Search
English Turkish Sentence Translations Page 7869
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I really just want to go home and go to bed, you know? | Cidden tek istediğim eve gidip yatmak. Eve gidip yatmak istiyorum, tamam mı? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Hey, asshole, I'm serious. 1 | Bak göt herif, ciddiyim ben. Şerefsiz, ben ciddiyim. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What do you want? | Ne istiyorsun? Seninle aynı şeyi Lillian. Ne istiyorsun? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Same as you, Lillian. | Sen ne istiyorsan onu, Lillian. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You know exactly what I'm talking about. | Neyden bahsettiğini bilmiyorum. Neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun. Neden bahsettiğini bilmiyorum. Çok iyi biliyorsun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You got your shirt on, that barely covers your breast. | Memelerini zar zor kapatan bir tişört giyiyorsun. Gömlek giyiyorsun, memelerini kapatmıyor bile. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You got your best jeans on, to make your ass look so good. | Götünü çok iyi gösteren, güzel kot pantolonunu giyiyorsun. Pantolon giymişsin, götünü çok güzel gösteriyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
That's right, you got my attention. | Evet, dikkatimi çektin. Asıl soru ise: Bu konuda ne yapacaksın? Evet, dikkatimi çektin. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Now the question is, what are you gonna do about it? | Şimdi soru şu ki, bu konuda ne yapacaksın? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Please, please, just let me get in my car. | Lütfen, bırak da arabama bineyim. Lütfen, lütfen arabama binmeme izin ver. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Under one condition. | Bir şartla. Neymiş o? Tek şartla. Neymiş o? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Give me a kiss. | Bir öpücük vereceksin. Şaka mı bu? Bir öpücük ver bana. Şaka mı bu? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
If I give you a kiss, will you leave me alone? | Seni öpersem beni rahat bırakacak mısın? Sana bir öpücük verirsem beni rahat bırakacak mısın? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Give me a kiss. | Öp beni. Bir öpücük ver bana. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Easy, easy, easy, easy, easy. | Sakin ol, sakin ol. Sakin ol. Yavaş, yavaş, yavaş. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Shh shh shh, easy. | Yavaş. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Get back inside. | İçeri gir. İyi misin Lillian? İçeri geç. Lillian, sen iyi misin? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Moron! | Aptal! İçeri gir! Aptal! İçeri geç! | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Now! | Derhal! Tamam. Hemen! Tamam. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
My fault. | Benim hatam. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He seemed like a regular guy. | Sıradan bir adam gibi göründü. Ne yapacağımı bilmiyordum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I didn't know what to do. | Ne yapacağımı bilemedim. Arkadaşça davranmaya çalışıyordum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I was just trying to be friendly. | Kırmamaya çalışıyordum sadece. Senin suçun değil. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Oh, it isn't your fault. | Senin suçun değil. Ne yaptığının ya da ne yapmadığının bir önemi yok. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Doesn't matter what you did, what you didn't do. | Ne yapıp ne yapmadığın fark etmez. Blackway şerefsizin teki. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Blackway's just a piece of shit. | Blackway beş para etmez bir adam. Siktir et onu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Fuck him. | Amına koyayım onun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He'd have found you either way, that's life. | Her halükarda seni bulurdu, hayatın kuralı bu. Başka türlü de bulurdu seni, hayat bu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
If it wasn't Blackway, it'd be something else, wouldn't it? | Blackway olmasa başka bir şey olurdu, değil mi? Blackway olmasa başka bir şey olurdu, değil mi? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Cancer, car wreck, drugs, dope. | Kanser, araba kazası, ilaç, uyuşturucu, intihar ya da yüksek doz. Kanser, araba kazası, uyuşturucu. İntihar. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You name it, it's all... It's always going to be something. | Adını sen koy. Her zaman bir şeyler bulur insanı. Adını sen koy... Hep bir şey olur. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
It's all in the game. | Hepsi oyunun bir parçası. Hepsi oyunda var. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. | Evet. Evet. Hiçbirimiz bu hayattan kötü... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
some bad stuff comes looking for us. | ...şeyler bize uğramadan ayrılmıyoruz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Keep our heads down, hope it passes us by. | Başımızı eğip olayların dinmesini umarız. Başımızı eğip, bizi geçmesini umuyoruz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Or we can, | Ya da şu anda yaptığımızı yapabiliriz. Ya da, bilirsin, şu anda ne yapıyorsak onu yapabiliyoruz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What's that? | Neymiş o? Orospu çocuğuyla tanışacağız, değil mi? Neymiş o? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
We're gonna meet the son of a bitch, aren't we? | Orospu çocuğuyla buluşacağız, değil mi? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Head to head, face to face. | Kafa kafaya, yüz yüze. Siktir et onu. Yüz yüze, göz göze. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Fuck him. | Amına koyayım onun. Şerefsiz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Piece of shit. | Bok herif. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Trash. | Beş para etmez. Pislik. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
So, this is it? | Yani bu kadar mı? Evet. Burası mı? Evet. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Got my first work here. | İlk işimi burada yaptım. Ormanın içinde. İlk işim buradaydı. Ormanda. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. | Evet. Evet. Buraya "Boyd'un işi" deniyordu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
This place was called "Boyd's job." | Buraya "Boyd'un İşi" derler. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
50 men working, living here. | 50 adam burada yaşıyor ve çalışıyordu. 50 adam burada çalışıyor, yaşıyordu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Pretty tough. | Çok zorlu iş. Çok zordu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And, uh, no logging had been done here for, | Burada nereden baksan... Ve burada belki 20 yıldır, belki daha fazla... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
oh, maybe, 20 years, maybe longer. | ...20 yıldır odun kesim işi yapılmadı. ...ağaç kesme yapılmadı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Jimmy Malla's truck. | Jimmy Malla'nın kamyoneti. Jimmy Malla. Jimmy Malla'nın kamyoneti. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Jimmy Malla. | Jimmy Malla. Öldü gitti. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He's dead and gone. | Adam öldü gitti. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And that. | Ve bu... Ve bu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Holy Moses. | Mübarek Musa. Yüce Musa. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Nothing's changed. | Hiçbir şey değişmemiş. Hiçbir şey değişmemiş. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Must be Blackway's. | Blackway'in olmalı. Blackway'in olmalı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Now, this is his bunk house. | Burası onun kulübesi. Önceden burada değildi. Şimdi, burası onun işçi barakası olmalı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Wasn't here in my day. | Benim zamanımda burada değildi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He doesn't go in for much housekeeping, does he? | Pek temizlik yapmıyor, değil mi? Ev idaresine başvurmuyor, değil mi? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Make yourself useful. | Biraz işe yara da odun kesip ateş yak. Bir işe yara. Biraz kalas kes ve ateş yak. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Make it a big one. | Büyük olsun. Büyük olsun. Çakmağın var mı? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Got a lighter? | Çakmağın var mı? Evet. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. | Evet. Büyük olsun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Make it a big fire. | Tamam. Büyük bir ateş olsun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You two okay? | Siz ikiniz iyi misiniz? Evet. Siz ikiniz iyi misiniz? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I'm gonna have a look around. | Ben biraz ortalığı kolaçan edeceğim. Ben etrafa bakacağım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What, now? | Şimdi mi? Ne? Ne, şimdi mi? Ne? Şimdi mi? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Now? | Şimdi mi? Evet, zamanımız bol. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, we got time. | Evet, zamanımız var. Bir süre gelmez buraya. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He won't be here for a while. | Bir süreliğine buraya gelmez. Geldiğinde de haberimiz olur zaten. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
When he does come, we'll hear it. | Gelirse duyarız. Nereden biliyorsun? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
of this place on wheels, coming up the logging road. | Buraya girip çıkmanın tek yolu araçla makta yolundan gelmek. Buraya sadece arabayla gelinir, ağaç kesme yolundan. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And he drives one of those big, | Ve şu aptal, büyük dizel kamyonetlerden kullanıyor. Ve o büyük, aptal, dizel kamyonetlerinden birini sürüyorsa... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
So, we'll hear him two miles away. | Yani sesini 3 kilometre öteden duyarız. ...iki mil öteden duyarız onu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What the hell is that? | Bu da ne? Kaz tüfeği. Bu ne böyle? Kaz silahı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Belonged to my uncle Walter. | Walter amcama aitti. Walter Amcama aitti. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Next biggest aid to us is heavy artillery. | Bir diğer faydası da büyük kalibre olması. Bize en büyük yardım, ağır top. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Fuckin' thing's an antique. | Sikik alet bildiğin antika. Evet. Antika lan bu. Evet. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Still works, though. | Ama hala çalışıyor. Umarım öyledir. Hala çalışıyor ama. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I hope so. | Umarım yani. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Ok, well. | Pekala. Lester. Pekâlâ. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Lester. | Lester. Efendim? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah? | Evet? Bu işte bir sorun var. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
There's something wrong. | Bir sorun var, buradan gitmeliyiz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
We, we need to get out of here. | Buradan gitmeliyiz. Artık çok geç çocuğum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Too late now, kid. | Artık çok geç, evlat. Çizgiyi geçtin. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You've crossed the line. | Sınırı aştın artık. Geri dönüşü yok. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
No going back. | Geri dönüş yok. Uyarılmıştın. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You were warned. | Seni uyarmıştım, değil mi? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Weren't you? | Değil mi? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Ok. | Pekala. Tamam. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Have you ever, uh, fired one of those? | Hiç bunlardan biriyle ateş ettin mi? Hiç sıktın mı onlardan? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Come here. | Gel. Gel buraya. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Show me. | Göster bakalım. Göster bana. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Why are you stand d ding sideways? | Neden yan duruyorsun? Sörf yapmıyorsun sonuçta. Neden yan duruyorsun? Sörf yapmıyorsun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Like this. | Böyle. Evet. Böyle. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Make sure it's not loaded. | Dolu olmadığından emin olalım. Beni öldürmeye mi çalışıyorsun? Dolu olmadığından emin ol. Beni öldürmeye mi çalışıyorsun? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, same thing. | Evet, aynı şekilde. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Use both hands. | İki elini de kullan. Sıkı tut. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |