Search
English Turkish Sentence Translations Page 7763
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Because what I find most troubling about all of this | Çünkü tüm bunların içinde en çok bizimle aynı fikri taşımamana bozuluyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He came through the interior. | Karadan girdi hisara. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There was no warning. | En ufak uyarı dahi olmaksızın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Before I or Hornigold or anyone knew what was going on, | Hiç kimse ne olup bittiği dahi anlayamadan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
he and his men were firmly positioned up there | ...adamlarıyla beraber oraya yerleşmiş... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and threatening to sink every ship in the bay | ...harekete geçersek körfezdeki her gemiyi batırmakla tehdit eder hale gelmişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So you did nothing? What would you have had me do? | Sen de hiçbir şey yapmadın. Ne yapmamı bekliyordun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Something! Anything! | Herhangi bir şey! Ne olursa! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Surprise him at night. Use the tunnels. | Gece baskını. Ya da tünellerden girerdiniz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He'd have sunk every ship in the bay. | Her gemiyi batırsaydı keşke. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He'd have sunk a few ships in the bay | Birkaç geminin batması hisarın geri alınması için göze alınırdı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You weren't here. And he isn't the problem you think he is. | Burada değildin. Ayrıca sandığın kadar büyük bir sorun çıkartmıyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He has no interest in disrupting the flow of trade. | Ticaretin akışını baltalamak gibi bir kaygısı yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You look me in the eye and tell me that you're certain | Gözümün içine bak ve bana Urca altınıyla döndüğümde o toplarla... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I had to make a quick judgment. | Ani bir karar vermem gerekiyordu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And in the moment it was clear that the sacrifice it would have taken | O anda onu oradan çıkartmanın bedeli gözüme fazla göründü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A Spanish warship fell upon us | Urca'yı bulmadan evvel İspanyol... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
At that point, Mr. Gates' faith in our mission... | O anda Bay Gates'in görevimize olan inancı,... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
his faith in me was lost. | ...bana olan inancı yitip gitti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I had to use my judgment | O anda ya girişimimizin,... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I stopped him. | Ona engel oldum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What was necessary. | Gereğini yaptım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Because I knew that the future of this place is everything. | Çünkü biliyorum ki buranın geleceğinden daha önemli olan hiçbir şey yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And that there is no sacrifice | Ve buranın geleceğini garanti altına almak için her türlü fedakarlık yapılmalı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I thought you and I were in agreement about that. | Bu konuda fikir birliği ettiğimizi sanıyordum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm sorry you were put to that choice. | Bunu yapmak zorunda kalmana çok üzüldüm. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I know what he meant to you. | Senin için ne kadar önemli biri olduğunu biliyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So we are in agreement, then? | O zaman aynı fikirdeyiz öyle mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He must be removed from that fort. | O hisardan indirilmeli. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You've been through hell. | Çok kötü günler geçirmişsin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's nothing about any of this that can't wait till tomorrow. | Bu meseleler yarına kadar bekleyebilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Get some rest and we can discuss this further in the morning. | Dinlen biraz, sabaha tekrar konuşuruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I saw her today. | Bugün onu gördüm. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Mrs. Barlow. | Bayan Barlow'u. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
She seemed concerned for your welfare. | Senin için tasalanıyordu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I know you and her | Yola çıkmadan önce aranızın bozulduğunu biliyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And perhaps if you went to see her today... | Onunla görüşmeye gidersen belki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Lady Hamilton. | Leydi Hamilton. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I asked the carriage driver for your address. | At arabasının sürücüsünden adresini istedim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Lieutenant, it's rather cold out here. | Teğmen, burası biraz soğukmuş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I beg your pardon. Please, come in. | Kusura bakmayın. Buyurun içeri lütfen. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's... tidy. | Şey... Derli topluymuş eviniz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Lady Hamilton, it's very generous of you to come visit me, | Leydi Hamilton, beni ziyarete gelmenizden onur duydum ancak... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
but perhaps I could now escort you back to your carriage. | ...size arabanıza kadar eşlik etsem daha iyi olur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Are you familiar with Jonathan and Margaret Grey, Lieutenant? | Jonathan ve Margaret Grey'i duydunuz mu teğmen? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The Duke and Duchess of Surrey? | Surrey Dükü ve Düşesi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
As you may or may not be aware, | Farkında mısınız bilmem ama kendileri Avrupa'daki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I thought perhaps today you'd join me in viewing them as my guest. | Konuğum olursanız eserleri görmeye beraber gidebiliriz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You mean yours and your husband's? | Sizin ve kocanızın konuğu olarak mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thomas is otherwise engaged. | Thomas meşgul. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It would just be you and I. | Sadece ikimiz olacağız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't think that's a very good idea. | Bence bu iyi bir fikir değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why wouldn't it be a good idea? Would you not enjoy my company? | Neden olmasın? Bana eşlik etmek hoşuna gitmez mi yoksa? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That would seem to be beside the point. | Konumuzun bu söylediğinizle ilgisi yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The point is... How it would look. | Mesele... Nasıl göründüğü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yes, ma'am. Exactly. | Evet hanımefendi. Aynen öyle. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Are you happy, Lieutenant? | Mutlu musunuz teğmen? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Happy? In what regard? | Mutlu mu? Ne açıdan? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
In my experience, there is an inverse relationship | Yaşadıklarımdan çıkarttığım kadarıyla el alem ne der... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This isn't an abstraction, ma'am. | Yok yere kaygılanmıyorum hanımefendi. Kimin sancağı bu? Kimin sancağı bu? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Were your husband to hear... I love my husband. | Kocanız duyacak olsaydı... Kocamı çok seviyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I know what's said about me behind my back. | Arkamdan ne dedikodular edildiğinin farkındayım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Whispers of infidelities. My husband's heard them. | Zina dedikoduları uçuşuyor. Kocamın hepsinden haberi var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And I suspect, given the look on your face, | Yüzünüzün halinden anladığım kadarıyla... "Jack'i vermezsek Nassau yanacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you've heard them, too. | ...siz de duymuşsunuz bunları. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thomas and I are not bothered by them. | Thomas'la ben bunlara kulak asmıyoruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The only question that remains is... | Geriye şunu sormak kalıyor... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
are you? | ...siz asıyor musunuz? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It doesn't concern you? | Seni tasalandırmıyor mu? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Pardon? | Anlamadım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When you set sail, my friend had his ear | Denize açıldığınız zaman arkadaşıma kulak verirdi, sen de tutsaktın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Then he calls my friend a mutineer and puts him in the sea. | Sonra arkadaşıma hain dedi ve onu denize dibine yolladı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Now he's giving you his ear. | Şimdi ise sana kulak veriyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
How can you stand so close to him knowing what he's capable of | Er geç başına gelecekleri bildiğin halde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Five million pieces of eight. | 5 milyon real. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why? How do you do it? | Niçin? Sen nasıl dayanıyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't know where her loyalties lie. | Kimden tarafa olduğunu anlayamadım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Told you as much. | Ben söylemiştim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Either we act now to remove him or no one will. | Ya şimdi harekete geçeriz ya da kimse bir daha harekete bile geçemez. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We don't have time for this. | Buna ayıracak zamanımız yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Every day wasted dealing with this is a day closer to losing that gold. | Bununla uğraşarak harcadığımız her gün altından bir o kadar uzaklaşıyoruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Then I suggest we act quickly. | O zaman elimizi çabuk tutalım derim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
...and as many prizes as I can capture. | Ve elime geçirebildiğim kadar ganimet... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And as for captain, well, you're looking at him. | Kaptanınız da ben olacağım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Who were they? | Kimdi bunlar? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Men wise enough to know that on this island | Bu adadaki 3 şeyin doğruluğunu bilecek kadar kafası çalışan adamlar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Number two is Jack Rackham is a crew killer. | 2 numaralı gerçek. Jack Rackham kendi tayfasının katilidir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It'll turn. | Yola gelecekler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I admire your optimism. | İyimserliğine hayranım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why didn't you wait for me? You were preoccupied. | Neden beni beklemedin? İşin vardı diye. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you're angry about the whore and me, just fucking say so. | Orospuyla yatmam seni rahatsız ediyorsa söyle. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You have an itch that needs scratching. Go with God. | İhtiyacını gidermen lazım. Bence sorun yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
My trouble isn't that she knows how to play the thing | Sıkıntım bacaklarının arasıyla oynayışı değil, aklınla oynayışı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Do you honestly not see it? | Gerçekten bunun farkında değil misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That your judgment with her is clouded at best. | Ona olan bakışın en iyi ihtimalle bulanık, belirsiz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That she knows it and intends to use it | O da bunu bal gibi biliyor ve aramıza kara kedi sokarak... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
to drive a wedge between us, because it is painfully obvious to me. | ...bunu kullanmaya çalışıyor ki ben bunu gün gibi bariz görüyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And there's nothing I can do to counter it | Kapının yanlış tarafındayken de elimden hiçbir şey gelmiyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Of course I can see it. | Tabii ki farkındayım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Then why don't you stop it? | Neden bir şey yapmıyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |