Search

English Turkish Sentence Translations Page 7970

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
You have to learn.	Öğrenmen lazım.	Blinkende lygter-1	2000
Good, Peter. Now clean up.	Güzel, Peter. Temizliğe başla.	Blinkende lygter-1	2000
While we're waiting for the sauce.	Biz de sosun bitmesini bekleyelim.	Blinkende lygter-1	2000
Where did you learn to cook, anyway?	Hem sen yemek yapmayı nereden öğrendin ki?	Blinkende lygter-1	2000
I was married to a woman who couldn't cook.	Yemek yapamayan bir kadınla evliydim.	Blinkende lygter-1	2000
I cooked for my wife and kids for 17 years.	17 yıl boyunca karıma ve çocuklarıma yemek yaptım.	Blinkende lygter-1	2000
I think I know how to cook! Take it easy.	Yemek yapmayı bildiğimi sanıyorum! Sakin ol be.	Blinkende lygter-1	2000
We can stop now. No, it's good to be cooking again.	Artık durabiliriz. Hayır, yeniden yemek yapmak güzel.	Blinkende lygter-1	2000
When you're alone, you don't bother.	Yalnız kalınca rahatsız etmiyor.	Blinkende lygter-1	2000
How did she die? A drunk driver.	Nasıl öldü? Sarhoş bir sürücü yüzünden.	Blinkende lygter-1	2000
A station wagon. Completely irresponsible.	Çok sorumsuzca bir hareketti.	Blinkende lygter-1	2000
They went to pick up my mother at the train station, and... bang!	Annemi tren istasyonundan almaya gitmişlerdi ve... bang!	Blinkende lygter-1	2000
Henrik, my eldest son, died on New Year's day.	Henrik, en büyük oğlum, yılbaşı günü öldü.	Blinkende lygter-1	2000
Did you get the driver? He died, too. They all died.	Sarhoş adamı buldun mu? O da öldü. Hepsi öldü.	Blinkende lygter-1	2000
But you still can't teach me how to make a sauce!	Ama yine de bana sos yapmayı öğretmezsin!	Blinkende lygter-1	2000
Right, Arne? I'm taking my break now!	Tamam mı, Arne? Ara veriyorum!	Blinkende lygter-1	2000
You're useless, Arne!	Hiçbir işe yaramıyorsun, Arne!	Blinkende lygter-1	2000
Is Stefan here?	Stefan burada mı?	Blinkende lygter-1	2000
Hanne... Hi.	Hanne... Merhaba.	Blinkende lygter-1	2000
Are you here? It's a great place.	Geldin mi? Harika bir yer.	Blinkende lygter-1	2000
How did you find us? What do you mean?	Bizi nasıl buldun? Nasıl yani?	Blinkende lygter-1	2000
Didn't you tell them I was coming? I didn't know.	Geleceğimi onlara söylemedin mi? Bilmiyordum.	Blinkende lygter-1	2000
I told you. Stefan, did you call her?	Sana söylemiştim. Stefan, onu aradın mı?	Blinkende lygter-1	2000
For chrissakes...	Tanrı aşkına...	Blinkende lygter-1	2000
I told you not to come. Take it easy!	Sana gelmemeni söylemiştim. Sakin olsana!	Blinkende lygter-1	2000
Bet she brought the Eskimo along. Your stupid friends can stay away.	Eminim Eskimo'yu da peşine takmıştır. Aptal arkadaşlarına söyle, uzak dursunlar.	Blinkende lygter-1	2000
Especially now with the baby coming.	Özellikle de ben bebek bekliyorken.	Blinkende lygter-1	2000
Holy shit... What about the soup?	Hasiktir... Peki, çorba ne olacak?	Blinkende lygter-1	2000
Come on, Arne... The baby coming?	Hadi gel, Arne... Bebek mi?	Blinkende lygter-1	2000
I couldn't tell you on the phone. You're going to be a dad.	Sana telefonda söyleyemedim. Baba olacaksın.	Blinkende lygter-1	2000
We're going to be a little family!	Küçük bir aile olacağız!	Blinkende lygter-1	2000
Aren't you happy? Sure...	Mutlu olmadın mı? Tabi...	Blinkende lygter-1	2000
You fucking bet.	Tabi ki oldum.	Blinkende lygter-1	2000
Those two are going to smash up the whole place.	O ikisi evi yıkacak.	Blinkende lygter-1	2000
I just painted that ceiling! Ssh. Watch the film.	Tavanı yeni boyadım! Filmi seyret.	Blinkende lygter-1	2000
Oh, so she bought one too?	O da mı bir tane aldı?	Blinkende lygter-1	2000
Yeah, he gets one, too. For being kind.	Evet, o da bir tane aldı. Çocuk olduğu için.	Blinkende lygter-1	2000
He turns into a faggot later on. Don't tell us!	Daha sonradan ibne olacak o. Sonunu söyleme be!	Blinkende lygter-1	2000
Can you fuck like that when you're pregnant?	Hamileyken böyle sikişilebiliyor mu?	Blinkende lygter-1	2000
Won't the kid get it right on the head?	Çocuğun beyninde bir sorun olmaz mı?	Blinkende lygter-1	2000
Torkild, what does a horse like that cost?	Torkild, öyle bir at ne kadardır?	Blinkende lygter-1	2000
That's enough, you two!	Bu kadar yeter!	Blinkende lygter-1	2000
Good morning. We're going for a walk on the beach.	Günaydın. Biz kumsalda yürüyüşe çıkıyoruz.	Blinkende lygter-1	2000
Good idea. We'll come too.	İyi fikir. Biz de geliriz.	Blinkende lygter-1	2000
You don't have to come. We were going that way anyway.	Gelmenize gerek yok. Zaten biz de o tarafa gideceğiz.	Blinkende lygter-1	2000
We'll walk on ahead a bit. You can catch us up if you want.	Biz biraz önden yürüyelim. Sonra isterseniz gelirsiniz.	Blinkende lygter-1	2000
I'll kill that little bitch.	O küçük orospuyu öldüreceğim.	Blinkende lygter-1	2000
Hey, language! Shut the fuck up.	Hey, küfür yok! Kes sesini be.	Blinkende lygter-1	2000
Look: We've got customers.	Bakın, müşteri geldi.	Blinkende lygter-1	2000
We're not ready. Yes we are.	Hazır değiliz. Evet, hazırız.	Blinkende lygter-1	2000
They're our first customers! Put on a clean shirt.	Onlar bizim ilk müşterilerimiz! Temiz bir gömlek giyin.	Blinkende lygter-1	2000
But who's going to cook? Arne, of course. Get going!	İyi de kim yemek yapacak? Arne, tabi ki. Hadi yürüyün!	Blinkende lygter-1	2000
A table for two?	İki kişilik masa mı?	Blinkende lygter-1	2000
Open the register!	Kasayı aç!	Blinkende lygter-1	2000
Give us the money or... I'll hurt you.	Ya parayı verirsin... ya da canını yakarım.	Blinkende lygter-1	2000
Arne, if we keep calm, it'll be all right.	Arne, sakin olursak hiçbir sorun kalmaz.	Blinkende lygter-1	2000
Relax, it's a robbery.	Sakin ol, sadece bir soygun.	Blinkende lygter-1	2000
What's going on here?	Ne oluyor be?	Blinkende lygter-1	2000
Give me that. Give it here!	Ver şunu. Ver şunu bana!	Blinkende lygter-1	2000
Pick them up. What?	Kaldırın onları. Ne?	Blinkende lygter-1	2000
They're not loaded. Don't say that!	Mermi yok. Hadi ya!	Blinkende lygter-1	2000
Here, take this... And get the hell out of here.	Hadi, alın şunu... Ve defolun gidin buradan.	Blinkende lygter-1	2000
Jesus, Arne!	Tanrı aşkına, Arne!	Blinkende lygter-1	2000
Stop it! Let go of that fucking glass!	Kes şunu! Bırak şu bardağı!	Blinkende lygter-1	2000
Take him and get out, for chrissakes!	Al onu da çıkın buradan!	Blinkende lygter-1	2000
You stop this right now, Torkild! Arne, take it easy.	Hemen kes şunu, Torkild! Arne, sakin ol.	Blinkende lygter-1	2000
Shut the fuck up! What the hell's going on?	Kes sesini! Ne oluyor be?	Blinkende lygter-1	2000
They just ran off with all our change. Enough of this fucking shit!	Paramızı alıp gittiler. Bu bok canıma yetti!	Blinkende lygter-1	2000
That "fuck" will cost you 50.	O küfür sana 50 kâğıda patlayacak.	Blinkende lygter-1	2000
100.	100.	Blinkende lygter-1	2000
I like "Torvald", too. So what's wrong with "Torkild"?	"Torvald" da güzel bence. "Torkild"in nesi var ki?	Blinkende lygter-1	2000
It's nearly the same. No, it's not!	Neredeyse aynı. Hayır, değil!	Blinkende lygter-1	2000
My granddad's name was Torvald, not Torkild.	Dedemin adı Torvald, Torkild değil.	Blinkende lygter-1	2000
No child of mine is gonna be called...	Çocuğumun adını öyle bir şey...	Blinkende lygter-1	2000
Someone's going to break a leg in this.	Birisi burada bacağını kıracak.	Blinkende lygter-1	2000
What is it? Arne's gone.	Ne oldu? Arne gitmiş.	Blinkende lygter-1	2000
What happened? Some mess, huh?	Ne oldu? Biraz dağınık, değil mi?	Blinkende lygter-1	2000
Whose blood is that? Just some customers'.	O kimin kanı? Bir müşterinin.	Blinkende lygter-1	2000
Is Arne all right? Yeah.	Arne iyi mi? Evet.	Blinkende lygter-1	2000
How was the beach? Customers? Are you all crazy?	Kumsal nasıldı? Müşterinin mi? Delirdiniz mi siz?	Blinkende lygter-1	2000
They're psychos, Stefan. Here, give a hand.	Onlar psikopat, Stefan. Al şunu, bir el at.	Blinkende lygter-1	2000
Take it easy, nothing happened.	Sakin ol, bir şey olmadı.	Blinkende lygter-1	2000
Are you deaf or what?	Sağır mısın nesin?	Blinkende lygter-1	2000
I said, what are you looking at?	Ne bakıyorsun, dedim?	Blinkende lygter-1	2000
You like staring? You're so fucking ugly.	Bakmak hoşuna mı gidiyor? O kadar çirkinsin ki.	Blinkende lygter-1	2000
Big, fat cow.	İri, şişman inek.	Blinkende lygter-1	2000
Shitty cow.	Siktiğimin ineği.	Blinkende lygter-1	2000
What the hell are you doing?	Ne halt ediyorsun sen be?	Blinkende lygter-1	2000
Are you shooting my cows? Sorry, I didn't know it was yours.	İneklerime ateş mi ediyorsun? Pardon, senin olduğunu bilmiyordum.	Blinkende lygter-1	2000
You'll pay for that cow!	O ineğin parasını ödeyeceksin!	Blinkende lygter-1	2000
What did you shoot it with? It's a Desert Eagle.	Onu neyle vurdun? Bu bir Çöl Kaplanı.	Blinkende lygter-1	2000
Israeli Army.	İsrail ordusu.	Blinkende lygter-1	2000
She's... a heavy mother, ain't she?	Bayağı... ağır bir şey, değil mi?	Blinkende lygter-1	2000
Biggest handgun ever made.	Yapılmış en büyük silah.	Blinkende lygter-1	2000
It's yours. For the cow.	Artık senin. İnek için.	Blinkende lygter-1	2000
That's a nice shotgun, too. It's a Georg Christensen.	Güzel tabancadır. Bu da bir Georg Christensen.	Blinkende lygter-1	2000
It was my dad's. Want to take a look?	Babamındı. Bakmak ister misin?	Blinkende lygter-1	2000
Can I?	Bakabilir miyim?	Blinkende lygter-1	2000
Take a look at this.	Şunlara bir bak.	Blinkende lygter-1	2000
Arne, Jesus!	Arne, Tanrı aşkına!	Blinkende lygter-1	2000