English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7654
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I don't really exist. | Gerçekten var değilim. | Bizarre-1 | 2015 |  |
| I'm just an image on the screen. | Sadece ekranda bir görüntüyüm. | Bizarre-1 | 2015 | |
| People don't like that. | İnsanlar bunu sevmiyorlar. | Bizarre-1 | 2015 | |
| They don't like it. | Bundan hoşlanmazlar. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Is it ok for you? | Senin için yeterli mi? | Bizarre-1 | 2015 | |
| Yeah, sure it's huge. | Evet, epey büyük. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Yeah, do you like the wall? | Evet, duvarı beğendin mi? | Bizarre-1 | 2015 | |
| It's interesting. | İlginç. | Bizarre-1 | 2015 | |
| I just put it in. | Onu daha yeni koydum. | Bizarre-1 | 2015 | |
| I'm not quite sure about it, but I think I like it. | Tam olarak emin değilim ama sanırım hoşuma gidiyor. | Bizarre-1 | 2015 | |
| But make yourself at home. | Kendini evinde gibi hisset. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Come on, coat off, hat off, relax. | Hadi, paltonu, şapkanı çıkar, rahat et. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Lie on the bed, take a nap, light your candles. | Yatağa uzan, biraz uyu, mumlarını yak. | Bizarre-1 | 2015 | |
| If you need anything I'll be in the kitchen. | Eğer bir şeye ihtiyacın olursa mutfakta olacağım. | Bizarre-1 | 2015 | |
| See you in a little bit. | Biraz sonra görüşürüz. | Bizarre-1 | 2015 | |
| So if I give you a room, and maybe you can help | Böylece sana bir oda verirsem, yemek pişirirken | Bizarre-1 | 2015 | |
| do dishes, or help clean just a little bit around the house, | veya evi temizlerken biraz yardım edebilirsin. | Bizarre-1 | 2015 | |
| or even downstairs in the bar. | Hatta alt kattaki barda. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Do you think you could do that? | Sence bunu yapabilecek misin? | Bizarre-1 | 2015 | |
| Yeah sure. | Evet, elbette. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Hello darling. | Merhaba sevgilim. | Bizarre-1 | 2015 | |
| This is Maurice. | Bu Maurice. | Bizarre-1 | 2015 | |
| New baby. | Yeni bir bebek. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Nice find. | İyi bulmuşsun. | Bizarre-1 | 2015 | |
| All right babe, we gotta talk about John. | Tamam bebeğim, John hakkında konuşalım. | Bizarre-1 | 2015 | |
| You know, I love him, I know he's your friend, | Onu sevdiğimi biliyorsun, arkadaşın olduğunu da biliyorum, | Bizarre-1 | 2015 | |
| but he's pocketing money. | fakat cebine para atıyor. | Bizarre-1 | 2015 | |
| He's gotta go, ok? | Gitmesi gerekiyor, tamam mı? | Bizarre-1 | 2015 | |
| So I'm gonna have to do it. | Bunu yapmak zorundayım. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Maurice. | Maurice. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Here. | Al işte. | Bizarre-1 | 2015 | |
| What is this? | Nedir bunlar? | Bizarre-1 | 2015 | |
| Candles. | Mumlar. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Come on, let's deal with John, fuck. | Hadi, gidip John'la ilgilenelim, kahretsin. | Bizarre-1 | 2015 | |
| All right, all right, come on, we gotta go. | Tamam, tamam, hadi, gitmemiz lazım. | Bizarre-1 | 2015 | |
| We gotta go talk to him. | Gidip onunla konuşmalıyız. | Bizarre-1 | 2015 | |
| I'll show you the bar and what to do. | Sana barı ve ne yapılacağını göstereceğim. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Ok. | Tamam olur. | Bizarre-1 | 2015 | |
| You can meet the people who work there. | Orada çalışan insanlarla tanışabilirsin. | Bizarre-1 | 2015 | |
| They're nice, they'll like you. | İyidirler, seni seveceklerdir. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Go ahead and grab a mop from the closet over there, | Devam et ve şuradaki dolaptan bir paspas al, | Bizarre-1 | 2015 | |
| and give the floor a good once over, | ve zemini bir güzel sil. | Bizarre-1 | 2015 | |
| and then after that you can help me take down the rest | Daha sonra sandalyelerin geri kalanını indirmede | Bizarre-1 | 2015 | |
| of these chairs, and after that you can probably go see Kim | bana yardım edebilir ve muhtemelen aşağıda bodrumda | Bizarre-1 | 2015 | |
| downstairs in the basement. | Kim'i görmeye gidebilirsin. | Bizarre-1 | 2015 | |
| She's probably gonna have a lot of work for you tonight too. | Muhtemelen o da bu gece için sana bir sürü iş verecektir. | Bizarre-1 | 2015 | |
| It's Tuesday so it's probably not gonna be that busy, | Bugün salı büyük ihtimalle çok yoğun olmayacaktır. | Bizarre-1 | 2015 | |
| you know, I mean it's gonna be pretty quiet, | Tahminimce oldukça sakin olacaktır... | Bizarre-1 | 2015 | |
| but the main thing is to just make sure everything's tidy, | ...ama önemli olan her şeyin derli toplu, temiz olması, | Bizarre-1 | 2015 | |
| clean, make sure everybody's drinks are refilled, | herkesin içkisinin yenilenmesi, | Bizarre-1 | 2015 | |
| their waters, and make sure you wipe down the tables. | suları ve masalarını sildiğinden emin olmandır. | Bizarre-1 | 2015 | |
| That's important. | Bu önemli bir şey. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Welcome to Bushwick burlesque, | "Korkunç Ayı" müstehcen doğum günü balosu için... | Bizarre-1 | 2015 | |
| scary bear's bawdy birthday ball, | ...Bushwick Burlesque'e hoş geldiniz. | Bizarre-1 | 2015 | |
| I think so, something like that. | Sanırım öyle, onun gibi bir şey. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Exuberance both. | Çifte coşku. | Bizarre-1 | 2015 | |
| We are celebrating the birthday of our own peddler | İkili coşku dağıtıcısının doğum gününü... | Bizarre-1 | 2015 | |
| of exuberant both... | ...kutluyoruz. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Mr scary bear. | Bay Korkunç Ayı. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Thanks friends, family, whores, sluts, | Teşekkürler arkadaşlar, aileler, fahişeler, sürtükler, | Bizarre-1 | 2015 | |
| general acquaintances, and people off the street. | genel tanıdıklar ve sokaklardan gelen insanlar. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Thank you so much for coming. | Geldiğiniz için çok teşekkür ederim. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Baby, you gonna come say, "goodnight?" | Bebeğim, gelip "iyi geceler" diyecek misin? | Bizarre-1 | 2015 | |
| Betty. Hi. | Betty. Merhaba. | Bizarre-1 | 2015 | |
| How's your room? | Odan nasıl? | Bizarre-1 | 2015 | |
| It'll do fine. | İdare eder. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Good? Yeah. | İyi misin? Evet. | Bizarre-1 | 2015 | |
| They're stuck. | Yapışmışlar. | Bizarre-1 | 2015 | |
| The eggs? | Yumurtalar mı? | Bizarre-1 | 2015 | |
| They're stuck in the pack. | Pakete yapışmışlar. | Bizarre-1 | 2015 | |
| It's true. 1 | Gerçekten. 1 | Bizarre-1 | 2015 | |
| You could just pour it in there. | Olabilir, onları oraya dökün. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Do you need me to do anything? | Bir şey yapmamı ister misin? | Bizarre-1 | 2015 | |
| I feel bad just sitting. | Oturmaktan kötü hissettim. | Bizarre-1 | 2015 | |
| You're so good to us. | Bize karşı çok iyisin. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Good good good, I brought croissants for the French boy. | İyi, iyi, iyi. Fransız çocuk için kruvasan aldım. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Wow, special treatment. | Vay be, özel tedavi. | Bizarre-1 | 2015 | |
| So help yourself. | Afiyet olsun. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Hi babe how are you? | Selam bebeğim, nasılsın? | Bizarre-1 | 2015 | |
| Oh good, how are you? | İyiyim, sen nasılsın? | Bizarre-1 | 2015 | |
| So I got a couple of chocolate, | Bir çift çikolata aldım... | Bizarre-1 | 2015 | |
| and a couple of I think almond. | ...ve sanırım birkaç tane badem. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Ooh, for you. | Ooh, senin için. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Do you have a mug? | Bir kap var mı? | Bizarre-1 | 2015 | |
| Mmm, do you want? | Mmm, ister misin? | Bizarre-1 | 2015 | |
| How was it last night? | Dün gece nasıldı? | Bizarre-1 | 2015 | |
| I didn't work last night, | Dün gece çalışmadım, | Bizarre-1 | 2015 | |
| but I heard it's pretty shitty. | ama çok kötü olduğunu duydum. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Who played last night? | Dün gece kim oynadı? | Bizarre-1 | 2015 | |
| It was a DJ, I think it was David or something, | Bir dj vardı, sanırım David veya başka biri. | Bizarre-1 | 2015 | |
| New? | Yeni mi? | Bizarre-1 | 2015 | |
| No an old one we used but... | Hayır eski ama... | Bizarre-1 | 2015 | |
| we haven't used him in a while though. | ...uzun süredir kullanmadığımız biri. | Bizarre-1 | 2015 | |
| We should start using him more. | Onu daha çok kullanmaya başlamalıyız. | Bizarre-1 | 2015 | |
| Why did we stop? | Neden bıraktık? | Bizarre-1 | 2015 | |
| It just gets expensive after a while, you know? | Bir süre sonra pahalı gelmeye başlıyor, biliyor musun? | Bizarre-1 | 2015 | |
| If they're not gonna bring people, it's like, | Eğer müşteri getirmezlerse, | Bizarre-1 | 2015 | |
| why spend that much money, you know? | neden bu kadar harcama yapalım, doğru mu? | Bizarre-1 | 2015 | |
| And you, how was your night? | Ye sen, gecen nasıl geçti? | Bizarre-1 | 2015 | |
| It was good, good, yeah. | İyi geçti, iyi geçti, evet. | Bizarre-1 | 2015 | |
