English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7676
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You're cycling into depression. | Depresyona doğru ilerliyorsun. | Black Box-1 | 2014 |  |
| Oh, I'll be okay. | Ben iyiyim. | Black Box-1 | 2014 | |
| See, I still have the one thing that really matters. | Hala benim için önemli olan bir şeye sahibim. | Black Box-1 | 2014 | |
| My daughter. | Kızıma. | Black Box-1 | 2014 | |
| No one can take that away. | Onu kimse benden alamaz. | Black Box-1 | 2014 | |
| I, uh... | Ben buraya... | Black Box-1 | 2014 | |
| I came to apologize to you. | Senden özür dilemeye geldim. | Black Box-1 | 2014 | |
| And to Esme. | Esme'den de... | Black Box-1 | 2014 | |
| Esme's fine. | Esme'nin durumu iyi. | Black Box-1 | 2014 | |
| Can I see her? | Onu görebilir miyim? | Black Box-1 | 2014 | |
| No. You and Esme are gonna take a break. | Hayır. Biraz ara vermeniz gerekecek. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'll do anything, Reagan. Don't take her away from me. | Her şeyi yaparım, Reagan. Yalnız onu benden ayırma. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's all about you all the time. | Hep seninle ilgiliydi. | Black Box-1 | 2014 | |
| God, you're exhausting. | Tanrım, beni tüketiyorsun. | Black Box-1 | 2014 | |
| And the worst of it is, she still loves you more than me. | En kötüsü de seni benden çok seviyor olması. | Black Box-1 | 2014 | |
| She's transferring the affection she always had for me to you. | Bana olan düşkünlüğü gittikçe sana doğru kayıyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm the boring housewife who waits on her hand and foot, | Ben onun hareketlerine karışan sıkıcı bir evkadınıyım. | Black Box-1 | 2014 | |
| and you're the exotic, successful, crazy aunt | Sen ise sıradışı, başarılı ve asi olan teyzesin. | Black Box-1 | 2014 | |
| who does whatever she pleases no matter who she hurts | Başkalarının canını yakacağını bildiğin halde istediğini yapıyorsun. | Black Box-1 | 2014 | |
| and always gets away with it. | Umrunda bile olmuyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Not this time. | Bu sefer öyle değil. | Black Box-1 | 2014 | |
| Reagan, I have to see her. | Reagan, onu görmem gerek. | Black Box-1 | 2014 | |
| She's all I've got. | Sahip olduğum tek şey o. | Black Box-1 | 2014 | |
| Not until she realizes who her real family is. | Gerçek ailesinin kimler olduğunu anlayana kadar değil. | Black Box-1 | 2014 | |
| I am her real family. | Onun gerçek ailesi benim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Say that one more time, and you'll never see Esme again. | Bir kere daha bunu söylersen bundan sonra Esme'nin yüzünü göremezsin. | Black Box-1 | 2014 | |
| You gave birth to her, but I'm her mother, | Onu sen doğurmuş olabilirsin; ama gerçek annesi benim. | Black Box-1 | 2014 | |
| and this is my decision. | Kararı ben veririm. | Black Box-1 | 2014 | |
| Oh, Freddie, it's your birthday. | Bugün senin doğumgünün Freddie. | Black Box-1 | 2014 | |
| Excuse me. I'll have to take this. | Üzgünüm buna bakmalıyım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I only get calls on this line if it's an emergency. | Acil aramalarım bu hattan geliyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Give me a reason to go on living. | Yaşamam için bir sebep söyle. | Black Box-1 | 2014 | |
| One reason. | Tek bir sebep. | Black Box-1 | 2014 | |
| Your work. | İşin. | Black Box-1 | 2014 | |
| If you're gone, the void cannot be filled. | Sen ölürsen, boşluğun doldurulamaz. | Black Box-1 | 2014 | |
| Dr. Catherine Black is needed... and loved. | Doktor Catherine Black'e ihtiyacımız var. Onu seviyoruz. | Black Box-1 | 2014 | |
| Not for who I really am. | Ama gerçek kişiliğim yüzünden değil. | Black Box-1 | 2014 | |
| The best part of you is who you really are. | En iyi tarafın senin gerçek kişiliğin. | Black Box-1 | 2014 | |
| The rest is a disease. | Geri kalanı hastalık. | Black Box-1 | 2014 | |
| I alienated Will forever, | Will'i kendimden sonsuza dek uzaklaştırdım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I came within an inch of exposing myself at work, | İş yerinde kendimi biraz teşhir ettim. | Black Box-1 | 2014 | |
| and I can't see my daughter. | ve artık kızımı göremiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Don't catastrophize. | Hemen pes etme. | Black Box-1 | 2014 | |
| No one found out anything. | Daha kimse olanları bilmiyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Esme will come back to you. | Esme yakında gelecektir. | Black Box-1 | 2014 | |
| Reagan can't keep her from you forever. | Reagan seni sonsuza dek ondan uzak tutamaz. | Black Box-1 | 2014 | |
| Your work is waiting, Catherine. | İşin seni bekliyor, Catherine. | Black Box-1 | 2014 | |
| Your work is waiting. | İşin seni bekliyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Hi, Dr. Black. | Merhaba, Dr. Black. | Black Box-1 | 2014 | |
| Great... my old self again. | Muhteşem... Kendime geldim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I check out today. | Bugün taburcu oluyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I... can't believe I did that. | Bunu yaptığıma inanamıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's almost as if I was somebody else. | Sanki bambaşka biriydim. | Black Box-1 | 2014 | |
| This whole experience has been pretty major. | Bütün bu olanlar çok etkileyiciydi. | Black Box-1 | 2014 | |
| I don't... want to be a physicist anymore. | Artık fizikçi olmak istemiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| You don't? | Emin misin? | Black Box-1 | 2014 | |
| Neuroscience is so amazing. | Nöroloji muhteşem bir bilim. | Black Box-1 | 2014 | |
| The brain is the ultimate mystery. | Beyin sonsuz bir gizemden ibaret. | Black Box-1 | 2014 | |
| That's why doctors call it the black box. | Bu yüzden doktorlar ona kara kutu diyorlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| You understood me when no one else did. | Kimse beni anlamazken siz anladınız. | Black Box-1 | 2014 | |
| You saved my life, Dr. Black. | Hayatımı kurtardınız, Dr. Black. | Black Box-1 | 2014 | |
| So, Yojo can come with me? | Peki, Yojo benimle gelebilir mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| He's never gonna leave you. | Seni asla terk etmeyecek. | Black Box-1 | 2014 | |
| And this place is nice? | Gideceğimiz yer güzel mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| Very nice. They're gonna take good care of both of you. | Çok hoş. İkinize çok iyi bakacaklar. | Black Box-1 | 2014 | |
| This is Amelia. Hello. | Bu Amelia. Selam. | Black Box-1 | 2014 | |
| She's gonna take you to your new home. | Seni yeni evine götürecek. | Black Box-1 | 2014 | |
| Do you want to introduce her to Yojo? | Yojo'yla tanıştırmak ister misin? | Black Box-1 | 2014 | |
| He's kind of shy. | Biraz utangaç. | Black Box-1 | 2014 | |
| No, wait. Wait. What are they doing? | Hayır, bekle. Dur. Ne yapıyorsunuz? | Black Box-1 | 2014 | |
| Cleaning this place up. | Buraları toparlıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| They'll have it back to normal in a few hours. | Birkaç saat sonra normale dönecek. | Black Box-1 | 2014 | |
| Take a long lunch instead. Sorry. | Bunun yerine uzun bir yemeğe çıkın. Üzgünüm. | Black Box-1 | 2014 | |
| I should have called. | Seni çoktan aramalıydım. | Black Box-1 | 2014 | |
| Oh, it's okay. I understand. | Önemli değil. Anlıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| You are a kind, intelligent, normal guy. | Sen nazik, zeki, normal bir erkeksin. | Black Box-1 | 2014 | |
| Why should you have to put up with this? | Neden bunlardan vazgeçesin ki? | Black Box-1 | 2014 | |
| Maybe I'm not as normal as you think. | Belki de düşündüğün kadar normal biri değilimdir. | Black Box-1 | 2014 | |
| What you did to me that night... | Gece bana yaptıkların... | Black Box-1 | 2014 | |
| I liked it. | Hoşuma gitti. | Black Box-1 | 2014 | |
| And I want to do it again. | Bunu tekrar yapmak isterim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Previously on "Black Box"... | Black Box'ta daha önce... | Black Box-1 | 2014 | |
| If anyone has a medical condition that can harm patients, | Eğer herhangi birinizin hastalara zarar verecek bir rahatsızlığı varsa, öne çıksın. | Black Box-1 | 2014 | |
| You know, I can't stop thinking about last time. | Son seferi düşünmeden duramıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| It will never happen again. | Bir daha asla tekrarlanmayacak. | Black Box-1 | 2014 | |
| You can't call her when you're manic or depressed. | Mani krizindeyken yada moralin bozuk olduğunda onu arayamazsın. | Black Box-1 | 2014 | |
| You have somewhere else to turn for love and support. | Sevgi ve destek bulabileceğin başka bir şeye sahipsin. 1 | Black Box-1 | 2014 | |
| I slept with someone in San Francisco. | San Francisco'da biriyle yattım. | Black Box-1 | 2014 | |
| You don't. | Hak etmiyorsun. | Black Box-1 | 2014 | |
| You cheated on me in San Francisco. | San Francisco'da beni aldattın. | Black Box-1 | 2014 | |
| But I'm glad you told me the truth. | Ama bana gerçeği söyleme sevindim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm staying on these. | Bunlara devam edeceğim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I want to know how they work. | Ne işe yaradıklarını öğrenmek istiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Oxcar... | Oxcar... | Black Box-1 | 2014 | |
| Oxcarbazepine. | Oxcarbazepine. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's used for epilepsy. You'll see. | Epilepsi için kullanılıyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Sometimes, um, prescribed for mood disorders. | Bazen duygudurum bozuklukları için de verilebiliyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| You know what lithium is? | Lityum'un ne olduğunu biliyor musun? | Black Box-1 | 2014 | |
| This one... | Bu... | Black Box-1 | 2014 | |
| Helps with the mania. | Mani durumu için yardım ediyor. | Black Box-1 | 2014 | |
