Search
English Turkish Sentence Translations Page 7812
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
And then what? | Sonra ne olacak peki? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We go up? | Yukarı mı çıkacağız? Altını ellerine mi vereceğiz? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They're waiting for us. | Bizi bekliyorlar. Evet, bekliyorlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
East. | Doğuda. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
So we don't go east. | Doğuya gitmeyeceğiz bu yüzden. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We go south. Come on. | Güneye gideceğiz. Yapma ama. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Samsun, | Samsun'a. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
it's in northern Turkey, miles from anywhere. | Türkiye'nin kuzeyinde. Her şeyden kilometrelerce uzakta. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
It's 100 miles. | 160 km uzaklıkta. Issız koyları var orada. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I know it. We should go up. | Biliyorum. Yukarı gitmeliyiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Morozov. Morozov. | Morozov. Morozov. Bizi Samsun'a götürebilir misin? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Have you got the charts? | Çizelgeler yanında mı? Evet, yanımda çizelgeler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
But I know this place, Robinson. | Ama buraları biliyorum Robinson. Kötü sular, sığlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We go round the shallows. We get Baba listening. | Sığ yerlerin etrafından döneriz. Baba'nın kulağına güveniriz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
The batteries. We can't recharge the batteries. | Bataryalar... Bataryaları tekrar şarj edemeyiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We can't surface 'cause the fucking navy's probably up there. | Yüzeye de çıkamayız, çünkü soktuğumunun donanması da yukarıda olacaktır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
How long? How long to take us round? 12 or 14 hours. | Ne kadar? Gitmemiz ne kadar sürer? 12 14 saat arası bir şey. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
12 or 14 hours. Tell them. They'll track us. | 12 14 arası demek. Onlara da söyle. İzimizi sürerler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They're waiting. They're not just gonna let us go. | Yukarıda bekliyorlar. Öylece gitmemize izin vermezler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
The Turks have a naval base in Trabzon, 20 miles up the coast. | Türklerin, Trabzon'da bir deniz üssü var. Kıyıdan 30 km açıklarda. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They're not gonna sail into the Turkish navy, are they? | Türk sularına açılacak değiller ya. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Oh, fuck this. | Sokarım bu işe. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Fuck this shit. | Sokarım böyle işe. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Now, I'm gonna fucking kill him and I'm gonna do it now. | Öldüreceğim ben o ibneyi ve hemen şimdi gidip öldüreceğim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
All right, you can do that. | Tamam, yapabilirsin. Öldürebilirsin, gidip yapabilirsin bunu. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And we can go up. | Sonra da yukarı çıkarız. Yaşayabiliriz. İçimize temiz havayı çekebiliriz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
But if we do, if we do, | Ama yukarı çıkarsak... Yukarı çıkarsak... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
you'll live the rest of your life | ...hayatınızı şimdiye kadar nasıl yaşadıysanız öyle yaşarsanız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
crawling on your bellies for fuckers like him. | Onun gibi ibneler için yerde sürünürsünüz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
People who get filth like us to do their work. | Bizim gibi pislik olan insanlar, onların işlerini yapmak için vardır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
People who get us to make them fucking rich. | Bizim gibi insanlar, onları zengin yapmak için vardır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'm not going home poor. | Evime fakir dönmeyeceğim ben. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Not after this. | Bundan sonra olmaz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Well, she's in a terrible state. | Denizaltı berbat bir durumda. Yarım günlük yol. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Half a day. | Yarım günlük yol. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And, lads, that gold, all of it's ours now. | Ayrıca o altının hepsi bizim artık. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
All of it's ours. | Hepsi bizim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Bring it in. | İçeri alın hadi. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
4.3 tons. | 4.3 ton. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What does that say? | Ne kadar ediyor? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
182 million, | 182 milyon... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
448,000 dollars. | ...448,000 dolar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Come on, open up. | Aç kapıyı. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Time to go to work, banker. | İşe gitme vaktin geldi bankacı. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Fraser, here's your glamorous assistant. | Fraser, büyüleyici yardımcın geldi işte. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Now, when he tells you, pour this into here. | Sana işaret verdiğinde bu şeyi bunun içine dök. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Fraser, listen to me. You got a family, right? | Fraser, beni dinle. Senin bir ailen vardı değil mi? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What am I, your fucking friend? | Neyim lan ben, arkadaşın mı? Anladın mı dedim sana? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I got two little girls, okay? | Benim de iki küçük kızım var. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We're nearly ready. | Hazır olmamıza az kaldı. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
All right here? | Burası tamam mı? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. Skip. | Evet. Kaptan. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I keep hearing Peters' wheezing in my ears. | Peters'in nefes alıp veriş sesi hâlâ kulaklarımda. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Shut up about Peters. | Kapat artık Peters konusunu. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We shouldn't have brought that gold on board. | Altını gemiye almamalıydık. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I think it's affecting your judgment, skipper. | Bence kararlarını etkiliyor Kaptan. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Stop looking at me. | Bana bakmayı kes. Haklı olmadığını biliyorsun. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I said don't look at me. | Bana bakmayı kes dedim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Now, keep your eye on this bubble and on this depth gauge. | Gözlerin bu kabarcıkta ve derinlik ölçerde olsun. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
It's right hand down to dive... | Dalmak için sağa, yükselmek için sola tamam mı? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Keep your eye on me and do exactly as I do. | Bir gözün de bende olsun. Ne yaparsam aynısını yap. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Levchenko says engine ready. | Levchenko, motor hazır diyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
It's either going to work or not. | Ya çalışacak ya da çalışmayacakmış. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Electric engines on. | Elektrik motorunu çalıştırın. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You're never gonna spend that gold. You know that, right? | O altını asla harcayamayacaksınız. Biliyorsunuz değil mi? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
That shaft's not gonna last. | Mil, sonsuza kadar dayanmayacak. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Fraser, if we carry on, we're all going to die. | Fraser, yola koyulursak hepimiz öleceğiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Oh, fucking shut up. Shut up. | Bir sus lan. Bir sus! | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Revs for five knots. | Hız 5 deniz mili. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Midships to rudder. | Orta gemiden, Dümen'e: | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Ten up. | 10'a yüksel. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Ten up. | 10'a yükseliyoruz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Sweet Jesus, we're up. | Aman Tanrım, kalktık! | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
90 meters. | 90 metre. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
85. | 85. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
80. Is the engine holding? | 80. Motor dayanıyor mu? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
75. Engine's holding. | 75. Motor dayanıyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Batteries? | Bataryalar ne durumda? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Batteries good. | Bataryalar iyi. 70. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
65. Check all vents and closures. | 65. Bütün hava deliklerini ve kapakları kontrol et. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I want to know if the rudder's holding. | Dümen'in dayandığından emin olmak istiyorum. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Rudder's holding, boss. | Dümen dayanıyor patron. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
60. Hold her there. | 60. O seviyede tut. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
At 60 meters. | 60 metredeyiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Holding. | Dayanıyoruz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We've got a long way to go. | Gidecek uzun bir yolumuz var. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Let's get moving. | İlerleyelim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Rocks off starboard bow. 60 meters closing. Collision course. | Sancak tarafında kayalar var. 60 metrede açıkta. Çarpışma rotasında. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
All back. Emergency full. Full. | Tam geriye dönün. Acil durum. Acil durum. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Full astern port, now! | Tam geri sol yapın! Hemen! | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Where the fuck did those rocks come from? | Nereden çıktı bu amına koyduğumunun kayaları? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Shit. Turn that valve off. | Lanet olsun! Şu vanayı kapat! | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Forty meters. Are we stopping? | 40 metre. Duruyor muyuz? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Twenty meters. Reynolds, are we stopping? | 20 metre. Reynolds, duruyor muyuz? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Ten meters. | 10 metre. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Eight. | 8. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Five meters. | 5 metre. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We've stopped. | Durduk. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Where the hell did that come from? | Nereden çıktı lan bu? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I don't know. We drifted off course. | Bilmiyorum. Rotadan sapmışız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |