Search
English Turkish Sentence Translations Page 7870
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Hold it tight. | Sıkı tut. Tutuyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I am. | Tutuyorum. Tepmesi var. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Got a recoil. | Şurada arpacık var. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Line your target up with your sight. | Arpacığı ve hedefini aynı hizaya getir. Hedefini gör. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Up. | Yukarı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Squeeze the t t trigger. | Tetiği sık. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Boom. | Bum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
That's good. | Gayet iyi. Güzel. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And now we put the bullets in it. | Şimdi mermileri koyalım. Şimdi mermileri içine koyuyoruz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Can I ask you something? | Sana bir şey sorabilir miyim? Bir şey sorabilir miyim? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Why d d didn't ya... You leave? | Neden gitmedin? Ne, ne, ne, neden gitmedin? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
When Blackway was bothering you, | Blackway seni rahatsız ettiğinde... Blackway seni rahatsız ediyorken neden kaçmadın? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
why didn't, uh, you run? | ...neden kaçmadın? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
'Cause that's all I've ever done, | Çünkü şimdiye kadar tek yaptığım kaçmak. Al bakalım. Çünkü hep kaçtım... Al. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
and I'm tired of it. | Kaçmaktan bıktım artık. ...ve yoruldum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You know, I'm starting to realize | Galiba Lester'ın haklı olduğunu düşünmeye başladım. Belki de Lester'ın haklı olabileceğini fark etmeye başladım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Some people are just bad. | Bazı insanlar kötü. Bazı insanlar sadece kötü. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What's, uh, Seattle like? | Seattle nasıl bir yer? Güzeldir. Seattle nasıl bir yer? Güzel. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
When it's not raining. | Yağmur yağmıyorken yani. Bir ara gidip görmelisin. Yağmur yağmıyorken. Bir ara gitmelisin. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Les always says I should travel. | Les her zaman seyahet etmemi söyler. Neden etmiyorsun? Les hep seyahat etmem gerektiğini söylüyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Well, why don't you? | Neden etmiyorsun? Lester ne derse hep onu yapıyorsun sanıyordum ben. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I thought you always do what Lester says. | Lester'ın her dediğini yapıyorsun sanmıştım. Her zaman değil. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Not always. | Hep değil. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
How'd you two meet? | Nasıl tanıştınız? Nasıl tanıştınız? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Work. | İşte. İşte. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Les says that his d d daughter used to be babysit me. | Les, kızının eskiden bana bakıcılık yaptığını söylüyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I can't remember. | Hatırlamıyorum ama. Ben hatırlayamıyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Hello, sweetheart. | Selam tatlım. Sakın kıpırdama amına koyayım. Merhaba, tatlım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Don't fucking move, Skippy. | Sakın kıpırdama, kurnaz. Sakın kıpırdama. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Where'd you get this? | Bunu nereden buldun? Bunu nereden buldun? Nereden buldun bunu? Nereden buldun bunu? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Where'd you get this? | Nereden buldun? Nereden buldun bunu? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Why ya looking so surprised? | Neden bu kadar şaşkın gözüküyorsun? Neden bu kadar şaşkın görünüyorsun? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You actually think you could get the jump on me? | Cidden bana kafa tutabileceğini mi sandın? Gerçekten benden önce davranabileceğini mi düşündün? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You and your boyfriend, running all over town, | Sen ve erkek arkadaşın bütün kasabayı dolaşıp hakkımda sorular soruyormuşsunuz. Sen ve sevgilin, kasabada koşturup benim hakkımda soruları soruyorsunuz? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Ya burned down my place of business, | İşyerimi yakıp sikik muhasebecimi dövmüşsünüz. İş yerimi yerle bir edip, lanet muhasebecimi dövüyorsunuz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You think I wouldn't find out about this? | Bu olanları öğrenmeyeceğimi mi sandın? Bunu öğrenmeyeceğimi mi sandınız? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I've been waitin' here for you. | Burada seni bekliyordum. Burada sizi bekliyordum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Don't fuck with me! | Kim? Beni kandırmaya çalışma! Benimle uğraşmayın! Nerede o? Bilmiyorum! | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Where is he? | Nerede? Bilmiyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Where is that old fuck? | Bilmiyorum. O yaşlı ibne nerede? O yaşlı sikik nerede? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Damn it! | Kahretsin. Lanet olsun! | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I got you now, you bastard. | Hakladım seni piç. İzle bunu tatlım. Şimdi yakaladım seni, piç. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Watch this, sweetheart. | İzle bunu, tatlım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I got the old man, he was on the bus. | İhtiyarı hakladım, otobüsteydi. Ona dikkat et. İhtiyarı vurdum, otobüsteydi. Gözünü bundan ayırma. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I'll get her. | Ben kızı hallederim. Ben kızı yakalayacağım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Hey, Lillian! | Lillian! Hey, Lillian! | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Lillian! | Lillian! Lillian! | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Here, sweetheart. | Burada mısın tatlım? Gel, tatlım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Blackway. | Blackway. Blackway. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
That... That antique still works? | Bu antika hala çalışıyor mu? Evet. O antika hala çalışıyor mu? Evet. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Murdoch? | Murdoch? Tomruk makinesinin yanında. Murdoch? Kızağın yanında. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Is he breathing? | Yaşıyor mu? Hayır. Nefes alıyor mu? Hayır. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Come on. | Hadi gel. Kalk hadi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Now, we'll, uh... | Şimdi... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Drag them both off into the woods. | ...ormana sürükleyeyim onları. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What if somebody finds them? | Ya biri onları bulursa? Burada bulmazlar. Ya birisi onları bulursa? Burada bulamazlar. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Coyotes, buzzards, foxes, crows. | Çakallar, şahinler, tilkiler ve kargalar var. Çakallar, şahinler, tilkiler, kargalar. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
They'll find 'em first, and, uh... | Önce onlar bulur ve onları paramparça ederler. İlk onlar bulurlar ve parçalara ayırırlar. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
They'll be nothing left of them in a week. | Bir hafta içinde onlardan eser kalmaz. Bir haftaya hiçbir şey kalmaz burada. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He used us as bait. | Bizi yem olarak kullandı. Bizi yem olarak kullandı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He used us to draw Blackway out into the open. | Bizi Blackway'i açığa çıkarmak için kullandı. Evet. Blackway'i açığa çekmek için bizi kullandı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And it worked. | İşe yaradı da. Kesinlikle. Ve işe yaradı. Aynen öyle. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
It would have worked better if Joe Palooka there, hadn't | Şu Joey Palooka kılıklı herif Blackway ile... Şuradaki Joe Palooka, Blackway ile kavgaya tutuşup en iyi atış... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
picked a fight with Blackway and spoiled my best shot. | ...kavgaya tutuşup en iyi şansımı bok etmese daha güzel olacaktı. ...imkânımı mahvetmese daha çok işe yarardı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
That was your plan? | Planın bu muydu? Evet. Planın bu muydu? Evet. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. | Evet. Buydu. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Blackway liked to think he was | Blackway, çevredeki en kötü adam olduğunu düşünmeyi seviyor. Blackway, buralardaki en kötü adamın o olduğunu düşünmeyi severdi... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Didn't think anyone would go as far as he did. | Kimsenin onun kadar ileri gidemeyeceğini sanıyor. Kimsenin onun kadar ileri gideceğini düşünmedi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
That made him sloppy, and predictable. | Bu da onu dikkatsiz ve tahmin edilebilir olmaya itiyor. Bu da onu dikkatsiz ve tahmin edilebilir hale getirdi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
If the worst guy around makes that mistake, | En kötü adam böyle bir hata yaparsa... En kötü adam o hatayı yaparsa... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
the second worst guy has a chance. | ...ikinci en kötü adama bir şans doğar. ...ikinci en kötü adamın bir şansı olur. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
"Second worst guy"? | İkinci en kötü adam mı? Sen mi? İkinci en kötü adam mı? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
That's you? | Sen misin o? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What d d do you say? Enough light? | Ne dedin, yeteri kadar ışık mı? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Ahh, lets go, lets get the hell out of this place. | Hadi gidelim buradan. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Hey, let's go. | Hadi gidelim. Hadi gidelim. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You did it. | Başardın. Evet. Başardın. Evet. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What if... One of Blackway's men... | Ya Blackway'in adamlarında biri... Ya... Blackway'in adamlarından biri... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
"Blackway." | Blackway. Blackway. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Who's "Blackway"? | Blackway de kim? Blackway kim? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Lester... | Lester... Lester... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
See ya around. | Görüşürüz. Sonra görüşürüz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You gonna get your girlfriend Roena to take care of that? | Sevgilin Rowena'ya yaralarına baktıracak mısın? Sevgilin Roena bakacak mı yarana? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
D d damn it, I told you, she's not my girlfriend. | Kahretsin, sana söyledim ya. O benim sevgilim değil. Lanet olsun, sevgilim değil dedim sana. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Lester just thinks she is because her | Lester sevgilim olduğunu sanıyor çünkü arabası bozulduğunda onu eve bırakmıştım. Kızın arabası bozulmuştu, ben de evine bıraktım diye Lester öyle sanıyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Then what is she? | O zaman neyin oluyor? Rowena mı? Ne o zaman? Roena mı? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I d d don't know. | Bilmiyorum. Bilmiyorum. Kuzenim olabilir. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
She might be my cousin. | Kuzenim olabilir. Ne? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What?!? | Ne? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Her stepd d dad's my mother's cousin, | Üveybabası, benim annemin kuzeni... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
so what's that make me? | Bu durumda benim neyim oluyor? Sürprizlerle dolusun. ...yani ben neyim? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Full of surprises. | Sürprizlerle dolusun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Ms. Son Se Dong? | Bayan Son Se Dong? | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |
Oh, no... | Ayy, olamaz. | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |
I'm going out for a minute. | Bir dakikalığına dışarı çıkıyorum. | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |
I'll be right outside that window. | Şu pencerenin hemen dışında olacağım. | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |
Good boy. | Güzel. | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |
Here... 1 | Bakar mısınız? 1 | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |
I'm over here. | Buraya... | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |
Come this way. | Bu tarafa bakın. | Blade Man-1 | 2014 | ![]() |