! | Bitten-1 | 2014 | |
| There has been an interesting development. | İlginç bir gelişme oldu. | Bitten-1 | 2014 | |
| My Pack has been tracking yours. | Sürüm senin sürünü takip ediyordu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Offering them a chance to live, | Beni alfaları olarak kabul etmeleri karşılığında onlara yaşama şansı sundum. | Bitten-1 | 2014 | |
| And they won't accept you. | Onlar da kabul etmedi. Kamyoneti çalıştırdım. Gidelim. | Bitten-1 | 2014 | |
| You are right. | Öyle oldu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Because, according to them, | Çünkü onlara göre... | Bitten-1 | 2014 | |
| their Alpha is Elena Michaels. | ...alfaları Elena Michaels'mış. | Bitten-1 | 2014 | |
| I am the Alpha that you want to hunt. | Avlamak istediğin alfa benim. | Bitten-1 | 2014 | |
| You have my confession, recorded on video. | Videoya aldığın benim itirafım. | Bitten-1 | 2014 | |
| And your Pack will get more than enough satisfaction from my death. | Sürün, benim ölümümden yeterince tatmin olacaktır. | Bitten-1 | 2014 | |
| İkinciyi bana getirin. | Bitten-1 | 2014 | |
|
| Nick, brace yourself. | Nick, sıkı dur. | Bitten-1 | 2014 | |
| You know, I'm not afraid to die, | Ölmekten korkmadığımı biliyorsun... | Bitten-1 | 2014 | |
| but killing an injured man, that's a dirty play, | ...ama yaralı bir adamı öldürmek senin için bile adice. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm not going to kill you, Nick. | Seni öldürmeyeceğim Nick. | Bitten-1 | 2014 | |
| I need you to do something for me. | Benim için bir şey yapmanı istiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| I want Elena, here at Stonehaven. | Elena'yı burada, Stonehaven'da istiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| And you just assume she's going to come here? | Buraya öylece geleceğini mi düşünüyorsun? | Bitten-1 | 2014 | |
| Tell her I will kill Jeremy if she does not. | Gelmezse Jeremy'yi öldüreceğimi söyle ona. | Bitten-1 | 2014 | |
| If she does not show, she's not worthy of leading your Pack. | Eğer gelmezse, liderlik etmeye değecek biri değildir. | Bitten-1 | 2014 | |
| We will hunt Jeremy. | Jeremy'yi avlarız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Then, we will continue the slaughter, starting with the baby, um... | Sonra kalanları katletmeye devam ederiz, şu bebekten başlayarak... | Bitten-1 | 2014 | |
