Search
English Turkish Sentence Translations Page 7670
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I freaking nailed it. 1 | Lanet olası şeyi başardım. 1 | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"Every man in the room wanted to sleep with me." | "Odadaki bütün erkekler benimle yatmak istiyordu." | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"Every woman wanted to be me." | "Bütün kadınlarsa benim yerimde olmak." | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"I have the cure for autism and schizophrenia." | "Otizm ve şizofreniyi iyileştirecek bir ilaca sahiptim. " | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"Buy Merck." | "Merck'i satın al." | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"We're in talks." | "Görüşmedeyiz." | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Classic manic episode... | Klasik manik bölüm... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Sudden onset, pressured speech, | Ani hareketler, konuşma zorluğu | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
delusions of grandeur, | görkemlilik kuruntusu, | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
disordered thought, hallucinations. | karmaşık düşünceler, halüsinasyon. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And? A freaking rocket ride. | Başka? Uzay aracında olmak gibi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
If you want to know the truth, | Dürüst olmamı istersen, | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I've never had a better time in my life. | Daha önce bu kadar güzel vakit geçirdiğim olmamıştı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Until... | Ta ki... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Drumroll... | Trampet sesine kadar... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I nearly killed myself. | Neredeyse kendimi öldürüyordum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You nearly killed yourself. | Neredeyse kendini öldürüyordun. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
On Wednesday, when you saw me, | Çarşamba günü, Hani beni gördüğün zaman. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
you were happy, thinking about changing your whole life. | Mutluydun, tüm hayatını baştan aşağı değiştirecektin. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
No, no, no, no. | Hayır, hayır, hayır. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I love you. And I love you. | Seni seviyorum. Ben de seni. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
What I want is to wake up | Tek istediğim her sabah uyandığımda | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
and find you in bed next to me every day | seni yanıbaşımda görmek, | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
for the rest of my life. | ömrüm boyunca. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Baby, I can't. You... | Bebeğim, olmaz. Sen... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You think you know me, | Beni tanıdığını düşünüyorsun, | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
but you only see one side of me. | ama sadece bir yanımı biliyorsun. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I can be such a bitch. | Tam bir cadaloza dönüşebilirim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I don't expect or even want perfection. | Senden mükemmel olmanı beklemiyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It scared me to death. | Ödümü koparıyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You know I've never wanted to get married. | Biliyorsun, hiçbir zaman evlenmeyi istemedim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You didn't refuse him. | Onu reddetmedin. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
No. I, uh... | Hayır. Ben, ah... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I told him I had to think about it. | Bunun hakkında düşüneceğimi söyledim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Then you flew to San Francisco to give that keynote speech | Sonra da Amerika Neroloji Enstitüsü'nün açılış konuşmasını yapmak için | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
to the Neurological Institute of America. | San Francisco'ya gittin. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. It was a very big deal. | Tabii ki. Önemli bir şeydi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I'd been working on it for weeks. | Onun için haftalarca çalışmıştım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Then I started to panic when I reread it at the hotel. | Daha sonra otelde yeniden okurken telaşlanmaya başladım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It wasn't up to your standards. | Senin seviyen için yeterli değildi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You needed a shot of inspiration. | İlham perisine ihtiyacın vardı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So you skipped your meds. | Yani ilaçlarını almadın. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
That night, I barely slept. | O gece uyudum denemez. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
By the morning, the medication was out of my system, | Sabah olduğunda ilaçlardan arınmıştım, | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
and my mind grew wings. | Beynimde çiçekler açmıştı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
When it was time for me to go, I was ready. | Sıramın geldiği vakit, hazırdım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I'm honored tonight to introduce the director | Sizlere sinirbilimi araştırmaları ve tedavi merkezlerinin | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
of the Neuroscience Research and Treatment Center, | yöneticisini tanıtmaktan gurur duyarım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
commonly known as the cube. | Kendisi "Küp" olarak anılır. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Recently named by Newsweek | Newsweek dergisi tarafından | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
one of the 100 most prominent people in medicine, | Tıbbın önde gelen 100 insanından biri olarak seçildi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
her articles and books | Makaleleri ve kitapları hayret verici olayları | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
documenting an array of astonishing cases | inceleyen bir belgesel niteliğinde olduğundan | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
have earned her the nickname "The Marco Polo of the brain." | Ona "Beynin Marco Polo'su" lakabını kazandırmıştır. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Please welcome Dr. Catherine Black. | Huzurlarınızda Dr. Catherine Black. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It's an honor to be here tonight. | Bu gece burada bulunmak gerçekten büyük bir şeref. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I don't think I've ever seen so much raw brainpower | Sanırım daha önce bir oda içerisinde bu kadar fazla işlenmemiş beyin gücü | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
in one room. | Bulunmasına şahit olmamıştım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I'd like to begin by saying | Hepiniz tamamen cahil olduğunu | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
that you're all completely ignorant. | söyleyerek başlamak istiyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
About the brain, that is. | Demek istediğim, beyin hakkında cahilsiniz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
We study an organ so complex, | Aşırı derecede karışık bir organ üzerinde çalışıyoruz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
it is beyond human comprehension. | İnsanın kavrayamayacağı nitelikte. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
How do you make sense of 100 billion neurons | 100 milyar sinir hücresinin arasındaki | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
with 100 trillion connections between them? | 100 trilyon bağlantıyı nasıl anlaşılır kılabiliriz ki? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The galaxy is simple in comparison. | Buna en iyi örnek galaksidir. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I tackle the problem | Aklını oynatmış bir adamın tavsiyesiyle | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
by taking the advice of a crazy man. | bir problemi ele aldım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Vincent Van Gogh once said that to understand blue, | Vincent Van Gogh'un bir sözü vardır: "Maviyi anlayabilmek için | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
first you have to understand yellow and orange. | önce sarıyı ve turuncuyu anlamalısın." | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
In other words to really see anything, | Başka bir deyişle, bir şeyi kavramak için | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
you have to understand its opposite. | tam tersini de kavramak gerekir. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I study extraordinary brains | Örneğin ben sıradışı beyinleri incelerim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
so I can learn about normal ones. | Böylelikle normal olanlar hakkında da bir şeyler öğrenebiliyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And every day, I struggle with this very word... | Her gün şu kelimeyle mücadele ediyorum: | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"Normal." | "Normal." | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
When Van Gogh painted "Starry Night," | Van Gogh "Yıldızlı Gece"yi çizdiğinde | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
he was a patient in a mental hospital. | akıl hastanesinde bir hastaydı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Temporal lobe epilepsy | Åakak lobu epilepsisi sayesinde | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
allowed Saint Paul to hear the voice of God. | Saint Paul tanrının sesini duyabilmişti. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Hemingway, Sylvia Plath, | Hemingway, Sylvia Plath, | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Herman Melville... | Herman Melville... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
These are just a few of the great minds | Bunlar muhteşem zekaya sahip insanların sadece birkaçı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
that suffered from a fine madness. | Hepsi de bir delilikten muzdaripti. 1 | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Now, should they have been medicated into mediocrity? | Diyeceğim o ki, sizce bu insanlar normal olmak için ilaçlar almalı mıydı? 1 | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
My work is about respecting each and every individual brain. | Yaptığım çalışmalar her bir şahsi beyin yapısını saygıyla incelemek üzerine. 1 | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And while I learn from my patients, | Hastalarımdan bir şeyler öğrenirken, 1 | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I make no attempt to distinguish them 1 | Hiçbirinden gerçekdışı bir normallik 1 | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
from any imaginary state of normalcy. | Katiyyen beklemem. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
How was it received? | Nasıl karşılandı? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Brilliant! It's so beautiful. | Mükemmel! Çok güzel. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You were hallucinating. | Halüsinasyondaydın. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
On the ride home, I became hyper sexual. | Eve dönüş yolunda, hiperseksüele dönüştüm. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The next day, it was over. | Bir sonraki gün, her şey bitmişti. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I flew home. | Eve döndüm. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And you told Will... | Will'e ise... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Nothing. | Hiçbir şey söylemedim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Obviously. | Tabii ki. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Let's talk about some of the exceptional people | Hadi, biraz da konuşmanda geçen | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
you named in your speech. | şu istisnai insanlardan söz edelim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |