Search
English Turkish Sentence Translations Page 8301
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Get out of here. | Hemen burayı terk et. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Get out of here, Deborah! | Buradan git, Deborah! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Hello, this is Vincent. Can't answer now, leave a message after the beep. | Ben Vincent. Şu an cevap veremiyorum, sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakın. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Here you are. Enjoy your meal. Thank you. | Yemeğiniz. Afiyet olsun. Teşekkürler. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Man, you're beautiful! | Bu ne güzellik! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Can I stay with you tonight? | Bu gece seninle kalabilir miyim? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Do you want to stay here? | Burada kalmak mı istiyorsun? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Fine, no problem. | Peki, sorun değil. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Another surprise. | Bir sürpriz daha. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Good evening, Antwerp police. May we come in for a minute? | İyi akşamlar, Antwerp polisi. İçeri biraz girebilir miyiz? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Have you got your identity card? | Kimliğinizi görebilir miyim? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Good evening, miss. May I see your identity card, please? | İyi akşamlar, hanımefendi. Kimliğinizi görebilir miyim? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Are you OK, miss? | İyi misiniz, hanımefendi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
JULY | TEMMUZ | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You can have something to eat too, if you want. | İstersen, sen de yiyecek bir şeyler alabilirsin. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
How did she escape? Through her window. | Nasıl kaçmış? Odasındaki pencereden kaçmış. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
What? Through her window? Yes, through her window. | Ne? O pencereden mi? Evet, aynen. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I'd like to... But it's ten centimetres. | Ben de isterdim... Ama o, bir karışlık pencere. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
That window can only open ten centimetres. And she's pregnant. | O pencere sadece bir karış açılıyor. Üstelik kız hamileydi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You're sitting in my place. Sorry. | Yerime oturmuşsun. Özür dilerim. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Only one person at a time is allowed to be here, and I'm already here. | Burada aynı anda tek bir kişiye izin var, ve o kişi de ben oluyorum. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Shame, I'm already here too. | Yazık ki, ben de o kişiyim. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I wouldn't be so sure of myself, if I were you. | Yerinde olsam, kendimden bu kadar emin olmazdım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
What are you in here for? None of your business. | Seni niçin tıktılar buraya? Seni ilgilendirmez. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
But I didn't do anything! | Ama ben bir şey yapmadım ki! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Deborah, there's a visitor for you. | Deborah, ziyaretçin var. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Vincent? Vincent. | Vincent mı? Vincent? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You can spend the rest of the day in your room, Yasmien. | Günün geri kalanını odanda geçiriyorsun, Yasmien. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You know two can't smoke here at the same time. | Burada aynı anda iki kişinin sigara içemeyeceğini biliyorsun. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
And it's not your first warning. | Ve bu ilk ikazın da değil. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Hello, darling. | Merhaba canım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
How's Junior? Fine. | Junior nasıl? İyi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
What's it like in here? | Günlerin nasıl geçiyor? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Deborah. What do you think? | Deborah. Nasıl geçmesini bekliyorsun? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I think you'll do OK here. | Bence burada daha iyi olacaksın. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Away from everything for a while. The judge said so too. | Hâkimin de dediği gibi, biraz uzaklaşman en iyisi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I do understand you didn't want it to be like this. | Seni anlıyorum, böyle olmasını istememiştin. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I didn't tell Grandpa. I told him you were on an exchange visit, via school. | Dedenin haberi yok. Bir öğrenci değişim programında olduğunu söyledim. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Sir. | Bakar mısınız? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I want to go to my room. You've got another 45 minutes. | Odama gitmek istiyorum. 45 dakikan daha var. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I want to go to my room. OK, I'll take you. | Odama gitmek istiyorum. Peki, gidelim. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Long blonde hair. | Uzun sarı saçlar... | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Tall. | Boy pos... | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Bright eyes and... | Parlayan gözler ve... | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I'm waiting for him to come and see me. | Ziyaretime gelmesini bekliyorum. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I was with him every day. | Her günümüz birlikte geçerdi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
And with the smack... | Ve bir vuruş... | Bo-1 | 2010 | ![]() |
One hit. I'd give anything for a hit. | Sadece bir vuruş için her şeyimi verirdim. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You're so young. Hey! I'm older than you think. | Daha çok gençsin. Düşündüğünden daha büyüğüm. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
How old are you? 13. | Kaç yaşındasın? 13. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
But in my head I'm 50. Or 100. | Ama kendimi 50 yaşında hissediyorum, hatta 100. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I'm certainly older than my parents. I know what that's like. | Ebeveynlerimden büyük olduğum kesin. Ne demek istediğini anlıyorum. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Leave it on one station, Yasmien. | Yeter, bir kanalda kalsın Yasmien. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Jesus, Yasmien! Just put it on 2BE! Hey, what are you doing? | Tanrım, Yasmien! 2BE'de kalsın bari. Ne yaptığını sanıyorsun? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
They're at it again. I've got to go. | Yine iş başındalar. Kapatmam lazım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Vincent? I miss you. | Vincent? Seni çok özledim. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I haven't got much time, I'm not supposed to make calls. | Fazla vaktim yok, arama yapmam yasak. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Three months, two left to go. | İki ayım kaldı. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I've got to go. | Kapatmam lazım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Wow, that's great! | Gözlerime inanamıyorum, harika olmuş. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
How's Grandpa? He doesn't want whores in the house. | Dedem nasıl? Evinde orospulara yer yokmuş. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Junior, go and play over there, with the video games. | Junior, git şurada atari falan oyna. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
No. Now. | Olmaz. Hemen! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You told him. | Ona söylemişsin. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
They phoned to say visiting day had changed and I wasn't home. | Ben evde yokken ziyaret gününün değiştiğini söylemek için aramışlar. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
He's ashamed. | Yerin dibine geçmiş. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I'm ashamed of what I did too. | Ben de ondan farksızım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I'm pleased to hear you say that. | Bunu söylediğini duymak güzel. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I made lots of mistakes too, with your dad and things. | Benim de pek çok hatam oldu, babanla ilgili vesaire. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You'll be home in two months. | İki ay sonra evde olacaksın. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
How did the police find me? | Polis beni nasıl bulmuş? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I know the code. | Kodu gördüm. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Fuck, we can't get out this way. | Hassiktir, buradan çıkamayız. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Deborah! | Deborah! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Come here. | Kaçmayın. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Where are you going? Up on the roof, to get away that way. | Nereye gidiyorsun? Çatıya, tek yol orası. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
We're in the stairwell. I'm going up. | Merdivenlerdeyiz. Yukarı çıkıyoruz. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
No, I don't want to go back. | Hayır, geri dönmek istemiyorum! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I don't want to go back, I don't want to go back! No! | Geri dönmek istemiyorum! Geri dönemem, hayır! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
No! Calm down. Calm down, Steffie. | Olmaz! Sakin ol, Steffie. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
No, I don't want to go back! | İstemiyorum, geri dönmek istemiyorum! | Bo-1 | 2010 | ![]() |
What's that? Something to calm you down. | O ne? Seni rahatlatacak bir şey. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I am calm. | Ben gayet rahatım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Swap? This evening? Yes. This evening. | Bu gece mi değişelim? Peki... | Bo-1 | 2010 | ![]() |
How are you? My sentence has been extended. | Nasılsın? Cezamı uzattılar. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I've got an extra month. | Fazladan bir ay verdiler. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Sorry about up on the roof. I suddenly started to freak out, I don't know why. | Çatıda olanlar için üzgünüm. Neden bilmiyorum ama bir anda delirdim. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
When you get out of here, you can come and live with me. | Buradan çıktığında, gelip benimle yaşayabilirsin. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
I'll look after you. | Sana ben bakacağım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
This is Vincent's number. He's my boyfriend. | Bu, erkek arkadaşım Vincent'in numarası. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Come on, Steffie. | Gidelim, Steffie. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
How are things at home? Hmmm. | Evde işler nasıl? Eh. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
You think I spend all day in front of the TV, | Tüm gün hiç bir şey yapmadan televizyon izleyip... | Bo-1 | 2010 | ![]() |
sitting in my armchair doing nothing, eh? | ...o kanepede pineklediğimi düşünüyorsun, değil mi? | Bo-1 | 2010 | ![]() |
And that I don't know anything about anything. | Ve hiçbir şey hakkında hiçbir şey bilmediğimi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Your mother liked the men. A lot. | Annen erkekleri severdi. Hem de çok severdi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Maybe a bit too much. | Hatta gereğinden fazla severdi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Which is why your dad threw her out. | Bu yüzden baban onu evden attı. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Your mother liked your dad. But she liked the other guys too. | Annen babanı severdi. Ama diğer adamları da severdi. | Bo-1 | 2010 | ![]() |
Which is why I took her in. | Bu yüzden onu evime aldım. | Bo-1 | 2010 | ![]() |